Haberler

Aşık Veysel'in Torunu Çiğdem Özer: İYİ Parti Merkez Partisidir

Güncelleme:

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Başdanışmanı ve Aşık Veysel'in torunu Çiğdem Özer "İYİ Parti, merkezin ne sağında ne de solundadır, bir merkez partisidir." dedi.

1)AŞIK VEYSEL'İN TORUNU OLAN AKŞENER'İN BAŞDINIŞMANI ÖZER: İYİ PARTİ, NE SAĞDA NE DE SOLDADIR, MERKEZ PARTİSİDİR

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Başdanışmanı olan Aşık Veysel'in torunu Çiğdem Özer, partilerinin ne sol, ne de sağda olduğunu belirterek, İYİ Parti'nin merkez partisi olduğunu söyledi. Özel bir holdingde üst düzey görevindeyken İyi Parti'in kurulmasının ardında işinden istifa edip, siyasete atılan 41 yaşındaki Çiğdem Özer, partinin kurucular kurulu üyesi ve Genel Başkan Meral Akşener'in başdanışma olarak görev aldı. İYİ Parti olarak her kesime eşit mesefade olduklarını dile getiren Özer, partisini merkez partisi olarak tanımladı. İyi Parti Türkiye'de hiçbir siyasi partinin devamı olmadığını söyleyen Özer, "İYİ Parti yeni bir partidir, bir merkez partisidir. Merkezin ne sağında ne de solundadır. İYİ Parti merkez partisidir. Her kesime eşit mesafede duran bir partidir"dedi.

"ALEVİLERİN SIKINTILARI SORUNLARI DERTLERİ NEDİR YERİNDE MEKANINDA ÖĞRENDİK"

Aşık Veysel'in torunu olan İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi ve Genel Başkan Meral Akşener'in Başdanışmanı Ciğdem Özer, parti olarak yurt gezilerinde Doğu ile batıyı birleştirmek ve insanlara dokunmak istediklerini belirtirek, "Biz her bölgeye giderek hem konuşarak, gözlerinin içine bakarak  ve yüreklerine dokunarak bu gezilerimizi ara vermeden sürdürüyoruz"dedi.  Tunceli'ye yaptıkları geziyi de değerlendiren Özer, Tunceli'nin Türkiye'de çok özel bir yere sahip olduğunu, Alevi kültürünün en yoğun yaşandığı yer olması sebebiyle hem kendisi, hem partisi, hemde Türkiye için çok özel bir yere sahiptir olduğunu kaydetti. Tunceli'den genel başkanları Akşener'in inanılmaz mutlu bir şekilde ayrıldığını söyleyen Başdanışman Özer, "Tunceli'de insanların bizi kucaklaması karşılaması çok sıcaktı. Cemevinde bizlerle yemeklerini paylaştılar. Tunceli halkına dokunarak ileriki dönemlerde Tunceli'nin ve bölgenin sorunlarını anlamak ve aktarmak, dile getirmek anlamında insanlarla birebir yüz yüze konuşmak çok değerlidir. Alevilerin sıkıntıları sorunları dertleri nedir yerinde mekanında öğrendik. Alevi dedelerimiz cemevinde Alevilerin sorunları talepleri nedir bizlere aktardı. Alevilerin sorun ve taleplerini çözmek için İyi Parti kararlıdır. İktidara geldiğimizde bu sorunları çözeceğimizde son derece eminim herkeste buna inansın" dedi.

'HER KESİME EŞİT MESAFEDE DURAN BİR PARTİYİZ'

İYİ Parti olarak her kesime eşit mesefade olduklarını dile getiren Çiğdem Özer, partisini merkez partisi olarak tanımladı. İYİ Partinin Türkiye'de hiçbir siyasi partinin devamı olmadığını söyleyen Özer, şöyle konuştu:

