Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 3

(YENİ GÜVENLİK KAMERA GÖRÜNTÜLERİYLE) 1- KURUÇEŞME'DE İETT OTOBÜSÜ KAZA YAPTI: 9 YARALI KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDIHaber-Kamera: Zeki GÜNAL-Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,Beşiktaş Kuruçeşme'de yokuş aşağı inerken freni patlayan İETT otobüsü istinat duvarına çarptı.

(YENİ GÜVENLİK KAMERA GÖRÜNTÜLERİYLE)

1- KURUÇEŞME'DE İETT OTOBÜSÜ KAZA YAPTI: 9 YARALI

KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI

Haber-Kamera: Zeki GÜNAL-Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,

Beşiktaş Kuruçeşme'de yokuş aşağı inerken freni patlayan İETT otobüsü istinat duvarına çarptı. Kazada şoförle birlikte 9 kişi yaralandı. Kaza anı ise güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.

Kaza Beşiktaş Kuruçeşme Çağrı sokak üzerinde saat 10.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre Kuruçeşme-Beşiktaş hattında görev yapan 34 TP 5935 plakalı Birol Yavuz'un kullandığı İETT otobüsü, yokuş aşağı inerken otobüsün freni patladı. Yokuş aşağı kayan otobüs bir okulun istinat duvarına çarparak durabildi. Kazada otobüs sürücüsü ve 8 yolcu çeşitli yerlerinden yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Kaza nedeniyle yolcular büyük panik yaşandı. Vatandaşların yardımıyla ve kendi imkanlarıyla otobüsten çıkan yaralılar, yol kenarında ambulansların gelmesini bekledi. Yaralılar kaza yerine gelen ambulanslarla olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından çevredeki hastanelere kaldırıldı.

KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

Öte yandan kaza anı ise bir sitenin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Kameralara yansıyan görüntülerde yokuş aşağı kayan otobüsün yol kenarında yürüyen kadına çarpmaktan son anda kurtulduğu görülüyor.  Yokuş aşağı hızla kaymaya başlayan otobüs daha sonra okulun istinat duvarına çarptığı görülüyor.

KAZA YAPAN OTOBÜS ÇEKİCİYLE KALDIRILDI

Kaza yapan otobüsü kurtarmak için çalışma başlatıldı. Kaza yerine gelen vinç yardımıyla otobüs  yaklaşık yarım saat süren çalışmalar sonucunda kurtarıldı. Yaklaşık 3 saat kapalı kalan yol kaza yapan otobüsün kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

İETT'DEN KAZA İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Kazanın ardından İBB'den yazılı açıklama yapıldı. Kazanın otobüsün frenin patlamasından kaynaklandığı belirtilen açıklamada" Bu sabah 10.29'da 57UL Kuruçeşme-Beşiktaş hattında görev yapan 34 TP 5935 plakalı İETT otobüsünün ilk tespitlere göre freni patlamıştır. Freni patlayan otobüs, havanın yağışlı, zeminin kaygan olmasından dolayı Beşiktaş Kuruçeşme Mahallesi, Çağrı sokak üzerinde bulunan istinat duvarına çarpmıştır. Otobüste bulunan yolculardan 8 vatandaşımız ve şoför personelimiz olmak üzere 9 kişi hafif olarak yaralanmıştır. Yolculardan 2'si ayakta tedavi edilmiş olup, 7'si tedbir amaçlı çevredeki hastanelere sevk edilmiştir" denildi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-KAZA ANININ GÖRÜNTÜSÜ

(Güvenlik Kamerası)

-Yokuş aşağı kayan otobüs

-Otobüsün hızla istinat duvarına çarpması

-Kaza yerinden görüntü

-Yol kenarındaki yaralılar

-Yaralıların ambulansa binmesi

-Kaza yapan otobüsten görüntü

-Otobüsün kırılan camları

-Kapanan yol

-Vatandaşların otobüsü ittirmeye çalışması

-Çekicinin otobüsü çekmesi

============================

2- ÜSKÜDAR'DA ÖĞRETMENİ VURAN SALDIRGAN TUTUKLANDI

Haber-Kamera: Ramazan EĞRİ - İSTANBUL DHA

Üsküdar'da okul koridorunda kavga ettiği öğretmeni silahla vuran kişi tutuklandı.

