Haberler

Uludağ'da Mahsur Kalan Dağcılar 16 Saat Sonra Kurtarıldı

Güncelleme:

Uludağ'da helikopter ile alınan Hüseyin Karal, fotoğraf çekmek için dereyatağına indiklerini ancak koşulların sert olmasından dolayı geri dönemediklerini söyledi.

ULUDAĞ'DA MAHSUR KALAN DAĞCILAR, 14 SAAT SONRA KURTARILDI(EK)

1)DAĞDA MAHSUR KALAN KARAL: ÇEKMEK İÇİN İNMİŞTİK

ULUDAĞ'da kaybolan 5 kişiden helikopter ile alınan Hüseyin Karal, fotoğraf çekmek için dereyatağına indiklerini ve ardından koşulların sert olmasından dolayı geri dönemediklerini söyledi. Karal geceyi çok rahat geçirdiklerini de belirtti. Karal, 16 saatlik esaretin ardından gazetecilere açıklama yaptı. Karal, "Diğer 2 dağcıyı tanımıyordum. Onlar profesyoneldi. Onların yanıltmasından dolayı bu hale düştük. Şelale deresini çekmek için aşağıya indik. İndiğimiz yerde ipimizi bırakmak zorunda kaldık. Biz inmeyecektik. Dereyatağından devam edip Cumalıkızık'a çıkabileceğimizi söyledikler ve bizi yanılttılar. Önümüz uçurum ve şelaleydi, saat de 17.00 olmuştu. Sıkıntı olmasın diye çocukları tepeye aldım. Kaygan ve sıkıntılı tepeydi. O yüzden orada konaklamaya karar verdik. Jandarma, AFAD ve helikopterimiz geldi. Türbülanstan dolayı helikopter bizi alamadı. Diğer kurtarma ekiplerini de ben istemedim. Zemin kaygan ve dikti. Gece herhangi bir problem görmediğimizden dolayı sağ ve sağlam kalırız diye düşündük. Yakacak malzemelerini topladık. Hazırlığımızı yaptık. Sabahtan helikopter geldi. Allah devletimize zeval vermesin. Jandarma ve kurtarma ekiplerine teşekkür ediyoruz. Hepsi gereken yardımı yaptı. Böyle geç kalmasının sebebi onlar değildi. Ben istemedim. Zor bir bölgeydi. Geceyi çok rahat geçirdik. Sabaha kadar ateş yaktık. Yıkılmış çam ağaçlarını kullandık. Su ve yemek götürmediğimiz için arkadaşlarıma kar yememesini tavsiye ettim. Kar yemiş olsalardı vücut ısısı düşecekti. Sıkıntı olabilirdi. O yüzden su sıkıntısı oldu. Mahsur kalmadık. Dereyatağında telefon çekmiyordu. Onun için en tepeye ben çıktım. Oradan bir daha inme şansımız yoktu. Hem bölgede ayı izleri  de vardı. Yaralı arkadaşımız düşerek dizinden sakatlandı. Ameliyatlı falan değildi. Sadece dizini vurdu.  Geceyi çok rahat geçirdik ve kurtarıldık. Kurtarma ekiplerine tekrar teşekkür ediyorum" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Dağda mahsur kalan Hüseyin Karal ile röportaj

Haber-Kamera: Enver Fatih TIKIR/BURSA,

(181 MB)

( 3DK)

========================================================

2)YANAN BİNADA CAN VERDİ

DÜZCE'de, 3 katlı binanın birinci katında çıkan yangında bir kişi hayatını kaybetti. Dumandan etkilenen 3 kişiye 112 Acil ekipleri müdahale etti.Yangın saat 03.00 sıralarında, Beyciler Mahallesi 1596. Sokak'ta meydana geldi. 3 katlı binanın birinci katında bulunan daireden dumanlar yükselmeye başladı. Vatandaşlar dumanları fark ederek itfaiyeye haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekibi yangına müdahale etti. Yangın bir süre sonra kontrol altına alınarak söndürüldü. Yanan evde tek başına yaşayan 23 yaşındaki Mehmet Çalık yaşamını yitirdi. Yangına müdahale sırasında ise 3 kişi dumandan etkilendi. Yaşamını yitiren kişinin olay yerine gelen yakınları sinir krizleri geçirdi. Cumhuriyet savcısının olay yerinde yaptığı incelemenin ardından ölen gencin cenazesi morga kaldırıldı.

