Haberler

11. EIF Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı Başladı

Güncelleme:

Bu yıl 11'incisi "enerjini farket" ve "enerjini paylaş" sloganıyla Ankara Congresium'da başlayan EIF Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı'na katılan Bakan Dönmez, burada enerji sektörünün temsilcileri ile birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, küresel petrol fiyatları arttığı zaman 2 hafta içinde akaryakıt pompalarına, 3 ay ile 8 ay içerisinde doğal gaz fiyatlarına ve kademeli olarak da 8-9. ay gibi elektrik fiyatlarına sirayet ettiğini ifade ederek, "Bu döngüyü kırmamızın tek yolu yerli kaynaklarımız" dedi.

Dönmez, bu platformların bakanlığı için tüm sektörle bir araya gelmek ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak açısından önemli bir fırsat olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Türkiye bugün geldiği nokta itibariyle yenilenebilir kaynak kullanımını hızla arttırmış, elektrikte yerli kaynakların kullanımında 4 sene öncesine göre %40'a varan bir artış sağlamıştır. Bu başarıları bu kadar kısa bir zamanda elde edebilmemizde en önemli 3 kaynağımız güneş, rüzgâr ve yerli kömürümüzdür.

Bizim yerli kömür dâhil yerli kaynak ısrarımızın altında yatan sebep ise elektrik faturası ile küresel petrol ve kur hareketleri arasındaki bağı koparmaya çalışmaktır. Bugün küresel petrol fiyatları arttığı zaman 2 hafta içinde akaryakıt pompalarına, 3 ay ile 8 ay içerisinde doğal gaz fiyatlarına ve kademeli olarak da 8-9 ay gibi elektrik fiyatlarına sirayet ediyor. Bu döngüyü kırmamızın tek yolu yerli kaynaklarımız"

Bakan Fatih Dönmez, bu sene ilk defa Türkiye'de günlük elektrik üretiminin Ağustos-Temmuz döneminde 1 TWh/gün seviyesini geçtiğini kaydederek, "Ağustos ayında yine saatlik elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların tüm üretimdeki oranları % 50 seviyesini yakaladı ve geçti. Yani Türkiye'de Haziran'da ilk defa test ettiğimiz saatlik yenilenebilir oranında % 50 rakamını Ağustos ayında geçtik.

Günlük yenilenebilir üretim oranlarında ise Haziran ayının ilk haftasında % 45 ile çok yüksek bir orana eriştik. Rüzgârda yine bir rekor yılı oldu. Eylül ayının son haftasında rüzgâr üretiminin saatlik bazda % 20'leri geçtiği saatleri gördük" dedi.

Bu ender dönemlerin tüm seneye yayılmadığını vurgulayan Dönmez, "Bugün elektrik şebekemiz de belirli aylarda çok yüksek kapasiteyle diğer aylarda ise daha düşük kapasitede çalışan yenilenebilir kaynaklardan etkileniyor. Bu etkileri azaltmak için de yerli kömürümüz var. Yine yerli kaynaklarımızdan linyitte, kömür santrallerimiz 2013-2018 döneminin en yüksek üretim rakamlarını gördüler. Bu sene eğer yağışlar ve su seviyeleri de iyi olsaydı, %55 yerlilik oranını yakalamamız hayal değildi. Yerli kömürden elektrik üretimi son senelerdeki ortalamanın %21 üzerinde. İnanıyoruz ki önümüzdeki dönemde çok daha iyi bir noktaya ilerleyeceğiz.

Tabii bu yatırımlar altyapılar olmadan tüketiciye kesintisiz bir şekilde erişemez. Bu altyapıların zamanında ve kaliteden ödün vermeden düşük maliyetlerle bitmesi önemli. Bu yatırım maliyeti sadece boru hattı, tel, direk olsa tahmin edilebilir bir bütçesi var. Ama yerel yönetimlerin talepleri, maliyetleri arttırmaya devam ediyor.

Yerel yönetimler altyapı şirketlerine yardımcı olmalı çünkü altyapı şirketleri yaşadıkları bölgelerdeki yaşam kalitesini en hızlı arttıran ve destek veren şirketler" diye konuştu.