Olay  7 Kasım'da Üsküdar Valide-i Atik Mahallesi'nde bir orta okulda meydana gelmişti.  Beden eğitimi öğretmeni Alparslan A.  bir öğrencinin dayısı olan Celal A. tarafından okul koridorunda tabanca ile vurularak yaralandı. Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olayın ardından kaçan şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. Düzenlenen operasyonda Celal A. gözaltına alındı. Celal A. emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği Anadolu Adalet Sarayı'nda mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü:

-----------

-Saldırganın adliyeye sevki

-Saldırının güvenlik kamerası görüntüsü

-Olay günü çekilen görüntüler

=========================

(GENİŞ HABER)

3- ÇENGELKÖY VE KULELİ'DEKİ DARBE GİRİŞİMİ DAVASI

Serpil KIRKESER /İSTANBUL, 15 Temmuz darbe girişiminde kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz'da yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezi'nin işgali ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin 114 sanığın yargılandığı davada mütalaa verildi. 50 sanığın "Anayasayı İhlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edilen mütalaada, 57 sanık er ile 7 askeri öğrenciye ceza verilmemesi istendi.  Mütalada, er ve askeri öğrencilerin irade ve istekleri dışında asker olmalarından da faydalanılarak komutanları tarafından kışla dışına çıkartıldıkları, darbe teşebbüsü eylemlerine zorla dahil edildikleri, olayın ne olduğunu ve ne yaptıklarını anlayabilecek konumda olmadıkları kaydedildi.

39. DURUŞMA BAŞLADI

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan binada görülen 39. duruşmada 48 tutuklu sanık ile 6  tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşma savcısı Caner Babaloğlu mütalaasının hazır olduğunu belirterek, 29 sayfalık mütalaasını özetleyerek okudu.  Mütalaada, darbe girişimine katılan sanıklara karşı koyup direnen Murat Akdemir'in Vaniköv'de, Burak Cantürk, Fatih Dalgıç, Gökhan Esen, Halil Kantarcı, Kader Sivri, Mustafa Cambaz Hasan ve Osman Yılmaz'ın ise  Çengelköy Bölgesi'nde ateşli silahlar ile vurularak şehit edildiği anlatıldı.

50 SANIĞIN "ANAYASAYI İHLAL" SUÇUNDAN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ

Savcı mütalaasında 36 asker ile 14 polis hakkında " Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Ayrıca bazı sanıklara değişik suçlardan değişik oranlarda hapis cezaları talep edildi.

64 KİŞİYE CEZA VERİLMEMESİ TALEP EDİLDİ

57 sanık er ile 7 askeri öğrenci olmak üzere toplam 64 sanık hakkında atılı suçlardan "ceza verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi talep edildi. Mütalaada, sanık erlerin terhisli pozisyonda vatani görevlerini yapmakta oldukları, sanık askeri öğrencilerin ise Kuleli Askeri Lisesinde eğitim gördükleri, darbe teşebbüsü gecesi gelişen olayları yönetme, yönlendirme kabiliyetlerinin olmadığı belirtildi. Er ve askeri öğrencilerin irade ve istekleri dışında asker olmalarından da faydalanılarak komutanları tarafından kışla dışına çıkartıldıkları ve darbe teşebbüsü eylemlerine zorla dahil edildikleri belirtilen mütalaada, er ve askeri öğrencilerin bulundukları hal ve durum itibari ile olayın ne olduğunu ve ne yaptıklarını anlayabilecek konumda olmadıkları, herhangi bir silahla ateş etme gibi somut eylemde bulunmadıkları kaydedildi. Mütalaada, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına da karar verilmesi talep edildi.

Görüntü dökümü:

---------------

-Arşiv görüntüler

================================

4- ESKİ BAKANIN ÖLDÜRÜLMESİ DAVASINDA KARAR AŞAMASINA GELİNDİ

Özden ATİK - Şengüler YEŞİL  / İSTANBUL, ESKİ  Milli Savunma Bakanı Mehmet Ercan Vuralhan'ı boğazından bıçaklayarak öldüren Yüksel Karababa'nın yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı. Duruşma savcısı, sanığın haksız tahrikle eski bakan Vuralhan'ı öldürdüğü gerekçesiyle "Kasten adam öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanık Yüksel Karababa getirildi. Duruşmada tanıklar dinlendi.

