Haberler
BBC

Trump İran'a Yaptırımları Yeniden Başlattı: Şimdi Ne Olacak?

ABD Başkanı Trump'ın İran'a yaptırımları yeniden başlatması İran ekonomisini sıkıştıracak ama onun nihai hedefine ulaşmasını sağlayacak mı? BBC savunma ve diplomasi muhabiri Jonathan Marcus yaptırımların olası somut etkilerini ve ne kadar etkili olabileceklerini değerlendirdi.

İran ile varılan nükleer anlaşma neticesinde kaldırılan yaptırımların tamamının yeniden uygulamaya konulması ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin dış politikası açısından önemli bir zafer sayılabilir.

Trump, bir çok diplomasi yorumcusunun Barack Obama yönetiminin en önemli dış politika başarısı olarak gördüğü bu anlaşmaya karşı olduğunu uzun süredir söylüyordu.

Şimdi Trump yönetimi yaptırımları yeniden uygulamaya sokarak esasen İran hükümetini sıkıştırmayı ve Orta Doğu'daki 'hasmane' bulduğu politikalarında geri adım attırmayı hedefliyor.

Peki tam olarak hangi yaptırımlar uygulanacak ve bunlara ne kadar uyulacak ve İran üzerinde ne kadar etkili olacak?

Sonra, yaptırımlar İran ile varılan nükleer anlaşmanın sonu anlamına mı gelecek?

Bu soruların tümüne şu anda net yanıtlar vermek mümkün değil. Yaptırımların boyutları Yeniden konulan yaptırımlar petrol satışlarını, daha genel olarak enerji sektörünü, deniz taşımacılığını, bankacılığı, sigorta ve benzeri İran ekonomisine en çok zarar verebilecek sektörleri hedefliyor.

Bunlar büyük ölçüde ticarette 'ikincil yaptırımlar' denilen, yani esasen üçüncü ülkelere baskı uygulayarak İran'la ticaret ilişkilerini kesmeye zorlamaya yönelik yaptırımlar.

Burada amaçlanan bu ülkelerin İran'dan petrol almasını engellemek ve bu yolla İran'ın en büyük gelir kaynağını kurutmak. Buna ek olarak yüzlerce kişi ve kurumu, şirketi hedef alan doğrudan yaptırımlar da uygulanacak.

Yaptırımlar öncesi etki Fakat yaptırımların uygulamaya konulmasıyla birden bire İran'ın gelirlerinde büyük bir düşüş olmayacak. Bunun sebebi yaptırımların daha konmadan büyük ölçüde etkili olmuş olması.

Trump'ın Mayıs ayında yaptırımları yeniden getirmeyi planladığını söylemesinden bu yana Amerikalı yetkililere göre İran'ın petrol satışlarında üçte bir düşüş görüldü.

Yabancı şirketler o aşamada kendileri açısından neyin öncelikli olduğuna karar vermek zorunda bırakıldılar: İran'la ticaret mi, ABD ile ilişkiler mi?

Bir çok önemli şirket yaptırımların gelmekte olduğunu görerek tercihini yaptı ve İran ile ilişkisini bitirdiğini açıkladı. Muafiyetler nasıl işleyebilir?

İran petrolü kullanların bir kısmı, ABD'nin tanıyacağını açıkladığı geçici muafiyet çerçevesinde petrol alımını sürdürebilir.

Geçmişte Obama yönetimi altında da nükleer anlaşma öncesi bazı ülkelere İran'la ticaret konusunda belli muafiyetler tanınmıştı. Pratikte bu, bu ülkelerin İran'dan petrol alımını ciddi şekilde azaltmayı kabul etmesi koşuluyla veriliyordu. Bunun karşılığında ABD yönetimi yaptırımları deldikleri için bu ülkelere ceza uygulamıyordu.

