Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 4

1- (ÖZEL GÖRÜNTÜLERLE) İSTANBUL'DAKİ "ŞÜPHELİ ARAÇ"TA BOMBA UZMANININ İNCELEMESİ SÜRÜYOR (3)Haber-Kamera: Çağatay KENARLI - İbrahim AKTÜRK - Murat SOLAK - İSTANBUL DHABahçelievler'de şüpheli bir araç polisi alarma geçirdi.

1- (ÖZEL GÖRÜNTÜLERLE) İSTANBUL'DAKİ "ŞÜPHELİ ARAÇ"TA BOMBA UZMANININ İNCELEMESİ SÜRÜYOR (3)

Haber-Kamera: Çağatay KENARLI - İbrahim AKTÜRK - Murat SOLAK - İSTANBUL DHA

Bahçelievler'de şüpheli bir araç polisi alarma geçirdi.

Kapalı kasa minibüsün patlayıcı madde olduğu yönünde ihbar üzerine polis alarma geçti. Aracın bulunduğu sokak emniyet şeridiyle kapatıldı. Olay yerine çok sayıda polis ekibi sevkedildi. Terörle Mücadele Şubesi ve Bahçelievler Emniyet Müdürlüğü ekipleri de geniş güvenlik önlemleri aldı. Olay yerine gelen bomba uzmanı polis, özel kıyafetini giyerek araçta inceleme yaptı. Araçta zaman zaman fünye ile kontrollü patlatma yapıldı. Araçta bulunan malzemeler indirilerek incelemeden geçirildi.  Bomba uzmanı ekibin olay yerindeki incelemesi sürüyor

Görüntü Dökümü:

------------

-Olay yeri

-Polisin hareketliliği

-Emniyet şeridi çekilmesi

-Araçtakilerin indirilmesi

-Bomba uzmanını incelemesi

-Detaylar

13.12.2017 - 15.45 - Haber Kodu : 171213125

13.12.2017 - 15.55 - Haber Kodu : 171213130

13.12.2017 - 16.28 - Haber Kodu : 171213148

13.12.2017 - 16.31 - Haber Kodu : 171213149

================================

2- İSLAM ÜLKELERİ ZİRVESİ NİHAİ BİLDİRİSİ...(2)

Gülseli KENARLI / İSTANBUL DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine, ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklaması sonucu meydana gelen gelişmeleri ele almak amacıyla, bugün İstanbul'da yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı'nda ele alınan

konular sonuç bildirisiyle açıklandı.

Zirvenin sonuç bildirisi şöyle:

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın Kudüs'ü İşgalci Güç İsrail'in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedilmiş ve kınanmıştır.

Sözkonusu karar hukuken hükümsüz ilan edilmiştir. Bu beyanın Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama, aşırılık ve terörizme ivme verecek bir tahrik unsuru ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüldüğü belirtilmiştir.

Kudüs-ü Şerif'in yasal statüsünü değiştirmeyi amaçlayan sözkonusu tehlikeli beyanın hükümsüz ve meşruiyetten uzak olduğu vurgulanmıştır.

Beyanın, Uluslararası hukukun ve özellikle de Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin ve uluslararası meşruiyeti bulunan tüm ilgili kararların, bilhassa da BM Güvenlik Konseyi'nin 478 (1980) ve 2334 (2016) sayılı kararlarının, barış sürecinin Kudüs-ü Şerif'i nihai statü konusu olarak tespit eden temellerinin ciddi bir ihlalini teşkil ettiği, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu bağlamda imzalamış olduğu Anlaşmalar ve verdiği taahhütlerin bu beyanın hemen geri çekilmesini gerektirdiği ifade edilmiştir.

ABD Yönetimi'ni bu yasadışı beyanın geri çekilmemesinden doğacak tüm sonuçlardan bütünüyle sorumlu tutulduğu kaydedilmiştir.

Sözkonusu beyanın ABD Yönetimi'nin barış destekçisi rolünden çekilmesi olarak değerlendirildiği ve bunun tüm paydaşlar tarafından da anlaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, bu beyanın ilanı ve işgalci güç İsrail'in 1967'de işgal ettiği, merkezinde Kudüs-ü Şerif bulunan Filistin topraklarında sürdürdüğü sömürgecilik, yerleştirme, apartheid ve etnik temizlik siyasetinin teşvik edilmesi olarak görüldüğü kaydedilmiştir.

Tüm üye devletlere Filistin sorununa, özellikle dünyanın diğer taraflarından karşıtlarıyla günlük temaslarında ve dış siyasi gündemlerinde yüksek öncelik vermeleri çağrısında bulunulmuştur.

İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti'ne dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005'te Mekke-i Mükerreme'de yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı'da stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimi'yle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir.

Uluslararası topluma bu sorunu çözüme ulaştırmak maksadıyla etkin ve ciddi bir şekilde harekete geçmesi çağrısında bulunulmuştur.

Doğu Kudüs, Filistin Devleti'nin başkenti olarak ilan edilmiştir ve bütün devletler Filistin Devleti'ni ve Doğu Kudüs'ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet olunmuştur.

Bütün Devletlere BMGK'nın 1980 tarihli ve 478 sayılı kararını tam olarak uygulama çağrısında bulunulmuştur. Bu doğrultuda, bütün Devletler;

a) ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in sözde başkenti olarak tanıyan kararını desteklemekten imtina etmeye,

b) Diplomatik Misyonlarını Kudüs-ü Şerif'e taşımamaya davet edilmiştir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne çağrıda bulunularak, derhal sorumluluklarını üstlenmesi, Kudüs-ü Şerif şehrinin yasal statüsünü teyit etmesi, Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgaline son vermesi, Filistin halkının uluslararası korunma altına alınmasını sağlaması, Filistin Davası'na ilişkin aldığı tüm kararları uygulaması ve bu kararlara uyması istenmiştir.

BM Güvenlik Konseyi'nin harekete geçememesi halinde, İİT üyesi ülkelerin bu ağır ihlali BM Genel Kurulu'nun 377A sayılı "Barış için Birleşme kararıö çerçevesinde BM Genel Kurulu'na götürmeye hazır olduğu teyit edilmiştir.

İslam Kalkınma Bankası'ndan Filistin projelerine öncelik vererek ve bu doğrultuda özel ve esnek mekanizmalar ve usuller geliştirerek "Kalkınma için İslami Dayanışma Fonuö aracılığıyla Kudüs'ü Şerif ve diğer işgal altındaki topraklarda ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına destek olması talep edilmiştir.

