Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlerle Buluştu

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim S-400 konusunda geri adım atmak gibi bir şeyimiz kesinlikle söz konusu değil. O iş bitti." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'nda gençlerle bir araya geldi.

Erdoğan, bir üniversite öğrencisinin, internet ağının geliştirilmesi konusundaki sorusunu yanıtladı.

Çalışmaların devam ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bu konuda İstanbul'da Binali Bey, bu işin en önemli çözümüdür. Bu tabii Ulaştırma Bakanlığımızı da aynı zamanda ilgilendiren bir konu. Çalışmalar hepsi yapılıyor. Binali Bey'in de dolaylı katkısının olacağı bir alandır. İnşallah, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinden sonra bunlar çok daha ciddi bir hız kazanacaktır ve bütün bu internet ağlarında vesaire adımlarımızı hızla atacağız." ifadelerini kullandı.

Bir öğrencinin, evlerinin bulunduğu Gaziosmanpaşa Sarıgöl Mahallesi'ndeki kentsel dönüşüm problemini aktardığı Erdoğan, Gaziosmanpaşa ile ilgili konuyu bildiğini ve üzerinde özel olarak çalıştıklarını belirterek, "Şimdi bu konu üzerinde gerek Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum Bey, her ikisini görevlendirdik. İnşallah çok daha seri bir şekilde ele alacaklar ve bir an önce burada bize oradaki kentsel dönüşümdeki vatandaşlarımızın da yardımcı olması lazım. Onlar da bize yardımcı olur, önümüzü açarlarsa o zaman çok daha hızla inşallah o işi bitiririz." diye konuştu.

"Sanatçı sanatıyla siyaset yapmalı"

Bir öğrencinin, "Sizin davetlerinize katılan bazı sanatçıların, CHP adayının sloganını sosyal medya hesaplarında paylaşarak sizin karşı cephenizde yer aldılar. Size göre bu vefasızlık örneği midir?" şeklindeki sorusunu Erdoğan, şöyle yanıtladı:

"Sanatçı, sanatıyla aslında konuşmalı. Sanatçı sanatıyla siyaset yapmalı. Yoksa sanatçı dediğiniz gibi kalkıp da sanatını veya bulduğu o muhabbeti, sevgiyi kalkar da bir karşı siyasi anlayışa tavır koyarak genelleştirirse bu ülkede birliğe, beraberliğe katkıda bulunmaz. O zaman bu sıkıntıların kaynağı olur. Yıllar yılı mesela özellikle sinema, tiyatro vesaire bu alanlarda sıkıntıları olan bu sanat dünyasının bu sıkıntılarını başkanlığımda bizim kabinemiz giderdi. 'Bunların önünü açalım.' dedik, bunu yaptık ve kendileriyle külliyede bir de toplantı yaptık. Tabii ardından bunu görünce ciddi manada hakikaten ben de üzüldüm."

"Sonu iyi olacak"

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım'ın Haliç Kongre Merkezi'nde katıldığı programda atılan sloganlara değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dikkat edin burası Haliç Kongre Merkezi. Haliç Kongre Merkezi'nin temelini atan benim. Ondan sonra AK Partili belediyeler Haliç Kongre Merkezi'ni yaptı. Haliç Kongre Merkezi'nin olduğu yer, hayvanların kesildiği mezbahaneydi. Her türlü sakatatın işlendiği bir yerdi orası. Nereye geliyorlar buraya, Kültür Bakanımla Binali Bey, o akşam orada pazar günü yapılacak bir operetle ilgili olarak o eseri izlemeye geliyorlar ve o eseri izlemeye geldiklerinde maalesef bu slogan atılmaya başlanıyor. Bu slogan atılmaya başlandığı anda bile bizim başkan adayımız Binali Bey, dönüyor onlara, sadece alkışlıyor. Kucaklayan kim? Kucaklayan Binali Bey. Kucaklanmaya muhtaç olan, olduklarını söyleyenler ise maalesef orada bu toplumun gerilmesine neden olanlar. Fakat onlar öyle de yapsalar biz yine sabırla bu yola bu şekilde devam edeceğiz. Ben diyorum ki benim İstanbullu hemşehrilerim zaten bu kardeşlerini ta 94'ten tanır. Binali Bey'i bütün hizmetleriyle tanır. Ulaştırma Bakanlığından tanır, Başbakanlığından tanır, Meclis Başkanlığından tanır. Biz buralardan beri tanınan, bilinen insanlarız. Dolayısıyla marifet iltifata tabidir; iltifatı olmayan marifet zayidir. 'Sonu iyi olacak' diyorum ben yine de."