"İYİ Parti yeni bir partidir, İYİ parti bir merkez partidir. Merkezin ne sağında ne de solundadır. İYİ Parti merkez partisidir. Her kesime eşit mesafede duran bir partidir. İYİ Parti merkezde olduğu sürece merkezin sağında ve solunda tüm insanları tüm vatanını seven, milletini seven tüm yurttaşları yüzde yüz kucaklayan bir parti olarak doğdu. Bu çizgisini de ısrarla sonuna kadar devam ettirecektir. Zaten parti yöneticilerine baktığınız zaman, kurucular kurulu, genel idare kurulu, divan kurulu yani bizim bütün kurullarımızda  farklı siyasi görüş ve düşüncelere sahip, farklı etnik gruplara sahip pek çok insanımız var. Farklı görüş ve düşüncedeki insanlar olarak tek bir çatı altında toplandık. Bir tek ortak amacımız var ülkemize milletimize hizmet etmek. Biz İYİ Parti olarak, Türkiye'de kutuplaşmadan sevgi içinde barış içinde insanlarımızla bütünleşmek için yola çıktık. Yani dolayısıyla gelen tepkiler yersiz bir Alevi olarak İYİ Parti'de bulunmak benim için onur ve duyuyorum. Bizim partinin temel görüşü farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir. Kimse kimseyi ötekileştirmek istemiyor. Tam birlik ve beraberlik içersinde sevgi dilini kullanarak bu yolda yürümeye başladık."

"DEDEMİN BİRLİK VE BERABERLİK FELFESİYLE YOLA ÇIKTIK"

Halk ozanı dedesi Aşık Veysel'in felsefesiyle yola çıktığını dile getiren Özer, "Benim burada olmamın nedeni dedem Aşık Veysel'in birlik ve beraberlik felsefesinde yola çıktığımız zaman 50 sene önce yazdığı çok sevdiğim bir şiiri var. Dinlerin, mezheplerin, ırkların, insan hayatında bu ayrışmaların bu kutuplaşmaların onları ne kadar felakete gördürdüğünü ifade eden bir birlik destanı vardır. Ben bu destanı çok seviyorum ve ilkemize de bu destandaki bütün cümlelerin bütün satırların devamını diliyorum. Destanda diyor ki, 'Allah birdir Peygamber hak. Rabbin alemindir mutlak. Senlik benlik nedir bırak söyleyeyim geldi sırası. Kuran'a bak İncil'e bak dört kitabın dördü de Hak. Hakir görüp ırk ayırmak hakikatte yüz karası.' Bu çok uzun bir şiir ve son kıtasında diyor ki, 'Veysel sapma sağa sola, sen Allah'tan birlik dile, ikilikten gelir bela, dava insanlık davası.' İşte biz bu aşkla ülkemize hizmet etmek için dedemin yani Aşık Veysel'in birlik ve beraberlik felsefisi  üzerinden yola çıkarak herkesin Anayasa önünde eşit haklara sahip olduğu fikri ile yola çıkıp tüm insanları kucaklamayı hedefledik"dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Özer'in konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ,

============================================================

2)KONYA'DAKİ FETÖ OPERASYONUNDA 6 MUVAZZAF ASKER TUTUKLANDI

Konya merkezli 2 ilde, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgütün 'mahrem askeri' personeline yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 13 kişiden 6'sı, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, daha önce gözaltına alınan itirafçı şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda çalışma başlattı. Çalışma sonrası Hava Kuvvetleri'nde görevli 'mahrem asker' olarak bilinen 10 muvazzaf astsubay ile 2'si öğretmen 13 kişi hakkında yakalama kararı verildi.

Konya ve Ankara'da geçen 28 Aralık'ta düzenlenen eş zamanlı operasyonda şüphelilerin tamamı yakalanarak gözaltına alındı. İl Jandarma Komutanlığı'ndaki sorguları tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edildi. 6 asker çıkarıldığı mahkemece tutuklanırden, itirafçı olduğu belirtilen 7 şüpheli ise adli kontrol kararı ve yurtdışı çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------------

Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi

Sağlık kontrolünden çıkartılması

(Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))

============================================================

3)AKCİĞER NAKLİ İLE ÖZGÜR NEFES ALACAK

İzmir'de, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı'nda yapılan akciğer nakli ile sağlığına kavuşan 47 yaşındaki Mustafa Yüksel, solunum cihazı olmadan özgürce dolaşabileceği bir gelecek için gün sayıyor.