Katılımcılar, İslam Ümmeti için bu denli önemli bir konuda liderliği üstlenmesi ve Zirve'ye ev sahipliği yapması nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımıza minnetlerini ifade etmişlerdir.

=================================

3- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BANGLADEŞ CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜ

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: İstanbul DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü zirvesi kapsamında Bangladeş Cumhurbaşkanı Abdul Hamid ile görüştü. Zirvenin yapıldığı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'ndaki görüşme basına kapalı olarak gerçekleşti.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Görüşmeden detaylar

================================

4- BAŞBAKAN YILDIRIM LİDERLERLE BİR ARAYA GELİYOR

Haber: Gülseli KENARLI / İstanbul DHA

Başbakan Binali Yıldırım, İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi kapsamında liderle görüşüyor.

Başbakan Yıldırım, ilk olarak Cibuti Başbakanı Abdoulkader Kamil Mohamed ile basına kapalı olarak bir araya geldi. Yaklaşık yarım saat süren toplantının ardından Başbakanlık Basın Merkezi'nden görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, Başbakan Yıldırım'ın, bugün İstanbul'da yapılmakta olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi toplantısı sırasında Cibuti Başbakanı Abdulkadir Kamil Muhammed ile bir görüşme gerçekleştirdiği belirtildi.

Görüşmede, Kudüs'ün statüsü ve olağanüstü İİT Zirvesi üzerinde durulurken ikili konular da ele alındığı kaydedildi. Bu çerçevede, Cibuti'nin 15 Temmuz sonrasında Türkiye ile sergilediği işbirliği için teşekkür edildiği ve Doğu Afrika'daki önemli ortaklardan olan Cibuti'yle ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi yönündeki irade dile getirildiği vurgulandı.

Konuk Başbakanın, Kudüs konusunda Türkiye'nin aldığı inisiyatifin isabetine işaret ederken ikili ilişkilerin gerçek potansiyeline ulaşmasını arzuladıklarını ifade ettikleri bildirildi.

Başbakan Yıldırım bu görüşmenin ardından Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Faiez Serrag'i kabul etti.

Görüntü dökümü:

---------------------

Başbakan Yıldırım'ın Cibuti Başbakanı ile görüşmesi

=================================

5- İSTANBUL'DA ARALIK AYINDA BAHAR HAVASI

Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Cengiz ÇOBAN- Zeki GÜNAL - Özgür EREN - Hakan KAYA - Cemil ÖZDEMİR / İstanbul DHA

Hava sıcaklığı 19 dereceye yaklaşan İstanbul'da bahardan kalma günler yaşanıyor. Güneşin yüzünü göstermesi ve hava sıcaklığının artmasıyla birlikte birçok kişi sahillere, parklara akın etti.  Sahilde yürüyen, bol bol fotoğraf çektirenler güzel havanın tadını çıkardı.

Bu arada Bebek sahilinde denize giren Ramazan Türkanoğlu, "12 ay boyunca arkadaşlarımla denize giriyoruz. Ortalama beş kilometre yüzüyoruz. Bizde sezon kapatma diye bir şey yok. Küresel nedenlerden dolayı iklim şartları bozulmuş. Havanın böyle güneşli ve güzel olması bizim de işimize geliyor ama yağmurun, karın yağmaması toplum için kötü" dedi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-FSM Köprü altında balık tutanlar

-Sahilde gezenler

-Bebek sahilinde denize giren kişi

-Denize giren kişi ile röp.

-Üsküdar sahilden görüntü

-Kız kulesinden görüntü

-Sahilde yürüyenlerden görünü

-Fotoğraf çektirenlerden görüntü

-Vatandaşlarla röp

-Taksim Meydanından görüntü

-Gezi Parkında gezenler

-Genel ve detay görüntüler

13.12.2017 - 16.01 - Haber Kodu : 171213133

13.12.2017 - 16.03 - Haber Kodu : 171213134

===========================

6- KUDÜS ZİRVESİNDE İSRAİL PROTESTOSU

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA

İslam İşbirliği Teşkilatı (ITT) Olağanüstü Zirvesinin  yapıldığı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nın Harbiye girişinde Osmanlı Ocakları'ndan bir grup İsrail'i protesto etti. Pankart açan grup adına Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat kısa bir açıklama yaparak, "Eğer dünya gelecekte gerçekten kalıcı bir barış istiyorsa, insanların dillerine dinlerine karşı bir saygı varsa Kudüs'ün İsrail'e teslim edilmemesi gerekir" dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------------

Aile fotoğrafından görüntüler

Protestonun görüntüsü

Erdoğan'ın konuşması

Detaylar

13.12.2017 - 14.38 - Haber Kodu : 171213098

=========================

7- BERKİN ELVAN DAVASI: ANNE GÜLSÜM  ELVAN GÖRÜNTÜLERİ İZLERKEN FENALAŞTI

Anne Gülsüm Elvan,

" (Filistin'deki 14 yaşındaki bir çocuğun İsrail askerleri arasında gözü kapalı olarak götürüldüğü fotoğraf) Biz de böyle şeylere karşıyız. Benim çocuğum da 14 yaşındaydı. Kendi ülkesinde katledilen çocukları bir dönüp görsün. Ondan sonra da buraya oraya söylensinler"

Haber-Kamera: Özden ATİK- Erhan TEKTEN / İstanbul DHA

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Okmeydanı'nda çıkan olaylarda 16 Haziran 2013'te kafasına gaz kapsülü isabet eden ve 269 gün sonra tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin davanın 4'üncü duruşması yapıldı. Duruşmada olay anına ait görüntülerin izlenmesi sırasında anne Gülsüm Elvan fenalaştı. Anne Gülsüm Elvan yakınları tarafından kucakta taşınarak duruşma salonundan çıkarıldı.

Duruşma öncesinde, davayı izlemeye gelen vatandaşlarla birlikte adliyeye gelen herkes de polis tarafından arandıktan sonra içeri alındı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, "Olası kasıtla öldürmek" suçundan müebbet hapis istemiyle tutuksuz olarak yargılanan sanık polis F.D. Van'dan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, babası Sami Elvan ve kardeşleri Gamze ve Özge Elvan'ın şikayetçi olarak yer aldığı duruşmayı, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Hilmi Yarayıcı, sanatçı Melike Demirağ, Şair Ataol Behramoğlu ile çok sayıda kişi izledi. Elvan ailesini çok sayıda avukat temsil etti.  Öte yandan güvenlik gerekçesiyle duruşma salonuna sokulan tüm pet su şişelerinin kapakları çıkartıldıktan sonra içeri sokulabildi.

