Haberler

Gaziden Gaziye Mektuplar Konferansı Gerçekleştirildi

Gaziantep'e Gazilik unvanının verilişinin 97. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Celal Pekdoğan tarafından "Gaziden gaziye mektuplar" konferansı verildi.

Antep'e gazilik unvanının verilişinin 97. yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Bu kapsamda GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy konferans salonunda, "Gaziden Gaziye Mektuplar" konferansı gerçekleştirildi. Programın açılış konuşmasını yapan GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı yıllarında çok büyük mücadeleler verdiğini belirti. Bedir, "Bu mücadeleler ülkemiz adına tarihte örnek alınabilecek sonuçlar doğurmuştur. Biz bugün o sonuçlarla övünüyoruz ve övünmekle de çok büyük haklı gerekçelerimiz olduğunu sonuna kadar da övüneceğimizi tüm dünyaya ilan ediyoruz. Şu an Afrin'de de Türk ordusu şanlı tarihimize yazacağımız güzel örneklerin bir tanesini daha sergiliyor. Türk ulusunun ordusuyla beraber tüm dünyaya şefkat yüzünü ve mazlumlara yardım etme, onların bağımsızlığına katkı sağlama adına büyük bir mücadele örneği Suriye'de vermektedir" şeklinde konuştu.

"Gururla kutluyoruz"

Prof. Dr. Bedir, 97 yıl önce Gaziantep'in Fransız ve İngilizlere karşı Ankara'dan lojistik, silah ve gıda desteği alamdan kendi halkıyla büyük mücadele örneği gösterdiğini ifade etti. Bedir, "Yapılan mücadelede Fransız askerleri ve komutanları 'artık bu halkla karşı savaşacak, gücü, morali ve motivasyonumuzu kaybettik' deyip bir anlaşmayla savaşa son verip şehirden ayrılmak zorunda kaldılar. Bu mücadele neticesinde elde edilen başarı tüm ulusumuza örnek oldu. Şu an ülkemizin sınırlarını teşkil eden 782 bin kilometre karelik vatan toprağımız bu ve buna benzer dirniş ve zaferlerle, binlerce şehit verilerek kazanılmıştır. Gaziantep'in bu örnek mücadelesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk toplantısında bu şehre verilen gazilik ünvanı ile taçlandırılmıştır. Bu bağlamda bu günü gururla kutluyoruz" ifadelerin kullandı. Açılış konuşmasının adından devam eden programda, Yrd. Doç. Dr. Celal Pekdoğan, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Atatürk'ün, yurt sathında gerçekleştirdiği kongrelerle kurtuluş savaşını fiilen başlattığını belirtti. Pekdoğan konuşmasında, "Bağımsızlık esaslarının kararlaştırıldığı Sivas Kongresi'ne Ayıntab'ı temsilen Kara Vasıf ile Hafız Şahin katılmıştır. Sivas Kongresi kararları doğrultusunda teşkilatlanan Ayıntablı vatanperverler, Müdafaa-i Hukuk Ayıntab Heyet-i Merkeziyesini kurduklarını Sivas'ta bulunan Mustafa Kemal'e bildirmişlerdir. Mustafa Kemal'in talimatıyla gönderilen Kılıç Ali, Pazarcık'taki toplantıda alınan karar gereği, Ayıntab Heyet-i Merkeziyesi'nin isteği üzerine, Mustafa Kemal tarafından Maraş'tan Ayıntab'a gönderilir. Kılıç Ali, 28 Mart 1920'de Burç'a gelerek savunmayı başlatır. Ayıntab'da başarılı bir savunma gerçekleştiren Kılıç Ali, Mustafa Kemal Paşa ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetinden gelen bir telgrafla, zorunlu olarak, Mayıs 1920 ortalarında kentten ayrılır. Bu arada, Mustafa Kemal, Suriye-Filistin Kuva-yı Osmaniye Heyeti Başkanı Özdemir Beyi Ayıntab'a gönderir. 2 Haziran 1920'de Ayıntab'a gelen Ali Şefik, şehrin savunmasını üzerine alır ve sonuna kadar yürütür" dedi.

"Tarihte eşine az rastlanır bir mücadele verdiler"

Anteplilerin, yaşlı, genç, kadın, erkek, çoluk-çocuk tek vücut olarak Mustafa Kemal'in yanında yer aldıklarını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Pekdoğan, "Vatanını işgal eden Fransız-Ermeni işgalcilerine karşı, iki yılı aşkın bir süreyle, tarihte eşine az rastlanır bir mücadele verirler, ancak savaş şartlarının aleyhine genişlemesi üzerine, Özdemir ve arkadaşları bir grupla kent merkezinin dışına çıkmak zorunda kalırlar. Ancak tarihte eşine az rastlanır Ayıntab savunmasından dolayı, Ayıntab'ı, bundan 97 yıl önce, TBMM, aldığı kararla 8 Şubat 1921'de "Gazi" unvanı ile taçlandırır ve savunmayı dünya tarihine altın harflerle yazdıran Antepliler onurlandırılır. "Anti-Kemalist" olarak bilinen "Sulh ve Selamet Cemiyeti"nin ileri gelenleri ise, müzakere ederek, 9 Şubat 1921'de Fransız komutanlarla anlaşma imzalarlar. Kentte kalan "Kemalist" liderler, Fransız yetkililer tarafından tutuklanır" şeklinde konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Pekdoğan konuşmasının sonunda, "Mustafa Kemal'in 20 Ekim 1921'de Fransa Hükümeti ile imzaladığı Ankara Antlaşmasına binaen 25 Aralık 1921'de ile özgürlüğüne kavuşur. Sulh ve Selamet Cemiyetinin ileri gelenleri ise, Fransız işgal güçleri ile birlikte Haleb'e giderler" diye konuştu. - GAZİANTEP

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yaşam

Gaziantep Üniversitesi Türkiye Suriye Yaşam Haberler

title