Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 4

1- SULTANGAZİ'DE İNŞAAT ALANINDA TOPRAK KAYMASI : 1 KİŞİ ÖLDÜHaber-Kamera: Ersan SAN - Murat SOLAK - İSTANBUL DHASultangazi'de bir inşaat alanında yapılan çalışma sırasında meydana gelen toprak kayması sonucu 1 kişi hayatını kaybettiOlay saat 15.30 sıralarında meydana geldi.

1-  SULTANGAZİ'DE İNŞAAT ALANINDA TOPRAK KAYMASI : 1 KİŞİ ÖLDÜ

Haber-Kamera: Ersan SAN - Murat SOLAK -  İSTANBUL DHA

Sultangazi'de bir inşaat alanında yapılan çalışma sırasında meydana gelen toprak kayması sonucu 1 kişi hayatını kaybetti

Olay saat  15.30 sıralarında meydana geldi. İsmetpaşa Mahallesi 91. Sokak'ta bulunan inşaat alanında kazı çalışması yapılırken henüz bilinmeyen nedenle toprak kaydı. Toprak altında bir kişinin kaldığı belirtililirken olay yerine gelen itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Toprak altında kaldığı belirtilen kişinin yakınları sinir krizleri geçirdi. Arama kurtarma çalışmaları sonucu Cumali Yıldız (23)'ın cansız bedenine ulaşıldı.  Yıldız'ın cesedi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Görüntü Dökümü:

----------

-Kurtarma çalışmalarından görüntü

-Sinir krizi geçirenler

-Cesedin çıkarılması

-Detaylar

DHA FEED

==============================

(aktüel görüntü ile geniş haber)

2- CHP İSTANBUL İL BAŞKANI KAFTANCIOĞLU'DAN HAKKINDAKİ İDDİALARLA İLGİLİ AÇIKLAMA

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu,

"Bu topraklarda siyasi linç çok kolay. Çıkarlar uğruna insanları hedef göstermek kolay. Kızımın seyahatteki fotoğrafları altına yapılan yorumları, tehditleri... Bizim çocuklarımızın günahı ne? Benim kızım sadece annesi özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor diye, hedef gösterilmeli mi?"

"Sayın Erdoğan'ın annesine küfür olan bir duvar yazısını da paylaşmışım. Bizim için anne olmak ve annelik hepimiz için çok kutsaldır. Ben hiç kimsinin annesine bir şey dedirtmeyeceğim gibi, Sayın Erdoğan'ın annesine bir şey denildiğinde de bunun karşısında duracak biri olarak bu paylaşımımdan dolayı Sayın Erdoğan'dan samimi bir şekilde özür dilediğimi ifade etmek isterim"

"Bu memlekette terörist olduğu iddiasıyla tutuklanan bir genelkurmay başkanı var. Dolayısıyla işine gelmeyenleri söyleyenlerin kodese atıldığı, herkesin terörist olduğu, terörist yaptırıldığı bir ortamda Ahmet Şık nasıl FETÖ'cü denilip içeride yatıyorsa, AK Parti zihniyeti ve yargısıyla da terörist denilmek benim için olsa olsa onur ve gurur olur"