İKİ SAĞLIK PERSONELİ TANIK OLARAK DİNLENİLDİ

Duruşmada, olay günü Berkin Elvan'ın yaralı olarak götürüldüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli iki sağlık personeli tanık olarak dinlendi. İlk olarak acil bölümde çalışan C. G., "Sabah 07.00-08.00 gibi sedye ile birini getirdiler acile. Sedyenin üzerinde torpil paketi vardı. İmha edilir korkusuyla alarak polis odasına teslim ettim. Sonradan öğrendim torpil olduğunu. 5 dakikalık bir işlemim bile olmadı" dedi. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, tanığa tutanak ile ilgili soru sordu.

Tanık C. G. de, "Tutanakta 'bir adet patlayıcı olduğu düşünülen madde polis odasına gönderildi' şeklindeydi, bu basına ilk sızdırılan tutanak oldu" dedi.

"14 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN ÜZERİNDEN KIZKAÇIRAN ÇIKMASININ DAVAYLA ALAKASI OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"

İkinci tanık olarak dinlenen ameliyathane görevlisi D. Ö. ise "Ben geldiğimde şahıs ameliyata alınmıştı. Hastaya ait eşyaları forma yazmam söylendi. Ben de bu eşyaları teslim formuna kaydettim. Hastanın üzerinden alınan gömlek, pantolon ve torpili forma yazdım" dedi. Mahkeme Başkanı'nın formda "7 sayısı ile ilgili düzeltmeyi sen mi yaptın?" demesi üzerine D.Ö., "Evet. Hastanın pantolon cebinden ilk önce 4 torpil çıktı. Önce 4 yazdım, ancak diğer cebinden de 3 tane çıktı. Bunun üzerine formu 7 diye düzelttim" diye konuştu. Elvan ailesinin avukatı Can Atalay ise "14 yaşındaki bir çocuğun üzerinde kızkaçıran, torpil çıkmasının davayla alakası olmadığını düşünüyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜLER İZLENİRKEN ANNE GÜLSÜM ELVAN FENALAŞTI

Avukat Atalay, "Tüm duruşma salonundan özür dileyerek bu görüntülerin izlenmesi gerekiyor" demesi üzerine olay anına ilişkin görüntüler duruşma salonunda izlendi. Anne Gülsüm Elvan, Berkin Elvan'ın vurulduğu ana ilişkin görüntülerin izletildiği sırada "Kolun kopsaydı katil." diyerek fenalık geçirdi. Anne Elvan, yakınlarının kucağında duruşma salonundan çıkarıldı. Görüntülerin izlenmeye devam edildiği duruşmada avukat Atalay, TÜBİTAK ile kriminaldeki görüntüler arasında 4 dakikalık bir fark olduğunu söyleyerek "TÜBİTAK'ın netleştirdiğini iddia ettiği görüntüler, ham halinden daha kötü. Ancak yine de sanığı, kimi zaman maskeli, kimi zaman maskesiz net olarak görüntülerde görüyoruz" dedi. Avukat Atalay, Berkin Elvan'ın hastaneye acilen götürülmesini engelleyen üç polis hakkında daha ek iddianame hazırlanmasını talep etti. Elvan ailesinin avukatlarından Çiğdem Akbulut ise görüntülerin iyileştirilmesinden sonra hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek görüntülere göre kolu sargılı olan polis sanığın Berkin Elvan'ı vurduğunun açık olduğunu ifade etti. Avukat Akbulut, sanığın tutuklanmasını ve mahkemede dinlenmesini talep etti.

SANIK AVUKATLARI: SOMUT DELİL YOK, TUTUKLANMASI TALEBİ REDDEDİLSİN

Sanık polis F.D'nin avukatları ise sanığı suçlayıcı nitelikte somut bir delil olmadığını iddia ederek tutuklanması talebinin reddini talep ettiler.

DURUŞMA 27 ŞUBAT'A BIRAKILDI

Mahkeme heyeti, sanığın birlikte görev yaptığı Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nün 9. Birlik Amirliğindeki personeli olan 20 polisin dinlenmesi için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına karar verdi. Heyet, TÜBİTAK, Jandarma Kriminal ve Ulusal Kriminal tarafından hazırlanan raporların sanığa ait fotoğraf ve görüntülerin birlikte değerlendirilerek olayın oluş ve gelişimi ile görüntülerdeki ZET silahı kullanan kolluk görevlileri içersinde sanığın olup olmadığı yönünde teşhisin yaptırılmasının istenmesi için yazı yazılmasına karar verdi. Sanığın tutuklanması talebini reddeden heyet, duruşmayı 27 Şubat'a bıraktı.

"KATİL HALA DIŞARIDA"

Duruşmanın ardından adliye önünde basın mensuplarına açıklama yapan Sami Elvan, "Katil hala dışarıda. Biz istiyoruz ki; bir an önce bunun tutuklanması gerekiyor. Bizim için olumsuz bir duruşma geçti. Umarım ilerde adalet yerini bulur. Ama biz istiyoruz ki bir an önce bu katilin bizim karşımıza çıkıp kendini savunsun. Daha önce defalarca söyledik. Biz insan yemiyoruz. Kimseyi öldürmüyoruz. O bakımdan bizim karşımızda kendisini ifade etmesini kendisini, kendisinin suçsuz olduğunu ispatlamasını istiyoruz. Ayrıca bir an önce iddia makamının bunu tutuklamasını talep ettik" dedi.

"SONRAKİ DURUŞMAYA ÇAĞRI YAPTI

Bu davanın sadece Berkin Elvan'ın ailesinin davası olmadığını belirten Elvan, "Türkiye kamuoyuna sesleniyorum. Yürekten sesleniyorum. Benim oğlum geri gelmeyecek bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Ben de biliyorum. Yaptığım mücadele bütün çocuklara ait mücadeledir. Herkesin bu davaya el atması gerekiyor. Herkesin bu davada parmağının olması gerekiyor. Siyasi parmağı nasıl üstündeyse, halkın parmağının da bu davanın üstünde olması gerekiyor. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Bunu kimse unutmasın. 27 Şubat'ta biz buradayız demeliyiz. 27 Şubat'ta biz katili içeri tıkmalıyız. O bakımdan hepinizi o duruşmaya bekliyorum" ifadelerini kullandı.

