Haberler

Dha Yurt Bülteni-3

1)MİT BULUNDUKLARI NOKTAYI TESPİT ETTİ, JÖH OPERASYON YAPTI (1) ÇATIŞMADAN SICAK GÖRÜNTÜLER MİT ile Tunceli il Jandarma komutanlığının birlikte organize ettiği Operasyon ile Tunceli kırsalında silahlı faaliyet gösteren yasadışı sol örgüt MKP HKO örgütünün Askeri kanat sorumlusunun da...

1)MİT BULUNDUKLARI NOKTAYI TESPİT ETTİ,  JÖH OPERASYON YAPTI (1)

ÇATIŞMADAN SICAK GÖRÜNTÜLER

MİT ile Tunceli il Jandarma komutanlığının birlikte organize ettiği  Operasyon ile Tunceli kırsalında silahlı faaliyet gösteren yasadışı sol örgüt MKP HKO örgütünün Askeri kanat sorumlusunun da aralarında bulunduğu 4 üyesi  ölü olarak ele geçirildi.

Görüntü Dökümü

----------------

-Çatışmadan sıcak görüntüler

TUNCELİ/DHA

======================================================

2)KAYSERİ'DE YAKALANAN DEAŞ İNFAZCISI ADLİYEDE

SAKALINI BOYAMIŞ

DEAŞ terör örgütünün yayınladığı infaz görüntülerinde siyah sakalı ile öz kardeşi Irak polisi Abdulkadir Abdurrahman Ali'yi kafasına silahla ateş ederek öldüren ve görüntüleri sosyal medyada terör örgütünün propagandası haline getirilen Irak uyruklu örgüt imamı Abdulkhaleq Abdulqader Ali (47),  Kayseri'de 9 gün süren sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Abdulkhaleq Abdulqader Ali'nin bu kez beyaz sakallı olduğu görüldü. Kayseri Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri, 2016 yılında DEAŞ terör örgütü emirlerinden aldığı talimatla DEAŞ terör örgütüne muhalif olan öz kardeşi Abdulkadir Abdurrahman'ın kafasına silahla ateş ederek infaz eden ve bu infaz görüntüleri DEAŞ terör örgütünün propagandası amacıyla sosyal medyadan yayan Irak uyruklu Abdulkhaleq Abdulqader Ali'yi, 8 Kasım'da düzenlediği operasyon ile yakaladı. DEAŞ örgütünde sakalını siyaha boyatan ve infazı bu şekilde yapan Abdulqader Ali, TEM polisleri tarafından yapılan operasyonda kıskıvrak yakalandı. Parmak izi alınırken beyaz sakalı ile dikkat çeken DEAŞ infazcısı, 9 gün süren sorgusunun ardından örgüt üyesiyle bağlantılı olduğu belirlenen Yusuf Mustafa, Sabir Kurdi ve Mohammed Khurais'i diğer 8 örgüt üyesi ile birlikte sağlık kontrolü için önce Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki Adli Tabipliğe buradaki işlemin ardından da adliyeye sevk edildi.

DEAŞ İNFAZCISI KARDEŞİNİ REJİM POLİSİ DİYE İNFAZ ETMİŞ

DEAŞ terör örgütüne, Şiilere karşı mücadele için katıldığını anlatan Iraklı eski öğretmen Abdulkhaleq Abdulqader Ali, Kayseri TEM Şubesi'nde 9 gün süren sorgusunda ilginç ifadelere yer verdi. DEAŞ'ın bölgeye önce Sunni Müslümanlar için kurtarmak için geldiklerini daha sonra bölge halkına zulüm yaptığını itiraf eden Abdulkhaleq Abdulqader Ali, şunları söyledi:

"Irak'ın Musul kenti Muhallebiye ilçesinde öğretmenlik yaparken, ülkemize ve bölgemize kurtarıcı gibi gelen DEAŞ örgütü yöneticileriyle 2014 yılında Telafer'de tanıştım. Bizi Şiilere karşı koruyacaklarını söyleyerek, aralarına aldılar. Ancak, bölgeyi ve gücü ele geçirince, zulüme ve akıl almaz işkencelere giriştiler. Beni de bölgede önemli bir imam haline getirerek, görev verdiler.  Önceleri örgüte katılanlara ev temin ederek lojistik işlemleri yapıyordum. Bu arada benim kardeşim Abdulkadir Abdurrahman Ali Irak Devletinin polisiydi. Komşum olan Velid Ali de eski bir Irak polisiydi. DEAŞ Emiri, benim örgüte olan sadakatimi ölçmek için onları infaz etmem için karar vermiş. Bana tebliğ ettiler. Sırf kardeşimi örgütün isteği ve rejim yanlısı diye infaz ederek, örgütün gözünde önemli bir yere geldim. DEAŞ'a yönelik son operasyonlardan önce karım ve çocuklarımı bir yakınım Kayseri'ye getirmişti. O nedenle bir ay önce Türkiye'ye giriş yaparak önce Kırşehir'e oradan da Kayseri'ye ailemin yanına geldim. Çok pişmanım."

Öte yandan DEAŞ infazcısı Abdulkhaleq Abdulqader Ali ve kendisine Kırşehir ve Kayseri'de saklanmasına yardım ve yataklık ettikleri gerekçesiyle toplam 8 zanlı da Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Mahkeme sonucuna göre zanlıların cezaevi veya Göçmen Geri Gönderme Merkezi'ne gönderilecekleri ifade edildi.

Görüntü Dökümü

------------------

DEAŞ infazcısı ve 8 kişinin Emniyetten çıkarılışı

DEAŞ İnfazcısı ve 8 kişinin hastaneye getirilişi

Diğer detaylar

Haber: Oktay ENSARİ - Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ, DHA)

DV 1 DOSYA, 3 dakika 09 saniye / 100 MB

======================================================

3)İMKANSIZLIKTAN TEKVANDO YAPAMADI, KİCK BOKSTA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDU

ŞANLIURFA'nın Ceylanpınar İlçesi Düzova Köyü'nden eğitim için geldiği Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde (MAKÜ) kick boks sporuyla tanışan 21 yaşındaki Zeynep Gültekin, milli formayla dünya üçüncüsü oldu. Gültekin, "Lise son sınıfta tekvandoya merakım olmuştu ama imkansızlıklar nedeniyle yapamadım. MAKÜ'de kick boksa başladım" dedi.

Ceylanpınar'a bağlı Düzova Köyü'nden MAKÜ Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu'nu (BESYO) kazanan Zeynep Gültekin'in 2014 yılında geldiği kentte kick boks antrenörü Deniz Sögü Koç ile tanışması hayatını değiştirdi. Birinci sınıfta kick boks sporuna başlayan Gültekin, bu dalda 2015 yılında Türkiye üçüncülüğü, aynı sene Hırvatistan'da düzenlenen Dünya Karması Uluslararası Kick Boks Şampiyonası'nda dünya üçüncülüğü, 2016 yılında Antalya Uluslararası Kick Boks Şampiyonası'nda birincilik, 2017 Üniversitelerarası Kick Boks Şampiyonası'nda üçüncülük ve Niğde'de yapılan 2017 Türkiye Şampiyonası'nda üçüncülük elde etti.

"İMKANSIZLIKLAR NEDENİYLE YAPAMADIM"

9 çocuklu çiftçi bir ailenin 6'ncı çocuğu olan Zeynep Gültekin, "Daha önce bu sporu bilmiyordum. Lise son sınıfta tekvandoya merakım olmuştu ama imkansızlıklar nedeniyle yapamadım. MAKÜ'yü kazanınca bir arkadaşım aracılığıyla Deniz hocayla tanıştım ve kick boksa başladım" dedi.

"HEM AİLEMİ HEM HOCAMI GURURLANDIRDIM"

İlk senesinde katıldığı Türkiye Şampiyonası'nda birçok dünya şampiyonunun olduğu grupta finale yükseldiğini aktaran Zeynep Gültekin, "Deniz hocamın ve arkadaşlarımın desteğiyle çalışarak bir yerlere gelebileceğimi anladım, daha çok ilerleyebileceğimi düşündüm. 2015 yılında milli takıma çağrıldım ve Hırvatistan'da milli formayı giydim. Turnuvayı üçüncü tamamladım. Daha sonra Antalya'da düzenlenen uluslararası turnuvada şampiyon oldum. 4 yılda elde ettiğim başarılarla hem ailemi hem hocamı gururlandırdım" diye konuştu.