Bu geçmişte Tayvan, Güney Kore ve Japonya gibi ABD'nin geleneksel müttefiki bazı ülkeler açısından uygulanabildi. Yaptırım muafiyetlerinden yararlanan ülkeler arasında bulunan Hindistan ve Çin de İran'dan petrol alımlarını ciddi oranda azaltmışlardı. Çin kilit önemde Trump yönetimi başlangıçta ülkelerin İran'dan petrol alımlarını sıfırlamaları gerektiğinde ısrar ediyordu ama onlar da şimdi belli ülkelere yaptırım muafiyetleri tanıyacaklarını açıklamış bulunuyorlar.

Bu kez Çin'in yaptırımlar karşısında nasıl bir tutum izleyeceği kilit önemde olacak.

İran petrolünün önemli alıcılarından biri olan Çin muhtemelen petrol alımını sürdürecek ve ABD tarafından cezalandırılmayacak.

ABD'nin Çin'e İran ile ticareti yüzünden 'ikincil yaptırımlar' uygulamaya başlaması demek iki ülke arasındaki ticaret konusunda zaten bazı sorunlar yaşandığı bir sırada fiilen bir ticaret savaşı riskini göze alması demek. Washington'un bunu göze alması çok muhtemel görünmüyor. Belirsizlikler: AB ne yapacak?

ABD aynı zamanda uluslararası petrol piyasasındaki istikrarı da gözetmek durumunda.

Siyasi bazı belirsizlikler içindeki Suudi Arabistan'ın yaptırımların sonucu olarak, İran'dan doğacak açığı kapatmak üzere daha fazla petrol üretmesi talep edilebilir.

Bir başka belirsizlik de İran ile yapılan nükleer anlaşmanın tarafı olan ve sürmesinden yana olan Avrupa Birliği'nin, şirketlerini ABD yaptırımlarından korumak için ne tür adımlar atacağı konusunda. Örneğin dolar dışı bir parayla ve Amerikan bankalarının kullanılmadığı yeni ödeme yolları konuşuluyor.

Fakat Washington'da Trump yönetimine eleştirel yaklaşan uzmanlar bile AB'nin çabalarının yaptırımların etkisini azaltma konusunda büyük bir etki yapmayacağı görüşünde birleşiyor.

Bir çok uzman AB'nin itirazlarının daha ziyade diplomatik olarak Tahran'a "Biz Trump'ın politikasına karşıyız ve nükleer anlaşmanın devamından yanayız sinyalini verme amacını taşıdığını düşünüyor. Ama iş Tahran'ın hem nükleer programı hem bölge politikaları bakımından önünün kesilmesine geldiğinde, AB ülkelerinin de yaptırımların karşısında durmayacağı tahmini yaygın.

Öyleyse İran ile yapılan uluslararası nükleer anlaşma artık yoktur denebilir mi? Bunu söylemek için erken. Bazı uzmanlar Çin ve örneğin Hindistan gibi büyük alıcılar İran'dan önemli miktarda petrol almaya devam eder ve Avrupa Birliği de anlaşmaya politik desteğini sürdürürse, İran'ın çok ezilmeden ekonomisini sürdürebileceğini düşünüyor.

Fakat yaptırımların gerçekten can yakmaya ve belki de İran iç siyasetini etkilemeye başladığı bir aşamaya gelinirse, o zaman nükleer anlaşmanın geleceği İran iç siyasetindeki karmaşık çatışmaların kaderine bağlı olacaktır. Yaptırımların amacı tam olarak ne?

O zaman en önemli soru yeniden karşımıza çıkıyor. Trump yönetimi bu yaptırımları yeniden uygulamakla tam olarak ne elde etmek istiyor?

Kağıt üzerinde amacın İran'ı yeniden görüşme masasına oturmaya ve ABD'nin taleplerine daha yatkın yeni bir anlaşmayı kabul etmeye zorlamak diyebiliriz.

Fakat bir çok diplomasi gözlemcisi Tahran'ın böyle bir şeye yaklaşmasının pek mümkün olmadığında hemfikir.

Diplomasi gözlemcileri arasında ABD yaptırımlarının asıl amacının Tahran'da bir rejim değişiminin koşullarını hazırlamak olduğu izlenimi yaygın.