"BENİM ÇOCUĞUM DA 14 YAŞINDAYDI"

Anne Gülsüm Elvan ise Filistin'deki 14 yaşındaki bir çocuğun İsrail askerleri arasında gözü kapalı olarak götürüldüğü fotoğrafı hatırlatarak, "Biz de böyle şeylere karşıyız. Benim çocuğum da 14 yaşındaydı. Kendi ülkesinde katledilen çocukları bir dönüp görsün. Ondan sonra da buraya oraya söylensinler. Bugün ayrıca Erdal Eren'in ölümünü yıldönümü. Evet biz başından beri bunu diyoruz. Devlet katildir. Geçmişimize baktığımız zaman o katilliği görüyoruz. Hiçbir zaman yargı yok. Yargı olmadığı sürece daha çok çocuklarımız ölecek. Biz çocuklarımızın öldürülmemesi adına mücadelemizi sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

---------------------------

-Sami Elvan'ın konuşması

-Gülsüm Elvan'ın konuşması

-Genel ve detaylar....

13.12.2017 - 14.24 - Haber Kodu : 171213096

==============================

8- HANZADE DOĞAN BOYNER: ŞİRKETLERİN EN ÖNEMLİ VARLIKLARI YETENEK HAVUZLARI VE YARATTIKLARI KÜLTÜR

Haber: Murat DELİKLİTAŞ - Kamera: İdris TİFTİKÇİ / İstanbul DHA

Üst düzey yönetici araştırma ve değerlendirme alanında dünyanın önde gelen kurumlarından Odgers Berndtson ile kurumsal yönetim anlayışının gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi misyonuyla faaliyet gösteren Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) işbirliğiyle düzenlenen "Yönetim Kurulu Dinamikleri Paneli"nin 9'uncusu gerçekleştirildi.

Odgers Berndston Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar ile MD Yönetim ve Strateji Danışmanlık Kurucusu Mustafa Doğrusoy moderatörlüğünde Joint İdea Kanyon'da gerçekleştirilen panelde Doğan Online ve Hepsiburada Yönetim Kurulu başkanı Hanzade Doğan Boyner, Coca Cola International'ın eski başkanı Ahmet Bozer ve TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır konuşmacı olarak yer aldı.

HANZADE DOĞAN BOYNER: ŞİRKETLERİN EN ÖNEMLİ VARLIKLARI YETENEK HAVUZLARI VE YARATTIKLARI KÜLTÜR

Hanzade Doğan Boyner, şirketlerin en önemli varlıklarının yetenek havuzları ve yarattıkları kültür olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Yönetim kurullarının işleyişindeki olumlu dinamiklerin şirketlerin sürdürülebilir başarısında yarattığı değer ve bu dinamiklerin yaratılması için atılması gereken adımların ele alındığı panelde konuşan Doğan Online ve Hepsiburada Yönetim Kurulu başkanı Hanzade Doğan Boyner, şirketlerin en önemli varlıklarının yetenek havuzları ve yarattıkları kültür olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Biz sanayi devriminde değiliz, teknoloji devrimindeyiz. Benim yönettiğim şirketlerin tamamı hizmet sektöründe; hepsiburada.com başta olmak üzere... Dolayısıyla şirketin varlığı nedir? Kültürüdür... Çünkü; pazarlamanız eksikse yatırım yaparsınız, pazarlamanızı arttırırsınız. Üretim ağınız zayıfsa, yatırım yaparsınız, üretim ağınızı arttırırsınız. Ama şirketinizin kültürü ve şirketinizdeki yetenek havuzu, bu çağa uygun değilse, bu çağın mecbur kıldığı dönüşümü yapmaya uygun değilse gidip kültür satın alamazsınız. 'Yetenek transfer ederim' diye düşünüyorsunuz ama en iyi yetenek bile yanlış kültürün içinde kaybolur gider. Dolayısıyla 'biz çok dahi bir bilim adamı transfer ettik şirketimize' dersiniz ama şirketinizde ­­­­dataya yeterince önem verilmiyorsa, şirketinizin yapısı içinde data yaşayamıyorsa o kişi hiçbir şey yapamaz. Dolayısıyla şirketlerin bu çağda en önemli varlıkları kültürleridir, yetenek havuzlarıdır. Yönetim kurulları da bu bağlamda bir şirketin kültürüne, DNA'sına uygun olmalılar. Hepsiburadada çeviklik çok önemli, esneklik çok önemli, departmanlar arası çalışma çok önemli diyoruz. Çünkü departmanlar arasında akış olmazsa, bu süreçlerinize de yansır. Süreçler de akmaz, müşteri memnun olmaz. Bütün bu özelliklerimizin yönetim kurulunda da bir şekilde temsil edilmesini istiyoruz. Bizim Hepsiburada olarak yönetim kurulundan istediğimiz, bizimle aynı kültüre, DNA'ya sahip yönetim kurulu... Bununla birlikte bize artılar getirebilecek bir yönetim kurulu..."

Hepsiburada.com'un yönetim kurulu üyeleri hakkında kısa bilgiler veren Hanzade Doğan Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yönetim kurulumuzda hem bir bütünlük var hem de herkesin farklı bir katma değeri var. Aynı zamanda biz yönetim kurullarını her çeyrekte 3 saatlik toplantılar olarak da görmüyoruz. Yönetim kurulu üyelerimizin şirketle daha bağlantılı olmalarını istiyoruz. Biz nasıl diyoruz, şirket içinde, departmanlar arasında akış olmak zorunda, ortak projeler yapılmak zorunda. Aynı şekilde yönetim kuruluyla o şirketin akışı da çok önemli. Yeri geldiğinde yönetim kurulu fren görevini yapar ama o fren görevini şirketin önünü kesmeden yeri geldiğinde de önünü açar."

İDEAL YÖNETİM KURULU ÜYESİ PROFİLŞİRKETİN İHTİYAÇLARINA GÖRE DEĞİŞİR

Hanzade Doğan Boyner, "Stratejik katma değer katabilmesi için yeni nesil yönetim kurullarında görev alacak yönetim kurulu üyelerinin profili nasıl olmalıdır?" şeklindeki soruya da "İdeal yönetim kurulu üyesi profili şirketin ihtiyaçlarına göre değişir. Ortak özellikler vermem gerekirse; sorunu çabuk anlayıp formülize edebilmek, bir yapıyı oturtabilmek önemli. Çeşitlilik çok önemli. Tek bir ideal profil yok. Ayrıca yönetim kurulu, yönetim üzerine de yük olmaması lazımö şeklinde yanıt verdi.