Bakan Dönmez, şöyle devam etti:

"Gerek doğal gaz gerek elektrikte, yerel idareler önce yatırımı isteyip sonra da kazı izinleri için neredeyse yatırım bedellerinin %50'sine varan bedeller çıkarmaktadır. Bunun koordinasyon ve eşgüdümle ve kazan-kazan bakışıyla çözülebileceğine inanıyoruz.

Büyük altyapı yatırımlarında da bu sene TANAP devreye girdi ve istatistiklerden izlediğimiz kadarı ile günlük olarak da planlanan kapasiteyi yakalıyor hatta daha da üzerine çıkabilecek gibi duruyor. Türkiye'nin enerji arz güvenliğinde en büyük dostu ve yardımcısı, dost ve kardeş ülke Azerbaycan'dır. Bu sene açılışını yaptığımız Star Rafinerisi ile de Türkiye'de dışa bağımlılıkta çok önemli bir boşluğu doldurduk.

Doğal gaz politikalarımızda bugün 300 milyon m3/günlere gelmiş bir giriş kapasitesi ile %20 bir yedek rezerv marjı oluşturmuş durumdayız. Enerji sistemlerinde depolama ve yedek sistem kapasiteleri olmazsa olmazlardandır. Doğal gaz depolarında da Tuz Gölü'nde 1.faz Silivri'de 2.faz ile yolumuza devam ediyoruz.

Yer altı depolama da bugün 43 milyon m3/gün geri üretim kapasitemiz, Tuz Gölü birinci fazın tamamlanmasıyla 65 milyon m3/gün'e, Tuz Gölü nihai hedefimiz olan 80 milyon m3/gün de gerçekleştiğinde 105 milyon m3/gün'e ulaşacak. Silivri 'deki genişleme yatırımları ile 155 milyon m3/gün'e çıkacak.

3 FSRU ile de 60 milyon m3'e çıkacak bir yüzer gazlaştırma kapasitemiz olacak.

LNG'de ise kara terminallerinde 32 milyon m3 olan geri üretim kapasitemiz, 2017 sonunda 117 milyon m3'e ulaştı.

Hidrokarbon rezervlerimizi insanımıza sunmak için de teknoloji en büyük gücümüz olacak. Alanya-1 kuyusu ile sondaja başlayan Fatih sondaj gemimiz dünyada kendi sınıfının en iyileri arasında. Ancak, biz Fatih ile yetinmeyip bir gemiyi daha envanterimize katıyoruz. Böylece kullanılan son teknoloji ile arama çalışmalarımız ve buna bağlı üretimimiz artacak.

Ülkemizin maden kaynaklarını gün yüzüne çıkarmak adına da teknolojiden azami olarak faydalanıyoruz. MTA havadan jeofizik operasyonunun %80'den fazla kısmını yıl sonuna kadar tamamlayacak.

Uçaklarımızın kuyruk kısmına monte edilen Düşey Manyetik Gradient Sensörü, bu model uçaklar için dünyada ilk defa bizim projemiz için geliştirilip, üretildi. Bu sensörün projemize getirdiği avantajla yüzeye yakın yer altı yapılarını daha kolay ve net bir şekilde tespit ediyoruz."

Bakan Dönmez, geleceğe dönük olarak ise pil depolama sistemlerini çok önemli gördüklerini bildirerek, "Burada bir yatay bütünleşme ile hem elektrikli arabaların Türkiye'de üretilmesini hem de bu pil sistemlerinden yenilenebilir kaynakların, bireysel tüketicilerin ve elektrik şebekemizin faydalanmasını planlıyoruz. Bunun için de önümüzdeki dönemde hamlelerimiz olmaya devam edecek.

Gelecek ve özelliklede enerjini geleceğinde ülkemiz çok daha güçlü şekilde söz sahibi olacak. Teknoloji temelli, insan ve çevreye duyarlı; milli ve yerli politikalarımız ile tüm hedeflerimize ulaşacağız " dedi.

Kongre Başkanı Çiğdem Dilek de, bugün çok büyük ve bir o kadar önemli bir birlikteliğe, paylaşıma, coşkuya ev sahipliği yaptıklarını kaydetti.