"BURDUR'A İLK DERECELERİ GETİRDİ"

Antrenör Deniz Sögü Koç da Zeynep Gültekin'in azimli ve çalışkan bir sporcu olduğunu anlatırken, şunları söyledi:

"Zeynep 4 yıl önce kick boksa başladı. İlk geldiğinde çok azimli olmasıyla kendini gösterdi. Çalışması ve azmiyle başarılı bir sporcu oldu ve dereceler elde etti. Burdur'a kick boks branşında ilk dereceleri Zeynep getirdi. Milli sporcu olduktan sonra millilik bursu ile eğitimini devam ettiriyor. MAKÜ BESYO'da son sınıf öğrencisi. Allah nasip ederse seneye öğretmen olarak göreve başlayacak. Azimli ve çalışkan bir kızımız."

Görüntü Dökümü

-----------------------

Zeynep Gültekin'in antrenmanından detay

RÖP 1: Zeynep Gültekin

RÖP 2: Deniz Sögü Koç

139 MB /// 04.26"

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR

=================================================

(ÖZEL)

4)İNCE BAĞIRSAKTAN YAPILAN MİDE HAYATA BAĞLADI

ISPARTA'da özel bir hastanede yapılan tüp mide ameliyatı sonrasında gelişen komplikasyon nedeniyle midesini kaybeden 40 yaşındaki Hanife Yurttaş, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde ince bağırsağından yapılan mideyle hayata bağlandı.

Yaklaşık 4 ay önce aşırı kilolarından kurtulmak için doktorunun tavsiyesiyle Isparta'da özel bir hastanede tüp mide ameliyatı olan Hanife Yurttaş, ameliyattan sonra gelişen komplikasyon nedeniyle ölümün eşiğine geldi. Isparta'da geçirdiği iki operasyon sonunda midesi onarılamaz hale gelen Yurttaş, bir ay önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde Doç. Dr. Ayhan Mesci tarafından ince bağırsaklarından mide yapılarak hayata bağlandı.

Hastanın ilk operasyonu 31 Temmuz 2017'de geçirdiğini, sonrasında erken dönem kaçak tespit edildiğini aktaran Doç. Dr. Ayhan Mesci, "Obezite cerrahisi artık ülkemizde yaygın olarak yapılıyor. Ne kadar çok yapılırsa o kadar komplikasyonla karşılaşma olasılığı var. Bu hastamız da komplikasyonla yüzleşmiş bir hasta. Ama doğru zamanda tanısı konulmuş, o nedenle de doğru alternatiflerle tedavi edilmiş bir hastamız. İnce bağırsaklarından yeni bir mide oluşturularak tedavisi gerçekleştirildi. Obezite cerrahisi de diğer cerrahiler gibi mutlaka komplikasyon yaşanabilecek bir cerrahidir. Ama doğru zamanda doğru yöntemlerle teşhis edilirse tedavisi mümkün" diye konuştu.

89 KİLODAN 69 KİLOYA

Aşırı kilolarından kurtulmak için doktorunun tavsiyesi üzerine tüp mide ameliyatı geçirdiğini söyleyen Hanife Yurttaş, "Isparta'da özel bir hastanede tüp mide ameliyatı oldum. 5 gün arayla ikinci bir ameliyat oldum. Fakat ameliyatlarım hiç başarılı olmadı. İkinci ameliyatın sonunda midemde sızmalar olduğu tespit edildi. Ameliyatımı yapan doktorumun tavsiyesiyle Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne sevkim yapıldı. Burada tanıştığım doktorum Ayhan Mesci beni yeniden dünyaya getirdi. Yaklaşık bir ay hastanede yattım. Yapılan tetkiklerde midemi tamamen kaybettiğim ortaya çıktı. Yemek borumun da zarar gördüğünü ve yeniden ince bağırsaktan mide yapacağını söyledi. Çok şükür yapıldı" diye konuştu.