BOZER: BAZI YÖNETİCİLER "NASILSA KARARLAR YUKARIDA VERİLİYOR" DİYE  KENDİNİ GERİ ÇEKİYOR

Coca Cola International'ın eski başkanı Ahmet Bozer de bir şirketin global oyuncu olma yolunda yönetim kurulu üyelerinin çok önemli bir role sahip olduğunu belirterek "Yönetim kurulu bir takımdır ve bu takımda gelecek odaklı bir bakış açısı büyük önem taşır. Farklı şirketlerde etkin yönetim kurulu üyeliği yapan yöneticiler farklı bakış açılarına ve sektör tecrübelerine sahip oldukları için şirketlere bütünsel bakış açısı getirir ve büyük katma değer sağlar. Hedeflere ulaşmada, etkin ve hızlı bir yönetim süreci oluşturarak, kritik görevleri başarıyla yerine getirir" dedi.

Yurtdışı deneyimlerinden örnekler de veren Bozer, şöyle konuştu:

"Coca Cola'da çalışırken de 5 yönetim kurulundan 3'üne giriyorduk, yönetim olarak. Oradaki dinamikleri de inceledik. Şöyle bir dinamik gözlemliyorum; özellikle Türkiye'deki şirketlerin bölgesellikten globalliğe geçebilmeleri için güçlü teşkilatlar, güçlü süreçler olmazsa olmaz gibi görülüyor bana. Çünkü büyüme bir noktaya geldikten sonra illaki bunu yapmak zorundasınız. Bazen bunun önüne geçen bir dinamik oluyor kültürlerde. Yönetim kurulunun çok operasyonel rol aldığı bazı zamanlarda, bazı yöneticiler, 'nasılsa kararlar yukarıda veriliyor' diye yavaş yavaş kendini geri çekiyor. O kendini geri çekince, yönetim kurulu başkanı da onu olduğundan daha az görmeye başlıyor ve negatif bir sarmala giriyorsunuz. 'Profesyonellere ne kadar güvenebilirim' sorusu ortaya çıkıyor. Bu sarmala girdiğiniz andan itibaren en tepeden, teşkilatınızı güçlendirmenin önüne bir bariyer koyuyorsunuz.  Bu sinsi bir dinamik ve bunun önüne geçmek gerekiyor. Global açıdan bakmak derken şu tuzağa da düşmeyelim. Global açı, Amerika ve Avrupa'nın dediğinin doğru olduğunun dünyaya yayılması değildir. Biz amacına, ülkenin kültürüne uygun bir şekilde kurumsallaşma formülünü kendimiz formülize etmeliyiz. Ortak bir takım değerler olmak zorunda. Ekibinizi güçlü tutabiliyor musunuz? Yönetim tarzınızla, ekibiniz inisiyatif alıp, öneriler yapıp, stratejiler geliştirip, aynı zamanda yönetim kurulunun önerileriyle, onu belirli bir olgunlukla belirli bir kültürle yürütebilmeli."

PANDIR: ÜLKEMİZDE YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLMAK İÇİN BİR SERTİFİKASYON SİSTEMİ YOK

TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır da, bir kurumda farklı sektörlerden gelen yönetim kurulu üyeleri olmasının sağladığı faydaları anlatarak, şöyle dedi:

"Yönetim kurulu üyelerinin çeşitliliğinde önemli olan bu çeşitliliğin niteliği, şirket kültürüyle uyumu ve farklı bakış açılarına sahip olması. Bir yönetim kurulunda, riskleri önceden görebilen, ona uygun aksiyon alabilen, geliştirici bir role sahip üyelerin varlığı çok büyük önem taşıyor. Değişken şartlara hızlı adapte olabilen ve zor zamanlarda liderlik duruşu sergileyen yönetim kurulu üyeleri, şirketleri her zaman ileri taşır. Ülkemizde birçok meslek için sertifikasyon sistemi mevcutken, yönetim kurulu üyesi olmak için bir sertifikasyon sistemi yok. Bu anlamda, TKYD olarak bağımsız yönetim kurulu üyesi yetiştirilmesi konusunu çok önemsiyoruz ve bu konuda aksiyonlar almayı hedefliyoruz."

Görüntü Dökümü:

---------------------

-Hanzade Doğan Boyner'in konuşması

-Ahmet Bozer'in konuşması

-Genel ve Detaylar

13.12.2017 - 16.06 - Haber Kodu : 171213136

==================================

9- HIRSIZLIK İÇİN GİRDİĞİ EVDE "TÜKÜRÜNCE" YAKALANDI

Haber: Ali AKSOYER/İSTANBUL

İSTANBUL'da hırsızlık için girdiği  evlerden aldığı kontak anahtarını kullanarak park halindeki otomobilleri çalan bir şüpheli polis tarafından yakalandı. Şüphelinin kimliğinin, girdiği evde bıraktığı tükürük izinden elde edilen DNA örneği sayesinde tespit edildiği öğrenildi.

3 EVDEN 50 BİN LİRA VE  2 OTOMOBİL ÇALMIŞLAR.

Küçükçekmece, Esenyurt ve Beşiktaş'ta  3 ayrı eve giren hırsızlar, toplamda yaklaşık 50 bin lira değerinde  ziynet eşyası ve  evden aldıkları kontak anahtarları ile çaldıkları 2 otomobille  kayıplara karıştı.

GIRDİĞİ EVE TÜKÜRÜNCE KİMLİĞİ BELİRLENDİ

Hırsızlık Büro Amirliği tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis ekipleri Beşiktaş'ta hırsızlık olayının meydana geldiği evde yaptıkları incelemede bir tükürük izi tespit etti. Hırsızlara ait olduğu belirlenen tükürükten alınan örneklerden DNA profili çıkarıldı. Polisin elindeki DNA profilleri ile alınan yeni örnek eşleşti. Tükürüğün daha önceden de polise geliş kaydı olan Tarık P.'ye ait olduğu ortaya çıktı.

ÇALDIĞI OTOMOBİLİN İÇİNDE YAKALANDI

Polis şüpheliyi yakalamak için harekete geçerken Tarık P., Esenler ilçesinde girdiği evden aldığı kontak anahtarıyla çaldığı aracın içinde yakalandı. Hırsızlık Büro Amirliğinde sorgulanan şüphelinin, hırsızlık suçundan daha önceden çok sayıda polise geliş kaydı bulunduğu öğrenildi. Polisteki işlemleri tamamlanan şüpheli, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Yetkililer olaylara karışan diğer şüphelinin yakalanması için çalışmaların devam ettiğini söylediler.

