Haberler

Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır? (6 Eylül Cuma hutbesi)

Günlerin en değerlisi bu günde Cuma namazı, İslam aleminde heyecanla beklenen bir zamandır. Duaların geri çevrilmediği bu mübarek günde Cuma namazı için camilere akın edilir. Sokaklara taşan cemaat, imamın okuyacağı 6 Eylül Cuma hutbesi huşu içinde dinleyecek. Peki Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattir? İşte Cuma hutbesi metni ve detaylar...

Bir cuma gününe erişmenin heyecanı içinde Cuma namazı vakti için hazırlıklara başlandı. İslam aleminin haftalık bayramı olan Cuma gününde, müslümanlar camileri dolduracak, birçok yerde sokaklara taşacak. Diyanetin hazırladığı "Muharrem ayı ve Aşure Günü" adlı 6 Eylül Cuma hutbesinde çok değerli olan bu ayın faziletine değinilecek.. Peki, Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır, kime farzdır, sünnetleri nelerdir? Abdest nasıl alınır? Cuma hutbesi metni ve Cuma namazı hakkında merak edilenler haberimizde.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR, KAÇ REKATTİR?

Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır. Cuma namazı dört rekât ilk sünnet, iki rekât farz ve dört rekât son sünnet olmak üzere on rekâttır. Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar.

Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır. İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır. Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.

Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.

6 EYLÜL CUMA HUTBESİ

MUHARREM AYI VE ÂŞÛRÂ GÜNÜ

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimizin Kur'an-ı Kerim'de bildirdiği üzere "Allah katında ayların sayısı on ikidir."1 Bu aylardan biri de içinde bulunduğumuz Muharrem ayıdır. Muharrem ayı, Rabbimizin rahmetine mazhar olmuş müstesna bir zaman dilimidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) "Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur"2 buyurarak bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir.

Aziz Müminler!

Muharrem ayının tarihimizde ve kültürümüzde de ayrı bir yeri vardır. Muharrem ayı, âşûrâ ayıdır. Âşûrâ, birlik ve beraberliğimizin, paylaşma ve dayanışmamızın simgesidir. Aşure aşındaki farklı nimetlerin kaynaşarak ortak bir tada dönüşmesi gibi, milletimiz de asırlardır birlikte yaşama ahlakının gereği olarak sevinci ve kederi, nimeti ve külfeti,muhabbeti ve meşakkati paylaşmıştır.

Kıymetli Müslümanlar!

Muharrem ayı aynı zamanda hepimizin ortak acısı, tarihimizin yürek yarası olan Kerbelâ olayının yaşandığı aydır. Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i Beytten olmak üzere, beraberindeki yetmişten fazla Müslüman, Kerbelâ'da şehadet şerbeti içmiştir. Kerbelâ, çetin bir imtihanın ve derin bir hüznün adıdır. Kerbelâ, Sevgili Peygamberimizin aile efradından asırlara miras kalan ağır bir derstir. Bugün Kerbelâ denince bağrı yanan, Hz. Hüseyin anılınca "Ah!" çeken her Müslüman, Kerbelâ üzerine düşünmeli, onu doğru anlamalı ve ondan ibretler çıkarmalıdır.

Değerli Müminler!

Kerbelâ'yı anlamak için Hz. Hüseyin'i tanımak lazımdır. Hz. Hüseyin, dedesi olan Hâtemü'l-Enbiyâ Muhammed Mustafa'nın (s.a.s) yolunda yürüyen şerefli bir mümindir. Hz. Hüseyin, haksızlığın ve zulmün karşısında duran; hakkın, adaletin, vefanın, sadakatin ve erdemin yoluna baş koyan haysiyetli bir Müslümandır. Hz. Hüseyin'i sevmek, onun, uğruna can verdiği değerleri sahiplenmeyi gerektirir. Zira o, tüm nesiller ve çağlar için onurlu bir hayatın ve asil bir duruşun muhteşem örneğidir. Hz. Hüseyin'in imanını ve ahlakını kuşanmak, aynı zamanda onun yiğit ve fedakâr şahsiyetini gençlerimize aktarmak bizim görevimizdir.

Kıymetli Müslümanlar!

Muharrem ayının bize en büyük mesajı birliğimize ve dirliğimize sahip çıkmak, kardeşliğimizden asla ödün vermemektir. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de bizi şöyle uyarır: "Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır."3 Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ise bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur: "Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun."4

Aziz Müslümanlar!

Yeni Kerbelâ'lar yaşamamak için, aynı imanı, acıyı, özlemi taşıyan kalplerimizi birleştirelim. Gönüllerimizde birbirimize yer açalım, hayatlarımızı muhabbetle buluşturalım. Ortak acılarımıza ve çözüm bekleyen sorunlarımıza ferasetle, basiretle, sorumluluk ve duyarlılıkla yaklaşalım. Bizi biz yapan mukaddes değerlerimiz etrafında kenetlenelim. Hz. Hüseyin'in asaletini ve güzel ahlakını kendimize şiar edinelim. Bu vesileyle şehitlerin serçeşmesi Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere Kerbelâ'dan bugüne kadar, hakikat, hürriyet, izzet ve mukaddesat uğruna canını feda eden bütün şehitlerimizi, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.

Hutbemi bitirirken bir hususa daha işaret etmek istiyorum. Malumunuz bir eğitim-öğretim yılına daha ulaşmış bulunuyoruz. Önümüzdeki Pazartesi günü inşallah okullar açılıyor. Bu vesileyle yeni eğitim ve öğretim yılının geleceğimizin umudu olan yavrularımıza, her kademeden öğrencimize, değerli öğretmenlerimize ve velilerimize hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Rabbim evlatlarımıza, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir dönem geçirmelerini; ülkemizin, milletimizin ve bütün insanlığın faydasına kullanacakları bilgi, beceri ve tecrübeyle donanmalarını nasip eylesin.

1 Tevbe, 9/36.

2 Müslim, Sıyâm, 202. 3 Âl-i İmrân, 3/105. 4 Buhâri Edeb, 57.

CUMA NAMAZI KİMLERE FARZDIR?

Şu şartları taşıyan kişiye Cuma namazı kılmak farz olur:

1. Müslüman olmak,

2. Akıllı olmalı,

3. Ergenlik çağına gelmiş olmak,

4. Erkek olmak,

5. Hür ve serbest olmak,

6. Mukim olmak (misafir olmamak),

7. Sağlıklı olmak,

8. Kör olmamak,

9. Ayakları sağlam olmak.

ABDEST NASIL ALINIR?

Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafında abdest nasıl alınır şöyle anlatılmış; Niyet ve besmele ile abdeste başlanıp önce eller bileklere kadar ve parmak araları da hilallenerek/ovuşturularak üç defa yıkanır. Varsa deri üzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler temizlenir. Parmaktaki yüzük oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile, bunlar yoksa sağ elin parmaklarıyla dişler temizlenir. Sağ el ile üç defa ağza, üç defa da burna su verilir. Üç kere yüz yıkanır. Sonra dirsekle birlikte sağ kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol üç defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın üstü bir defa mesh edilir. Bu şekilde başın dörtte birini mesh etmek yeterli ise de iki elle başın tamamının mesh edilmesi Malikî mezhebine göre farz, diğer mezheplere göre sünnettir. Eller yine ıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı veya serçe parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun mesh edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dâhil olmak üzere yıkanır. Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Eylül Haberler

title