Ameliyat öncesinde 89 kiloya ulaştığını, şu an 69 kilo olduğunu belirten Yurttaş, "Çok şükür Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ndeki doktorum ve ekibi beni kurtardı. Beni yeniden dünyaya getirdiler" dedi.

İnce bağırsaktan yapılan mide hayata bağladı

Görüntü Dökümü

-----------------------

Hanifi Yurttaş hastane bahçesinde görüntüsü

RÖP: Hanifi Yurttaş

Hanifi Yurttaş hastaneye girerken görüntüsü

Poliklinik dış plan görüntüsü

Hastane dış plan görüntü

201 MB /// 01.48

Haber: Erol AKKIR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

=============================================================

5)ÖĞRENCİLERİNİN GÖNLÜNDE TAHT KURDU

SOSYAL medya üzerinden öğrencileriyle kurduğu samimi iletişimle gündeme gelen Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof.Dr. Mustafa Ünal, esprili yanıtları, öğrencilerinin doğum günlerine katılması, birlikte maçlara gitmesi, ev eşyasına ihtiyacı olanlara yardım etmesi ile alışılmadık bir rektör profili çiziyor. Öğrencilerin 'mütevazı, babacan, esprili ve bilgili' olarak tanımladığı Prof.Dr. Ünal paylaştığı şiirler ve fotoğraflarla ilgi çekerken, makam odasının kapısı da öğrencilerine açık.

AÜ Rektörü Prof.Dr. Mustafa Ünal, aktif olarak sosyal medyayı kullanmasının asıl amacının, öğrenci sorunlarını hızla öğrenip o sorunları çözme noktasına getirmek olduğunu belirtti. Twitter hesabında zaman zaman espriler yaptığını, öğrencilerle maça gittiğini, doğum günlerine katıldığını, yemekhanede birlikte yemek yediklerini kaydeden Prof.Dr. Ünal, "Bu onların yanında güzel bir durum oluşturuyor ama benim esas amacım öğrenci sorunlarının bana hızlı bir şekilde ulaşabilmesi" dedi. AÜ'nün 70 binden fazla öğrencisi olduğunu ifade eden Prof.Dr. Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kampüs içinde zaman zaman kafelere giderim, sosyal mekanlara uğrarım. Sosyal medyayı bu kadar aktif kullanmadan önce çoğu zaman öğrenciler beni tanımıyordu. Şimdi ise hemen hemen her öğrenci beni gördüğünde 'Aa hocam merhaba' diyor. Bu da güzel. Günde 60'a yakın tweet alıyorum. Gelen tweetlere sinirlendiğim çok nadir. Biliyorum ki öğrenciler onları şaka yollu yazıyor. Onların yaptığı espriye ben de espriyle cevap veriyorum. Son günlerde çok güldüğüm tweet, 'Hocam ABD vizeleri kaldırdı biz de kaldırsak mı?' şeklindeki tweetti. Bunun yanında çok sayıda gülümseten tweet var."

AKŞAMLARI 1 SAATİMİ AYIRIYORUM

Kendisine twitter hesabından yazan öğrencilere yanıt vermek için akşamları 1 saatini ayırdığını söyleyen Prof.Dr. Ünal, "Gelen tweetleri gün içerisinde görüyorum. Cevap yazmadığım tweetlerdeki sorunları da arkadaşlar aslında geri planda çözüyor. Yani bir ekip çalışması da var aslında. Tweetleri ben birebir atıyorum ama sorunların çözümü arkadaşlarımın sayesinde" dedi.