Yangınının çıkış nedeni araştırılırken, soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

-Dumandan etkilenen vatandaşların ambulans içinde görüntüsü

-Evden görüntü

-Vatandaşların ve itfaiyenin görüntüsü

-Polis ekiplerinin görüntüsü

-Dosya adı dzcyangın.

Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

========================================================

3)DOMUZ BAĞIYLA BAĞLANIP, TUVALETE TERK EDİLDİĞİ YALAN ÇIKTI: CEZAEVİNE GİRERİM DİYE YALAN SÖYLEMİŞ

KONYA'da yol kenarındaki tuvalette tanımadığı kişiler tarafından saldırıya uğrayıp iple domuz bağı yöntemiyle bağlandığını ileri süren Muhammet Coşkun'un(31), yalan söylediği ortaya çıktı. Coşkun'un, yaralama suçundan aldığı adli kontrol kararı nedeniyle polis merkezine gidip atması gereken imzayı atmadığından cezaevine gireceği korkusuyla, tanıdığı iki çocuğa iple kendisini bağlatıp, sonra o çocuklar tarafından kurtarıldığını söylediği anlaşıldı.

Olay, geçen Cumartesi günü saat 21.00 sıralarında Konya- Beyşehir karayolunun 10'uncu kilometresinde meydana geldi.16 yaşındaki Y.B. ve aynı yaştaki K.S., polisi arayıp, Beyşehir'den Konya'ya giderken  ihtiyaçlarını gidermek için yol kenarındaki tuvalete girdiklerinde, el ve ayaklarından iple bağlı olan bir kişiyi, yardım isterken bulduklarını söyledi. Olay yerine giden polis, domuz bağı yöntemiyle bağlı olan ve isminin Muhammet Coşkun olduğunu belirten kişiyi kurtardı. Coşkun,  tuvalete girdiğinde tanımadığı kişiler tarafından saldırıya uğradığını belirtip, "Derbent ilçesinden Konya şehir merkezine gidiyordum. İhtiyacımı gidermek için tuvalete girdim. Daha sonra eve gittiğimde cüzdanımın olmadığını gördüm. Tuvalette düşürmüş olabilirim diye motosikletle yeniden o yere gittim. Tuvalete girdiğimde tanımadığım silahlı kişiler gelip beni dövdü ve iple bağlayıp, motosikletimi alıp minibüsle kaçtı." dedi.

Y.B. ve K.S. de tuvalete geldiklerinde iple bağlı olan Muhammet Coşkun'un yardım isterken bulduklarını söyledi.

ÇOCUKLAR İTİRAF ETTİ

Olayla ilgili çalışma başlatan Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliği ekipleri, karayolu üzerindeki trafik kameralarını inceledi. Polis, Muhammet Coşkun'un Konya'dan değil, Derbent ilçesinden motosikletle geldiğini tespit etti. Bunun üzerine polis, hastaneden taburcu olan Muhammet Coşkun'un yeniden ifadesine başvurdu. Coşkun'un çelişkili ifadeler vermesi üzerine polis, bu kez de onu iple bağlı olarak bulduklarını ileri sürülen çocukların ifadelerini yeniden aldı. Y.B. ve K.S., bu kez ifadelerinde Muhammet Coşkun'u mahallelerinden tanıdıklarını, yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyip, onun yönlendirmesi üzerine kendisini iple bağlayıp, polise haber verdiklerini anlattı.

DENETİM İMZASINI ATMAMIŞ

Araştırmasını derinleştiren polis, Muhammet Coşkun'un, yaralama suçundan aldığı adli kontrol kararı nedeniyle polis merkezine gidip atması gereken imzayı atmadığını belirledi. Suçunu itiraf eden Coşkun, "Denetimli serbestliğim var. Daha öncede denetimimi yaktığım için 10 ay cezaevinde yattım. 1 yaşında çocuğum var. Tutuklanırım, onu bir daha göremem diye korktum. O nedenle böyle bir oyuna başvurduk." dedi.

