Haberler

Dha Yurt Bülteni - 11

Mehmet Şimşek: Türkiye 2002'den bu yana yüzde 230 büyüdüBaşbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Türkiye'nin kötü zamanları geride bıraktığını belirterek, ülke ekonomisinin 2002 yılından bu yana yüzde 230 büyüdüğünü söyledi.

Mehmet Şimşek : Türkiye 2002'den bu yana yüzde 230 büyüdü

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Türkiye'nin kötü zamanları geride bıraktığını belirterek, ülke ekonomisinin 2002 yılından bu yana yüzde 230 büyüdüğünü söyledi.

Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği (GAHİB), Gaziantep Ticaret Odası (GTO) ve Gaziantep Halıcılar Odası iş birliğiyle 11'incisi düzenlenen Domotex Türkiye Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı; Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün katıldığı törenle açıldı. Fuarın açılışında konuşan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin sıkıntılı dönemlerinin geride kaldığını belirtti. Türkiye'nin çok büyük sıkıntılar atlattığını dile getiren Mehmet Şimşek şunları söyledi: "Geçen sene bir referandum vardı, bir önceki sene bir darbe girişimi, bir önceki sene iki seçim. Bu listeler uzayıp gidiyor. Bütün bunlar bizim 2'nci ve 3'üncü nesil reformlar yapmamızda kısmen de olsa maalesef enerjimizi ve odaklanmamızı etkiledi. Bugünkü sıkıntılar kısmen bu şokları yansıtıyor. Başka bir ülke bu şokları yaşasaydı kısa süreli bir daralmaya gitmezdi, büyük bir ihtimalle depresyona girerdi.  2003 yılından bu yana Türkiye ortalama 5.8 büyüdü. Bu, Çin ve Hindistan'dan sonraki en güçlü büyüme performansı. Dünya 2002 yılında bu yana yüzde 78 büyümüş. Türkiye 230 büyümüş. Bu büyüme bazılarının iddia ettiği gibi, 'Bu büyüme manşet büyüme', 'biz hissetmiyoruz', 'gerçek değil'; yani olacak iş değil." Bazı rakamlar vermek istediğini belirten Şimşek, "Türkiye'de 10 yılda 8.7 milyon kişi iş bulmuş. Bu büyümeyi boş görenler, bu rakamı görsün. Otomobil satışları 91 binden 723 bine ulaşmış. Traktör sayısı 7 binden 73 bine çıkmış. Sorun yok mu; var. İnşallah bu seçimden sonra Türkiye reformlara yoğunlaşacak. Önümüzdeki dönemde en önemli görevi enflasyonla mücadeledir. Ben inanıyorum ki, en kötüsü geride kaldı. Yaşadığımız sıkıntıların en kötüsü geride kaldı. 5 yıllık taze bir süreyle köklü reformlarla daha çok ilerleriz. OHAL zaruri bir durum olarak karşımıza çıktı. Bazı şartlar ülkeyi mecburen bu ölçülere getirdi. Bu tehlikeler azaldığında bunlar ortadan kalkar" dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise halı ihracatının toplam ihracattaki payının yüzde 1.4 olduğunu belirterek şunları söyledi: "Bugün açılışını yaptığımız uluslararası fuar, ülkenin ve Gaziantep'in halı ve zemin kaplamadaki gücünün net bir göstergesidir. Bu sektördeki büyüklüğümüz ve liderliğimiz önümüzdeki yıllarda da artarak devam edecek. Türkiye, bütün sektörleriyle birlikte büyümeye devam ediyor. Bu büyüme reel, organik hedefleri doğru tespit etmiş bir büyümedir. Dolayısıyla birtakım spekülasyon, manipülasyonlarla ve uluslararası oyunlarla bu büyümenin önüne geçilemez. Türk ekonomisi vites büyütüyor. Büyüyen vitesin, seçim süreci ve seçimden sonra da olmak üzere küçülmesi söz konusu değil. Türkiye 2017 yılında yüzde 7.4 büyürken, sanayimiz yüzde 9.2 oranında büyümüştür. Türk ekonomisinin liderliğinde sanayi vardır. Sanayinin öncülük ettiği büyüme, ayakları yere basan, önü açık büyümedir. En büyük çabamız, bilim ve teknolojiyle gelişen araştırma, gelişme ve tasarımla büyüyen sanayidir. Bu nedenle bilim merkezi, teknoloji üssü, ileri sanayi ülkesi hedefine kilitlenmiş durumdayız. Konuşmaların ardından fuarın açılışı gerçekleştirildi. Yurt içi ve yurt dışından 195 firmanın 317 stant açtığı fuar, 27 Nisan'da sona erecek.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