ÖĞRENCİLER ÜNİVERSİTEYİ DAHA ÇOK SEVMEYE BAŞLADI

Sosyal medyadan öğrencilerle kurduğu iletişim sayesinde onların kendisine kolay ulaşabildiklerini görmelerini sağladığını söyleyen Prof.Dr. Ünal sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öğrencilerimiz üniversiteyi daha çok sevmeye başladı. Kesinlikle bundan eminim çünkü kurumun en üst yöneticisinin kendisini muhatap aldığını biliyor. Öğrenciye müthiş bir rahatlık sağlıyor. Yurtta yer bulamayan bana ulaşıyor ben yurtla konuşuyorum, bursla ilgili sorunları olanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. 'Yemekhanede mönü az doymuyoruz' diye de öğrenci bana ulaşıyor, 'Yemekhanede ekmek bayat' diye de. Yakın zamanda arkadaşlar bir konuda çok sayıda tweet attı. Bizim üniversitenin kuzey çıkışında trafik çok yoğun, trafik ışığı kısa sürede yanıyor bir üst geçide ihtiyaç var diye. Ben de bu sorunu biliyordum ama gelen tweetlerden sonra Valimize, karayollarına, belediyeye, trafik şubeye ilettim konuyu. Çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bence sosyal medyanın en güzel tarafı bu."

TWEET SAYISI İNANILMAZ ARTTI

Son aylarda tweet sayısının inanılmaz arttığını vurgulayan Prof.Dr. Ünal, "Bütün öğrencilerime cevap veremiyorum. İçlerinden seçmem gerekiyor. Gerçek manada sorunlara değinenlere cevap verebiliyorum. Günde 60 tweet oluyor. Bunların içerisinden 15-20'sine, özellikle ciddi sorun belirten arkadaşlara geri dönebiliyorum" diye konuştu.

TWİTTER HESABINI SADECE REKTÖRÜMÜZÜ TAKİP ETMEK İÇİN AÇTIM

AÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nün Bulgaristanlı öğrencisi Nuran Süleyman, twitter kullanmadığını, ancak geçen yıl bir öğrencinin rektörden ödünç para istemesinin ardından hesap açtığını söyledi. Süleyman, "O zaman çok merak edip twitter hesabı açtım. Sadece rektörümüzü takip ediyorum. Ben Türkçe çok bilmiyorum ama çok gülüyorum okuduklarıma. Bence çok samimi. Bizim ülkede ben böyle bir şey görmedim. Arasak bile cevap vermezler" dedi.

EN ÇOK GÜLDÜĞÜ TWEET

İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü öğrencisi Özge Altınoluk ise bir öğrencinin 'Hocam neden kampusta Starbucks yok' sorusuna Prof.Dr. Ünal'ın verdiği 'Türk kahvesini iyi yapamadığı için' yanıtına çok güldüğünü söyledi. Altınoluk, "Ben Ankara'dan geldim. Kız kardeşim Ankara'dan bana telefon açıp 'Buradaki öğrenciler rektörünüze hayran' diyor. Bu çok güzel" dedi.

BİZLER ŞANSLI ÖĞRENCİLERİZ

Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Nilgün Tıraş, Prof.Dr. Ünal'ın mütevazılığı, babacanlığı ve bilgisinin zaten meşhur olduğunu belirterek AÜ öğrencisi olmaktan gurur duyduğunu söyledi. İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Mustafa Gök ise normal şartlarda başka üniversitelerde öğrenci işlerine bile ulaşımda zorluk yaşanırken, kendilerinin direkt rektörle iletişim kurmalarının çok önemli olduğunu belirtti.

İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Begüm Uzcan da farklı şehirlerdeki üniversitelerde okuyan arkadaşlarından sürekli mesajlar aldığını, onların da Akdeniz Üniversitesi'ne gelmek istediğini kaydetti. Uzcan, "Direk rektörle iletişime geçebilen, bu şansa sahip öğrencileriz" dedi.

AİLEM DE REKTÖRÜMÜZÜ TAKİP EDİYOR

İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü öğrencisi Caner Ercan, Prof.Dr. Ünal'a samimiyeti için teşekkür ederken, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Zeynep Avcı ise rektörün maddi manevi desteğinin çok gurur verici olduğunu belirterek, "Bu konuda hepimiz çok mutluyu" diye konuştu. Avcı, ailesinin de Prof.Dr. Ünal'ı sosyal medyadan takip ettiğini ekleyerek, "Ailem bazen hocamızın tweetlerini bana mesaj olarak gönderiyor. Böyle bir üniversitede okuduğum için çok mutluyum" dedi.