AVUKATI TANIK OLARAK DİNLENDİ: "BİRKAÇ KEZ BENDEN DE PARA ALDI"

Ercan Vuralhan'ın avukatlığını yapmış olan Nahide Lüleci tanık olarak alınan ifadesinde, maktulün aynı zamanda aile dostu olduğunu söyledi. Lüleci, "Ercan Vuralhan 2014 yılından beri Gana gibi Afrika ülkelerinden Türkiye'ye altın getireceğini söylerdi. Büyük yatırımlar yapılacağını, benim de hukuk danışmanlığını yapmamı istediğini, diğer işleri bırakmamı, çok para yatırdığını ama küçük eksikler kaldığını söyleyerek benden para istedi. Birkaç kez benden para aldı. Hatta bir keresinde Afrika hesabına yolladım" dedi. Lüleci, tutuklu sanık Yüksel Karababa'yı da son 4 yıldır Vuralhan'ın yanında gördüğünü ve Vuralhan'a para verdiğini anlattı. Lüleci, "Ben Ercan bey ile yalnız kaldığımda kendisine para veren insanların mağdur olduğunu söylerdim. O da bir keresinde bana 'Kendini onlarla bir tutma, onlar güruh, biz seçkin insanlarız' gibi sözler söylerdi. Sanığa bir çok kez 'Bekle sana büyük paralar vereceğim' dediğine şahit oldum" şeklinde konuştu.

22 YILLIK ARKADAŞI: "PARALARIMI GERİ ALAMADIM"

Sanığın 22 yıllık arkadaşı olduğunu söyleyen Engin Koç, "Ercan Bey yurtdışında Türkiye'ye yatırım yapacağı ve bu yatırımdan bizim de pay alabileceğimiz vaatlerine inanarak kendisine 50 bin TL para vermiştim ancak verilen sözler yerine getirilmeyince dava açtım. Dava açtıktan sonra benzer vaatlerle 250 bin TL daha para verdim. Ercan Bey'e 3 milyon TL'nin üzerinde peyder pey paralar verdiğimi biliyorum. Paralarımı geri alamadım. Sanığın işleri Ercan Vuralhan ile tanışmadan önce yolundaydı. Ancak Vuralhan ile tanıştıktan sonra iş ve aile hayatı bozuldu" dedi.  Daha sonra dinlenen Miktat Hallaç ve Bahri Gökmen de Ercan Vuralhan'a para verdiklerini ancak bu paraları geri alamadıklarını söylediler.

SAVCI MÜTALAASINI BİLDİRDİ

Duruşma savcısı Kadir Nazmi Yelkenci esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanığın çöpleri geri dönüştürme işiyle meşgul olduğu ve ortak aradığı 2014 yılında eski bakan Ercan Vuralhan ile tanıştığı, maktül Vuralhan'ın Birleşmiş Milletler nezdinde ve değişik ülkelerde işler yaptığını  ve çevresinin geniş olduğunu bildirerek ürünleri pazarlayabileceğini söylediği, sanığın da Ercan Vuralhan'ın eski Milli Savunma Bakanı olması nedeniyle sözlerine inandığı belirtildi.

Sanığın maktüle ilk olarak 676 bin dolar verdiği, ancak sözüne rapmen ürettiği eşyaların yurtdışında satışına ilişkin herhangi bir yardımı olmadığı, sanığın işlerinin bozulduğu, 17 Nisan 2018'de maktül Vuralhan'ın borcunu ödeyebileceğini söyleyerek 2 bin 500 euro daha paraya ihtiyacı olduğunu söylediği, sanığın da parasını geri alabileceğini düşünerek ertesi gün Fatih'te bir kafede maktülle buluştuğu anlatıldı. Ancak burada yaptıkları konuşmada sanığın parasının nerede olduğunu sorması üzerine maktül Vuralhan'ın "Sen onu boşver, bizim işi hallet" demesi üzerine, parasının iade edilmeyeceğini anlayan sanık Yüksel Karababa'nın sinirlenerek haksız tahrik altında kesici aletle yaralayarak öldürdüğü kaydedildi. Mütalaada, sanığın haksız tahrikle kasten adam öldürme suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapsi talep edildi.

TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ

Sanık Karababa'nın avukatı, "Müvekkilimin maktül tarafından dolandırılmış olması, hakarete uğraması ve haksız tahrik indiriminin üst sınırdan takdir edilmesinin gerekmesi gibi hususlar dikkate alınarak tahliyesini talep ederim" diyerek mütalaaya karşı savunma hazırlamak üzere süre istedi. Sanık Karababa da tahliyesini talep etti.

TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ

Sanık avukatına son savunmasını hazırlaması için süre veren mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ertelendi.

Görüntü dökümü:

-----------------

-Arşiv görüntüler

=================================

5- ERDOĞAN'IN KILIÇDAROĞLU'NA AÇTIĞI 500 BİN LİRALIK TAZMİNAT DAVASINDA KARAR ÇIKTI

Yüksel KOÇ / İSTANBUL, CUMHURBAŞKANI  Recep Tayyip Erdoğan'ın Mann Adası belgeleri ve kozmik odaya ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine açtığı 500 bin liralık manevi tazminat davasında karar çıktı. Mahkeme, Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'a 130 bin lira tazminat ödemesine karar verdi.

İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Çağlar Çağlayan katıldı.

REDDİ HAKİM TALEBİ TEKRAR REDDEDİLDİ

Davalı Kılıçdaroğlu'nun avukatı Çağlar Çağlayan daha önce yaptıkları reddi hakim talebini yeniledi. Mahkeme, davalının reddi hakim talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu gerekçe göstererek reddetti. Son sözü sorulan Kılıçdaroğlu'nun avukatı Çağlar Çağlayan, "Bundan sonraki davacı taraf sayın Cumhurbaşkanı olduğu zaman davanın doğrudan kabulüne karar verelim. Davalı tarafın delilleri toplanmadığı gibi talepleri de kanuna ve hukuka aykırı önceden doldurulmuş gerekçelerle geri çevrilmektedir" dedi.

Avukat Çağlayan, "Bu dosyada şunu görüyoruz; davacı taraf bir iddiada bulunmuştur, davalı tarafın bir beyanda bulunmuştur. Sadece bu beyanda bulunup bulunmadığı araştırılmış, bu beyanın haklılığı, haksızlığı konusunda herhangi bir araştırma yapılmamıştır" dedi. Meslek kuralları gereği de savunma yapmalarının ve dosyaya ilişkin beyanda bulunmalarının herhangi bir anlamı olmadığını söyleyen avukat Çağlayan, "Dosyada karar kurulması aşamasında bulunmamızla bulunmamamız arasında bir fark olmadığından dolayı biz duruşmayı bu noktada terk ediyoruz" dedi.

AVUKATLAR TARTIŞTI

Bunun üzerine davacı Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız, "Sizde mi cübbe çıkartacaksınız, yapmayın ya. Mesleğiniz çok kutsal. Mahkemeyi siyaset meydanına çeviriyorsunuz" dedi. Avukat Yıldız, "Delillerimizi dosyaya koyduk, tüm deliller toplanmıştır. Davayı kaybedeceklerini anladıkları için bu yönde de emsal kararlar olmasına rağmen usulsüz beyanlarını kabul etmiyoruz, davanın kabulünü istiyoruz" dedi.

Avukat Çağlayan, delillerinin toplanmadığını öne sürerek, "Belgeleri mahkemeye getirip sunma imkanımız bulunmamaktadır, zira bu belgeler savcılıktadır. Savcılık da belgelerin gerçek olduğunu kabul etmiştir" dedi. Bu sırada Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız ile avukat Çağlayan bir süre tartıştı.

KILIÇDAROĞLU'NUN AVUKATI DURUŞMAYI TERK ETTİ

Avukat Çağlayan, kararın açıklanacağı sırada duruşma salonunu terk etti. Kararını açıklayan mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek davalı Kılıçdaroğlu'nun davacı Erdoğan'a 130 TL manevi tazminatı faizi ile ödemesine karar verdi.

============================

6- BERNA LAÇİN "DİNİ DEĞERLERİ AŞAĞILAMA SUÇUNDAN" HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Yüksel KOÇ/İSTANBUL, ÇOCUKLARA yönelik cinsel istismar ve öldürme eylemlerine ilişkin tartışma sırasında sosyal medya hesabında yaptığı paylaşım nedeni ile hakkında, "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 1 yıla kadar hapis cezası istenen Berna Laçin Eşiz'in yargılanmasına başlandı.

İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına sanık Berna Laçin ile avukatı katıldı. erna Laçin, kimlik tespiti sırasında oyuncu olduğunu, aylık gelirinin de 10 bin TL olduğunu söyledi. İddianamede geçen ifadeleri hiçbir şekilde kabul etmediğini söyleyen Berna Laçin Eşiz, "İddianameye konu tweeti ben attım. Bu idam ile ilgili bir tweettir. Tweette idam etiketi bulunmaktadır. Dinle ilgili herhangi bir konu yok. İdamla ilgili bir konudur. Bunlar troller tarafından bilinçli olarak saptırılıp bir gündem yaratılmıştır. Şu anda burada olmama sebep olmuşlardır" dedi.