Mehmet Şemşek ve Faruk Özlü'nün alana gelmesi

İstiklal Marşı'nın okunması

Faruk Özlü'nün konuşması

Mehmet Şemşek'in konuşması

Fuar açılışının yapılması

Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 220 MB, 384 MB

Haber: Eyyüp BURUN-Kamera: Mustafa KANLI/GAZİANTEP,

============================================

Yunanistan sınırında 68 Suriyeli mülteci yakalandı

Edirne'nin Yunanistan'a sınır Hüyüklütatar köyünde jandarmanın takibe aldığı bir minibüste, aralarında çocuk ve kadınlarında bulunduğu 68 Suriyeli mülteci yakalandı. Mülltecileri kaçırdığı belirlenen Gültekin A. ile Orhan Ç.,  tutuklanarak cezaevine konuldu.

Edirne İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, mültecileri taşıyan bir minibüsün kentte geldiği bilgisini aldı. Plakası önceden tespit edilip takibe alınan minibüs, Hüyüklütatar köyü kavşağına geldiğinde, jandarma tarafından durdurulup arama yapıldı. Ekiplerin yaptığı aramada Yunanistan'a yasa dışı yollardan geçmek isteyen, aralarında çocuk ve kadınlarında bulunduğu 68 mülteci ile birlikte araçta bot, pompa  ile  bot kürekleri bulundu. Jandarma  mültecilerin  kaçışlarını  orgaize eden sürücü Gültekin A. ve Orhan Ç.'yi gözaltına aldı. Mülteciler jandarmadaki işlemlerin ardından Edirne İl Göç İdaresi'ne gönderilirken, Gültekin A. ile Orhan Ç., çıkarıldıkları mahkeme tarafından 'göçmen kaçakçılığı' yapmak suçundan tutuklanıp cezaevine kondu.

Haber: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

===========================================

Nikahtan bir gün sonra kaybolan emeklinin ölüm nedeni otopside belirlenecek

Kütahya'da Elif Efe (36) ile nikahı kıyıldıktan bir gün sonra ortadan kaybolan ve bir hafta sonra arkadaşının evinin arka bahçesinde ölü bulunan işçi emeklisi Metin Efe'nin (61) kesin ölüm nedeni otopside belirlenecek.

Mecidiye Mahallesi Behti Sokak'ta dün bir inşaata çalışan işçiler, altı bodrum olan tek katlı evin arka bahçesinde yerde hareketsiz yatan bir kişinin olduğunu gördü. İşçilerin haber vermesi üzerine evin sahibi olan ve yalnız yaşadığı belirtilen Güngör Yavuz (50), evininin arka bahçesinde arkadaşı Metin Efe'nin cesediyle karşılaştı. Güngör Yavuz, arkadaşı Metin Efe'nin bir hafta önce evine geldiğini söyleyerek, "Metin, geceyi bu evde geçirdi. Ben sabah erkenden evden çıkmıştım. Kendisi de benden sonra çıkıp gidecekti. Ben onun gittiğini sanıyordum" dedi. Sırtında, düşmeye bağlı olduğu sanılan yara izi olan Metin Efe'nin cesedi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Metin Efe'nin bir hafta önce Antalya'dan gelen ve kendisinden 25 yaş küçük olan Elif Efe ile nikah kıydığı, ertesi gün ise ortadan kaybolduğu belirtilirken, polis ekiplerinin soruşturması sürüyor.

GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK

Haber: Oğuzhan KILIÇ/KÜTAHYA,

===========================================

Çanakkale Kara Savaşları'nın 103'üncü yıl dönümünde anma töreni düzenlendi

Çanakkale Kara Savaşları'nın 103'üncü yıl dönümünde Şehitler Abidesi'nde anma töreni düzenlendi. Törende, gurur ve hüzün bir arada yaşandı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, "Çanakkale savunması, bir hayat savunması olduğu kadar aynı zamanda da namus ve fazilet için can veren bir gençlik savunmasıdır. O nedenle 1915 sonrası yetişmiş olan bütün kuşakların bu manevi hazineye gönülden sahip çıkması ve geleceğe emanet bırakması gerekmektedir" dedi.

Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın organize ettiği Şehitler Abidesi'ndeki tören alanında, konuklar için karşılıklı iki portatif tribün kuruldu. Atatürk Anıtı'nın sağ ve sol tarafında kurulan tribünlerden birinde törene katılan protokol üyeleri, diğerinde ise Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyesi gaziler, 57'nci Alay Yürüyüşü için Türkiye'nin farklı illerinden gelen öğrenciler ve davetliler yer aldı. Tören öncesinde Askeri Bando marşlar çaldı. Anma törenine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Yeni Zelanda Genel Valisi Patsy Reddy, Avustralya İçişleri Bakanı Peter Dutton, Birleşik Krallık Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Bakanı Alan Duncan, Avustralya Çanakkale Konsolosu Dylan Walsh, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve Çanakkale Savaşları'na katılan diğer ülkelerin temsilcileri katıldı. Şehitler Abidesi'ndeki törende ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Çanakkale Savaşları'na katılan diğer ülkelerin çelenkleri ise anıta önceden bırakıldı. Saygı duruşu ve saygı atışının ardından İstiklal Marşı eşliğinde Türk bayrağı göndere çekildi. Saygı atışında ise ilk kez, MPT 76 Milli Piyade Tüfeği kullandı. Savaşa katılan ülkelerin bayrakları ise önceden göndere çekildi. Çanakkale'de şehit olan askerler için Kuran-ı Kerim tilaveti ve dua okundu. Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan Tuğgeneral Mustafa Yaşar Arslanhan, Çanakkale Zaferi'nin dünya tarihi için dönüm noktalarından birisi olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Milletimizin var oluş mücadelesinde eşine rastlanılması mümkün olmayan kahramanlıklarla destanlaşan Çanakkale Zaferi'nin 103'üncü yılında manevi huzurlarında bulunduğumuz aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz. Vatanımızın bu cennet köşesi bundan tam 103 yıl önce tarihinin en büyük ve en zor sınavına tanıklık ediyordu. 1'inci Dünya Savaşı'nın başlamasından kısa bir süre sonra Almanya karşısında zor durumda kalan Çarlık Rusya'sına yardım etmek İstanbul'u alarak Osmanlı Devletini savaş dışı bırakmak ve Balkan devletlerini kendi yanlarında savaşa çekmek isteyen itilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nı zorla geçmeye karar vermişlerdir. Tarihin o güne kadar gördüğü en büyük armada ile boğazı geçmeye teşebbüs ederler, ancak başarısız olarak ve ağır zayiat vererek 18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazını terk etmek zorunda kalırlar. İtilaf Devletleri tarafından boğaza hakim Türk tabyaları temizlenmeden Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceği anlaşılmıştı. Bu sefer karadan Gelibolu Yarımadası'na çıkarak özellikle Kilitbahir platosunu ele geçirmeye ve burada bulunan tabyaları susturarak boğaz yolunu açmaya karar verirler. Harekata beş piyade tümeni, bir piyade tugayı ile zayiatı yeni gemilerle ikmal edilmiş olan Birleşik Filonun tamamı katılmıştır. Çıkarma bölgesinin yeri ve zamanını tayin etme konusunda inisiyatif, itilaf kuvvetlerinde olduğundan bunun savunan kuvvetin komutanı tarafından isabetli değerlendirilmesi, savunmanın başarısına ve savaşın kaderine doğrudan etki eden bir unsur olmuştur. Ordu genel ihtiyatı 19'uncu Tümen Komutanı olarak Yarbay Mustafa Kemal, ordu cephesini çok iyi değerlendirme, kuvvetini kesin sonuç yeri ve zamanında isabetli kullanma durumunda, savaşın kaderini tayin edebilecek bir konumda bulunuyordu. Öyle de oldu, eğer Mustafa Kemal cephe tümenlerinden birisinin komutanı olsaydı, kendi cephesindeki muharebenin kaderini tayin edebilecek Çanakkale Savaşı'nın gidişatına etkisi sınırlı olacaktı. Burada diyebiliriz ki; Yarbay Mustafa Kemal gibi bir dehanın henüz kuruluşunu tamamlamamış olsa bile, ihtiyat tümen komutanı olması, savaşın kaderini tayin eden en önemli etken olmuştur. Kara savaşlarının devam ettiği 8,5 ay boyunca daracık bölgelerdeki siper hatlarımıza saatlerce süren bombardımanlarda binlerce top mermisi atılmış, sayısız hücumlar gerçekleştirilmiş, ancak kahraman Mehmetçiği mevzilerinden söküp atmak mümkün olmamıştır. Çanakkale'de devleşen gönüllerimizde ebediyen ve tarihin altın sayfalarında destanlaşan yüce kahramanlar, huzur içinde uyuyunuz. Geçit vermediğiniz bu vatan emin ellerdedir. Uğruna hiç düşünmeden canlarını feda ettiğiniz bağımsızlık ve özgürlüğümüzün sembolü şanlı bayrağımız, bu aziz vatan toprakları üstünde sonsuza kadar dalgalanacaktır."