Trump'ın dış politikasına eleştirel yaklaşan bir uzman, eski Obama yönetiminde nükleer anlaşmanın uygulanmasından sorumlu kişi olan Jarret Blanc, "En nihayetinde sorun şu: Trump yönetiminin gerçek bir planı yok. Yaptırımları nasıl uygulayacaklarını biliyorlar, ama daha geniş bir strateji içerisine oturtmuş değiller" diyor ve anlaşmayı rafa kaldırmakla ABD'nin sözünde durmayan, güvenilmez bir aktör imajı yarattığını düşünüyor.

Uzmanlar, yaptırımların İran'ı Orta Doğu'da izlediği dış politikayı değiştirmeye zorlayacağından da kuşkulu. İran'ın, Lübnan, Suriye ve Gazze gibi farklı bölgelerde izlediği çizginin ekonomik olmaktan çok stratejik ve ideolojik temelli olduğuna ve İran'a maliyetinin de yüksek olmadığına dikkat çekiyorlar

Bütün bunlara rağmen kesin olan bir şey var: Trump yönetimi Tahran üzerindeki baskıyı artırmakta kararlı. Özellikle de İran'ın ülke dışındaki operasyonlarında önemli rolü olan Devrim Muhafızları gücünün mali kaynaklarını kurutmayı istiyorlar.

Bu aslında Suriye'deki faaliyetleri ile İsrail, Yemen'deki harekatıyla Suudi Arabistan'ın da dahil olduğu daha kapsamlı bir kuşatma, kıskaca alma harekatının parçası. Fakat İsrail'in hali hazırda Rusya ile sorunları var ve Suudi Arabistan'ın Yemen'de yürüttüğü savaşın geleceği de kuşkulu.

Trump'un bu adımının geleceği konusunda büyük belirsizler var: Müttefiklerini yanına almayı başarabilecek mi? İran'la ticaret yapan ülkelere gerçekten yaptırım uygulayabilecek mi? Bazı ülkelere tanıdığı muafiyet ne kadar süre devam edecek? Yaptırımlar İran'da toplumsal hayatı ve ekonomiyi nasıl etkileyecek? Bütün bu çalkantılar içinde nükleer anlaşma anlamlı bir şekilde sürdürülebilir mi?

Uzun vadeli bir başka soru ise ABD yönetiminin ekonomik yaptırım yoluna başvurmayı abartıp abartmadığı. Trump yönetiminin bu yönteme fazla başvurduğu ve ikincil yaptırımların diğer ABD dış politika hedeflerine zarar verdiği de yaygın bir şekilde ifade edilen bir görüş.

Sadece Avrupa Birliği değil Rusya ve Çin de artık uluslararası planda yaptırımları aşmaya yönelik alternatif ödeme yöntemlerini tartışmaya başladı.

Belki de bir on yıl sonra bugünlere bakıp, "İşte ABD'nin diplomatik bir silah olarak kullandığı ekonomik yaptırımların etkisini yitirmeye başladığı an" diyebiliriz.

BBC

Avrupa Birliği Donald Trump İran Dünya Haberler

Bakmadan Geçme

FACEBOOK CUMA MESAJLARI 2024: Resimli, en iyi, en yeni Facebook Cuma mesajları! Cuma mesajları, resimli Cuma mesajları! Kısa Cuma mesajları Fenerbahçe'de kimler penaltı kaçırdı, kaç penaltı kaçtı? Livakoviç kaç penaltı kurtardı? 19 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? Fenerbahçe elendi mi? Fenerbahçe Avrupa'dan elendi mi (UEFA Konferans Ligi 19 Nisan Cuma)? (Fenerbahçe -Olympiakos) 19 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 19 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 19 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 19 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 19 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! 19 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! 19 Nisan Adana elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Adana'da elektrikler ne zaman gelecek? Adana'da elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 19 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 19 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 19 Nisan 2024 On Numara çekiliş sonuçları açıklandı mı? On Numara sonuçları saat kaçta? On Numara CANLI izle! Bugün kazanan numaralar neler? Fenerbahçe turu geçti mi, maç uzadı mı, penaltılara mı gitti?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title