Haber : Gülseli KENARLI - Kamera: Harun UYANIK - Zeki GÜNAL / İstanbul DHA

Hafta sonu yapılan CHP İstanbul 36. Olağan Genel Kurulu'nda İl Başkanlığı'nı kazan Canan Kaftancıoğlu görevi Cemal Canpolat'tan devraldı. CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlenen törende devir teslimin ardından Kaftancıoğlu slayt gösterisi eşliğinde hakkındaki iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Devir teslim töreninde ilk olarak eski İl Başkanı Cemal Canpolat bir konuşma yaptı. Canpolat, görevi demokrasinin bütün kurallarıyla ama kol kola yarıştığı Canan Kaftancıoğlu'na devrettiğini belirterek,  "Eski bir il başkanı olarak sonuna kadar yanında olduğumu bilmenizi istiyorum. 95 yıllık geleneği olan bir partinin üyeleriyiz. 95 yıldır yüzlerce kongremiz, yarışımız oldu. Kongrenin bittiği gün sadece dışa dönük mücadelede hep beraber, omuz omuzaydık. Ülkemiz çok zor koşullar içerisinde, dışarıda uluslararası sermayenin kuşatması altında, içeride gericiliğin kuşatması altında. Birbirimizle uğraşacak bir tek dakikamız yoktur. Biz seçildiği günden beri, dışarıda, basında, kamuoyunda bir linç girişimiyle karşı karıya kalan il başkanımızın yanındayız. Ülkemizin bu zor koşullarında sadece bizim omuz omuza olmamız yetmiyor. Bizim dışımızda, bizim gibi düşünmeyen milyonlarla omuz omuza artık bu ülkeyi içeride ve dışarıda uluslararası sermayenin kuşatmasından kurtarmanın tam zamanıdır. Ötekilerin yüzü olacağız. İstanbul'un arka yakasının mücadelesini vereceğiz. Dışlananların, itilenlerin, sahipsizlerin, kimsesizlerin yani yerinden yurdundan edilenlerin… Her sene 450 bin göç alan İstanbul'un, güney doğusunun boşaltıldığı insanların inancından, düşüncesinden dolayı ötekileştirildiği yalnızlaştırıldığımız bir dönemde İstanbul il kongremizin ülkemize, milletimize ve partimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi. Canpolat konuşmasının ardından, Kaftancıoğlu'na rozet taktı ve çiçek verdi.

"BENİM ŞAHSIMDA BANA YAPILAN SALDIRILAR PARTİMİZE YAPILAN SALDIRILARDIR"

Canpolat'ın ardından konuşan Kaftancıoğlu, bir bayrak yarışını teslim alacağını ifade ederek, "Sevgili başkanımız 'eski il başkanı' dedi. Ama ben başkanımızın izniyle kendisini ve geçmişteki bütün il başkanlarımızı kastederek, eskimeyen üreten il başkanları olarak yan yana olacağımızın bilgisini vermek isterim" dedi.

Kaftancıoğlu, daha sonra salonda bulunan partililere seslenerek, "Sizler bugün sadece bir görev devir teslimine gelmediniz. Bizler bugün buraya mesnetsiz iddialara, sahte hesaplara, pusu kültürü ile saldıranlara inat, partimize, il başkanlığımıza sahip çıkmaya geldik.  CHP'li olmanın onuru ve gururuyla  hepinizi selamlıyorum. Bugünlere de benim şahsımda bana yapılan saldırılar partimize yapılan saldırılardır. Bugün buradasınız çünkü İstanbul'a sahip çıkmaya geldiniz. Rantın, talanın, betonun İstanbul'una son verip, yeniden, güzelden, gençten, kadından yana olan İstanbul'u mümkün kılmaya geldiniz. 'Başka bir İstanbul mümkün' diyenler olarak 'büyük İstanbul yürüyüşümüzü' başlatıyoruz. Bizlerin teslim olacağını düşünenler yanılıyorlar. Bizler zor şartlar altında dahi "manda ve himaye kabul edilemez" diyen tıbbıyeli Hikmetlerin, Trakya'dan Anadolu'ya Kuva-i Milliye'yi örgütleyen mazlum halkların umudu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün nesliyiz. Bizler onun izinden giden, kurucumuz ve kurtarıcımız ve birleştiricimiz olarak gören yurttaşları, yoldaşları, neferleriyiz.  Bu topraklardaki aydınlık ateşini İstanbul'un çeperlerinden başlayarak merkeze getirip, büyütmeyi geliyoruz. Söylemde değil, eylemde birlikte olacağız. 39 ilçeden ayağa kalkacağız. Bunu görüyorlar ve bu nedenle korkuyorlar. Genel Başkanımızın başlattığı milyonlara umut olan hak, hukuk, adalet yürüyüşünün İstanbul'da nasıl vücut bulduğunu ve bunun nasıl sonuç alacağını görüyorlar. Bu nedenle korkuyorlar ve saldırıyorlar. Bu nedenle saldırıları anlıyorum" şeklinde konuştu.