'SADECE SANAL DÜNYADA KALMIŞ BİR OLAYDIR'

Sosyal medyada yaratılan infial ile günlük yaşamında karşılaşmadığını söyleyen Berna Laçin Eşiz, "Ne benim şahsıma bir tehdit gelmiştir ne de halk arasında bir tartışma, bir atışma olmamıştır. Günlük hayatta karşılığı yoktur. Sadece sanal dünyada kalmış bir olaydır" diye konuştu.

Davaya konu tweette Medine şehrinin adı geçtiği için yargılandığını söyleyen Berna Laçin, "Medine şehrinin adı geçtiği için iddianame de oradan tutturdu. Oysa ki benim bahsettiğim idamın bulunduğu şehirler içinde verilmiş bir örnektir, herhangi bir dini içeriği yoktur. Nasıl ki Sultanahmet'te hırsızlık çok arttı desem camiye bir hakaret değil ise buradaki Medine sözü de dini bir içerik taşımamaktadır. Şehirlerin kutsalları vardır ama o şehirde doğup büyüyen herkesi kutsal saymak mümkün değildir. Bunun böyle olmadığı da çok yakın zamanda Kaşıkçı cinayeti ile hepimiz gördük. Bana saldırıların öznesi olan Arap kardeşlerimiz Müslümandır. Dolayısı ile 'böyle bir şey yapmaz' cümlesinin içinin de boş olduğunu gördük. Nasıl ki Sayın Cumhurbaşkanımız Suud'ların yaptığı cinayeti anlatırken 'katiller' dediğinde Müslümanları kast etmiyor ise ben de Medine şehrinden bahsederken bunu İslamiyet'le ve Müslümanlıkla bağlamadım" dedi.

Berna Laçin Eşiz savunmasını şöyle sürdürdü: "Kaldı ki 30 yıldır tüm canlı yayınlarda, röportajlarda her an halkın önünde olan biriyim, 6-7 yıldır Twetter kullanıyorum, 5-6 bin tweetim var. Bugüne kadar bir kere bile değil kendi dinime hakaret etmek, başka dine mensup insanlara karşı nezaketsiz bir sözüm bile olmamıştır. Bütün kayıtlar da ortadadır."

MEDİNE ADININ KULLANILMASINDA KASIT OLMADIĞINI SÖYLEDİ

Davaya konu tweeti attığı günlerde hac görevi sırasında kaçırılıp o bölgede esir tutulan bir kadın vatandaşımız gündemde ilişkin haberlerin gündemde olduğunu hatırlatan Berna Laçin Eşiz, "Bu konular tazeydi. O sırada konu idam olduğu için, idam yönetiminde olan ülkeler içinde tesadüfen Suudi Arabistan aklıma geldi. En popüler olduğu için. Örneği oradan verdim, bir kasıt yoktur. Tamamen bir şehir adı kullanılmıştır. İçerik idamdır. Etiket idamdır. Peygamberimizin ya da ehlibeytinin mezarının bulunduğu kutsal bölgelere ilişkin herhangi bir ifade veya söz, söz konusu değildir" dedi.

'İDDİANAME BENİM İÇİN AĞIR OLDU'

Berna Laçin Eşiz,  "Son söz olarak bir tarafta iddianamenin hazırlanmasına neden olan troller ve onların iddiaları suçlamaları var. Öte taraftan halkın büyük çoğunluğunun gayet yakından tanıdığı, 18 yaşımdan beri her anımı takip ettikleri, evliliğimden çocuğa kadar her konuda fikirlerini bildikleri benim sözüm var, karar sizin. Beraatimi talep ediyorum, böyle bir iddianamede bulunulması benim için ağır oldu" dedi.