Muhammet Coşkun hakkında, 'Suç uydurma ve yalan beyanda bulunma' suçundan da yasal işlem başlatılıp serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Muhammet Coşkun'un sağlık kontrolüne getirilmesi

Sağlık kontrolünden çıkartılması

Olaydan sonraki görüntüsü

Tuvaletten görüntü ve polisin incelemesi

(Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))

================================================================

(ÖZEL)

4)İHBARLI SAHTE PLAKA YÜZÜNDEN SENDİKA EĞİTİMİNİN YAŞAMI KABUSA DÖNDÜ

MARDİN'de, yaşayan Sendika eğitmeni Memduh Öztürk'ün yaşamı, emniyet kayıtlarında sahte ikiz plaka nedeniyle kabusa döndü. Araç plakasının emniyet kayıtlarında bombalı eylemde kullanılacağı ihbarı yapılan Öztürk, gittiği her yernde kontrol noktalarına durdurularak sorguya maruz kaldığını söyledi. Öztürk, "20 gündür ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorum. Bir arama noktasında plakamın ikiz plakasının var olduğunu ve bunun sahte plakasının bir arabada takılı olduğu bunun da eylem aracı olarak güvenlik güçlerinin kayıtlarında geçtiğini öğrendiğimde şok oldum. Ertesi gün Kızıltepe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliği'ne plakamın değişikliği ile ilgili bir dilekçe verdim. Maalesef plaka değiştirmeme müsaade edilmedi. 20 gündür günde en az 4-5 arama noktasına takılıyorum. Bu noktalarda yarım saat ile 1.5 saat arasında bekletiliyorum"dedi. Kızıltepe ilçesinde yaşayan ve Belediye-İş sendikasında eğitmen olarak görev yapan Memduh Öztürk'ün yaşamı, 14 Aralık 2017 tarihinde bir kontrol noktasında durdurulması ile değişti. Kontrol noktasında kendisine, aracının sahte ikiz plakası olduğunu ve bunun bombalı bir eylemde kullanılacağı ihbarı bulunduğu söylenen Memduh Öztürk, bir gün sonra Kızıltepe Kızıltepe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliği'ne plakasının değiştirilmesi için dilekçe verdi. Ancak başvurusu kabul edilmeyen Öztürk'ün yaşamı bundan sonra adeta kabusa döndü. Geçtiği her arama noktasında ve her yerleşim alanının giriş çıkışlarındaki mobeselerin ikazı ile güvenlik güçleri tarafından durdurulduğunu söyleyen Öztürk, "20 gündür ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorum. Maalesef plaka değiştirmeme müsaade edilmedi. 20 gündür günde en az 4-5 arama noktasına takılıyorum. Bu noktalarda yarım saat ile 1.5 saat arasında bekletiliyorum"dedi. Kendisinin sendikacı olduğunu hatırlatan ve taşeron yasasından dolayı yoğun bir süreç geçirdiklerini anlatan Memduh Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdrü:

"ŞEHİR'DEN ÇIKAMIYORUM, YOLDA KONTROL NOKTALARINI ARIYORUM"

"İşçilerin yanında olmam, onların sorunlarına çözüm bulmam ve onlara yardımcı olmam gerekirken Mardin dışında hiçbir yere çıkamıyorum. Plakada bu sıkıntı olunca bir yere adım atamaz duruma geldim. Artık hiçbir yere gidemiyorum. Bu konuda çok ciddi anlamda mağduriyet yaşıyorum. Dolayısıyla bu mağduriyetim  çalışan arkadaşlara da yansıyor. Onlara yeterli derecede yardımcı olamıyorum gitmek istediğimiz yere gidemiyorum. En basiti bir haftadır Şırnak'a gitmem lazım Şırnak'la Mardin arasında en az 20 tane arama noktası var. Bugün çıksam ancak yarın yetişirim o da sağlıklı bir şekilde gidebilirsem. Yaşadığım durumdan dolayı psikolojim bozuldu. Yarın bir noktayı fark edemediğim de bir arama noktasına dalgınlığıma denk gelip fark edemediğim zaman hayatı tehlikem de söz konusu. Artık psikolojimiz de bozuldu yol boyu arkama, önüme, sağa sola bakıyorum. Hani bir yerde bir arama noktası olurda göremesem, kaçırırsam arkamdan ateş açılmasın diye sürekli etrafımı kontrol etmek zorunda kalıyorum. Bu de dikkatimin dağılmasına neden oluyor. Gerçekten de  sıkıntı yaşıyorum. O yüzden özellikle yetkililerden rica ediyorum. Lütfen ya bu plakayı değiştirmeme müsaade etsinler veyahut geçici plaka gibi bir çözüm bulsunlar. Sahte plaka bir türlü yakalanmıyor ama her gittiğim arama noktasında günde en az 5 kez durduruluyorum."

