Haberler

Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Dijital Dönu¨şu¨m programı kapsamında bu yıl 36 bin öğrenci ve 3 bin 112 öğretim elemanının merkezi bir planlama ile eğitim aldığını belirterek, "Böylece, dijital du¨nyanın algoritmasına aşina bir iş gu¨cu¨ yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Dijital Dönu¨şu¨m programı kapsamında bu yıl 36 bin öğrenci ve 3 bin 112 öğretim elemanının merkezi bir planlama ile eğitim aldığını belirterek, "Böylece, dijital du¨nyanın algoritmasına aşina bir iş gu¨cu¨ yetiştirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Saraç, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde, üniversitelerin bilgiyi u¨reten, u¨lkenin teknolojik altyapısına kaynaklık eden kurumlar olma yolunda desteklendiğini belirtti.

Yu¨kseköğretimde gerek uygulama gerekse mevzuattan kaynaklanan sorunların giderilmeye çalışıldığını söyleyen Saraç, bu iyileştirmelerin sonuçlarının tu¨m sistemde göru¨lmeye

başladığını kaydetti.

Saraç, Türkiye'nin bugu¨n du¨nyada ku¨resel bir aktör olarak bu¨yu¨k bir yarışın içinde ve bu yarışı önde su¨rdu¨rme kararlılığında olduğuna işaret ederek, "Bu yarışın öncu¨ kurumları olan u¨niversitelerimiz

du¨nya akademisini ve bilim hayatını, u¨lkemizin önceliklerini ve ku¨ltu¨rel

kodlarını dikkatle takip etmektedirler.

Her tu¨rlu¨ sömu¨ru¨ye karşı savaşan bir u¨lkenin yu¨kseköğretim sisteminin, akademinin

tu¨m alanlarında, tekrarlayan değil u¨reten olması gerektiğinin bilincindeyiz.

Anadolu'nun her köşesindeki u¨niversitelerimizi, eğitimin yanı sıra topluma hizmet

noktasında da işlev görebilmeleri için, YÖK olarak devletimizin diğer kurumları ile

birlikte tu¨m imkanlarımızla desteklemekteyiz." diye konuştu.

Türkiye'nin takip ettiği politikalarla du¨nyanın pek çok yerinde ezilen, sömu¨ru¨len

halklar için umut ışığı durumunda olduğunu belirten Saraç, "Bunu su¨rdu¨rebilmek ise ancak teknoloji

u¨reten u¨lke olmakla mu¨mku¨ndu¨r. Bu gu¨ç u¨niversitelerimizin ve diğer tu¨m

bilimsel araştırma altyapılarımızın u¨stlendikleri tarihi rolu¨n bilincinde olmaları ile

mu¨mku¨ndu¨r. Biz YÖK olarak gerekli kurumsal desteği sağlamakla mu¨kellef olduğumuzun

bilincindeyiz. Aynı zamanda yetiştirdiğimiz her öğrencinin bu u¨lke için

çalışmanın, u¨retmenin kutsallığına inanç duyarak yetişmesini istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Saraç, Tu¨rk bilim insanlarının uluslararası akademik örgu¨tlenmelerde önemli roller

u¨stlendiğini, uluslararası projelerde çalıştığını ve Tu¨rkiye'nin du¨nya akademisinde etkin

ve verimli çalışmalara imza atan bir u¨lke olma yolunda ilerlediğini dile getirdi.

Değişen du¨nyada yu¨kseköğretimin ve hedeflenen çıktılarının da değiştiğine işaret eden Saraç, şöyle konuştu:

"Bugu¨nu¨n meslek tanımları, geleceğin teknolojileri

dizayn edilirken artık yetersiz kalmakta, durağan öğrenme biçimleri yeni

nesillerin dikkatini çekmemektedir. Bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve yöntemlerin çeşitlenmesi mu¨spet olarak değerlendirilmekle beraber, bilgi kirliliğini de ortaya

koymakta, bir açıdan, hoca talebe ilişkisine yeni bir veçhe vererek bu ilişkiyi zedelemekte

ve verimli öğrenme su¨reçleri bazı açılardan zorlaşmaktadır. Daha önce

karşılaşmadığımız nice benzer sorunlar bizi daha dinamik, daha etkin bir koordinasyona

yöneltmiştir ve bizler de bunun için bir dizi yetki devri su¨reçlerini başlattık."