REKTÖR ÜNAL'IN ÖĞRENCİLERİNE VERDİĞİ YANITLARDAN BAZILARI

1- "Hocam gideni geri getirmeyecekse varsın gelmesin o otobüs"

Rektör- Ama seni ona götürebilir

2- "Okul başladığından beri taze ekmek yüzü görmedik hocam"

Rektör- Taze ekmek dedin de bu güzel şiir geldi aklıma:

Avucumda sıcaklığını duyduğum ekmek

Üstümde hatırası kadar güzel sonbahar

O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar

Düşünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek…

Bu arada sorunla ilgileneceğim merak etme.

3- "Hocam Akdeniz Üniversitesi'ne yakışır güzel bir konser düşünür müydünüz?"

Rektör- Bu yıl sürekli bir "konsere gidem, eğlenem, ders çalışmayam" havası var. Hayırlısı.

4- "Hocam senede 1 kere doğuyorum zaten siz de o tarihe vize koymuşsunuz"

Rektör- Gelecek yılın başında hatırlat eğitim öğretim programını ona göre yapalım Gülce.

5-"Hocam Erzurum'da çok üşüyorum. Sizin tıp fakültesinde birazcık takılıp ısınsam olur mu?"

Rektör- Bizimkilerle bir konuş istersen bu sefer de yanmayasın.

6- "Hocam bizim üniversitede neden Starbucks yok?"

Rektör- Türk kahvesini iyi yapamıyorlar.

7- "Hocam kütüphane hizmeti neden 17.30'da kapanıyor? En verimli olduğum saat. Sonra vay efendim bu tez neden bitmedi oluyor"

Rektör- 17.30'da kütüphaneyi sen kapatıyorsun sanırım Mahmut, biz 24 saat açık tutuyoruz.

8- "Hocam rica etsek Tim Cook ile görüşüp iOS 11 sürümünü Eduroamı kullanabileceğimiz hale getirmesini söyleseniz?"

Rektör- Konuştum halledecek ama Amerikalılara güven olmaz.

9- "Hocam bir kase aşure de bize ikram etseniz öğrenciye sevaptır bilirsiniz"

Rektör- Yarın öğlen yemekhanede aşure var.

10- "Allahım okullar açıldı çok mutluyum"

Rektör- Harika inşallah kapanırken de böyle mutlu olursun.

11- "Hocam eve çıktık bir masayla sandalyeye ihtiyacımız var bir de halıya"

Rektör- Masa sandalye benden olsun tamam. Halıya sponsor bulalım.

12- "Hocam üniversitede geçemediğimiz dersleri hapis cezasına nasıl çeviririz?"

Rektör- Bu soru geçen yıl çıktı Umut

13- "Hocam ilk günden ders mi olur sınıftaki herkes şoka girdi"

Rektör- Olur mu böyle bir acımasızlık? Hemen gerekli tahkikatı başlatalım.

14- "Faturaları böyle mi bırakıyorduk?"

Rektör- Fatura bedeline göre öncelikle "bireysel iflas"a başvurmak daha mantıklı.

15- "Fakültenin önünde beklerken heyecanlı bir çocuk gelip 'Deniz kampüsün neresinde?' dedi. Gözlerim doldu, sarılıp ağladım"

Rektör- Ne kadar duygusal bir tablo yaşanmış. Ben de okuyunca bir an ağlamaklı oldum.

16- "Hocam programda zorunlu dersler çakıştı. Üstüne salı görünen dersler çizelgede perşembe falan oldu?"

Rektör- Bırak öyle dağınık kalsın Fatih.

17- "Hocam hiçbir sıkıntı çıkmadan tek seferde ders kaydımı yaptım. Acaba bir sorun mu var sistemde?"

