Haberler

DHA YURT BÜLTENİ-4

Düzce'de sel, 10 kişi mahsur 1)SELDE MAHSUR KALANLAR KURTARILDIDüzce'nin Cumayeri ilçesinde meydana gelen sel ve su baskını ile birlikte heyelan nedeniyle mahsur kalan 10 kişiden 8'i kurtarıldı.

Düzce'de sel, 10 kişi mahsur
1)SELDE MAHSUR KALANLAR KURTARILDI

Düzce'nin Cumayeri ilçesinde meydana gelen sel ve su baskını ile birlikte heyelan nedeniyle mahsur kalan 10 kişiden 8'i kurtarıldı. Kurtarılanlar, Genelkurmay Başkanlığı'ndan talep edilen askeri helikopterle alınarak Sakarya'ya götürüldü. Sakarya'da bulunan hastanelere kaldırılan 8 kişinin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Düzce'de selden etkilenen bölgelerde mahsur kalanlara ulaşılması için bölgeye 3 helikopter gönderildiği belirtildi. Bölgede gece saatlerinde başlayan yağmur ise aralıksız devam ediyor. Bölgede müdahale için hazır bekleyen AFAD, İl Özel İdaresi, UMKE ve gönüllü kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. Aşırı yağışın devam etmesi nedeniyle zaman zaman yollarda ufak çaplı toprak kaymaları meydana geliyor. Bu nedenye Cumayeri ilçe merkezi ile Dokuzdeğirmen Köyü arasında bazı araçlar mahsur kaldı. Mahsur kalan araçlar Cumayeri Belediyesi'ne ait iş makinesinin yardımı ile bulundukları yerden çıkabildi.

GÖRÜNTÜLER GEÇİLİYOR

DÜZCE/DHA

===================================================

2)TARİHİ KÖPRÜYE HASAR VEREN YOL DURDURULDU

Trabzon'un Ortahisar ilçesinde, 4 bin yıllık tarihi geçmişi olan Tabakhane Vadisi'ndeki kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yol inşaatının Roma dönemine ait tarihi Tabakhane Köprüsü'ne hasar verdiği belirlendi. Konuyu yargıya taşıyan Mimarlar Odası'nın başvurusu üzerine mahkeme, yol çalışmasını durdurdu.  Ortahisar ilçesinde, 4 bin yıllık tarihi geçmişi olan yaklaşık 200 metre uzunluğunda, 4 ile 4,5 metre genişliğinde, 3 metre yüksekliğinde ve kesme taştan yapıldığı belirlenen menfezin de ortaya çıkarıldığı Tabakhane Vadisi'ndeki kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yol inşaatının Roma dönemine ait tarihi Tabakhane Köprüsü'ne hasar verdiği belirlendi. Konuyu yargıya taşıyan Mimarlar Odası'nın başvurusu üzerine, Trabzon Bölge İdare Mahkemesi alanda bilirkişi keşfi yaptırdı. Hazırlanan bilirkişi raporunda; yol inşaatının ulaşım planlaması yönünden teknik ve nesnel gerekçelere dayandırılmadığı belirtilerek yol projesinin koruma mevzuatı ve yaklaşımlarına, imar mevzuatına, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğuna yer verildi. Mahkeme, yol çalışmasını durdurdu.

'KÜLTÜREL VARLIKLARA ZARAR VERİLDİ'
Arkeolojik ve kültürel değerler yok sayılarak yapılan yol inşaatının, tarihi Tabakhane köprüsü ve çevresindeki kültürel varlıklara zarar verdiğini açıklayan Mimarlar Odası yetkilileri, imar planı kararını veren Trabzon Büyükşehir Belediyesi yetkilileriyle projeyi onaylayan Koruma Bölge Kurulu üyelerinin, korunması gerekli kültür varlığına zarar vereceği konusundaki uzman görüşlerine itibar etmeyerek, koruma ilkelerini yok sayarak, aldıkları kararlarla kamu zararına yol açtığı gerekçeleriyle görevi kötüye kullandıklarını öne sürdü.