'İFADEMİ VERMEYE GELDİM'

Berna Laçin duruşması sonrası gazetecilere yaptğı açıklamada, "Söylenecek çok önemli bir şey yok, Twitter'daki  benim bir sözüm üzerine trollerin yarattığı sahte bir infial vardı. Bunun üzerine davamız vardı, ifademi vermeye geldim. Son derece açık seçik bir durum olduğu için sıkıntılı bir durumum yok. Suçlamaları kabul etmiyorum. Hiçbir şey yok, çok sıkıntılı bir sürecim yok." dedi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Berna Laçin Eşiz'in çocuklara yönelik cinsel istismar ve öldürme eylemlerinin tartışıldığı dönemde sosyal medya hesabında 3 Temmuz 2018'de idam cezasına ilişkin paylaşımda bulunduğu, bu paylaşımın muhtelif sosyal medya hesaplarında yoğun tepkilere neden olduğu, bunun üzerine şüpheli hakkında soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

Şüphelinin soruşturmaya konu paylaşımı kendisinin yaptığını kabul ettiği belirtilen iddianamede, paylaşımda adı geçen Medine şehrinin İslam peygamberinin kabrinin bulunduğu, dolayısıyla Müslümanlar için kutsal değeri bulunan bu şehrin tecavüz rekoruna sahip olduğuna dair şüpheli tarafından dile getirilen iddianın nesnel bir veriye dayanmadığı belirtiliyor. İddianamede şüphelinin "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi.

Görüntü dökümü:

---------------------

-Berna Laçin'in görüntüsü

================

7- İSTANBUL'DA METRO SEFERLERİNDE AKSAMA (2)

Haber-Kamera: Murat SOLAK-Melih OKUMUŞ/İSTANBUL,

İstanbul'da bazı metro seferlerinde aksama yaşanıyor. İstanbul, Yenikapı-Havalimanı metro hattındaki Otogar istasyonunda tellerde meydana gelen teknik arızadan dolayı Kocatepe-Merter ile Yenikapı-Kirazlı seferleri yapılamıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Metro İstanbul'un sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "M1A Yenikapı-Havalimanı Hattında meydana gelen teknik bir arızadan dolayı Kocatepe-Merter Istasyonları ve M1B Yenikapı-Kirazlı Hattında sefer yapılamamaktadır" denildi. Metro istasyonuna gelen vatandaşlar, otogar yönüne gidemedikleri için alternatif yollara yönlendiriliyor. Çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

Görüntü dökümü:

------------------

-Metro istasyonundan görüntü

-Vatandaşlardan görüntü

-Genel ve detaylar

======================

(havadan görüntülerle)

8- KARTAL İSTİMBOTU DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINA TESLİM EDİLDİ

Haber-Kamera: Harun UYANIK-İbrahim MAŞE/İSTANBUL,

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, güvertesinde "Geldikleri Gibi Giderler!" diyerek, Kurtuluş Savaşı'nın ilk işaretini verdiği 107 yıllık Kartal İstimbotu törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. Tuzla Çiçek Tersanesinde düzenlenen törene Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Tayyar Ertem, Kartal İstimbotu Kurtarma ve Yaşatma Platformu Başkanı Amiral Cem Gürdeniz ve davetliler katıldı.

Törende konuşan Gürdeniz, "Bu geminin direği Türk milletinin egemenlik iradesini, pervanesi Türk milletin karanlıktan kurtuluş azmini, dümeni aydınlanma rotasında ilerleme istencini, demirleri her şartta sabırla mücadele yeteneğini, İstiklal Marşı ile toka edeceğimiz Türk bayrağı şehitlerimizin kanından gökyüzüne yükselen bağımsızlık ateşini ve 'geldikleri gibi giderler!' sözünün bulduğu anlamı temsil eder." ifadelerini kullandı. Gürdeniz, "Vatanımızın geçirdiği bölgesel ve kıtasal zorlukları bu günlerde Kartal İstimbotu'nun yeniden doğuşu, Membiç'ten Kartal kayalıklarına, Doğu Akdeniz'den Karadeniz'e kadar yurdumuzun her karışında, semalarımızda ulusal güç, birlik moral ve destek sağlayacaktır. Bu gemi zorlukları aşmanın abidesi olarak bizlere hatırlatacaktır." diye konuştu. Konuşmaların ardından restorasyonu tamamlanan Kartal İstimbotu, Tümamiral Ertem'e teslim edildi.

Görüntü Dökümü:

---------------

-Cem Gürdeniz ile özel röp.

-Tayyar Ertem

-Kartal İstimbotu'ndan genel ve detaylar

-Devir teslim töreni

-Çocuklardan içinde geminin belgelerinin olduğu denizci sandığını vermeleri

-Plaket verilmesi

-Genel ve detaylar

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

İstanbul Güncel Haberler

title