Söz alan öğrencilerin, organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlerden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi Başkanı Samed Ağırbaş'a teşekkür etmesi üzerine Erdoğan, "Kimdir bu Samed. Bir göreyim." dedi. Samed Ağırbaş'ın o anda salonda olmaması üzerine Erdoğan, "Samed Başkan buraya getirdi sizi, ondan sonra kayboldu. İçeri mi giremedi yoksa ramazan tatlısı güllaç yemeye filan mı gitti?" şeklinde espri yaptı.

"S-400'den sonra S-500 söz konusu"

Erdoğan, bir öğrencinin S-400 ve F-35 meselesi konusundaki sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Biz S-400 ile ilgili konuyu bitirdik. Yani bizim S-400 konusunda geri adım atmak gibi bir şeyimiz kesinlikle söz konusu değil. O iş bitti ve anlaşmamız temmuz itibarıyla S-400'lerin bize teslimiydi. Bunu belki de öne çekecekler, daha erken alacağız. S-400 bir savunma sistemidir. Yani taarruz sistemi değildir. Size herhangi bir taarruz varsa bu taarruzlar karşısında S-400 hemen devreye girer ve sizi savunmaya alır ve güçlü bir menzili vardır. Bu noktada ödeme planları itibarıyla Rusya Federasyonu bize hakikaten çok uygun şartlarda vermiştir ve S-400'den sonra bir de S-500 söz konusu. S-500'de de yine bir ortak üretim söz konusu olacak, S-400'de de bir ortak üretim söz konusu olacak. Şimdi biz bunu yaparken tabii Amerika diyor ki bu diyor, 'Sizin bizden alacağınız F-35 uçaklarına uyumlu değil'. Öyle bir şey teknik olarak da söz konusu değil. Biz bunun teknik çalışmalarını yaptık. Böyle bir şey yok."

"Er veya geç F-35'leri teslim alacağız"

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in bu konu hakkındaki açıklamalarını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne dedi? 'Bir defa bununla ilgili biz ortaklarımızın veya üyelerimizin herhangi bir silahı alırken hangisini alsın, hangisini almasın bu konuda bizim bir telkinimiz olmaz.' Kaldı ki biz zaten biz üye bir ülke olarak neyi alırsak isabetli olur, neyi almazsak isabetli olmaz bunu bilecek kadar da bizim teknik bir tecrübemiz var. Generalse bizde de general var. Bizim generallerimiz onların generallerinden geri değil. Nitekim Stoltenberg de bunları zaten söyledi ve ben de ikinci bir alternatif daha getirdim. Dedim ki 'tamam, biz sizden patriotları istedik.' Ne zaman istedik? Ta Obama döneminde istedik. Bize Obama ne cevap verdi? Dedi ki 'Kongre müsaade etmiyor.' Sayın Trump, 'Böyle böyle, bu işin önünü kesen Sayın Obama oldu ve 'Kongre müsaade etmiyor' dedi. Peki şimdi sen kongreden çıkartabiliyorsan sen kongreden çıkart biz patriot da alalım. Hem S-400'ümüz olsun hem patriotumuz olsun.' Aynı şartlarda bunlar da bize hala patriot veremediler. F-35'te ise 5 tane F-35'i bizim generalimize ve pilotlarımıza teslim ettiler. Amerika'da şu anda uçaklarımız. Fakat, orada da mesela simülatörlerimiz falan var. Bu simülatörleri falan henüz teslim etmediler. Tabii şimdi aparatlar buraya gelmedikten sonra bizim burada 7 milyar dolarlık oraya parça üretimimiz var Türkiye'den. Biz bunları bir taraftan hazırlıyoruz. Bunlar konusunda onların da bazı yaklaşımları var. Biraz bize naz yapıyorlar, orta sahada top çeviriyorlar ama bu işin olmayacağı noktasında değilim. Er veya geç F-35'leri teslim alacağız, aparatlarını da teslim alacağız ve S-400'ler de ülkemize inşallah girecek."