İLK VE SON KEZ CEVAP

Devir teslim törenin ardından Kaftancıoğlu, bir basın toplantısı düzenledi. Kaftancıoğlu, hakkındaki iddialarla ilgili olarak ilk ve son kez konuşacağını belirterek, ilk olarak eşinin kişisel sosyal medya hesabında paylaştığı ve üzerinde "7 dakika önce bu tabakta ¼ domuz vardı" yazılı fotoğrafa ilişkin açıklama yaptı. Fotoğrafta çatal ve bıçağın yerinin, fotoğrafı çeken kişinin açısından bakıldığında, tabağın karşı tarafın olduğunu belirten Kaftancıoğlu, "Bunu bile söylemeyi ayıp sayıyorum. Böyle bir paylaşım yerlidir, yersizdir. Kişinin kendi kişisel özelidir. Tartışılır ama bunun üzerinden bir kişiyi ve o kişi hele ki bu devletin yetiştirdiği en iyi hekimlerden birisi olan, hayattaki en büyük önceliği eşi, çocuğu, ailesi ve hastaları olan, hiç kimsenin inancına, ideolojik duruşuna bakmadan hizmet veren birisi için, bunun üzerinden bir kişinin hedef gösterilmesi, bunun AK Parti Genel Başkanı üzerinden yapılması, bundan sonra da ayrıştırı, kutuplaştırıcı politikaların nasıl devam edeceğinin bir göstergesi. Burada insanların ne yediğiyle değil, askerlerimize yedirilen at etiyle daha çok ilgilenilseydi, biz zaten böyle bir Türkiye ikliminde olmazdık" dedi.

"ONUN HAKLARI DA GASP EDİLİYOR"

Kaftancıoğlu, bir gösterici kadının fotoğrafının yer aldığı twit ile ilgili olarak ise, "Bu çirkin ötesi saldırının benim için en güzel yanı, benim yarı yaşımda birine benzetilmiş olmam. Benim olmadığım gayet aşikar ve bilinen... Benim şakacı eşim bir espiri ile 'yakaladım seni' yazması üzerine, 'yakaladın ihbar etme bari' dememden, bir AK Parti grup toplantısında paylaşılan ve biraz önce söylediğim korkuları nedeniyle, bundan medet umulan bir Türkiye siyasi iklimine gelmiş olduk. Ben bu kişinin her kimse bu kadar teşhir edilerek, onun haklarının da gasp edildiğinin altını çizmek istiyorum" diye konuştu.

"BU TOPRAKLARDA SİYASİ LİNÇ ÇOK KOLAY"

Kaftancıoğlu, kızının kilisede çekilmiş bir fotoğrafının bulunduğu tweet'e de değinerek, "Bu topraklarda siyasi linç çok kolay. Çıkarlar uğruna insanları hedef göstermek kolay. Kızımın seyahatteki fotoğrafları altına yapılan yorumları, tehditleri... Bizim çocuklarımızın günahı ne? Benim kızım sadece annesi özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor diye, hedef gösterilmeli mi? Bunu devletin en üst kesiminden, AK Parti genel başkanının söylemesiyle hedef gösterilmesi nedir? Bütün çocuklar günahsız, benim kızım da günahsız. Bir siyasi kavganın öznesi çocukları yapmamız, bugünkü iktidarın duruşunu göstermesi açısından benim için manidardır" şeklinde konuştu.

"AK PARTİ VE MHP MİLLETVEKİLLERİYLE ÇEKİLMİŞ LARIM DA VAR"

Kaftancıoğlu, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile çekilmiş fotoğrafına ilişin de "Buradan halkın iradesiyle seçilmiş ve şu anda cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş'a selam yolluyorum. Bu fotoğrafın yanına başka fotoğraflar da koyacaktım. Benim AK Parti ve MHP milletvekilleriyle çekilmiş fotoğraflarım da var. Fakat koyduğumda linç kampanyasını benden alıp, onları linç ederler diye koymuyorum. Ben bu memlekette bir kadın hakları savunucusu, bir hak ve özgürlük mücadelecisi olarak halkın iradesiyle seçilmiş herkesle fotoğraf veririm, bununla ilgili de hiç bir açıklama yapmam, bununla da gurur duyarım" diye konuştu.

"BEN SAYIN ERDOĞAN'I, AK PARTİ GENEL BAŞKANI ZANNEDİYORDUM, MEĞERSE AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANIYMIŞ AYNI ZAMANDA"

Kaftancıoğlu, "Ben Sayın Erdoğan'ı, AK Parti Genel Başkanı zannediyordum, meğerse AK Parti İstanbul İl Başkanıymış aynı zamanda. Böyle giderse bizim ilçe başkanlarımız da mahalle birim örgütlerimiz de kendisini muhattap almaya başlar. Bizim için sakınca yok, biz buradayız, bekleriz. Ama korkularının bu derece büyük olduğunu, İstanbul'dan başlayacak yürüyüşümüzün sonuç alacağını biliyorduk ama bu kadar da korkularına teslim olacaklarını düşünmüyordum" dedi.