Yeni u¨niversite yapılanmaları, programların belirlenmesi ve kontenjan kararlarının alınmasında farklı paydaşların görüşlerini alarak yu¨kseköğretim

sistemi için en iyisine ulaşmaya çalıştıklarını vurgulayan Saraç, şunları kaydetti:

"Bu sene yu¨kseköğretim tarihimizde ilk defa u¨niversite kontenjanları, ilgili bakanlık,

kamu kurumları ve özel sektöru¨n de katılımı ve katkısıyla ortak akılla kararlaştırıldı.

Sonuç olarak hem örgu¨n hem açık öğretim, hem birinci öğretim hem

ikinci öğretim, hem devlet hem vakıf u¨niversiteleri, hem lisans hem ön lisans programlarında

bu¨tu¨n başlıklarda uzun yıllardır göru¨lmeyen bir iyileşme sağlandı. Bu

başarının altında YÖK'u¨n gelişen analiz kabiliyeti ve yetkinliği ve daha rasyonel

politika izlemesinin de önemi bu¨yu¨ktu¨r."

Doktora bursu ile 4 bin öğrenci eğitim alıyor

Saraç, Yu¨kseköğretim Kalite

Kurulu tarafından değerlendirme su¨recinden geçen u¨niversite sayısının 2016'da 20 iken bu sayının bugu¨n itibarıyla 160'a ulaştığını vurguladı.

YÖK 100/2000 Projesi'ne ilişkin de bilgiler veren Saraç, "Programda bugu¨n itibarıyla 4 bin civarında öğrencimiz var. Bu seneden itibaren

program ilk mezunlarını vermeye başladı. Bu gençlerin bir kısmı şu an Ku¨lliye'de

aramızdalar. Onlardan geleceğin bilim hayatının şekillendirilmesinde beklentilerimiz

çok yu¨ksek." diye konuştu.

Çin, Japonya, Kore, Amerika ve Avrupa'nın önu¨nde de Türkiye'deki gibi nitelikli doktora konusunun bulunduğuna işaret eden Saraç, "Merkezi planlamanın avantajlarını

çok iyi kullanarak, bu yarışta oldukça ciddi mesafeler katettiğimizi düşünüyoruz." dedi.

Üniversitelerin tek tip olduğu günlerin geride kaldığını ve çeşitlilik kazanmaya başladığını aktaran Saraç, "Bu akademide yıllarca konuşulan önemli bir hayalin tahakkukudur. YÖK'u¨n başlatmış olduğu girişimler ile yasal bir zemine de kavuşan

çeşitlilik, misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma yu¨ru¨yen, ete kemiğe bu¨ru¨nen bir

projedir artık." ifadelerini kullandı.

Misyon farklılaşması ve ihtisaslaşmayı iki ana koldan yu¨ru¨ttüklerine değinen Saraç, araştırma üniversitelerinin performanslarını yakında kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi.

"Uluslararası öğrenci sayısında sıçrama yaşandı"

YÖK Başkanı Saraç, bir u¨lkenin yu¨kseköğretiminin uluslararasılaşmasının sadece ekonomik

bir mesele olmadığını, o u¨lkenin uluslararası göru¨nu¨rlu¨ğu¨ ve etkinliğine de katkı sağladığını anlattı.

"Hedef odaklı uluslararasılaşma" projesinin de bu kapsamda başarıyla devam ettiğini dile getiren Saraç, "4,5-5 yılda YÖK Başkanı ve ilgili bakanlar

arasında imzalanan protokol ve anlaşma sayısı önceki 32 yılda imzalanan anlaşma

sayısının iki katından daha fazla. Bu anlaşmalar u¨niversitelerimizin tanınırlığını ve

uluslararası öğrenci sayısını artırdı. Ortak diploma programlarında da bu¨yu¨k bir artış sağlandığı." şeklinde konuştu.

Göreve geldiğinde 48 bin olan uluslararası

öğrenci sayısında bir sıçrama yaşandığını aktaran Saraç, "Nitelikli yabancı uyruklu öğretim elemanı çekmek için önu¨mu¨zdeki

gu¨nlerde yeni du¨zenlemeleri de başlatacağız. Study in Turkey projesi ile

u¨niversitelerimizin yurt dışında tanıtımında farklı bir üsluba geçeceğiz." ifadesini kullandı.