Görüntü Dökümü:

-----------

-Hırsızlık anının güvenlik kamerası görüntüleri

-Şüphelinin görüntüsü

13.12.2017 - 15.01 - Haber Kodu : 171213105

=========================

10- BASIN EKSPRES YOLU'NDA KAZA; TRAFİK YOĞUNLUĞU YAŞANIYOR

Haber-Kamera: İbrahim AKTÜRK - Murat SOLAK / İstanbul DHA

Bahçelievler'de meydana gelen kazada iki kişi yaralandı. Kaza nedeniyle bölgede trafik yoğunluğu yaşanıyor.

Basın Ekspres Yolu Atatürk Havalimanı istikametinde kontrolden çıkan kamyonet kamyona çarptı. Kazada kamyon ve kamyonet sürücüleri hafif şekilde yaralandı. Yaralı sürücülere sağlık ekipleri müdahale etti. Kaza nedeniyle Basın Ekspres yolunun 2 şeridi Atatürk Havalimanı yönünde trafiğe kapandı. Araçlar yoldan kaldırılırken, kaza nedeniyle bölgede trafik yoğunluğu yaşanıyor.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Kaza yapan araçlar

-Polis ekipleri

-Yolda oluşan araç kuyruğu

-Röpler

-Genel ve detaylar

13.12.2017 - 15.44 - Haber Kodu : 171213123

==================================

11- ÖZGE BULUT MARAŞLI: FİKİR BİRLİKTELİĞİ, TÜRKİYE'DE YATIRIM ORTAMINI ÇOK FARKLI BİR YERE TAŞIYACAKTIR

Haber-Kamera: Taner YENER-Faruk KAHRAMAN / İSTANBUL,

Kanal D ve yapım şirketleri CEO'su Özge Bulut Maraşlı, Türkiye Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen "Yatırımcı İlişkileri Zirvesiönde "Türkiye'nin Hikayesini Anlatmakö başlıklı oturumda konuştu. Maraşlı, "Türkiye'nin hikayesini yazmak ve nereye doğru gittiği üzerinde bir fikir birlikteliği üretmek, Türkiye'de yatırım ortamını çok farklı bir yere taşıyacaktır. Hepimize düşen bir sorumluluk var. Hikaye anlatmak konusunda, Türkiye'nin hikayesini anlatmak konusunda bir adım atmaya da vesile olmasını umut ediyorum" dedi.

"Yatırımcı İlişkilerini Yeniden Kodlamak: İvme Kazanma Zamanıö başlığıyla InterContinental Oteli'nde zirve kapsamında gerçekleştirilen 'Türkiye'nin hikayesini anlatmak' başlıklı oturum, Bersay İletişim Grubu Onursal Başkanı Ali Saydam'ın moderatörlüğünde Kanal D ve yapım şirketleri CEO'su Özge Bulut Maraşlı, ELİG Hukuk Bürosu Kurucu Ortaklarından Gönenç  Gürkaynak, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV)  Genel Müdürü Görgün Taner ve TURKVEN Kurucu Ortaklarından Seymur Tarı'nın katılımıyla yapıldı.

MARAŞLI: TÜRKİYE'DE ÜRETİLEN DİZİLERİN SATIŞININ PAZARI 350 MİLYON DOLAR SEVİYESİNDE

Kanal D ve yapım şirketleri CEO'su Özge Bulut Maraşlı, oturumda yaptığı konuşmada Türkiye'de ilk defa dizi satışının 1 dolara yapıldığını ifade ederek, "Yıllar evvel, 2001 yılı olduğunu söylüyorlar. Bunların kayıtları resmi olarak ihracatçılar meclisi tarafından tutulması da yakın tarihlere dayanıyor. Fakat 2008 yılında resmi kayıtlara göre 10 milyon dolarlık bir satıştan bahsediyoruz. Bugün Türkiye'de üretilen dizilerin satışının pazarı 350 milyon dolar seviyesinde. İhracatçılar meclisi dizi ihracatına ilk defa bir ödül verdi. Kayıtlı ihracatımızla en yüksek ihracatı yapan marka ödülünü aldık. Kanal D'nin yıllardan beri üretmiş olduğu yapımcılarla el ele verip ekrana getirdiği izleyicilerin ilgisine sunduğu pek çok dizi var. Bu diziler bizim kütüphanemizde yer alıyor. Kütüphanedeki bu dizilerin aslında dünyada olduğu gibi aslında biraz pencere gezmesi gerekiyor. Dizilerin satış hakları, telif hakkı ve mülkiyetleri bizim elimizde. Bu dizileri yurt dışına pazarlıyoruz. Hepsi yapımcılarımızla gelir paylaşımı esaslı gidiyor. Biz yapımcılarımızın adına da bu dizileri satıyoruz ve yurtdışı gelirlerimizi de onlarla birlikte paylaşıyoruz" diye konuştu.

2008 yılında pazara çıktıklarında dizilerin Ortadoğu ülkeleri tarafından satın alındığını belirten Maraşlı, "Çünkü İstanbul muazzam bir şehir Türkiye inanılmaz modern bir tablo çiziyor. Kültürlerimiz yakın kendiliklerinden gelip bizi buldular. Daha sonra Latin Amerika onları izledi. Doğu Avrupa onları izledi. Bugün Doğu Avrupa da onları izledi. Bugün Doğu Avrupa'da bir ülkeye gittiğinizde size şunu sorabilirler, eğer eş zamanlı yayınlanan bir dizimiz varsa. 'Acaba, falanca dizinin sonu ne olacak?' İranlı bir hanımla tanıştım Hollanda'da bir kafede oturuyoruz, yan tarafta bizi dinliyormuş. 'Siz Türk müsünüz?' dedi. 'Siz de mi Türksünüz' dedim. 'Yok ben İranlıyım' dedi. Nasıl 'Türkçe konuşuyorsunuz?' dedim 'Dizileri seyrediyorum' dedi. Kültür dediğiniz şey seyahat ediyor. Kültürün seyahatinde de sunduğunuz hizmet hakikaten çok önem taşıyor. Türkiye mevcut sosyal görüntüsü ve sizlerin ilgisine sunulan diziler aslında dünyada farklı kültürler tarafından kabul ediliyor. Bizim toprağımızda bir hikaye zenginliğimiz var. Üniversitelerle de birlikte araştırıyoruz. Bunun yanında prodüksiyon kabiliyetimiz bize bugün bu pencereyi açtı" dedi.