İzmir'de kronik akciğer hastası Mustafa Yüksel, Denizli'de beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin bağışlanan organlarından akciğerinin nakledilmesi ile yeni bir hayata başladı. Ege Üniversitesi Hastanesi'nde 2 hafta önce yapılan operasyonla yeni akciğerine kavuşan evli ve 2 çocuk babası Mustafa Yüksel, hem kendisini sağlığına kavuşturan doktorlara hem de organ bağışında bulunan aileye teşekkür etti. En çok dışarda özgürce dolaşabileceği günlerin hayalini kurduğunu söyleyen Yüksel, solunum cihazı olmadan yaşamını devam ettirebilmesini sağlayacak nakil işlemini gerçekleştiren 10 kişilik ekibe minnettar olduğunu dile getirdi.

1 YILDIR SIRTINDA CİHAZ TAŞIYORDU

Ekibin sorumlusu Dr. Ali Özdil, hastanın hem kronik akciğer rahatsızlığı hem de havayollarının genişlemesi nedeniyle sık enfeksiyon yaşadığını belirterek, "Hastamız son 1 yıldır sırtında oksijen cihazıyla dolaşıyordu. Birkaç ay önce sürekli maske takmaya ve yardımcı solunum desteği almaya başladı. Nakil için çok uyumlu ve istekliydi. Organ Denizli'deki genç bir donörden bulundu. Gayet sağlıklı genç bir hastanın akciğerini iki taraflı olarak hastamıza naklettik. Birkaç gün içerisinde taburcu edeceğiz" dedi. Akciğer naklinin tedaviye yanıt vermeyen ve başka bir şansı kalmayan hastalara yapıldığını anlatan Dr. Özdil, hastanelerinde 3'üncü kez akciğer nakli gerçekleştirdiklerini söyledi. Özdil şöyle konuştu:

"Akciğer nakli en çok sigara içimine bağlı KOAH hastaları ile halk arasında akciğer sertleşmesi olarak bilinen hastalarda ihtiyaç olarak ortaya çıkar. Bu hastalarımızın akciğerleri giderek tahrip oluyor. Türkiye'de akciğer nakli için ruhsatlı 4 hastane var. İstanbul ve Ankara dışında İzmir'de sadece Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde gerçekleştiriliyor. Sağlık Bakanlığı'nın kriterlerine uygun hale gelerek 2015 yılında ruhsat aldık. Ruhsat aldıktan sonra ilk ameliyatımızı Mayıs 2016'da yaptık. Nakil süreci yaklaşık 24 saat. Organın sunulmasından ameliyatın bitimine kadar 24 saat geçiyor. Nakil için organ alındıktan sonra burdaki nakil süresinin 12 saati geçmemesi gerekiyor."

RİSKLERİ FAZLA

Akciğer naklinin diğer nakil işlemlerine göre daha riskli olduğunu dile getiren Dr. Ali Özdil, nakilden sonra hastaları bilgilendirdiklerini ve şartları kabul edenlere nakil yaptıklarını kaydetti. İlk başvuruda hastaya bir kitapçık verdiklerini anlatan Özdil, "Diğer organ nakillerinde organın dış ortamla bağlantısı kesilir. Organlar görevine devam eder. Ama akciğer hem havayla hem de kan yoluyla işlevlerini yerine getiren bir organdır. Bu nedenle dış enfeksiyonlara çok daha açıktır ve riskleri daha fazladır. Nakil yapacağımız hastaların yaşadıkları evi bile kontrol etmek zorundayız. Nakilden sonra sobalı yada kaloriferli bir evde yaşaması dahi büyük önem taşıyor. Buradan çıktıktan sonra belirli bir süre kalabalık ortamlardan uzak durmaları gerekiyor. Aldıkları ilaçları ömür boyu kullanacaklar. Beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor" diye konuştu.