Konu ile ilgili yetkililere verdiği dilekçeyi gösteren Öztürk, "Her gün arama noktalarında tutanaklar tutuluyor ve bu tutanaklarda bir anda olmuyor. Yetkili birimlerden bilgileri alınıyor ve bu bilgiler ışığında bu tutanaklar tutuluyor. Hepsinde de GBT sorgulamasından sonra herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı için serbest bırakıyorum. Mesela geçen gün Derik Belediyesinde çalışan arkadaşlara yardımcı olmak için Derik ilçesine gitmiştim, oradan Mazıdağı'na oradan da Mardin'e geldim. Tam 5 arama noktasında en az 5 saat bekledim ve bu da gününün yarısına denk geliyor"diye konuştu.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

-Arabadan görüntüler

-Memduh Öztürk'ün açıklamaları

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Nezir GÜNEŞ/MARDİN,

======================================================================

5)GÖLET İNŞAATINA DÜŞEN TİLKİLER İÇİN SEFERBERLİK

BURSA'nın İnegöl ilçesinde inşaat çalışmaları devam eden Dipsizgöl Göleti'ne düşen ve aç kaldıkları için telef olmak üzere olan 2 tilki, belediye Sahipsiz Hayvan Bakım ve Tedavi Merkezi ekipleri tarafından yoğun çaba sonucunda kurtarıldılar. Bitkin düşen tilkiler, tedavinin ardından doğaya salındı. İnegöl'ün Dipsizgöl Mahallesi'nde yapımı devam eden gölet inşaatının çevresinde gezen mahallenin gençleri, göletin içerisine düşen ve çıkamayan iki tilkinin çırpınışını görünce İnegöl Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakım ve Tedavi Merkezi'ne haber verdiler.

1 KİLOMETRE YÜRÜDÜLER

Bir süre sonra Dipsizgöl Mahallesi'ne gelen ekipler yolun dik ve patika olması nedeniyle araçlarını bırakıp yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra inşaat alanına ulaştı.

BÜYÜK ÇABA HARCADILAR

Gölet içerisine inen ekipler, gölet içerisindeki iki tilkiyi zorlukla yakaladılar. Tilkileri filelerle yakalayan ekipler, bu kez de oldukça dik olan gölet içerisinden çıkmak için büyük çaba sarf ettiler. Bir çok denemeye rağmen filelerdeki tilkilerle gölet içerisinden çıkmaya çalışan ekipler, yoğun çaba sonucunda başarıya ulaştılar. Ölmek üzereyken ekipler tarafından kurtarılan tilkiler, tedavinin ardında doğaya salındılar.

DAHA ÖNCEDE DÜŞMÜŞTÜ

İnegöl Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakım ve Tedavi Merkezi ekipleri tam bir ay önce yani 8 Aralık 2017 tarihinde da aynı gölet inşaatına düşen bir Tilkiyi de kurtarmışlardı.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

-Ekiplerin yakalama ve kurtarma çalışmaları

-Detaylar

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa),

====================================================================

6)2 KIZ ÖĞRENCİYE TACİZDE BULUNAN KANTİNCİYE, 16 YIL HAPİS CEZASI

KONYA'daki bir imam hatip ortaokulunda kantin işleten A.U. (59), 13 ve 14 yaşlarındaki 2 kız öğrenciye tacizde bulunduğu iddiasıyla 'çocuğa cinsel istismar' suçundan her bir taciz olayı için 8 yıl 4 ay olmak üzere toplam 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Olay, 2017 yılının Mart ayında, kent merkezindeki bir imam hatip ortaokulunda meydana geldi.  Okulda kantin işleten A.U., iddiaya göre, sınıf arkadaşı olan S.Y. (14) ile S.S.'yi (13) kantine geldiklerinde fiziki olarak taciz etmeye başladı. A.U., tostlarını kendileri yapmaları için tezgahın arkasına geçmelerine izin verdiği kız öğrencilere burada da tacizde bulundu. Öğrenciler de bu sırada A.U.'nun elini itip, bağırarak, tacizden kurtuldu.