"ERDOĞAN'DAN SAMİMİ BİR ŞEKİLDE ÖZÜR DİLEDİĞİMİ İFADE ETMEK İSTERİM"

Canan Kaftancıoğlu, Gezi olaylarıyla ilgili bir şey hariç, sosyal medya hesabında yazdığı ve paylaştığı her şeyin sonuna kadar arkasında olduğunu belirterek, "Gezi direnişi tarihin en büyük, en barışçıl, insanların  en haklı halleriyle bir araya geldiği bir direnişti. Gezi direnişini devletin kadrolarına yerleştirdikleri FETÖ'cü polislerin baskısıyla nasıl püskürtüldüğünü de hepimiz biliyoruz. Gezi direnişi sayesinde ben de bir sürü paylaşımlarda bulundum. Orada gözümden kaçmış bir şey var. Hepimiz insanız, hepimiz hata yapabiliriz. Sayın Erdoğan'ın annesine küfür olan bir duvar yazısını da paylaşmışım. Bizim için anne olmak ve annelik hepimiz için çok kutsaldır. Ben hiç kimsinin annesine bir şey dedirtmeyeceğim gibi, Sayın Erdoğan'ın annesine bir şey denildiğinde de bunun karşısında duracak biri olarak bu paylaşımımdan dolayı Sayın Erdoğan'dan samimi bir şekilde özür dilediğimi ifade etmek isterim. Bu topraklarda insan kıymetli, kadın kıymetli, anneler çok kıymetli. Ama anneleri de meydanlarda yuhlatmayalım. 'Ananı da al git' demeyelim. Siyaset ikliminin barışması için bunların hepsine ihtiyacımız var" dedi.

"KENDİLERİ DEMEDİLER Mİ 'BU DARBE BİZİM İÇİN ALLAH'IN BİR LÜTFU"

Kaftancıoğlu, kendisini PKK'lı, HDP'li, FETÖ'cü olmakla suçladıklarını, bu konuda kendisine ait olan twitlerin arkasında olduğunu ifade ederek,  15 Temuz darbe gecesi "Alın size nur topu gibi mağduriyet" twit'ini yazdığını kabul ettiğini belirtti. Kaftancıoğlu, "Kendileri demediler mi 'bu darbe bizim için Allah'ın bir lütfu' diye. 20 Temmuz'da getirilen OHAL ile yapılanları hepimiz birlikte yaşamıyor muyuz? Bizler günün koşullarına göre işimize geldiği gibi siyaset yapan bir gelenekten gelmiyoruz" diye konuştu.

"KONJONKTÜRE GÖRE GÖMLEK DEĞİŞTİRENLERİN DE BENİ ANLAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Canan Kaftancıoğlu, çözüm süreci başladığında, CHP'de 101 partilinin Kürt sorununa ilişkin bir metne imza attığını, o dönemler parti içinden "Bunlar AK Parti'nin yaptığı sürece destek oluyor" diye eleştirenlerin de olduğunu belirterek, "Eğer bu ülkeye barış gelecekse ve kim olursa olsun birisi bu barışı getirmek için bir adım atıyorsa, samimi olmadıklarını bilsek dahi genel başkanımızın dediği gibi açık kredi verebileceğimizi gösteriyoruz. Niye şimdi onlar çıkarılmıyor? Ben ilk gençlik yıllarımdan itibaren bir sol değerler gömleği giydim. Bugüne kadar verdiğim mücadele, bulunduğum noktada bu gömleği üzerimden hiç çıkarmadım. Konjonktüre göre gömlek değiştirenlerin de beni anlaması mümkün değildir" dedi.

"İNSANIN DÜŞÜNCESİNİ 140 KARAKTERLE ANLATMASI YA DA ANLATMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Kaftancıoğlu, Ermeni soykırımına ilişkin paylaşımına da dikkat çekerek, "Geçmişte yaşanılan olaylarla ilgili insanın düşüncesini 140 karakterle anlatması ya da anlatmaması mümkün değildir. 2012 yılında yapılmış Ermeni soykırımı yürüyüşü yapılmış. Ben de o yürüyüşe gitmişim. Attığım twitte 'Yürüyüş başlıyor, polisten çok halk var demişim'. Yürüyüş bittikten sonra 23.22'de sözde bu yürüyüşün duyurusunu yapmışım" şeklinde konuştu.