'TABAKHANEYİ YERİN DİBİNE GÖMDÜK'
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Eruz, Trabzon'un 4 bin yıllık geçmişine ışık tutacak Tabakhane Vadisi ve çevresinde arkeolojik çalışmalar gerçekleşmeden inşaat yapılmasının, kent tarihini toprak altında bıraktığını söyledi. Eruz, "Tabakhane Vadisi, Trabzon tarihiyle özdeşleşmiş, ilk çağlardan bu yana şehrin kurulup geliştiği yerdir. Yıllar boyunca dolgu yapılarak maalesef vadi düzleşmiş ve özelliğini kaybetmiştir. Tahribatın büyük kısmı üst kotlarda meydana geldi. Tanjant köprüsünün altında, Rumların bir azizinin kilisesi ve mezarı bulunuyordu. Bunun turizme kazandırılmasını söyledik, ancak toprakla kaplandı. Roma döneminden beri var olan ve Osmanlı döneminde revizyondan geçen Tabakhane Köprüsü ile Roma İmparatoru Justinian döneminden kalan ince su kemeri, vadideki tarihi dokunun bir parçası. Ancak su kemerinin büyük bir kısmı da dolgudan dolayı ayakları toprağın içinde kalarak iyice küçüldü. Tabakhane'de biz, kazımak yerine üstünü doldurduk. Tabakhane Vadisi, orijinal vadi tabanından 5 ile 8 metreye kadar kot yükselmesine uğradı. Tabakhane'yi yerin dibine gömdük. Halbuki küçük bile olsa oradaki buluntularla inanılmaz bir antik çağdan bugüne Trabzon tarihini yazmamız mümkündü. Elimizde sadece 10 civarında Mitra döneminden kaldığı söylenen mezarlarımız var. Başkalarının da olması gerekiyor ama onlar maalesef kazınıp gittiler" dedi.

Kentlerin yüzyıllardır değiştiğini ve yine değişeceğini kaydeden Eruz, "Fakat bu değişimin olabildiğince minimum zararla kent dokusuna, kentin silüetine, tarihi dokuya olabildiğince zararsız bir şekilde yapılması gerekiyor. Lütfen bir kentin tarihini kazımadan, bölgeye arkeologlar girmeden, sanat tarihçileri incelemeden herhangi bir taş parçasını veya buluntuyu yok etmeyin. Eğer sahillerimizi, vadilerimizi kaybediyorsak ve halk da artık buna 'çocukluğum, hikayelerin, anılarım gitti' diyorsa, burada durup düşünmek lazım" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Tarihi menfez alanından drone görüntüsü
-Menfezin bulunduğu yerlerden detaylar
-Vadiden drone görüntüsü
-Tarihi köprüden görüntüler
-Köprünün yanından yol geçmesi için açılan tünelden detaylar
-Vadinin içinden geçmesi planlanan yol güzergahı görüntüsü
-Röportaj