"Savaşın da bir matematiği vardır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin savunma sanayi konusunda geçmişte yaşananlara dikkati çekip Türkiye'nin de ambargo uygulayabilecek seviyeye gelip gelemeyeceği sorusuna, şu cevabı verdi:

"Bir defa sene 74, sene 2019... Biz şimdi 74'te değiliz. 74'te bizim telsizimiz bile yoktu. Amerika'nın verdiği telsizlerle askerimiz Kıbrıs Harekatı'nı yapmıştı ve hemen bir susturma tekniğini uyguladı malum dostlarımız ve bizim orada telsizlerimiz çalışmadı. Telsizlerimiz çalışmayınca Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra o bize neyi kazandırdı? ASELSAN'ı kazandırdı. ASELSAN böyle kuruldu. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Onu geçelim gelelim bu dönemlere. Biz terörle mücadelede özellikle insansız hava aracı istedik. Kimden? Stratejik ortağımızdan. Maalesef bize insansız hava aracı dahi vermediler. Ben kendilerini ziyarette kendilerine bunu anlattığım zaman yine vermediler. En sonunda Bush döneminde, yani Obama'dan önce, Bush'la yaptığım görüşmede bana '48 saatliğine size tahsis edebiliriz.' dedi insansız hava aracını. Çünkü insansız hava aracını daha çok koordinatların tespitinde kullanıyoruz. Ondan sonra da belirlenen koordinatlara uçaklarımız vuruşunu yapıyor. SİHA'lar vardı, onu zaten kimseye vermiyorlardı. İsimlerini vermem gerekmez. Bu bizi nereye getirdi? Türkiye kendi insansız hava aracını üretir noktaya getirdi. Onunla kalmadık arkadan SİHA'lar yine Türkiye'de üretilir hale geldi. İHA'yı ve SİHA'yı Türkiye ürettikten sonra bizim terörle mücadelemiz katladı ve öyle bir noktaya geldik ki biz şu anda SİHA'yı, İHA'yı ihraç eder hale geldik. Şu anda biz ihraç ediyoruz. Hele şimdi bir de daha da öteye geçiyoruz SİHA'nın balinasını üretiyoruz. Bu felaket bir şey. Bu balinanın her iki tarafında 1,5 ton ağırlığında bombalar yerleşiyor, toplam ağırlığı 5 ton, böyle kalkıyor ve insansız gereğini yapıyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iş başına geldiklerinde savunma sanayisindeki yerlilik oranının yüzde 20'lerde olduğunu, şu anda ise yüzde 68 yerlilik oranına ulaştıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

"Dediğim bütün o üretilen şeyler de altyapı, gövdeler, bunlar, Eskişehir ciddi manada merkez oldu, Ankara merkez oldu. Şimdi TAI'nin çok önemli çalışmaları var, TAI'nin çok önemli çalışmaları var ama biz bunları yeterli bulmuyoruz. Bizim yaptırım uygulama noktasına geldiğimizde hangi alanda neyin yaptırımını uygulayacağımızın hesabını çok iyi yapmamız lazım. Biliyorsunuz savaşın da bir matematiği vardır. Onu da iyi uygulamamız lazım. Ona göre de adımlarımızı atacağız, atıyoruz. Şu anda işte Suriye'de bakın bugün yoğun bir şekilde gerekli dersleri veriyoruz. Şimdi, şimdi, yeni. Vermeye devam edeceğiz. Durmak yok. Artık biz 'şunu verirler mi, bunu verirler mi?' diye düşünmüyoruz. Niye? Elhamdülillah elimizde var ama çok daha güçlü olmamız lazım. Eğer gücünüz olursa karşı taraf ne yapar? Caydırıcılık çok önemli. Bu caydırıcılığı yapmamız lazım. Bunu başarılı şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Türkiye Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title