NASIL DEĞİŞTİRİLDİĞİNİ GÖSTERDİ

Canan Kaftancıoğlu, slayt ekranında orijinal bir twitin değiştirilerek, nasıl farklı bir yazının yerine konabildiğini basın mensuplarına video eşliğinde gösterdi. Kaftancıoğlu, "Şöylesi bir teknolojik hamleyle, 10 saniyede değiştirilebilecek şeylerle insanları linç ediyoruz. İyi bir Twitter kullanıcısıyım. 2014 yılında 140 karakterin olduğu bir yerde 168 karakterli bir twit yazmışım. Ben bunlarla linç ediliyorum" dedi.

SORUŞTURMA SORUSU

Canan Kaftancıoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Kaftancıoğlu, hakkında yürütülen soruşturmanın sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Bu memlekette AK Parti'nin dediğine göre ya da onların diline göre kimin terörist olup olmadığına karar verilmediğini biliyorum. Bu memlekette terörist olduğu iddiasıyla tutuklanan bir genelkurmay başkanı var. Dolayısıyla işine gelmeyenleri söyleyenlerin kodese atıldığı, herkesin terörist olduğu, terörist yaptırıldığı bir ortamda Ahmet Şık nasıl FETÖ'cü denilip içeride yatıyorsa, AK Parti zihniyeti ve yargısıyla da terörist denilmek benim için olsa olsa onur ve gurur olur. Hiç bir şeyden korkmuyorum bu konuda."

"MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ"

Kaftancıoğlu, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına ilişkin sorulan soru üzerine ise "Mustafa Kemal'in değerlerini, yaşamış, özümsemiş ve yaşamı boyunca o yoldan gitmiş biri olarak hiç bir zaman 'gardolap Atatürkçüleri' gibi 'ben solcuyum' gibi kendimi hiç tanımlamamışımdır. Mustafa Kemal'in askerleriyiz sözünü militer bulduğumu ifade ederek ama bir adım daha ileri giderek Mustafa Kemal'in yoldaşlarıyız demişimdir. Mustafa Kemal'in yoldaşı olmak, askeri olmayı reddetmek anlamına gelmez. Kenan Evren Atatürkçülüğü gibi gardolap Atatürkçülerinin de sırf Mustafa Kemal'e zarar vermek için, içini boşaltarak saldırıyor olmalarını örgütümün takdirine bırakıyorum" dedi.

PARTİLİLER AYAKTA KALDI GAZETECİLER ZORLANDI

Toplantının yapıldığı salonda devir teslim töreni sırasında aşırı kalabalık nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşandı. Basın mensuplarının çalışmakta zorlandığı görülürken, partililerin büyük bir çoğunluğu ayakta kaldı. Kaftancıoğlu ve Canpolat devir teslim öncesinde sahneye çıkarken zorlandı. Kalabalık nedeniyle basın mensuplarına ayrılan bölümün tavanındaki kaplamalar, fotoğraf ve görüntü almaya çalışan gazeteciler nedeniyle yerinden çıktı. Devir teslim töreninin ardından, salonun basın toplantısı için boşaltılması istendi.

OTOBÜS ÜZERİNDEN PARTİLELERE

Kaftancıoğlu, basın açıklamasının ardından dışarıda kendisini bekleyen kalabalığa, parti otobüsü üzerinden hitap etti. Partililer, konuşmasının ardından Kaftancıoğlu ile fotoğraf çektirmek için adeta birbiriyle yarıştı.

Görüntü Dökümü:

---------------

Salondan görüntüler

Kalabalığın görüntüsü

Basın mensuplarının görüntüsü

Canpolat ve Kaftancıoğlu'nun gelişi

Devit teslim töreni

Kaftancıoğlu'na Canpolat'ın rozet takması

Kaftancıoğlu'nun açıklamaları

Kaftancıoğlu'nun partililer seslenmesi

Fotoğraf çektirmek isteyen kalabalık

Detaylar

17.01.2018 - 13.02 Haber Kodu : 180117063

17.01.2018 - 13.21 Haber Kodu : 180117071

17.01.2018 - 13.53 Haber Kodu : 180117085

17.01.2018 - 14.11 Haber Kodu : 180117095

17.01.2018 - 14.12 Haber Kodu : 180117097

17.01.2018 - 14.24 Haber Kodu : 180117111

==============================

(geniş haber)

3- YANLIŞ İĞNE SONUCU ÖLDÜĞÜ İDDİA EDİLEN 7 YAŞINDAKİ HÜSEYİN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Haber - Kamera: Alper KORKMAZ / İstanbul DHA

Halkalı'da, yanlış iğne sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen 7 yaşındaki Hüseyin Alemdar Talan son yolculuğuna uğurlandı. Küçük çocuğun tabutuna sarılan annesi uzun süre gözyaşı döktü.