ATATÜRK'ÜN 'YURTTA BARIŞ CİHANDA BARIŞ' SÖZÜNÜ HATIRLATTI

Törende konuşan Birleşik Krallık Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Bakan Alan Duncan ise "Bugün acılarla dolu geçen bu uzun muharebelerde hayatını kaybeden veya yaralanan Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer milletler topluluğu ve itilaf devletleri askerlerini saygıyla anıyoruz. Burada yaşanan acılar ve kayıplar üzüntü kaynağı olmakla birlikte, aynı zamanda 1'inci Dünya Savaşı'nın toz, çamur ve küllerinden doğan genç ve yeni devletler için gurur ve ilham kaynağı oldu. Savaşın korkunçluğu içinden çıkan iyilik, bize geçmişten ders almanın ve geleceğe bakmanın bugün hepimizin görevi olduğunu öğretiyor. Bu görüş, tüm insanlara 'Yurtta Barış, Cihanda Barış' ilkesini hedeflemelerini söyleyen Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözlerinden daha iyi anlatılamazdı" dedi.

YAYMAN: ÇANAKKALE SAVUNMASI MÜSTESNA BİR YER EDİNMİŞTİR

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ise konuşmasına tüm şehitleri anarak başladı. Çanakkale savunmasının, hem milletler katında, hem de kendi milletimiz katında çok müstesna bir yer edindiğini belirten Yayman, şunları söyledi: "Çanakkale savunması, bir hayat savunması olduğu kadar aynı zamanda da namus ve fazilet için can veren bir gençlik savunmasıdır. O nedenle 1915 sonrası yetişmiş olan bütün kuşakların bu manevi hazineye gönülden sahip çıkması ve geleceğe emanet bırakması gerekmektedir. Dünya savaş tarihinde, savaşların sonuçlarını tayin eden birçok koşul vardır. Bu koşullar içerisinde olmazsa olmaz olanlar komutan, asker, silah gücü ve savaşan tarafların davalarına olan inançlarıdır. Çanakkale savunmasına bakıldığında görülecektir ki; bu koşullar bir araya gelmiş ve bu eşsiz zafer bu sayede ortaya çıkmıştır. Sonraki süreçte Kurtuluş Savaşı başlatıldığında da komuta kadromuzun en güçlü referansı Anafartalar'da, Arıburnu'nda, Conkbayırı'nda, Seddülbahir'de yaratılan etkisi güçlü zaferler olmuştur. Sadece bu husus bile Çanakkale 1915 kazanımlarının çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yetmektedir. "

'ÇANAKKELE İLE KURTULUŞ SAVAŞI ARASINDA BAĞ YARATILDI'

Çanakkale Zaferi ile Kurtuluş Savaşı arasında 'inkar edilemez bir bağ' yaratıldığını ifade eden Yayman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu zaferi yaratan, müstesna derecede kabiliyetli ve cesur olan yönetici kadro, komuta ettiği askerin 'yüce ruh halini' tetikleyerek, besleyerek ve sürekli ayakta tutarak nihai kurtuluşa kadar yaşatmayı başarmıştır. Mustafa Kemal'in de sözleriyle ifade ettiği gibi, Çanakkale öyle alelade bir taarruz değil, herkesin muvaffak olmak veya ölmek arzusuyla harekete teşne olduğu bir taarruz olarak tarihimize geçmiştir. Ne var ki bu savunmayı ortaya koyanlar birbirlerinden aldıkları ruh kuvveti ile bu mutlak zafer oluşturulmuştur. Çanakkale Savaşları'nın sonuçları milletimiz tarihine olduğu kadar savaşa dahil olan tüm milletlere de maddi, insani ve duygusal yükler ve kayıplar yaşatmıştır. Bugün muharebeler sonrasındaki kayıplarımızı ortaya koyduğumuzda emanetçisi olduğumuz zaferin mana ve önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Siper mevzileri önlerinde hiçbir zaman yılgınlık emareleri göstermeyen neferlerimiz, adeta insan gücünün dayanma sınırlarını zorlayarak İstanbul'u, Çanakkale'de savunmayı, kurtarmayı başarmışlardır. Çanakkale dirilişine ve zaferine giden yolda bedenini ve ruhunu ortaya koyarak verdikleri mücadele örneği ile burada çarpışan neferlerimiz, vatan toprağı ile bütünleşip, isimleri ile milletimiz nezdinde adeta bayraklaşmışlardır. Birçok evlad-ı vatanın ve gencin ziyanına yol açan Çanakkale Muharebeleri, milletçe fedakarlığın, kendisine yöneltilen yıkıcı güçlerin kırılmasının, ulus olmanın gücünü ortaya koymuştur."