HABER: Selçuk BAŞAR- KAMERA: Selay SAYKAL/DHA-TRABZON

================================================

3)İMAR AFFINDAN SONRA, MİMAR VE MÜHENDİSLER AF İSTİYOR

KONYA Yapı Denetimi Derneği Başkanı Mimar Selman Baş,  projelerde  sonradan yapılan can ve mal güvenliğini etkilemeyen değişiklikler ned7eniyle yapı denetimi şirketlerindeki binlerce mimar ve mühendisin, 'Yapı Denetim Kanunu'na' aykırılık nedeniyle 6 aydan 3 yıla kadar yargılandığını belirtti. Baş, 'İmar Barışı' adı altında yapılan af kapsamına yapı denetiminde mağdur  olan mimar ve mühendislerin de alınmasını gerektiğini belirterek, "Devletimizin bu konuda yapması gereken unsur, bir önce yapı denetimde çalışan mimar ve mühendis arkadaşımızın durumunu imar affına dahil ettirmektir." dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, 31 Aralık 2017'den önce yapılmış, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar için  'Yapı Kayıt Belgesi' almak için İmar Barışı gerçekleştirdi. Konya Yapı Denetim Derneği Başkanı Selman Baş da, yapı denetim şirketlerinde çalışan  ve projelerdeki değişiklikler nedeniyle İmar Kanunu'na aykırılık nedeniyle yargılanan mimar ve mühendislerin mağdur olduğunu belirtti.
İMAR BARIŞI KAPSAMINA ALINMASI İSTENİYOR
Bunlarında af kapsamına alınmasını isteyen Baş, şunları söyledi:
"Devlet, olması gereken bir şey yaptı, imar affını gündeme getirdi ve imar affı çıktı. Bunun yanında yapı denetiminde çalışan binlerce mimar ve mühendis hakkında yapılması gereken bir şey vardı, onu yapmadılar. Hiç ruhsatı olmadan, hiç imar izni almadan, hiç projesi gelmeden, devlet nezdinde varlığı belli olmayan yapılar, iskan almışken, barışa tabi tutulmuşken, bu tip yapılara kesilen cezalar affedilmişken; yapı denetim camiasında her şeyiyle ruhsatı alınmış, projesi yapılmış, ufak tefek değişiklikler nedeniyle de olsa projeye aykırılık gerekçesiyle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu kadar mimar ve mühendis hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.  Yargı sürecinde devam eden binlerce mimar ve mühendisin hala mağduriyetine vesile olmaktadır. "
Mimar ve mühendislerin mağdur olmasının nedeninin sistemsel hatadan kaynaklandığını öne süren Baş, " Türkiye Cumhuriyeti'nde binleri bulan rakamlarla mimar ve mühendis suçlu olamaz. Mümkün değil. Burada sistemsel hatanın varlığının görülmesi ivedi olarak lazım. Şu an, yapı denetim camiasında çalışan ve yargısı süren binlerce mimar ve mühendis var. Devletimizin bu konuda yapması gereken unsur, bir önce yapı denetimde çalışan mimar ve mühendis arkadaşımızın durumunu imar affına dahil ettirmektir. O zaman biraz adaletten bahsedebiliriz." diye konuştu.
'CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ TEHDİT ETMEYEN DEĞİŞİKLİKLER'
Bu sorunun İmar Kanunu'ndaki tanımsal ve bürokratik işlem nedeniyle meydana geldiğini ifade eden Baş," İmar Kanunu'nda onaylı projesine göre yapılmış her türlü farklı imalat, aykırı imalat olarak telakki ediliyor. Bu durumda her türlü farklı imalatı, aykırı olarak telaki ederseniz, Türkiye Cumhuriyeti'nde  masum bir mühendis ve mimar bulamazsınız. Çünkü, 2 yıl önce onaylanan projenin,  inşaatının devamı sırasında projeye birebir uyulması mümkün değil. Bu Türkiye ve inşaat hayatına aykırıdır. Bizde  mimarın ilk çizdiği proje son durum projesi gibi değerlendiriliyor. Bu projeler onaylanırken daha zaten değişikliğe muhtaç olarak hazırlanmış oluyor. İnşaat başladıktan sonra ihtiyaca ve duruma  göre ufak tefek değişiklikler, aykırılık olarak görüldüğü için suç olarak görünüyor. Ne açıdan bakarsanız bakın, mimar ve mühendis sayısı 10 bini buluyorsa burada bir hata vardır. Devletin bu hatayı gidermek için mevzuat üzerinde revizeleri yapması gerekiyor." dedi. Baş, yapı denetim şirketlerinde çalışan mimar ve mühendislerin yargılanmalarına neden olan projelerdeki değişikliklerin can ve mal güvenliğini tehdit etmeyen değişiklikler olduğunu kaydetti. Baş, "Çünkü bu projelere ait binalar kullanılıyor. Binalar hakkında herhangi bir mühürleme ve yıkılma işlemi yapılmıyor. Çünkü can ve mal güvenliğini tehdit etmiyor." dedi.