DÜNYA'DA YENİ BİR TREND VAR. HİKAYENİZİ ANLATMA TRENDİ

Türkiye'nin dünyada satılan diziler sıralamasında Amerika'dan sonra şu anda ikinci sırada olduğuna vurgu yapan, "Dünyada yeni bir trend var' hikayenizi anlatma trendi' hatta bunun için üniversitelerde dersler veriliyor. Türkiye'nin hikayesini dört bir taraftan sanat tarafını da Görgün Bey'in burada temsil ettiğini düşünüyorum, hikayesini İKSV gibi kuruluşlar anlatıyor. Yatırımcılara yani gelip direkt yatırım yapmak isteyenlere Seymur Bey hikayeyi anlatıyor. Biz hikayeyi ürettiklerimizle anlatıyoruz. Açıkçası direkt temasta bulunduğumuz kişiler hikayeyi ne şekilde anlattığımızı, hangi özgür değerlerle hangi global değerler etrafında dolandığımızı nasıl sürdürebileceğimizle ilgileniyor. Gönenç Bey'in anlattığı hikaye en zoru zaten. Bütün değindiği alt başlıklar dönüp dolaşıp hepimizin anlatmakta güçlük çektiği yerlere değiniyor" diye konuştu.

FİKİR BİRLİKTELİĞİ, TÜRKİYE'DE YATIRIM ORTAMINI ÇOK FARKLI BİR YERE TAŞIYACAKTIR

Maraşlı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Benim şöyle bir dileğim olur aslında. Türkiye'nin hikayesinin temsilini yapan bütün sivil toplum kuruluşları nezdinde önce oradan başlaması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki devlet nezdinde… Türkiye'nin hikayesini yazmak ve nereye doğru gittiği üzerinde bir fikir birlikteliği üretmek, Türkiye'de yatırım ortamını çok farklı bir yere taşıyacaktır. Hepimize düşen bir sorumluluk var. Hikaye anlatmak konusunda, Türkiye'nin hikayesini anlatmak konusunda bir adım atmaya da vesile olmasını umut ediyorum"

İLGEN: BİZ ŞİRKETLERİMİZİ ANLATIRKEN AYNI ZAMANDA TÜRKİYE'Yİ ANLATIYORUZ

TÜYİD Yönetim Kurulu Başkanı Nursel İlgen de 2009 yılında kurulan bir meslek örgütü olan derneğin 60 kurumsal üyesi bulunduğunu belirterek, "Borsa İstanbul'un piyasa değerinin yüzde 66'sını temsil ediyoruz. Halka açık şirketler çoğunlukla bizim üyemiz. Yatırımcı ilişkileri fonksiyonunda çalışan farklı sektör temsilcilerinden oluşan bir derneğiz. Bugün burada farklı sektörlerden, farklı kademelerde çalışanları bir araya getirdik. Çok güzel bir ortam, çok ciddi bir katılım var. Son gelişmeleri hem masanın diğer, hem de bu tarafında oturanlar karşılıklı birbirleriyle görüşüyorlar. Dünya trendlerini tartışıyorlar" diye konuştu.

Zirvenin temelinde yatırımcı ilişkilerini geliştirmek misyonuna dayanan temanın bulunduğuna işaret eden İlgen, "Yatırımcı ilişkilerini yeniden kodlamak, İvme kazanma zamanı' bugünkü temamız. Bu da esasında iki tane eksene oturuyor. Birincisi yatırımcı ilişkileri mesleğini geliştirmek. Bunun daha stratejik bir yönetim sorumluluğu haline dönüşmesini sağlamak. İkincisi de şirketlerin sermaye piyasalarında ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarını gerçek değerlerine ulaşması için daha fazla rol alması gerekliliği. Burada biraz daha üst yönetime, yönetim kurullarına görev düştüğünü görüyoruz. Sermaye piyasalarının derinleşmesi için çalışıyoruz. Türkiye'yi yurt dışında tanıtıyoruz. Yerli yabancı tüm yatırımcılara biz şirketlerimizi anlatırken aynı zamanda Türkiye'yi anlatıyoruz" dedi.

GÖRGÜN TANER: TÜRKİYE'NİN HİKAYESİ BİLİM VE İNOVASYONU NE KADAR YERLEŞTİREBİLDİĞİ İLE DOĞRU ORANTILI

İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, vakıf olarak yaptıkları çalışmalardan bahsederek, "Bizim yaptığımız iş güncel sanatı yani üretilen sanatı ülkenin merkezinde ya da dünyadaki güncel sanat etkinliklerinde 'Nasıl etkili olur' diye düşünerek bir orta noktası bir tartışma merkezi haline getirebilmek. Niye batı toplumlarında İKSV'nin yaptığı daha öne çıkarılıyor. Güncel sanat niye daha çok öne çıkarılıyor. Çünkü orada kendini eleştirebilme bir özeleştiri mekanizması var. Türkiye'nin hikayesi ne olmalı? Türkiye'nin hikayesi bilim ve inovasyonu ne kadar yerleştirebildiği ile doğru orantılı. Bundan sonra hikayemizin temel taşı bunlar olacak. Bu iklimi oluşturup o artı değerli işi yaptığınızda bizim yaptığımız iş, sanat, bu yaratıcı düşünce gelişsin diye uğraşıyoruz. Bunu yaptığınız zaman önünüz açık demektir" dedi.

Taner konuşmasının sonunda, "Ortak akıl ve bir arada hareket çok önemli buluyorum. Hukuk ve eğitim bunların olabilmesi, daha ileriye gidebilmemiz için sürdürülebilirlik ve şeffaflık. bunlar hikayenin temel taşlarını oluşturacak. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; eğer hikayemiz ayaklarını yere iyi basmazsa şimdi belki bu hikayenin alıcısını buluruz ama sonra ama uzun dönemde çöker" dedi.

Taner ayrıca bu yıl gerçekleştirdikleri İstanbul Bienali'ni yaklaşık 450 bin kişinin gezdiğini söyledi.