Sektörün çok önemli yerli ve milli yatırımcılarını, uluslararası aktörleri, çok değerli bilim adamlarını aynı çatı altında buluşturmanın kendileri için gurur kaynağı olduğunu dile getiren Çiğdem Dilek, "Ülkemizin en büyük 3 sektöründen biri olan enerjinin önemi artık herkes tarafından kavranıyor. Büyümek, refah içerisinde yaşamak, dışarıya muhtaç olmamak ve hedeflerimiz arasında yer alan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla dile getirdiği dünyanın en büyük ilk 10 ülkesinden biri olmak için enerji yatırımlarına önem vermemiz, bu alanda kendimizi sürekli yenilememiz, işbirliklerini arttırmamız şüphesiz büyük önem taşıyor.

Biz de tüm bunların ışığı altında bu yıl 11'ncisini düzenlediğimiz Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı'nın sloganlarını "enerjini fark et" ve "enerjini paylaş" olarak belirledik" dedi.

ATO Başkanı ve etkinliğin Onursal Başkanı Gürsel Baran ise bu birlikteliğin sektörün nabzını tutan, tüm paydaşları bir araya getiren muhteşem bir organizasyon olduğuna dikkati çekerek, "Enerji sektörünün kalbi 2 gün Ankara'da atacak. Enerji arz güvenliği şu an uluslararası gündemin en başında. Enerji bağımsızlığı konusunda hedeflerini belirleyen Türkiye, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının toplamdaki payını artırmaya çalışıyor. Biz bu yaklaşımın her türlü arkasındayız ve destekliyoruz" diye konuştu.

Kongrenin ana sponsoru GE-Turkey Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy da 1948 yılında başladıkları yolculukta güçlü ortaklıklarla yerlileştirme çalışmalarına katkı sağladıklarını kaydetti.

"14 bin kilometre öteye Avustralya'ya rüzgar kanadı ihraç etmenin onurunu yaşıyoruz" diyen Özsoy, "2040'da yenilenebilir enerji kaynakları, küresel enerji kaynaklarının 3'te 2 sini karşılayacak. Ülkemizde temiz enerjinin yaygınlaşması için alt yapının evrilmesi gerekiyor. Türkiye enerjide geleceği yakalamalı, hatta öncü olmalı. Dünyaya gelen güneş enerjisi toplam enerjinin 20 bin katı. Bunları depolayacak güce sahip olmalıyız" dedi.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da Türkiye'de yatırım yapanın hiçbir zaman kaybetmediğini ve kaybetmeyeceğinin altını çizdi.

Bu aşamada özel sektörün daha nitelikli, daha iyi yetirmiş insan gücüne sahip olması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Onlardan daha cesur ve öngörülür adımlar atmasını bekliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında güçlü bir enerji ticaret merkezi olmak için yılmadan çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta ise hava kirliliği nedeniyle 16 yıl önce Türkiye'de maskelerle dolaşıldığını hatırlattı.

Gazetelerin o dönem promosyonla maske dağıttığını anımsatan Balta, "Bu sürede Türkiye her alanda kalkındı. Enerji altyapısını oluşturdu, sanayisi gelişti, ihracatı arttı. Enerji arzı artan iki ülkeden bir olduk. Bunu çok değerli işadamlarımızla başardık. Bizler sizlerin moral motivasyonunu artırmak için buradayız. Sorunlarınızın, sıkıntılarınızın neticesini burada almak istiyoruz. Milli ve yerli yenilenebilir enerjinin çok önemli olduğunu buradan iletmek istiyoruz. İnadına yatırım diyoruz" dedi.

TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş da, geçmişte enerji kayıpları nedeniyle sanayicilerin yaşadığı sorunlara dikkati çekerek, "Özellikle porselen ve seramikle uğraşanların bir anda elektrik kesildiğinde ne kadar zarara uğradıklarını çok iyi biliyorum. Türkiye'nin yüzde 1'lik yani 30-35 megavat rüzgar, güneş ve jeotermal gücü vardı. Şu an mevcut kapasitemizin yüzde 16'sını kullanabiliyoruz.

Bu etkinliğin enerji piyasasına çok önemli katkı sağlayacağına inanıyorum.

Kongre başkanına çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Kongre açılış konuşmaları hediyelerin taktimi ile sona erdi.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Türkiye Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title