21'inci yu¨zyılın hakim gu¨cu¨ endu¨stri 4.0 ve dijitalleşme ile insan hayatının tu¨m

noktalarında su¨reklilik gösteren değişkenliklerin ve akışkanlıkların oluştuğuna işaret eden Saraç, alışık olunan durağan bir sistemden daha dinamik sistemlere geçildiğini anlattı.

Saraç, Yu¨kseköğretim Kurulu olarak bu su¨reçlerle ilgili birçok çalışma başlattıklarını, "Dijital Dönu¨şu¨m programı"nın bunlardan biri olduğunu dile getirerek, "Bu projeyi Doğu ve Gu¨ney Doğu Anadolu'daki

16 u¨niversitemizde başlattık. Bu proje ile bu yıl 36 bin öğrencimiz ve 3 bin 112

öğretim elemanımız merkezi bir planlama ile eğitim aldılar. Böylece, dijital du¨nyanın

algoritmasına aşina bir işgu¨cu¨ yetiştirmeyi hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"İş hayatı için gerekli göru¨len temel yeteneklerin yu¨zde 41'i değişecek"

Saraç, Du¨nya Ekonomik Forumu'nun 2018 yılı "İşlerin Geleceği" raporuna göre, yu¨ksek

hızlı mobil internet, yapay zeka, bulut teknolojilerinin ve bu¨yu¨k veri analizlerinin

adaptasyonunun, iş du¨nyasını hızlı, derinden ve yaygın olarak etkilediğinin net olarak

ortaya konulduğunu anlattı.

Böylece birçok yeni meslek tanımının hayata girdiğinin altını çizen Saraç, daha önce ayrışmış alanların artık hep birlikte geliştiğini ve birbirlerini gu¨çlendirdiğini anlattı ve buna örnek olarak yapay zekayı gösterdi.

Saraç, Endu¨stri 4.0 ve dijital dönu¨şu¨mu¨n etkilerinin birçok yeni meslek alanlarının oluşmasına

veya mevcut iş alanlarının dönu¨şu¨me uğramasına neden olduğunu vurguladı.

Saraç, konuya ilişkin şu bilgileri verdi:

"Tu¨rk iş du¨nyasında,

iş hayatı için gerekli göru¨len temel yeteneklerin yu¨zde 41'inin 2020 itibarıyla değişeceği ifade ediliyor. Tu¨rkiye'de yu¨kseköğretim politikalarını yu¨ru¨ten kurum

olarak biz de yetiştirdiğimiz gençlerin kariyer yollarında daha başarılı olmaları

ve u¨lkenin ekonomik ve sosyal refahına katkı koyabilmelerini önemsiyoruz.

Bu su¨reçler dikkate alınarak bu yıl yeni mesleklere dair 7 u¨niversitemizde bazı programlar açtık. YÖK olarak geleceğin

meslekleri ile ilgili uluslararası bir kongreyi Kasım ayında gerçekleştireceğiz.

Önu¨mu¨zdeki seneye çok daha hazırlıklı bir şekilde gireceğiz. YÖK olarak du¨nyanın

gittiği yere bakarak u¨lkemizi, ihtiyaç duyduğu yeni meslek programları ve hayat

boyu öğrenme konsepti ile tanıştıracağız."

"Yu¨kseköğretimde bir devrim olacak"

11. Kalkınma Planı'nın yu¨kseköğretim tarihinde örneği göru¨lmemiş nitelikte yu¨kseköğretim

ile ilgili pek çok olumlu du¨zenlemeleri öngördüğünü ifade eden Saraç, bu düzenlemelerdeki başlıkları özetleyerek, "Bu plandaki yönlendirmeler gerçekleştiğinde yu¨kseköğretimde

bir devrim olacak ve Tu¨rk yu¨kseköğretimi hakkettiği yeri kazanacaktır." dedi.

Saraç, konuşmasını, "Artık YÖK, toplumun talepleri ve değerlerine direnen, siyasete yön vermeye çalışan,

otoriter, aşırı merkeziyetçi kimliğinden bu¨tu¨nu¨yle uzaklaşarak milletinin değerleri

ile bu¨tu¨nleşmiş, u¨lkesinin kalkınmasına katkı sağlamaya çalışan, yetki paylaşımına

önem veren, dış paydaşların göru¨şlerini kararlarına yansıtan ve yu¨kseköğretim ile

ilgili politikalar u¨reten bir kurum halini almıştır." sözleriyle tamamladı.

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title