Görüntü dökümü

--------------------------------------

-Dr. Ali Özdil ile röp,

-Hasta Mustafa Yüksel ile röp,

-Hasta odasında doktorlarıyla detay görüntü,

-Dr. Pervin Korkmaz'ın konuşmasından görüntü

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,

=======================================================

4)OCAK AYINDA DENİZ VE KAR KEYFİ

Muğla'nın Köyceğiz ilçesinin yüksek kesimleri beyaz örtüyle kaplanırken, Ortaca'da yüzünü gösteren güneş yazdan kalma bir gün yaşattı. Bazı kişiler, kartopu oynamak için Köyceğiz'i, güneşli havanın keyfini sürmek isteyenler ise Ortaca sahillerini tercih etti.

Son haftalarda aşırı yağışlar ve soğukların etkili olduğu Muğla'da, mevsim adeta yaza döndü. Hafta sonundan itibaren hava sıcaklarının artış gösterdiği kentte sıcak hava sokaklara da yansıdı. Pek çok kişi, piknik alanları ile deniz kenarlarına akın etti. Dalyan İztuzu Plajı ve Sarıgerme sahili, bölge halkının en çok tercih ettiği yerlerin başında yer aldı. İzituzu ve Sarıgerme tesislerine gelenler, aileleri ve dostları ile birlikte piknik yaptı, balık tuttu ve sahilde gezdi.   Köyceğiz'in 900 rakımlı Ağla ve Çövenli yaylalarında 30 santimetreye kadar ulaşan kar, bölgeyi beyaza bürüdü. Bazı kişiler ise kartopu oynamak için yaylaları tercih etti. Beyaz örtünün tadını çıkartan vatandaşlar, kartopu oynayıp kardan adam yapıp gönüllerince eğlendi. Köyceğiz Ağla ve Çövenli Yaylası'nda kar keyfi yaşayanlar, "Muğla'da 1 günde, 2-3 mevsimi aynı anda yaşayabiliyorsunuz. Şimdi burada karda oynarken, çok değil yarım saat ötede İztuzu ve Sarıgerme sahillerin de güneşli ve güzel bir gün var. Hatta denize bile girebilirsiniz. Bu doğanın Muğla'ya armağanıdır" dedi.

Görüntü dökümü

---------------------------

Deniz kenarında görüntü

Göl kenarında görüntü

Kardan görüntü

Genel ve Detay görüntü

( Haber- Kamera;: Cihan KAYA / ORTACA (Muğla),

==================================================================

5)ŞİKAYET KUTULARINDAN KUŞLARA YUVA

Manisa'nın Kırkağaç Devlet Hastanesi yetkilileri, kurumda ömrünü tamamlamış şikayet kutularından kuş yuvası yapıp, hastane bahçesinin çeşitli yerlerine astı.

Kış mevsimiyle birlikte havaların soğumasıyla kuşların sığınacak yer arayışına kolaylık sağlanması için Kırkağaç Devlet Hastanesi yetkilileri, dikkat çeken bir çalışma yaptı. Kırkağaç Devlet Hastanesi'nde ömrünü tamamlamış şikayet kutuları, kuş yuvalarına çevrildi. 10 yuva, hastanenin çeşitli yerlerine asıldı.

Kırkağaç Devlet Hastanesi Başhekimi Ali Münger, "Havaların soğumasıyla birlikte, bütün hayvanlar soğuktan korumak için barınacak yer arayışına giriyor. Biz de daha önce hastanemizde kullanılan dilek ve şikayet kutularını ekonomik ömrü dolduğu için atmak yerine, kuşların barınması ve soğuktan korunması için bir yuva olarak kullanmaya karar verdik. Bahçemizdeki ağaçlara astık. Bir nebze de faydamız olursa ne mutlu bize" dedi.

Görüntü dökümü:

----------------------------

Kafeslerin ağaçlara asılması

Vatandaş röp.

