Haberler

Antalya Kaza Kurbanı Liseli Nihan'ın Anne ve Babası Adalet Arıyor

Kaza kurbanı liseli Nihan'ın anne ve babası adalet arıyor

ANTALYA'nın Manavgat İlçesi'nde geçen haziran ayında kaldırımda yürürken otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitiren liseli 16 yaşındaki Nihan Eren'in anne ve babası, kazaya ilişkin herhangi bir adli süreç başlatılmamasını eleştirdi. Anne Name Eren, "Sanki burada bir insan ölmemiş de, sanki yoldan geçen bir köpeğe bir araba çarpmış gibi davranıldı" dedi. Baba Mehmet Eren de "Kazayı yapıp çocuğumuzu öldüren insanlar hiç cezaevinde yatmadı, hiç tutuklanmadı" diye tepki gösterdi.

Manavgat'ın Sarılar Mahallesi'nde 9 Haziran'da Tahsin Ö. yönetimindeki 07 JA 169 plakalı otomobil, bir araca, ardından kaldırımda yürüyen Fatma Turgut Şen Anadolu Lisesi 2'nci sınıf öğrencisi Nihan Eren'e çarptı. Ağır yaralanan Nihan Eren, Manavgat Devlet Hastanesi'nde 3 gün yoğun bakımda kaldı ancak kurtarılamadı. Ailesi Nihan Eren'in böbrekleri, korneası ve karaciğerini organ bekleyen 5 ayrı hastaya bağışladı. Nihan Eren'e çarpan otomobil sürücüsü Tahsin Ö., jandarmadaki işlemlerinin ardından adli kontrolle serbest bırakılırken, diğer araç sürücüsü ise ifadesi sonrası serbest kaldı.

"BURASI KABUSUMUZ OLDU"

Nihan Eren'in ölümünün ardından kazaya ilişkin herhangi bir adli süreç başlatılmamasına tepki gösteren ikisi de turizmde çalışan anne 36 yaşındaki Name ve baba 43 yaşındaki Mehmet Eren, büyük üzüntü yaşadıklarını anlattı. Nihan'ı defnettikten sonra yaşamlarında büyük bir boşluk olduğunu söyleyen Name Eren, kazadan sonra evde sessizlik olduğunu aktardı. Nihan'ın kardeşi 3 yaşındaki Hira'yı çok sevdiğini hatta adını da kendisinin koyduğunu belirten Name Eren, Manavgat'ta büyük umutlarla geldiklerini söyleyerek şöyle dedi:

"Burası bizim kabusumuz oldu. Çok büyük umutlarla geldik, aldık evimizi 1.5 yıl olmuştu. Kaza yerine çok yakın olması evimizin özellikle bize çok büyük bir kabus oldu. Odası bomboş kaldı. Hep böyle bir hayalimiz vardı. Odama şunu yapacağım, odama bunu yapacağım. Ne kadar hayaller varsa hepsi Nihan'ın ölümüyle suya düştü."

"ÇOK NEŞELİ VE HAYAT DOLUYDU"

Nihan'ın neşe dolu bir çocuk olduğunu ve girdiği her ortamda insanları güldürmeyi başardığını kaydeden Name Eren, "Neşe doluydu Nihan. Gittiği yeri gülmesiyle kahkahasıyla neşeye boğan bir çocuktu. Her çocuk gibi huysuzlukları da vardı ama neşe doluydu. Çok büyük bir neşesi vardı. Hayata çok sıkı sarılıp hayattan zevk alan, en ufak şeyden bile mutluluk çıkaran bir çocuktu" dedi.

Nihan'la daha önceleri organ bağışının önemini sık sık konuştuklarını aktaran Name Eren, bu nedenle Nihan'ın organlarını bağışlamaya karar verdiklerini, kendileri açıdan tek tesellinin Nihan'ın ölümüyle bile 5 kişiye can verdiğini bilmek olduğunu vurguladı.

"BİR KÖPEĞE ARABA ÇARPMIŞ GİBİ DAVRANILDI"

Nihan'ın ölümünden sonra adli sürecin başlamadığını, bu durumun kendileri için büyük üzüntü kaynağı olduğuna işaret eden Name Eren, "Bizim adli sürecimiz hiç başlamadı. Sanki burada bir insan ölmemiş de sanki yoldan geçen bir köpeğe bir araba çarpmış gibi davranıldı. Bizim zaten en büyük sıkıntımız da bu. Bir çocuk ölmüş, 3 gün hastanede yattı. 3 gün boyunca bir Allah'ın kulu gelip de 'bu çocuğa ne oldu' veya 'bu çocuk nasıl oldu, ne yaptınız', hiç kimse bir şey sormadı bize. Hani 'karşı taraftan davacı mısınız, şikayetçi misiniz' diye soran da olmadı. En son kızımın çantasını getirip verdiler bana. Ben onun dışında jandarma da görmedim, polis de görmedim, hiç bir şey görmedim" diye konuştu.

"BU TRAFİK KAZASI DEĞİL, TRAFİK CİNAYETİ"

Türkiye'de trafik kazalarında verilen cezaların çok az olduğunu, insanların canının gitmesine rağmen kimsenin bu durumla ilgilenmediğini, kızının başına gelenin ise trafik kazası değil, trafik cinayeti olduğunu savunan Name Eren, "Trafik kazası, trafikte olursa kaza olur, benim kızım yayalara ayrılmış bir yerden gidiyordu, kaldırımdan gidiyordu. Bunun trafik kazası olarak adlandırılması tuhafıma gidiyor. Bunun adına bence 'trafik cinayeti' denmesi gerekiyor" dedi.

"'BU ÇOCUK KİMİN?' DİYE SORAN OLMADI"

Lise ikinci sınıf öğrencisi olan Nihan'ın kaza günü karne almak için okula giderken kaldırımdan dolmuşa doğru yürüdüğünü anlatan baba Mehmet Eren ise çok hızlı gelen otomobillerin önce birbirlerine ardından Tahsin Ö.'nün kullandığı otomobilin kızına çarparak parka savurduğunu söyledi. Kazanın ardından 4 ay geçmesine rağmen suçluların hala dışarıda olmasının kendilerini kahrettiğini belirten Mehmet Eren, şöyle dedi:

"Kaza oldu, üzerinden 4 ay geçti. Suçlular hiç cezaevinde yatmadı. Kazaya sebep olan 2 kişi var. Birisi Tahsin Ö., birisi İbrahim U. Tahsin Ö. yüzde 70 jandarma tutanağında suçlu, İbrahim U. yüzde 30 suçlu. Jandarma tutanağında, 'çocuğun herhangi bir suçuna rastlanmıştır' diyor. Hiçbir kusuru yok. Buna rağmen kazayı yapıp bizim çocuğumuzu öldüren insanlar hiç cezaevinde yatmadı, hiç tutuklanmadı. 4 aydan beri de serbest bu adamlar, işinde gücünde çalışıyorlar. Bu süreç içinde devletle ilgili kimse gelip bize 'Bu çocuk sizin miydi?', 'Bir çocuk öldü burada, kime ait bu çocuk?' diye soran olmadı."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Fatma Turgut Manavgat Sarılar Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title