Rektör- Bir yanlışlık olmalı tekrar kontrol et Fatih

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------

Rektörlük makamına öğrencilerin gelişi, Rektörün onlarla tokalaşmaları

Rektörle öğrencilerin sohbetinden detay görüntü

Röp: Rektör Mustafa Ünal

Röp: Öğrenci Nuran Süleyman

Röp: Öğrenci Özge Altınoluk

Röp: Nilgün Tıraş

RöP. Mustafa Gök

Röp: Begüm Uzcan

Röp: Caner Ercan

Röp: Zeynep Avcı

Öğrencilerin makamda Rektör ile selfie yapmaları

Detay görüntüler

Öğrencilerin Rektörle selfi çekilmesi

446 MB /// 6.30"

Haber: SelmaKUNAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA

==========================================================

6)KAYGI BOZUKLUĞU BULAŞICI OLABİLİR

Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Şahut Duran, duyguların bulaşıcı olduğunu belirterek, kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin yanında bulunanların da belirli bir süre sonra aynı sorunu yaşayabileceğini söyledi. Duran, kaygılı ailelerin yanında yetişen çocukların kaygı bozukluğu yaşama ihtimalinin de daha yüksek olduğunu ifade etti.

Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatrist Şahut Duran, ruhsal hastalıkların bulaşıcı olabileceğini söyledi. Özellikle psikiyatri uzmanlarının sürekli ruhsal problemli kişilerle birlikte olduğunu hatırlatan Duran, "Bu kadar sorunlu insanlarla uğraşıyorsunuz, siz nasıl etkilenmiyorsunuz diye sorarlar. Bu akla şunu getiriyor. Ruhsal hastalıklar bulaşıcı mıdır? Bunlarla ilgili birçok çalışma var. Ruhsal hastalıkların oluşmasında genetik, çevre, aile gibi birçok faktör var. Ruhsal hastalıklar duygu düşünce ve duygularda sapma olarak tanımlanır. Duygular bulaşıyor mu ona bakmak gerekiyor. Neşeli bir insanın yanında bulunduğunuzda o neşenin size de yansıdığını görürsünüz, hoşunuza gider. Çok stresli insanların yanındayken o stresin size bulaştığını hissedersiniz ve oradan uzaklaşmak istersiniz. Buraya baktığımızda duyguların bulaşıcı olduğunu görüyoruz. Bunlar bozukluğa, hastalığa neden oluyor mu bakmak lazım. Sürekli kaygılı bir ortamda yaşayan, hüzünlü ortamda kişilerin etkilendiğini ve bu tür bozuklukların gelişmesinde neden olabileceği bir stres faktörü olduğunu görüyoruz. Kaygılı ailede yaşayan çocukların kaygı bozukluğu geliştirme ihtimali daha yüksek. Kaygı bozukluğu anlamında bulaşıyor. Duygularımız bulaşır, bulaşıyor. Ama bozukluk anlamında yüzde 100 bulaşma olmasa da yine de maruziyet süresiyle (zararlı etkenle temasın başlamasıyla hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için gereken en az süre) ilgili bulaşabileceğini gösteren örnekler görebiliriz" dedi.

AYNI TARZDA ALGI BOZUKLUĞU GÖRÜLEBİLİR

Ancak şizofreni ya da bipolar gibi hastalıklar için kesin olarak aynı şeyin söylenemeyeceğini ifade eden Duran, bu hastalıkların bir algı bozukluğu olduğunu dile getirdi. Duran, "Paranoyak bir insanın yanında bulununca paranoya bulaşmıyor. Ancak birlikte yaşayan karı- koca, anne-çocuk arasında tek bir düşünce bozukluğu üzerinde aynı şekilde inanmaları da gözlemleniyor. Tek bir düşünce bozukluğu üzerinde ikisinin aynı şekilde inanması, aynı tarzda bir algı bozukluğu. Bunlar nadiren gelişen vakalar. Burada bulaşıcılık bir soru işareti olabilir. Ama bu bir enfeksiyon gibi nitelendirilemez. Duygular, düşünceler ve algı yoluyla bulaşıyor. Buna benzer birçok örnek var" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------

Psikiyatrist Şahut Duran'ın konuşması

Detay görüntü

Haber- Kamera: İlker KILIÇASLAN- Nermin UÇTU / MANİSA,

====================================================

7)ATLI POLİSLER İLGİ ODAĞI

ANTALYA Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Atlı Polis Grup Amirliği ekipleri, turistlerin ve vatandaşların yoğun ilgisini topluyor. Atlı polisler, vatandaşlardan gelen fotoğraf çektirme isteğini ise geri çevirmiyor.