Öğrenciler, daha sonra acıktıklarında kantine gitmeyip, arkadaşlarına sipariş vermeye başladı.  A.U.'nun fiziki ve sözlü tacizlerini her geçen gün artırması üzerine S.Y. ve S.S., durumu rehber öğretmene anlattı. Rehber öğretmenin de kendisine anlatılanları okul yönetimine söylemesi üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. A.U., suç duyurusu üzerine tutuklandı.

Cumhuriyet savcılığınca, A.U.'nun, 2 öğrencinin vücutlarının çeşitli yerlerine sürekli tacizde bulunduğu, tacizini zaman zaman sözlü olarak da gerçekleştirdiği, öğrencilerin yaşları dikkate alınarak, iftira atmaları için bir neden olmadığı gerekçeleriyle 'çocuğa cinsel istismar' suçundan yargılanması talep edildi. Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan A.U., duruşmalarda suçlamaları kabul etmeyip, kendisine iftira atıldığını ileri sürdü.

Mağdur öğrencilerden S.Y., duruşmadaki ifadesinde, "Biz, sınıf arkadaşıyız. Aynı servisle birlikte okula gidip, geliyoruz. Sabahları ders başlamadan yarım saat kadar önce okulda oluyoruz. Kahvaltı yapmak için kantine gittiğimizde bizim tezgah arkasına geçerek, tost yapmamıza izin veriyordu. Bir süre sonra bizi taciz etmeye başladı" diye konuştu.

S.S. ise "Bu tacizler hemen hemen her gün oluyordu. Tacizlerin dozunu gittikçe artırdı. Biz, 'Yapma' dedikçe yapmaya devam etti. Bize cinsel içerikli sözler söylüyordu. Biz de durumu öğretmenimize söyledik. Onlar da polise haber verdi" dedi.

Mahkeme heyeti, A.U.'yu taciz suçunu birden fazla gerçekleştirdiği gerekçesiyle her bir taciz olayı için 8 yıl 4 ay olmak üzere toplam 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı.

Tolga YANIK/KONYA, -

==========================================================

7)AMBULANS ŞOFÖRÜNDEN ALKIŞLANACAK DAVRANIŞ

MANİSA'nın Saruhanlı ilçesinde, 112 Acil Servis ambulans şoförü Çetin Karamanlar, diyabet hastalığı nedeniyle iki bacağı diz üzerinden kesilen bir hastayı, evinin bulunduğu sokak alt yapı çalışması nedeniyle kapalı ve çamurlu olduğu için 500 metre sırtında taşıyarak evine ulaştırdı.

Ambulans şoförü Çetin Karamanlar, Saruhanlı Devlet Hastanesi'nden aldığı diyabet hastası, 70 yaşındaki Muzaffer Tumlu'yu geçen 4 Ocak'ta saat 11.00 sıralarında, Şehzadeler İlçesi Selimşahlar Mahallesi'ndeki evine götürmek için yola çıktı. Tedavisi nedeniyle iki bacağı diz üzerinden kesilen Tumlu'nun yaşadığı evin sokağına gelindiğinde alt yapı çalışması nedeniyle yolun kapalı ve çamur olması nedeniyle ambulans giremedi. Bunun üzerine Karamanlar, Tumlu'yu 500 metre sırtında taşıyarak evine ulaştırdı. Bu sırada ambulanstaki paramedikler de Tumlu'nun refakatçi olarak yanında bulunan eşine yardımcı oldu.

Ambulans görevlileri olarak, bu tür olaylarla zaman zaman karşılaştıklarını belirten Karamanlar, "Bu bizim insanlık görevimiz. Yapacak başka bir şey yok. Hastayı yolda bırakamazdım. Sırtıma alıp, taşıdım" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

-Ambulans şoförü Çetin Karamanlar'ın, bacakları kesik olan, diyabet hastası 70 yaşındaki Muzaffer Tumlu'yu sırtında taşımasından cep telefonu görüntüsü

(Haber: Celal KÖKÇÜOĞLU / SARUHANLI (Manisa),

====================================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Muhammet Coşkun İnegöl Mardin Konya Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title