TÜM KATEGORİLER
Meyve Sebze Kabuklarını Sanat Eserine Dönüştürüyor
Kitapların arasına koyduğu yapraklarla başladığı hobisini birbirinden güzel tablolara dönüştüren Ömür Köroğlu, fırça darbesi kullanmadan, yaprak, çiçek, pırasa, kavun ve soğan kabuklarından oluşturduğu tablolarıyla dikkati çekiyor.
EŞBER AYAYDIN - Kitapların arasına koyduğu yapraklarla başladığı hobisini birbirinden güzel tablolara dönüştüren Ömür Köroğlu, fırça darbesi kullanmadan, yaprak, çiçek, pırasa, kavun ve soğan kabuklarından oluşturduğu tablolarıyla dikkati çekiyor.
Köroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlarda babasıyla gittiği doğa gezilerinde bitkileri tanımaya başladığını, topladığı yaprakları kitapların arasında kurutarak koleksiyon oluşturduğunu söyledi.
Bu koleksiyonla görsel çalışma yapma fikri oluştuğunu ancak yaprakların renklerini kaybetmesinin kendisini arayışa ittiğini anlatan Köroğlu, babasının kimyager arkadaşlarından öğrendiği karışımla yaprak ve çiçekleri fermente ederek renk kaybı ve böceklenme riskini ortadan kaldırdığını kaydetti.
İlk olarak yaprakların doğal formlarını kullanarak küçük çiçekler ve davetiyeler yapmaya başladığını, zamanla tabloya döndüğünü ve manzaraya ilgi duyduğunu dile getiren Köroğlu, bu sanatı 20 yıldır büyük keyifle icra ettiğini belirtti.
Meyve ve sebze kabuklarını da kullandı
Zamanla farklı bitkilerden yararlanmak amacıyla Türkiye'nin farklı bölgelerini gezdiğini, topladığı yaprak ve çiçekleri fermente ettiğini anlatan Köroğlu, şunları söyledi:
"Eserlerimde farklı iklimlerden farklı bitkiler kullanıyorum. Bunların dışında mutfakta yemekten sonra atık olarak kalan meyve ve sebze kabuklarını da kullanıyorum. Soğan kabuğundan pırasaya, mısır koçanından domates kabuğuna hatta havuç kabuğuna kadar çok sayıda malzemeyi eserlerime dahil ettim. Onlar aslında bizim doğal rengimiz, doğal dokumuz, onları olduğu halleriyle boya kullanmadan cımbız yardımıyla özel olarak çalışıyorum."
Eserlerini sergi ve festivallerin yanı sıra internet üzerinden insanların beğenisine sunduğunu anlatan Köroğlu, "Çalışma yaparken kendimi kuş gibi hafiflemiş hissediyorum. Sanat zaten bir tür terapidir. Bunu doğal malzemelerle yapınca çok daha güzel bir boyuta gelebiliyor. Bazen insanlar tablonun yaprak olduğuna inanamıyorlar, tabloyu açıp içine dokunuyorlar, gerçekten yaprak mı diye, çizim olmadığına inanamıyorlar." ifadelerini kullandı.
Köroğlu, atölye çalışmalarıyla bu sanatı ilgi duyan insanlara öğrettiğini, ABD'deki Beyaz Saray çalışanlarından oluşan gruba da İzmir gezileri sırasında eğitim verdiğini dile getirdi.