Geçtiğimiz gün babası Medet Talan tarafından hastaneye götürülen birinci sınıf öğrencisi Hüseyin Alemdar Talan iddiaya göre yanlış iğne vurulması sonucu hayatını kaybetti. Küçük çocuk için bugün öğle namazına müteakiben Halkalı Zeynebiye Camii'nde cenaze töreni düzenledi. Törene babası Medet Talan, annesi Sibel Talan'ın yanı sıra yakınları ve sevenleri katıldı. Anne ve babasının ayakta güçlükle durduğu görüldü.  Küçük Talan'ın annesi oğlunun tabutuna sarılarak uzun süre gözyaşı dökerek, oğlumu verin bana diye feryat etti.

"10 DAKİKADA ÖLDÜ OĞLUM"

Baba Medet Talan, "Hastaneye götürdük, iğneyi vurduktan 10 dakika sonra öldü oğlum. Alerjisi olduğunu bilmiyordum. Alerji testi de yapmadılar. Direk iğneyi vurdular. 10 dakikada öldü oğlum. Sürekli gittiğimiz bir hastaneydi" dedi.

"KESİN SONUCU ADLİ TIP RAPORUNDAN SONRA ÖĞRENECEĞİZ"

Ailenin avukatı Pekay Salmanoğlu basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Salmanoğlu, "Çok kötü bir olay. Bir ailenin yıkımına neden oldu. Hukuki süreci başlattık. soruşturma devam ediyor. Bizim kanaatimiz tedavi için verilen iğnenin ters reaksiyon verdiğini düşünüyoruz. Kesin sonucu Adli Tıp raporundan sonra öğreneceğiz. Sağlık Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı. Sonuna kadar bu olayın takipçisi olacağız" diye konuştu. Kılınan cenaze namazının ardından Küçük Talay'ın cenazesi Altınşehir Mezarlığına defnedildi.

Görüntü Dökümü

------------

Aileden görüntü

Cenaze törenin den görüntü

Tabutun taşınması

Annenin tabuta sarılması

Babadan görüntü

Diğer detaylar

Baba ve avukatın açıklamaları

///////// DÜN AKŞAM ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLER

-Cenazenin çıkışı

-Ailenin avukatı ile röportaj

-Anne ve babasından detaylar

-Çocuğun fotoğrafları

-Çocuğun videosu

-Hastaneden alınan rapor, belge ve reçetenin fotoğrafları

==================================

4- ŞİDDETLİ RÜZGAR UÇAKLARI SALLADI

Haber-Kamera: Murat ÇAKIR - Murat SOLAK /İSTANBUL,

İstanbul'da lodosun etkisinin akşam saatlerinde artması bekleniyor.  Atatürk Havalimanı'nda inişler Ataköy- Florya yönündeki piste, kalkışlar ise Sefaköy- Florya yönündeki pistten yapılıyor. Atatürk Havalimanı'na inişte uçaklar şiddetli rüzgarın etkisiyle sallanarak ilginç görüntüler oluşturdu. Rüzgarın akşam saatlerinden itibaren fırtınaya dönecek olmasının Atatürk Havalimanı'nda ki hava trafiğininde gecikmelere neden olabileceği tahmin ediliyor. Sabah saatlerinde etkili olan rüzgarın şiddeti ve yönü kalkış yapacak uçaklarda kuyruğa neden olmuş ve kısa süreli  gecikmeler yaşatmıştı.

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Uçakların inişinden görüntüler

========================

5- EBRU GÜNDEŞ SARRAF'IN İMAR DAVASINDA RAPOR TARTIŞMASI

Haber-Kamera: Yüksel KOÇ / İSTANBUL,

Beykoz Kanlıca'daki yalıda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı tadilat yaptığı iddiasıyla hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Ebru Gündeş Sarraf'ın yargılanmasına devam edildi.