Genel ve Detay görüntü

(Haber- Kamera: Erdinç ALKAN / KIRKAĞAÇ (Manisa),

===================================================================

(ÖZEL HABER)

6)SİVAS'A ÖZGÜ AĞIZLIK VE KALEMLİK ÜRETİMİYLE GEÇEN 60 YIL

Sivas'ta 5 çocuk babası Ali Yazarlı (69), 9 yaşında başladığı kente özgü 'kalemlik ve ağızlık' ustalığında 60 yılı geride bıraktı. 'Çubukçuluk' diye de anılan ve 1800'lü yıllardan bu yana devem eden meslekte çırak bulma sorunları yaşanıyor. Yazarlı, "Biz bu meslek ölmesin diye uğraş veriyoruz" dedi.

Ağızlıkçılık veya 'Çubukçuluk' ismiyle anılan kente özgü el sanatının başlangıcı 1800'lü yıllara kadar gidiyor. Sivas ağızlıklarının yapımında Tokat- Erzincan- Kars ve Ağrı yörelerinden temin edilen germişek, gürden ya da karamuk ağaçları kullanılıyor. Germişek çubukları yapılacak ürüne uygun boyda kesiliyor. Uzunluklarına göre lüleli, topcık başlı, yanma başlı, ufak lüleli ağızlık, arabalı ağızlık gibi çeşitli adlar veriliyor. Tomruk makinesinde kabukları soyulan çubuklar tornaya bağlanarak desen veriliyor. Sonra, nakış keskisi adı verilen ince uçlu işleme kalemi ile ince desenler oluşturuluyor. İşlemleri bitirilen ağızlıklar kezzaba batırılıyor. Ateşe tutularak zımparalanan parçalar yeniden torna mekinesinde işlenerek ağızlık kısmı açılıyor. Daha sonra yeniden kezzaba batırılıp kızartma ve cilalama işlemi yapılıyor. Bu şekilde hazırlanan ağızlık, kalemlik, şamdan ve minare gibi hediyelik eşyalar, son olarak ince renkli ipekler ile üzerine işlenen 'Sivas hatırası' yazısı ile tamamlanıyor.

Sivas Belediyesi'ne ait İhramcızade Kültür ve Sanat Merkezi içinde 60 yıldır 'Çubukçuluk' mesleğini icra eden Ali Yazarlı,mesleğin 1800'lü yıllarda yaşadığı belirtilen aslen Malatya Darendeli olan ve Sivas'ta ikamet eden Çubukçu Aziz Baba'dan başladığı söyledi. Kendisinin mesleğe babası Mehmet Yazarlı'nın yanında 9 yaşında başladığını anlatan Yazarlı, 60 yıldır sanatını yaşatmaya çalışıyor. Yazarlı, "Babam da bu mesleğe çekirdekten yetişmiş. Ben de çocukken bu mesleğe başladım. Gün geçtikçe bu mesleği daha da geliştirmek için uğraştım. Mesleğimiz geçmiş tarihlerde 'çubukçuluk' diye anılıyordu. Eskiden sadece ağızlık yapılıyordu. 1975 yıllarından sonra masa kalemliği üretmeye başladık. Daha da ilerleterek gümüş kaplamalı şekilde kalemlik yapmaya başladım. Bunları yaparken ilk olarak tornada yapıyoruz. Sağlam olması için gürgen ağacını seçiyoruz. Kalemlerimizi de germişek ağacı dediğimiz bir ağaçtan yapıyoruz. Sağlam olması için bu ağaçları seçiyoruz" dedi.

'TÜRKİYE'DE BAŞKA YERDE YOK'

Çubukçuluk, kalemlik ile ağızlık üretiminin sadece Sivas'ta yapıldığını, başka illerde üretimi olmadığını belirten Yazarlı şöyle devam etti:

"Her taş yerinde ağırdır. Bu ürünler Sivas ile özdeşleşmiştir. Sivaslı olan herkes yer yerde bunları bilir. Şimdi dışarıdan kente gelenler genellikle gümüş işleme yaptığımız türdekileri alıyorlar. Sadece ahşap olan kalemlik ve ağızlıkların alımı azaldı. En çok gümüş işlemeler alınıyor. Ben emekli olduğum için az miktarda yapıyorum. Az yaptığım için sadece Sivas'a satıyorum. Şu anda az yaptığımız için dışarıya gönderemiyoruz. Tatillerde, yaz geldiğinde yurtdışından gelen turistler ve Sivaslı olup dışarda kalan vatandaşlarımız bunlardan alıyorlar. Bu kalemlikleri 2 günde yapıyoruz. Ürünlerin fiyatı çeşidine göre 70 liradan başlıyor. Biz burada sadece sanatı devam ettiriyoruz. Zannetmeyin ki bundan para kazanılıyor. Bunu ancak seri imalata geçirirsek ve yurt dışına ihraç edersek para kazanırız. Biz el sanatları ölmesin diye buradayız."

'BU MESLEĞİ SEVEREK YAPMAK LAZIM'

Sivas'ın en gözde el sanatları arasında bulunan kalemlik ve ağızlık üretiminde bugünlerde çırak bulma problemi yaşadıklarını söyleyen Yazarlı şunları söyledi:

"Şimdi biz de çırak yetiştirmeye çalışıyoruz. Biz birşeyler öğretirken özellikle çekirdekten yetişmesini istiyoruz. Bunu öğretmek için küçük yaşta, 10 yaşlarında bu işe başlanması lazım. Bu yaşlardaki çocuğu bulamıyoruz. Çünkü gelmiyorlar. Çünkü bizim verdiğimiz az bir para oluyor. O yüzden gelmiyorlar. Biz buna bir hayli emek veriyoruz. Bu kara kalem ile resim yapmaya benzemiyor. Bu mesleği severek yapmak lazım. Biraz meşekkatli olduğu için çocuklar fazla gelmiyor. Ama biz yine de senede bir kişide olsa öğretsek kardır diyoruz."

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Atölyeden görüntüler

-Tornada kalemlik üretimi

-Üretilen ürünlerden örnekler

-Ustanın konuşmaları

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,

(463 mb)

=====================================================================

(ÖZEL HABER)

7)BELGESELDEN ETKİLENDİ, SU KABAĞI İŞLEMEYE BAŞLADI

Tokat'ta yaşayan Nihal Mert (30) 8 yıl önce izlediği belgeselden etkilenerek su kabağı süsleme işi yapmaya başladı.

Kent merkezinde çiçekçi dükkanı işleten Nihal Mert 8 yıl önce belgeselde izlediği su kabağı işleme sanatına merak saldı. Mert, daha sonra araştırarak bu işi öğrenmeye başladı. Ardından Muğla Üniversitesi Peyzaj Uygulama ve Süs Bitkileri Üretimi Teknikerliği Bölümü okumaya karar verdi. İstediği bölümü kazanan Mert, öğrencilik hayatı boyunca araştırmaya ve kendini geliştirmeye devam etti. Okulu bitirdikten sonra memleketi Tokat'a gelerek 1 yıl önce çiçekçi dükkanı açtı.

Belgeselde gördükten sonra bu işe merak saldığını ifade eden Nihal Mert "8 yıl önce su kabakları ile tanıştım bir belgesel vasıtasıyla. Çok ilgimi çekti, araştırma yaptım ve ben de bu sanatı icra etmeye karar verdim. Üniversiteye gitmeden önce sukabağı lambası yapıyordum. Ancak o zaman sadece çivi ile yapıyordum. Bir makinesi olduğunu bilmiyordum. İzlediğim belgeselde de aynı şekilde çivi ile çalışılıyordu. 1 sene boyunca sadece çivi ile çalıştım, işlemeler yaptım. Üniversiteyi Muğla'da okuduğum için ve su kabaklarının asıl vatanı Muğla olduğu için orada da aynı şekilde merakımın peşine düştüm ve bu işi yapan ustalarla tanıştım. Onları izledim, bilgiler aldım. Üniversite hayatım boyunca boş kaldığım zamanlarda, ders aralarında aynı şekilde su kabağı işleyerek hem harçlığımı çıkarttım hem de bu işi daha iyi öğrenmiş oldum. Üniversite bittikten sonra kendi memleketim Tokat'a döndüm. 1 yıl önce kendi iş yerimi açtım. Şu anda hala su kabağından lambalar, bahçe aksesuarları üretimi yapıyorumö dedi.