'SONSUZA KADAR YAŞAYACAK BİR İBRET VESİKASI'

Çanakkale müdafaasının milli bir devlet olma yolunda önemli bir kazanım olduğunun altını çizen Yayman, "103 yıl sonra bugün, zaferin tecelligahı olan Gelibolu Tarihi Alanı'nda, aziz şühedamız için yapacağımız anmanın onların aziz ruhlarını yad etmesini temenni ediyoruz. Bugün vatan olabilme bilincine değerli bir katkı sunan Çanakkale müdafaası, çok büyük bir askeri zafer olmanın yanında, milli bir devlet olma yolunda önemli bir kazanım olarak da karşımızda durmaktadır. 8,5 ay süren Çanakkale Kara Muharebeleri, her Osmanlı neferine büyük milletler arasında 'Ben de varım' demek salahiyetini vermiştir. Dönemin basın manşetlerinde de vurgulandığı üzere şeci, cesur, metin, korku nedir bilmez Osmanlı askeri tüm cihana karşı kurtuluşa olan inancını kanıtlamıştır. Harp tarihinde örneğine az rastlanır bir şekilde çok dar ve yakın mevzilerde, daracık bir alanda çarpışarak milleti için yüce bir gurur kaynağı olmayı başarmıştır. Milletimiz nazarında sonsuz bir güven ve güç yaratan Çanakkale Zaferi, şerefli bir şekilde neticelenerek Osmanlı askerinin alem nazarındaki şanını da yüce bir mevkiye taşımıştır. Şan ve şeref örnekleriyle örülü Çanakkale Zaferi'ne dair, vicdanlarımızda sonsuza kadar yaşayacak bir ibret vesikası olarak hak ettiği değeri vermek millet olarak hepimizin vazifesidir. Çanakkale kahramanlığı yalnızca İstanbul'u ve bağımsızlığımızı kurtarmakla kalmamış, ulusumuzun medeniyette önemli bir etken olabilmesi için gereken yiğitlik ruhunu da yeniden uyandırmıştır. İlahi bir diriliş ve cesaret ile varoluş mücadelesini yaratan destansı zaferin tarihi kahramanları, makamlarınız cennet, yaşayan ruhlarınız şad olsun."

SOLOTÜRK NEFES KESTİ

Konuşmaların ardından Çanakkale Cephesinden Mektup performansı sergilendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müzik Topluluğu Mehteran Takımı'nın gösterisi sonrası Türk ve Anzak askerleri ile gaziler ve izciler tören geçişi yaptı. Protokol üyeleri ile diğer konuklar, geçit töreninden sonra Şehitler Abidesi'nin deniz tarafında kurulan başka bir portatif tribüne geçti. Burada, SOLOTÜRK'ün pilotu Yüzbaşı Erhan Günar'ın boğaz üzerindeki gösterisini izledi. Konukların, SOLOTÜRK'ün gösterisini ilgi ve heyecanla izledikleri gözlendi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ile protokol üyeleri, daha sonra şehitlik defterini imzaladı, şehit askerlerin mezarlarına çiçek bıraktı.Törenlere Fransız ve İngiliz anıtlarındaki anmayla devam edecek. Günün son töreni ise 57'nci Alay Şehitliği'nde gerçekleşecek.

GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK

Haber: Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ- Fatih Emrah ERDOĞAN/ÇANAKKALE,

==========================================

Fransız ve İngiliz Anıtında tören düzenlendi

Çanakkale Kara Savaşları'nın 103'üncü yıl dönümü 24-25 Nisan Anma Törenleri kapsamında Şehitler Abidesi'nde düzenlenen programın ardından Fransız ve İngiliz Helles Anıtı'nda da tören düzenlendi.

