Haberler

Yıldırım, Tusiad Üyeleriyle Bir Araya Geldi (1) - İstanbul

TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "İstanbul'un gelecek beş yıl için yerel yöneticilerini seçeceğiz ama ne yazık ki, son birkaç dönemde olduğu gibi, seçim İstanbul'un seçimi olmanın ötesinde bir genel seçim, bir referandum, bir hesaplaşma tarzına doğru gidiyor. Bu benim çok arzu etmediğim bir şey."dedi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) heyeti ile Beyoğlu Pera Palace'ta gerçekleşen istişare toplantısında konuşan Yıldırım, İstanbul'un önemli bir şehir olduğunu vurgu yaptı.

Kurumlar vergisi olarak 2017 yılında TUSİAD üyelerinin tek başına 53 milyar lira vergi ödediğini anlatan Yıldırım, 2002 yılından 2013'e gelindiğinde, dolarda değişiklik olmadığını hatırlattı.

Özel sektörün yaptığı yatırımlar sayesinde ülkenin büyüdüğünü vurgulayan Yıldırım, 2008-2009 küresel krizle beraber dünya ticaretinde küçülme, milli hasılasında büyüme olmadığını söyledi.

Binali Yıldırım, bu ekonomik krizden kurtulmak için gelişmekte olan ülkelerin bir karar aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bizim fonlarımız gelişmekte olan ülkelere akmasın. Bizim ekonomimiz ve insanımız bu işten zarar ediyor. Dolayısıyla ABD ve Amerikan Merkez Bankası, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere giden fonları geri çekecek girişimlerde bulundular ve kararlar aldılar. 2013-2018'e kadar ABD'ye 4,5 trilyon dolar fon geri döndü. Avrupa Merkez Bankası'nın aldığı kararlarda da 2,4 trilyon Avro, gelişmekte olan ülkelerde kullanılan fon geri gitti. Bizim aldığımız borçları ödememiz lazım ama fon akışında yavaşlama olunca bir yandan borçlarımızı ödememiz gerekirken, sıkışıklık yaşadık. Bu sıkışıklık bu büyüme oranı ve istihdama olumsuz yansıdı. Vade uyuşmazlığı dolayısıyla borç firmaların mali tablolarına yansıdı. Finansal kriz yaşandı. Kriz de üretim ve reel sektörü dolayısıyla etkiledi. İşin özeti, Türkiye benzer krizleri yaşadı. Siyasi alanda karşılaştığımız Gezi olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz. Türkiye olayların hepsinde başarıyla çıkmasını bildi. "

Yaşanan bu sürecin de biteceğini anlatan Yıldırım, şu anda bir dengelenme sürecinin yaşandığını ve tabiri caizse evin içine çeki düzen verdiklerini aktardı.

Yıldırım, bir yandan cari açığı azaltmaya çalışırken bir yandan da finansal sistemin üzerindeki baskıları aldırmaya çalıştıklarına işaret ederek, bu yılın ikinci yarısından itibaren bir derlenip toparlanmayı birlikte göreceklerini ümit ettiğini belirtti.

Türkiye'nin varlıklarıyla ve yükümlülüklerini karşılaştırdıklarında hiçbir sıkıntının olmadığını dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Varlıklarımız yükümlülüklerimizden kat kat fazladır. Problem, hesap kitap işinde. Vade uyuşmazlığı var. Bunun sorumlusu da hepimiziz. Para yağmur gibi yağarken sanki ödemeyecekmiş gibi bol bol almışız. Geri ödeme zamanı gelince 'yav nereden çıktı bu' demeye başlamışız. Bunu görmemiz lazım. Bunu bir yandan hükümetin aldığı tedbirler, bir yandan sizlerin hedefleri, projeleri gözden geçirerek bu sureci birlikte yöneteceğiz."

"İstanbul genel siyasete kurban edilmesin"