Görüntü Dökümü
------------------------
Selman Baş röp.
Bina ve inşaatlardan detay

Haber- Kamera: İsmail AKKAYA KONYA DHA)

=======================================================

4)ADANA'DA DEAŞ ADINA HARAÇ ALAN ÇETE ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

ADANA'da terör örgütü DEAŞ adına haraç toplayan, aralarında sözde 'Adana emiri' olduğu iddia edilen Mahmut Ö.'nün de bulunduğu 17 şüpheli adliyeye sevk edildi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Bölge Başkanlığı'nın da desteğiyle Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, terör örgütü DEAŞ adına faaliyet yürüten kişilere yönelik 10 Temmuz'da  operasyon düzenledi. DEAŞ terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturmada, kendisini sözde 'Adana emiri' olarak tanıtan 'Ebu Hamzi' kod adlı Mahmut Ö.'nün de aralarında bulunduğu 18 kişi hakkında gözaltı kararı alındı. Teknik ve fiziki takip sonucu yapılan çalışmalarda, örgütün liderliğini yaptığı belirlenen şüphelilerden Mahmut Ö.'nün kendisini sözde 'DAEŞ silahlı terör örgütünün Adana emiri' olarak tanıttığı, şüphelilerin terör örgütünün oluşturduğu baskı ve korkudan faydalanıp tehdit, cebir ve şiddet kullanarak Suriye uyruklu fırıncılardan örgüt adına haraç topladıkları saptandı.
Kent merkezinde düzenlenen operasyonda, aralarında örgüt lideri Mahmut Ö. ile örgüt adına haraç almak üzere bir işyerine gidip seri numaraları daha önce alınmış 3 bin 500 TL para ile birlikte suçüstü yakalanan 2 örgüt üyesinin de bulunduğu toplam 17 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda ise 2 ruhsatsız av tüfeği, 18 dolu fişek, 1 kurusıkı tabanca, örgüt adına haraç olarak toplandığı değerlendirilen 9 bin 750 TL para, çok sayıda örgütsel kitap ve doküman ile dijital materyaller ele geçirildi.
Emniyette sorguları tamamlanan 17 şüpheli işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
------------------------------
Zanlıların Emniyet biriminden çıkışı
Zanlıların Polis aracına bindirilmesi
Polis aracınının gidişi

SÜRE: 01'03"     BOYUT: 116 MB
Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: Can ÇELİK/ADANA,