GÜRKAYNAK: 3-4 SENE SONRA ONUN MAKSADININ DIŞINDA BAMBAŞKA BİR YERE DOĞRU…

ELİG Hukuk Bürosu Kurucu Ortaklarından Gönenç  Gürkaynak  ise 85 avukatlı bir hukuk bürosu olduklarını ifade ederek, " Biz defalarca İKSV'ye sponsor olduk, konserlerini baştan sonra sponsore ettik. Tekerlekli sandalye takımımız var, Süper Lig'de mücadele eder. Okullar yaptırırız… Fakat çok sıklıkla da niyetlendiğimiz şeyi yaptığımızdan 3-4 sene sonra onun maksadının dışında bambaşka bir yere doğru şarampole yuvarlanışını seyrederiz. Bu da ülkedeki hukuk ortamıyla da öngörülebilirlikle de alakalı. İKSV gibi bir şey yaparsanız tabii canavarsınız. Çünkü İKSV kendi köklerini iyi saldığı için o gövdesini tutması gereken yerde tutuyor.  Zeminin çok kaydığı çok indim çıktım durumlarda filantropik (hayırseverlik) hareketlerinde aslında akıbeti hiç beklenmedik şekilde olabiliyor. Biz epeyce bununla baş başa kaldık ofisimizin genç yaşında" diye konuştu.

GÜRKAYNAK: EĞİTİMİ VE HUKUKU EN BAŞA KOYUYORUM

Gürkaynak konuşmasının sonunda "Türkiye'ye bakan herkes eleştirisi ne olursa olsun 'potansiyelli bir ülke' bu cümlesini kurar.  Potansiyelini bir şeye dönüştürüp realize edemezsen potansiyelli kalamayacaksın.  Bu potansiyeli bir şeye dönüştürme işinde de bir eğitim bir hukuk bacağı olmak durumunda. Eğitimi ve hukuku en başa koyuyorum. Çünkü hukuk öngörülebilirliği sağlayacak. Eğitim de içerik de olmasını sağlayacak. Yatırımı niçin önemsiyoruz?  Büyüme ve refah için önemsiyoruz. İnsanların mutluluğu için önemsiyoruz. Neyin parçası bu yatırım, istihdam ve ticaret büyümenin üç unsuru. Buna güven getirecek olan hukuksa eğer o güveni getirecek hukukun da yapması gereken bir tanecik iş var. Bizde en eksik olan şey. O da şeffaflık getirecek. Neyin niye olmakta olduğunu insanların bilmesini sağlayacak" dedi.

TARI: ORTA VE UZUN VADEDE TÜRKİYE CAZİP BİR YER

TURKVEN Kurucu Ortaklarından Seymur Tarı da TURKVEN olarak 17 yıldır Türkiye'de yatırım yaptıklarını belirterek, "24 tane yatırım yaptık. 5 milyar doların üzerinde para getirdik.  Markalara da çok destek olduk her zaman çok önemli olduğunu düşündük.  Markalarımıza iyi bakmamız lazım, zor yaratılıyor. Markalarımıza gerçekten yatırım yapıyoruz çok uğraşıyoruz. Türkiye'nin birkaç tane kıblesi var. Genç nüfus var,  az borcumuz var. Ne kadar kötü denirse densin hane halkı borcu Türkiye'de yüzde 20'nin altında 18-19 civarı. O yüzden yabancılar bunları biliyorlar zaman zaman Türkiye'ye gelmiyorlar. İşte 15 Temmuz gibi olaylar olduktan sonra bir iki sene uğramayabiliyorlar ama geri kalanını anlatınca orta ve uzun vadede Türkiye cazip bir yer. Geçen sene sonbaharda çok büyük bir yatırımcıya 'kusura bakmayın böyle oldu burası düzelecek inşallah' dedim. O da 'Bizim Filipinler'de de yatırımımız var. Orasının da kendi maceraları var. Orada da var burada da var. Bir anlattı dünyayı biz burada çok kendi içimizde yaşıyoruz. Dünyayı okuyunca her yerde bir şeyler oluyor. Biz de kendi sızılarımızı yaşıyoruz burada" dedi.

TÜYİD, Türkiye'de yatırımcı ilişkileri ile ilişkili farklı hedef kitleleri kurumsal ve bireysel platformda bir araya getirerek, mesleki bilgi üretmek ve yatırımcı ilişkileri uygulamalarında dünya standartlarına ulaşmak amacıyla kuruldu. Misyonu, piyasaların ve şirketlerin yatırımcılara en iyi şekilde tanıtılmasına ve şirketlerin adil piyasa değerlerine ulaşmalarına katkıda bulunmak ve Türkiye sermaye piyasalarının derinlik kazanmasını desteklemek.

Görüntü Dökümü;:

------------------

-Maraşlı'nın konuşması

-Sırasıyla konuşmacılar

-Detaylar

13.12.2017 - 14.39 - Haber Kodu : 171213099

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Hanzade Doğan Boyner Berkin Elvan Gülsüm Elvan Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Kızılcık Şerbeti 68. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 19 Nisan Kızılcık Şerbeti yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? Sarı kod uyarısı nedir? İşte MGM Sarı kod uyarısının anlamı Yalı Çapkını 67. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 19 Nisan Yalı Çapkını yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? Arka Sokaklar 671. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 19 Nisan Arka Sokaklar yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? Ateş Kuşları 52. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 19 Nisan Ateş Kuşları yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? Kara Ağaç Destanı 9. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 19 Nisan Kara Ağaç Destanı yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? 19-20 Nisan Akaryakıt Fiyatları: Benzine ve motorine indirim veya zam var mı? NO Pelicans Sacramento Kings NBA maçı CANLI izleme linki var mı, maç nereden nasıl izlenir? 19 Nisan Basketbol NBA CANLI İZLE! Miami Heat Chicago Bulls NBA maçı CANLI izleme linki var mı, maç nereden nasıl izlenir? 19 Nisan Basketbol NBA CANLI İZLE! 19-20 Nisan hava bugün ve yarın nasıl olacak? HAVA DURUMU! İstanbul'da yarın hava nasıl olacak, yağış var mı? Survivor dokunulmazlık oyununu kim kazandı? 19 Nisan Cuma 2024? Survivor kim kazandı? 19 Nisan Cuma Mavi Takım mı kazandı, Kırmızı Takım mı kazandı? Survivor CANLI izle! 19 Nisan Cuma TV8 Survivor HD izleme linki! BUSKİ Bursa su kesintisi: Bursa'da sular ne zaman gelecek? 19-20 Nisan 2024 Bursa su kesintisi listesi! Gaddar CANLI izle! Fox TV Gaddar 13. Bölüm tek parça HD izle 19 Nisan Cuma!
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title