Yıldırım, önlerinde 31 Martta yerel seçimlerinin olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"İstanbul'un gelecek beş yıl için yerel yöneticilerini seçeceğiz ama ne yazık ki, son birkaç dönemde olduğu gibi seçim, İstanbul'un seçimi olmanın ötesinde bir genel seçim, bir referandum, bir hesaplaşma tarzına doğru gidiyor. Bu, benim çok arzu etmediğim bir şey. Ben istiyorum ki, İstanbul, geleceği ve projeleri konuşulsun. Genel siyasete İstanbul kurban edilmesin. İstanbul arada kaynamasın. Çünkü İstanbul hakikaten Türkiye için vazgeçilmez ve Türkiye'yi taşıyan bir şehir. İstanbul Türkiye'nin özeti. Her kesimden vatandaşımız var. Kampanya döneminde olabildiğince yerelde İstanbul'da kalmayı tercih edeceğim. Genel siyasetle ilgili çok fazla bir kampanya gündemimde olmayacak. Bunu ne kadar başarabiliriz bu konuda garanti veremiyorum. Çünkü ilk defa yerel seçimlerde bir ittifak uygulanacak. Dolayısıyla her iki ittifakın genel siyaset düzeyinde çok keskin bir kampanya yürüteceklerinden hiç endişem yok. Bu da şöyle bir olumsuzluk getirecek. Adaylar çok konuşulmayacak, projeleri çok ön plana çıkmayacak. Genel siyaset, yerel siyaseti gölgeleyecek. İstanbul Türkiye'nin özeti bir mozaiğidir."

İstanbul'a 4.0 projesi

İstanbul'a yönelik projelerini ve vizyonlarını anlatan Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu:

"İstanbul 4.0 projesiyle geliyoruz. İstanbul'un esasında Türkiye'nin diğer şehirleriyle dünyayla bir bağlantısında bir problem yok. Çok iyi bir hava taşımacılığı altyapısı var. Şu anda THY Avrupa'da ikinci dünyada 7.büyük bayrak taşıyıcı şirket. İstanbul'un 316 noktaya uçuş yapan bir şirketi var. Bu dünyada bir numara. 4 saatlik uçuşla İstanbul'dan 56 ülkeye varabiliyorsunuz. 1.5 milyar nüfusun yaşadığı coğrafyaya gidibiliyorsunuz. 30 trilyon dolarlık bir milli gelirin veya parasal büyüklüğün olduğu cofrafyaya hitap ediyorsunuz. Bu bizim için İstanbul'un çok büyük avantajı. Napolyan'ın dediği gibi, dünya bir ülke olsa İstanbul başkent olur. Şu an yapılan araştırmaya göre, dünyada en çok merak edilen beş şehir arasında İstanbul geliyor. İstanbul Bizans, Roma, Osmanlı üç imparatorluğun başkenti olmuş. İstanbul, sağlık hizmetlerinin en iyi verildiği beşinci şehir. Ancak, İstanbul'un en iyi olmadığı birkaç alan var. Bunlardan biri trafik, ulaşım, otopark ve yeşil alan, altyapı sorunları. Bunlar da İstanbul'un zayıf tarafları."

Altyapıyı geçen 15 sene içinde Türkiye genelinde çözdüklerine dikkati çeken Yıldırım, "26 tane havalimanı, 22 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Hızlı trenle Türkiye tanıştırdık. İnterneti Türkiye'nin her tarafına götürdük. Altyapı bakımından ne oldu Türkiye'de derseniz? Anlatayım. 2003 yılında Türkiye bu bahsettim ulaşım ve altyapı bakımından dünyada 39. sıra idi. Şu anda 9. sırada. amacımız da dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmek." diye konuştu.

İstanbul'un imar durumu

İmarla ilgili son yıllarda herkesi rahatsız eden gelişmelerin olduğuna değinen Binali Yıldırım, şu bilgileri verdi:

"Normal yapıların arasında bir tane sivri bina çıkmış. Bütün bunların sebebi imar ile ilgili karmaşadır. Türkiye'de imar hakkı olan 8 kuruluş var. Sadece belediyeler imar yapmıyor. Bakanlıklar, karayollarına kadar herkes imar hakkına sahip. Bu da maalesef bir koordinasyon ve karmaşa sorunu doğuruyor. Bu karmaşadan da hoşumuza gitmeyen o kötü görüntüler ortaya çıkıyor. Eğer İstanbullular, beni seçerse ve desteklerde vaadim şudur; Benim belediye meclislerinde plan tadilatı dosyaları ve imar revizyon planları ilk gündem maddesi olmayacak. Bu çok önemli bir taahhüt olacak. Bunlar şehrin imarını ve geleceğini yok eden faaliyetlerdir. Bunlara izin vermeyeceğiz. İmar planları günler aylar içinde birkaç kez değişen birçok haksızlığı, mağduriyeti, haksız kazancı beraberinde getiren şeyler olmamalı. Bir sene önce tarım alanı ilanı var, bir sene sonra eğitim alanına çeviriyorsunuz, daha üzerinden 5 ay geçmeden ticari alana, AVM alana dönüştürüyorsunuz, orada bir sürü mağduriyet, kargaşa ve haksız kazançlar oluyor. Bunların önüne geçeceğiz."

Kaynak: AA / Güncel

Binali Yıldırım İstanbul Türkiye Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title