Çanakkale Kara Savaşları'nın 103'üncü yıl dönümü anma etkinlikleri kapsamında Fransız Anıtı'nda tören düzenlendi. Törene, Türkiye Cumhuriyeti adına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Fransa Savunma Ataşesi Colonel Valery Sens, Yeni Zelanda Genel Valisi Patsy Reddy, Avustralya İçişleri Bakanı Peter Dutton, Birleşik Krallık Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Bakanı Alan Duncan, Avustralya Çanakkale Konsolosu Dylan Walsh, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve Çanakkale Savaşları'na katılan diğer ülkelerin temsilcileri katıldı. Fransız Anıtı'na, Fransa Savunma Ataşesi Colonel Valery Sens, Türkiye Cumhuriyeti adına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve diğer ülkelerin büyükelçileri tarafından çelenk bırakıldı. Çelenk sunma töreninin ardından program saygı duruşu ve Türkiye ile Fransa ulusal marşlarının okunması, Fransız mezarlarına karanfil bırakılması ve anı defterinin imzalanması ile sona erdi.

İNGİLİZ HELLES ANITI'NDA DA TÖREN DÜZENLENDİ

Fransız Anıtı'ndaki törenlerin ardından İngiliz Helles Anıtı'ndaki tören alanına geçildi. Burada başlangıç konuşması, saygı duruşu ve okunan duaların ardından İngiltere Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ve Türkiye Cumhuriyeti adına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile diğer ülkelerin büyükelçileri tarafından İngiliz Anıtı'na çelenk bırakılması ile tören sona erdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Fransız anıtındaki törenden detay ve genel görüntü.

-İngiliz anıtındaki törenden genel ve detay görüntü.

5 dakika 31 saniye.

Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ-Fatih Emrah ERDOĞAN/ÇANAKKALE,

==========================================

Kanuni Sultan Süleyman Trabzon'da anıldı

Kanuni Sultan Süleyman, doğumunun 523'üncü yıl dönümünde Trabzon'da yürüyüş ve törenle anıldı.

Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Vakfı tarafından düzenlenen Kanuni Haftası etkinlikleri kapsamında vakıf üyeleri, öğrenciler, protokol ve çok sayıda vatandaş, mehter takımı eşliğinde Atatürk Alanı'ndan Ortahisar'da bulunan Kanuni Evi'ne kadar yürüdü. Yürüyüşte Kanuni Sultan Süleyman'ın at üzerinde canlandırılması vatandaşların da beğenisini topladı. Sokakta gezinen birçok vatandaş da atı fotoğraflamaya çalıştı.

Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Baki, tarihten ders çıkarılması gerektiğini belirterek "Vakfımızın, yetkililerimizin ve halkımızın gayretleri ile kıyıdan köşeden engellemelere rağmen Kanuni'den 500 yıl sonra Trabzon'un tarihiyle bütünleşmesi, Türkiye'nin ve dünyanın gündemine taşınması ve tarihten ders alınması yönünde çalışmalarımız hızla devam ediyor" dedi.

'TARİHİMİZLE ÖVÜNMELİYİZ'

Trabzon Valisi Yücel Yavuz da tarihleriyle övünülmesi gerektiğini kaydederek, "Biz tarihiyle övünen ve dünya tarihi boyunca hep adaleti, hep güzelliği, hep doğruluğu yeryüzüne hakim kılmak arzusunda olan bir milletiz. Tarih sahnesinde çok değerli büyüklerimiz, dünyaya nam salmış devlet adamlarımız hep var olmuştur. Biz artık gerçek kaynaklardan, tarihimizi geçmişimizi öğrenen ve olduğu gibi bunu günümüze yansıtan durumdayız" diye konuştu.

'TARİHİN İZİ VAR'

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç de Trabzon'un padişahlar şehri olduğunu ifade ederek şöyle dedi:

"Cihan padişahlarının bu topraklarda izi var. Fatih'in fetihle, Yavuz'un yönetimiyle, Kanuni Sultan Süleyman'ın da 16-17 yaşına kadar burada yaşamasıyla tarihin izi var. Kanuni Sultan Süleyman sadece fütuhatıyla anılan bir padişah değil. İnsana ve insanlığa dair hakkı ve hukuku üstün tutan kanun yapıcı özelliğiyle bugün halen anılıyor."

Konuşmaların ardından mehteran takımı konser verdi, daha sonra da törene katılanlara geleneksel Kanuni Pilavı ikramı yapıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Yürüyüşten görüntüler

-Konuşmalar ve pilav ikramı

-Detaylar

HABER KAMERA:  Emre KOLTUK/TRABZON,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Kanuni Sultan Süleyman Hüseyin Yayman Mehmet Şimşek Gelibolu Politika Güncel Haberler

title