==================================================

5)DÜNYACA ÜNLÜ GÖCEK KOYLARINDA RUHSATSIZ YAPILAŞMA İDDİASI

MUĞLA'nın Fethiye ilçesinin 4 bin 500 nüfuslu Göcek Mahallesi'nin dünyaca ünlü koylarında, aralarında milyon dolarlık mega yatların da bulunduğu yaklaşık 2 bin 500 deniz aracı demirliyor. Bakirliğiyle göz kamaştıran Göcek koylarıyla ilgili çarpıcı iddiada bulunan İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Ali Salgıncı, koyların çevresinde, yatla gelen turistlere hizmet veren ruhsatsız restoranlar bulunduğunu ileri sürerek, denetim yapılması gerektiğini söyledi.
Fethiye ilçesinin bir beldesiyken, 2014 yılında Muğla'nın büyükşehir olmasının ardından mahalleye dönüşen Göcek'te, 1'i Muğla'ya Hizmet ve Türkiye Çevre Koruma Vakıfları ortaklığı ile kurulan MUÇEV A.Ş'ye ait olmak üzere 6 marina bulunuyor. Birbirine yakın ve çok sayıda koyu bulunan mahalledeki marinalarının yat kapasitesi günlük bin 200. Bu rakam koyları dolaşan ve açıkta bekleyen yatlarla 2 bin 500'e kadar ulaşıyor.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Ali Salgıncı, Göcek'te 6 marina bulunduğunu hatırlatarak, "Marinaların 180 ila 350 arasında değişen kapasiteleri var. Göcek Limanı dünyada kendisini kanıtlamıştır. Tekneyle gelenler yeşili, doğayı, tarihi, bakir koyları ve tertemiz denizi görüyor. Dalaman Havalimanı'na uçakla inenler, karayolu ile yarım saatte Göcek'e gelip, tekneyle denize açılıp istedikleri cennet koylarda yüzebiliyorlar" dedi.
Göcek'te yat işletmeciliği de yapan işadamı Salgıncı, Binlik Koyu, Bedri Rahmi Koyu, Sıralıbük Koyu, Batıkhamamı Koyu ve Kapıdağ Yarımadası'nda yatlarla gelenlere hizmet veren ruhsatsız restoranlar olduğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların denetim altına alınması gerekiyor. Fazla marina ile çekek yeri olmaması gerekiyor. Şu anki kapasite doldu ve taşıyor. Günübirlik tur teknelerinin sayılarının artmaması gerekiyor. Denizimizin kirlenmesini istemiyoruz. Dünyada başka Göcek yok. Denetimlerin artırılmasını istiyoruz. Nüfusumuz yaklaşık 4 bin 500. Yaz nüfusumuz ise 35 bin kişiyi buluyor. Marinaların toplam yat kapasitesi günlük 1200 ancak mahallenin açıkları ve koylarında bulunan yatlarla bu rakam günlük 2 bin 500'e kadar ulaşabiliyor. Dünyanın tanınan işadamlarının mega yatları da Göcek'te demirliyor. Bunlar ekonomiye katkı sağlıyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Koylardaki yatların drone görüntüsü
-Göcek marinadaki mega yatlardan görüntü
-İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Ali Salgıncı ile röp.
-Bedri Rahmi Koyu'ndaki kaçak restorandan görüntü
-Genel ve detay görüntü

Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, DHA)

=======================================================

6)HAVALİMANINDA AFYON SAKIZI İLE YAKALANDILAR

VAN'dan Ankaraya gitmek üzere Ferit Melet Havalimanı'na gelen İranlı 2 kişinin kolilerinin tabanı ve çevresindeki zulalarda 9 kilo 189 gram afyon sakızı ele geçirildi. İki şüpheli gözaltına alındı. Van Emniyet Müdrülüğü ekipleri, Van'dan Ankara'ya gitmek üzere Ferit Melen Havalimanı'na gelen İran uyruklu A.F. ve A.A'nın giriş kontrol noktasından geçtiği sırada X-Ray cihazına bıraktıkları kolilerden şüphelenerek arama yaptı. İçerisinde hediyelik eşya bulunan kolilerde detaylı arama yapan ekipler, kolilerin tabanına ve çevresine zulalanmış 9 kilo 189 gram afyon sakızı ele geçirdi. İran uyruklu A.F. ve A.A. yakalanarak gözaltına alınırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.


Görüntü Dökümü
---------------------
-Hediyelik eşyaların kolilerden çıkarılması
-Kolilerin tabanına ve çevresine gizlenmiş Afyon sakızının bulunması
-Kolilerin tek tek açılması
-Detaylar

Orhan AŞAN/VAN,-

======================================================
KEDİ SEVGİSİ 'ENGEL' TANIMIYOR
7)EVİNDE 80 KEDİ İLE YAŞIYOR

İZMİR'in Konak ilçesinde yaşayan Meltem İşgörür (56), yaşamını evinde beslediği 80 kediye adadı. Evinin her yerinde kediler için özel alanlar oluşturan İşgörür, gününün tamamını onları besleyerek, bakımlarını ve tedavilerini yaparak geçiriyor. Aynı zamanda evinde 15'ten fazla engelli kediye de bakan İşgörür, bunların sahiplenilmesi için çağrıda bulundu. Engelli kediler için farkındalık oluşması gerektiğini belirten İşgörür, "Gözleri görmeyen yavru bir kedinin yaşadığı acıyı hissedebiliyorum. Yapabilseydim onlara gözlerimi bile verirdim" dedi.