Ebru Gündeş Sarraf'ın avukatı dosyaya gelen ve ek yapıların yıkılması gerektiği belirtilen bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğunu öne sürerek yeni bir bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasını istedi.

Mahkeme ise raporun bilimsel temellere dayandığını gerekçe göstererek, diğer sanık Hakkı Süha Gökdemir yönünden de aynı heyetten rapor alınmasına karar verdi.

Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya sanıklar Ebru Gündeş Sarraf'ın avukatları hazır bulundu. Tadilatı yapan sanık Hakkı Süha Gökdemir'in avukatı  mazeret bildirirken, katılan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nü temsilen kimse duruşmaya gelmedi.

AVUKAT: BİLİRKİŞİ RAPORU BİLİMSELLİKTEN UZAK, YENİDEN RAPOR ALINSIN

Sanık Ebru Gündeş Sarraf'ın Avukatı Begüm Can Gürel, geçtiğimiz celse sunulan bilirkişi raporuna itiraz ederek, "Bilirkişi kendini hakim yerine koyarak, yetki sınırını aşarak hukuki tasnifte bulunmuştur. İddianamede dahi yer almayan bir takım kanun maddelerine dayanarak böylesi hukuki tasnife girmiş olması kabul edilebilecek bir şey değildir. Taraflı, bilimsellikten uzak, böylesi bir raporu ben meslek hayatımda görmedim. Rapor gerekçeli karar gibi taraflıdır, yok hükmünde sayılması gerekmektedir. Yeniden bilirkişi raporu alınmalıdır. Kaldı ki bilirkişi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Dosyanın yeni bir heyete tevdi edilerek yeni rapor alınmasını istiyoruz" dedi.

MAHKEME: RAPOR BİLİMSEL

Ebru Gündeş'in avukatının raporun bilimsel olmadığını iddia ederek yeni rapor alınması yönündeki talebi üzerine, raporun bilimsel olduğunu savunan mahkeme, diğer sanık Hakkı Süha Gökdemir yönünden de aynı heyetten rapor alınmasına karar verdi. Mahkeme, bu hususta şu cümleleri tutanağa geçirdi:

"Her ne kadar dosyamızda görevli bilirkişiler hakkında sanık Ebru Gündeş Sarraf müdafileri tarafından suç duyurusunda bulunulmuş ise de bilirkişi heyetinin görevi; yapıda var olduğu iddia edilen aykırılıkları tespit etmek. Bununla birlikte İstanbul Boğazı'nın ve boğazda bulunan yapılar, özel nitelikleri itibari ile ayrıca özel kanunların alanına girme ihtimali bulunduğundan hem 2863 sayılı hem de 2918 sayılı yasa kapsamında değerlendirme yapmaktır. Bu açıdan raporda, yapının daha önceki onaylı projeleri ve suç tarihine kadar geçirmiş olduğu tüm aşamaların ayrıntılı olarak değerlendirildiği, bilimsel verilere dayalı olarak açıklandığı, bu itibarla mahkememizce bir görevi ihmal şüphesi oluşturmadığı anlaşılmakla bilirkişiler hakkında yapılan suç duyurusu akıbetinin beklenmesine yer olmadığına."

Duruşma eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Rıza Sarraf, Kanlıca sahilinde üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey Yalılarından ikisini 2011 yılında satın alarak 4 parselini kendi, 5 parselini de eşi Ebru Gündeş Sarraf üzerine kaydettirdi. Sarraf, tarihi eser olarak tescili yapılan yalılarda tadilat çalışması başlattı.  Tadilatın 2960 Sayılı Boğaziçi Kanunu'na aykırı olduğu gerekçesi ile Rıza Sarraf ve Ebru Gündeş Sarraf hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, yalılarda bina boyunca asansör yapıldığı, bina cephesinde doluluk ve boşluk oranlarının değiştirildiğinin tespit edildiği belirtildi.

İddianamede şüpheliler Rıza Sarraf, Ebru Gündeş Sarraf ve tadilat işlemlerini yaptığı belirlenen Hakkı Süha Gökdemir hakkında "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'naö aykırılık suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.

RIZA SARRAF'IN DOSYASI AYRILMIŞTI

ABD'de bulunan Rıza Sarraf'ın ifadesi alınamadığı için dosyası eşi Ebru Gündeş ve diğer sanık Hakkı Süha Gökdemir'in dosyasından ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmişti.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Canan Kaftancıoğlu Reza Zarrab Sultangazi Ak Parti Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title