Antalya Emniyeti Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Atlı Polis Grup Amir Vekili Başpolis memuru Nevzat Budak, 10 Nisan 2008 tarihinde faaliyete geçen grup amirliğinde 8 binici personel ve 9 atla görev yaptıklarını belirtti. Atların 5 ile 10 yaş arasında seçildikten sonra gerekli eğitimlerin verildiğini aktaran Budak, "Eğitimlerin ardından sokakta devriye hizmetlerimizi yapıyoruz. Görev alanlarımız genelde motorlu taşıtların girmediği park, bahçeler, spor müsabakaları, toplumsal olaylar, panayırlar ve benzeri yerler" dedi.

VATANDAŞLARDAN YOĞUN İLGİ GÖRÜYORUZ

Atlı polis grup amirliklerinin Antalya'nın dışında Ankara, İzmir ve Erzurum'da hizmet verdiğini kaydeden Budak, vatandaşlardan olumlu tepkiler aldıklarını söyledi. Budak, "İlk etapta atın üzerinde polis olduğunu anlamıyorlar. Biraz yaklaşınca 'Aa siz polis misiniz?' diyorlar. Özellikle çocuklardan büyük ilgi görüyoruz. Herkes fotoğraf çektirmek istiyor. Biz de kırmıyoruz. Elimizden geldiğince vatandaşlarımızın bu isteklerini yerine getiriyoruz" diye konuştu.

EĞİTİM SAHASINDA DAVUL SESLERİ

Atları eğitim sahasında değişik seslere karşı da eğittiklerini belirten Budak, toplumsal olaylarda değişik seslerle karşılaştıkları için böyle bir eğitim verdiklerini söyledi. Nevzat Budak, "Bunlardan biri de davul. Atlarımızı eğitim sahamızda çalışma yaptırarak, toplumsal olaylarda karşılaşabilecekleri davul sesine hazırlıyoruz" dedi.

LARINI ARKADAŞLARIMLA PAYLAŞACAĞIM

Konyaaltı sahilinde görev yapan atlı polisleri gören bir genç kız, "Çok hoşuma gitti. Arkadaşlarımla paylaşmak için fotoğraflarını çektim. İnternete girerek hangi etkinlik için atla dolaştıklarını merak ettim, onu araştıracağım. Çok güzel bir görüntü" dedi. Ailesiyle sahilde yürüyüş yapan Demet Şahiner Lazzari ise "Güzel bence. Sıcaklarda ne olur bilemem. İngiltere'de de görmüştüm. Reklam amaçlı güzel görüntü oluyor turistler için" diye konuştu. Lazzari, minik oğlu Deniz David'in ata binmek istemesi üzerine onu polislerin yanına götürdü. Atlı polis memurları tarafından ata bindirilen Deniz David, poz vermeyi ihmal etmedi.

Atlı polis ekiplerine ilgi gösterenlerden biri de Gülser Şahiner idi. Şahiner, "İlk defa böyle bir gördüm çok güzel" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------

-Atların eğitime hazırlanması

-Atlara nal çakılması

-Atların eğitim sahasından görüntüleri

-Atlara davul çalınması

-Röp: Atlı Polis Grup Amir Vekili Başpolis memuru Nevzat Budak

-Nevzat Budak, eğitim sahasında davul çalınırken neden davul çalındığını anlatması

-Konyaaltı sahilinde atlı polis ekiplerinin görüntüsü

-Konyaaltı sahilinde vatandaşların atlı polis ekiplerine ilgi göstermesi

-Vatandaşların atlı polislerin fotoğraflarını çekmesi

-Vatandaşların çocukları ile atlı polisleri izlerken görüntüleri

-Genç kızla röportaj

-Röp: Demet Şahiner Lazzari ile

-Minik Deniz David Lazzari'nin atlı polis memuru ile at üstünde poz vermesi

-Röp: Gülser Şahiner ile

Haber: Selma KUNAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Akdeniz Üniversitesi Mustafa Ünal Antalya Tunceli Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title