Konak'ta yaşayan emekli Meltem İşgörür, yaşamını 12'si kör, 3'ü fiziksel engelli olmak üzere 80 kediyle aynı evde sürdürüyor. Evinin neredeyse her bölümünü kedilere uygun olarak dizayn eden İşgörür, vaktinin tamamını da onların bakımı, ilaçları ve beslenmesi için harcıyor. Evindeki kedileri zaman içinde sahiplendirirken kendisine yeni getirilenleri de evinde ağırlıyor. Bugüne kadar yüzlerce kediye bakan İşgörür, onları yeni yuvalarına kavuşturuyor. Yaşamını kedilere adayan hayvansever İşgörür, kendine pek vakit ayıramasa da onlar için her türlü zorluğa göğüs geriyor. Toplumda engelli kedilerle ilgili daha büyük bir farkındalık oluşması gerektiğini ifade eden İşgörür, "Engelli kedilerin daha çok sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben gözleri görmeyen yavru bir kedinin yaşadığı acıyı hissedebiliyorum. Kalabalıkta yemek yiyebilmeleri bile çok zor. Diğer kediler onlara vuruyor. Yapabilseydim onlara gözlerimi bile verirdim. Bu yavruları sahiplensinler, çünkü kendi işlerini göremiyorlar" dedi.
'MAAŞIMIN HEPSİNİ ONLARA HARCIYORUM'
Yaklaşık 6 yıldır bu kadar fazla kediye baktığını söyleyen İşgörür, "Benim yaklaşık 30 tane yavrum var ve şu anda elimde yavru kedi maması yok. Artık ellerimi dahi kullanamayacak kadar yorgunum. Gece gündüz onlarla ilgileniyorum. Tam teşekküllü olarak hayvanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Onların tedavilerini yapıyor ve veterinerlere de yaptırıyorum. Sahiplendiriyorum, engelli hayvanlara bakıyorum. Ben günde yaklaşık 5 saat kadar uyuyabiliyorum. Onun dışında sürekli onlarla ilgileniyorum. Dışarıya bile en fazla bir saat çıkabiliyorum. Benim işim bir dakika bile bitmiyor. Yetişemiyorum ve hayvanseverlerin bana destek olmasına ihtiyacım var. Hayvanlara daha çok yardımcı olmak istiyorum. Ben emekliyim ve emekli maaşımın tamamını kedilere harcıyorum. Hatta bankalara bile borçlanıyorum. Veterinere her gittiğimde en az 100 TL veriyorum" diye konuştu.
'HEPSİNİN KEYFİ YERİNDE'
Evde annesi ve kız kardeşiyle birlikte yaşadığını söyleyen İşgörür, "Ben evimi barınağa çevirdim. Ev içinde her şey dökülüyor, kırılıyor fakat burada mutlular. Sürekli bir oyun hali var, dolayısıyla hepsinin keyfi yerinde. Ölüm oranı yüzde 10 diyebilirim. Hastalıkları yatıştırmayı ve ilaçları kullanmayı öğrendim. Biraz da anne sevgisiyle yaklaşınca, ölümlerini yavaşlattık. Oturduğumuz muhit hayvansever, ancak olumsuz tepkiler de alıyoruz. Buraya denetim amaçlı pek çok kişi geldi, ancak herhangi bir yaptırım uygulayamayacaklarını söylediler. Çünkü burada her şey temiz, koku yok, hayvanlar çok iyi durumda. Bu yüzden destekleyerek bana görme engelli kediler getirdiler. Ben hayvanlara seve seve bakıyorum ve sahiplendirmeye çalışıyorum. Onlara bakmak her şeye değer. Bu dünyanın en güzel duygusu. Yorgunluktan yatağa sürünerek gidiyorum ama en kaliteli yerlere gitsem bile bu kadar keyif alamam" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Kedilerden görüntü
-Meltem İşgörür ile röp.
-Meltem İşgörür'ün kedileri beslemesinden görüntü
-Meltem İşgörür kedilere göz damlası damlatırken görüntü
Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,