'İLGİDEN MEMNUNUM'

İşini keyifle yaptığını ve müşterilerinden ilgi gördüğünü belirten Mert şöyle konuştu:

"Yaptığım kabakları kendim üretiyorum. İşlemesini yaptığım kabakların şubat ayında tohumunun ekimini yapıyorum. 5-6 ay sonra kabakların hasat zamanı oluyor. Hasadımı yapıyorum. 2 sene boyunca kabakların kurumasını bekliyorum. Yaş iken işleme yapılmıyor. 2 sene sonra işlemeye başlıyorum.Su kabaklarına ilgi çok güzel, gurbetçi vatandaşlarımız çok ilgi gösteriyorlar. Tokat'tan yaşadıkları memlekete giderken yapraklarını alıyorlar, çemenlerini alıyorlar, artık bunun yanı sıra benim kabaklarımdan da alıp gidiyorlar. Çünkü her kabağımın üzerinde yöreye özgü Tokat Yazması'ndan esinlendiğim işlemeler var. Üzerinde Tokat yazan işlemelerim ve ak zambak lambalarım var. Çok hoşlarına gidiyor. Giderken götürüyorlar. Şu anda güneydoğuda çok fazla müşterim var. Yani Urfa'da bir balkonda benim kabaklarımın sallanması beni çok mutlu ediyor. Onur verici, gurur verici."

Görüntü Dökümü

--------------------------------------

-Dükkandan görüntüler

-Yaptığı el kabağı işlemeler

-Mikene ile çalışması

-Konuşmaları

Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT,

(239 mb)

================================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Meral Akşener Tokat Sivas Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

ASAT Antalya su kesintisi: Antalya'da sular ne zaman gelecek? 26-27 Nisan 2024 Antalya su kesintisi listesi! Ateş Kuşları 53. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 26 Nisan Ateş Kuşları yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? Kara Ağaç Destanı 10. Bölüm fragmanı yayınlandı mı? 26 Nisan Kara Ağaç Destanı yeni bölüm fragmanı izleme linki var mı? İSKİ İstanbul su kesintisi: İstanbul'da sular ne zaman gelecek? 26-27 Nisan 2024 İstanbul su kesintisi listesi! Survivor 2024 Anlat Bakalım kim kazandı? 26 Nisan Cuma Anlat Bakalım ödülü ne oldu, hangi takım kazandı? Survivor Bil Bakalım'ı kim kazandı, kaç kaç bitti? 26 Nisan Cuma Survivor Bil Bakalım ödülü ne, hangi takım kazandı? Arka Sokaklar CANLI izle! 26 Nisan Cuma KANAL D Arka Sokaklar yeni bölüm full HD canlı yayın izle! Ateş Kuşları CANLI İZLE! 26 Nisan Ateş Kuşları 52. Yeni bölüm CANLI YAYIN! Ateş Kuşları FULL İZLE! İZSU İzmir su kesintisi: İzmir'de sular ne zaman gelecek? 26-27 Nisan 2024 İzmir su kesintisi listesi! Tolga Daşkıran neden tutuklandı? İkinci Kadir Şekerci davası olayı ne, ne zaman oldu? Kara Ağaç Destanı canlı izle! Kara Ağaç Destanı 9. bölüm TRT 1 HD izleme linki! ASKİ Ankara su kesintisi: Ankara'da sular ne zaman gelecek? 26-27 Nisan 2024 Ankara su kesintisi listesi! Göz seğirmesi neden olur? Göz seğirmesi belirtileri, ne anlama geliyor? Fatih Mehmet Maçoğlu'nun yeni işi ne? Maçoğlu'nun yeni mesleği ne oldu? ANOREKSİYA NEDİR? Nihal Candan'ın hastalığı anoreksiya ne, belirtileri neler?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title