======================================================

8)BU MAHALLEDE 40 YAŞIN ALTINDA KİMSE YOK

DENİZLİ'nin Babadağ ilçesinde bulunan 50 nüfuslu Kıranyer Mahallesi'nde, 40 yaşının altında kimse yaşamıyor. El işi dokuması, tarihi evleri ve doğal güzelliğiyle tanınan Babadağ ilçesine 3 kilometre uzaklıktaki kırsal Kıranyer Mahallesi, geçmişteki kalabalık ve hareketli halinden oldukça uzakta kaldı. Çam ağaçları arasında kurulan, ana geçim kaynağı tarım olan, teknolojik gelişmeler ve gençlerin geçim kaygısı nedeniyle hızla göç veren mahallede nüfus hızla düştü. 1990'lı yıllarda nüfusu 400'ü aşkın olan mahallede, şu an ise 50 kişi yaşıyor. 40 yaşın altında kimsenin yaşamadığı mahalle, 'emekli mahallesi' olarak da anılıyor. Orta yaş ve üzeri vatandaşların yaşadığı mahallede, sakin bir hayat süren vatandaşlar birbirlerinin evlerini ziyaret edip, çay eşliğinde sohbet ederek vakit geçiriyor. Ailelerin ve gençlerin kente göç etmesiyle birlikte kullanılmayan tek katlı evler harabeyi andırıyor. Okula giden çocuk bulunmaması nedeniyle kullanılmayan köy okulu ise, yanındaki çocuk parkıyla birlikte atıl vaziyette duruyor.
'NÜFUS EMEKLİ VE YAŞLI İNSANLARDAN OLUŞUYOR'
Kırsal mahallede 1984-1999 yılları arasında muhtarlık yapan 77 yaşındaki İzzet Değirmencioğlu gençlerin göç ettiğini, ihtiyarlar olarak kendilerinin baş başa kaldıklarını söyledi. Daha önceden mahallerinde 400 kişinin yaşadığını belirten Değirmencioğlu, "Şimdi, mahallemizde 50 kişi kaldı. Ekonomik sebeplerden dolayı gençler mahallemizden ayrıldı. Nüfus emekli ve yaşlı insanlardan oluşuyor. Yazın tatil için köye gelenlerle birlikte nüfusta bir miktar artış yaşanabiliyor. Biz köyümüzde yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Bazı hafta sonları gençler geliyor. Biz ihtiyarlar olarak burada baş başa yaşıyoruz" dedi.
'ESKİDEN YOL YOKTU, ŞİMDİ GENÇ YOK'
Köylülerden yaşayan 72 yaşındaki Cahit Tuna, mahalledeki tarım üretiminin de artık durma noktasına geldiğini belirtip, "Burada eskiden 100'ün üzerinde hane mevcuttu. İki kahvehane iki bakkal vardı. Zamanla hiçbiri kalmadı. Çocuk olmadığından köy okulumuz kapandı. Eskiden köyümüzde yol, su yoktu. Şimdi ise genç yok. Mahallemizde yetişen kuru fasulye çok meşhurdu. Artık eken, diken kimse kalmadı. Genç kalmadığı için mahallemizdeki kiraz, ceviz, kestane bahçeleri ise bakımsız kaldı" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Kıranyer Mahalles'nden görüntü
-Mahalledeki yaşlıların sohbet etmesi
-Yaşlı bir kadının semaverde çay demlemesi
-Mahalledeki harabeye dönen evlerden görüntü
-Kullanılmayan okul ve parktan görüntü
-Kıranyer Mahallesi eski Muhtarı İzzet Değirmencioğlu ile röp.
-Mahalle sakinlerinden Cahit Tuna ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

(Haber: Deniz TOKAT - Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,



Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cumayeri Düzce DHA Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title