Haberler

Dha yurt bülteni-5

Posof'ta yaylacılara kar sürprizi

Ardahan'ın Posof ilçesinin yüksek kesimlerine yağan kar, yaylacılara şaşırttı. Kar kalınlığı 10 santime ulaşırken, çobanlar, yaylalardaki sürüleri ilçe merkezine indirmeye başladı.

Posof ilçesinde iki günden beri etkili olan yağmur ve soğuk hava, yüksek kesimlerde kara dönüştü. Posof'u çevreleyen Ilgar, Sahara ve Kodiyan dağlarına dün gece kar düştü. Zirveleri beyaza bürüyün kar dağlardaki yaylalarda bulunanları şaşırttı. Bölgeye Ekim ayının ortalarına doğru kar düştüğünü belirten bölge sakinleri, bu yıl kar yağışının erken başladığını söyledi. Kar kalınlığının 10 santimerteye yaklaştığı yaylalarda bulunan çobanlar, sürülerini ilçe merkezine indirmeye başladı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Yükseklerdeki kar
-Vatandaşların konuşması
-Çiçekler ve yükseklerdeki kar
-yaylalardaki kar ve kar üzerinde duran hayvanlar
-Çobanların hayvanları kar üzerinde götürmesi
-Detaylar
Haber-Kamera: Alper TURGUT/ POSOF(Ardahan),

============================

Terörden temizlenen Herekol Dağı, bal üretim merkezi oldu

Siirt'te 2 bin 962 rakımlı Herekol Dağı, bölgenin teröristlerden temizlenmesiyle, bal üretim merkezi haline geldi. Bir dönem güvenlik nedeniyle Herekol Dağı'nda gidemeyen arıcılar bölgede sağlan huzur ve güven ortamıyla organik bal üretimine başladı. Bal üreticilerinden Naci Adıgeçen, "Daha önce burada girmemiz mümkün değildi. Pervari İlçesine bağlı Herkol dağı eteklerinde arılarım vardı. Güvenlik gerekçesiyle gidemiyordum ancak bu sene rahat bir şekilde gittim" dedi.

Güvenlik güçleri terör örgütü PKK'ya yönelik düzenledikleri son yılların en kapsamlı operasyonuyla Doğu ve Güneydoğu'daki birçok dağ ve yaylalarda artık huzur ve güven ortamı hakim. Dağların ve yaylaların huzurlu hale gelmesiyle tarım ve hayvancılık alanında üretim arttı. Huzurun hakim olduğu yerler arasındaki Siirt'in Pervari ilçesindeki Herekol Dağı, teröristlerden temizlenmesiyle bal üreticilerin kampı oldu. 2962 rakımlı Herekol Dağı'nda yüzlerce üreticileri, organik bal üretimine başladı.

'BİR DÖNEM BURALARA GELMEK MÜMKÜN DEĞİLDİ'
Herekol Dağı eteğindeki Gerzevan yaylasında yerleştirdiği kovanlardaki arılardan organik bal üretmeye başlayan Naci Adıgeçen (39), huzur ve güven ortamının oluşması üretimi de canlandırdığını söyledi. Bir dönem Herekol Dağı'na gelmenin mümkün olmadığın anlatan Adıgeçen, artık güvenli bir halde bölgeye gelip, üretim yaptıklarını söyledi. Adıgeçen, "Daha önce buralara gelmemiz mümkün değildi. Güvenlik gerekçesiyle gelemiyorduk. Ancak bu sene rahat bir şekilde geldim. Son yıllarda bu yaylaların güvenliği sağlandı ve şu an arılarımı buraya getirdim. Bu yıl bal hasadını yaptım ve bu yıl hasatta 2 kat ürün elde ettim" dedi.

'BURALARDA SİLAH SESLERİ EKSİLMEZDİ'
Adıgeçen, Herekol Dağı'nda bir zamanlar silah seslerinin eksilmediğini belirterek, sağlanan huzur ve güven ortamıyla kendileri de huzurlu olduğunu belirtti. Adıgeçen, "Buralarda silah sesleri kesilmezdi. Terör örgütü PKK, burada yol keserdi ve Gerzeven yaylasında hayvancılık, tarım ve bal üretimi yapılmazdı. Oysaki bu tür yaylalar gerek tarıma gerek hayvancılığa ve gersek bal üretimine müsait yaylalardır. Arılarımız bu yayla sayesinde bin bir çeşit bitki ile tanışıyor ve verimlerini bu bitkilerden alıyor. Aldığı verimi de bala yansıtıyor. Geçen yıl arılarıma doğru düzgün bakamadığımdan ötürü 15 ile 20 kilo arasında bal aldım. Ancak bu sene ise 268 kilo bal aldım. Benim özel müşterilerim var şeker hastası, böbrek hastası gibi ben balımı onlara gönderiyorum ve kilosunu 250 TL'den satıyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
----------
Pervari Herekol dağı eteklerinden görüntü

Arı kovanlarından görüntü

Dağların arasından bulunan kovanların görüntüsü

Arıların yakın çekim görüntüsü

Pervari ve Şirvan Yaylarından görüntü

Daha önce yasak olan yaylarda arılarına bak üreticinin görüntüsü

Bal hasadı yapan üreticinin görüntü

Üreteci ile röp.

Balın yakın görüntüsü

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera:  Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,

===========================

Otomobil çarpan sokak kedisi Gümüş'ün bir bacağı kesildi

Aydın'ın Efeler ilçesinde, bir otomobilin çarptığı sokak kedisi Gümüş'ün ezilen sol arka bacağı tedaviye cevap vermemesi üzerine kesildi. Sevimli Patiler Dernek Başkan Yardımcısı Nalan Çeviren, yaşamına artık engelli olarak devam edecek Gümüş'ü sahiplendirmek istediklerini belirterek, tedavisi için yapılan 3 bin liralık masraf için de hayvanseverlerden destek beklediklerini söyledi.

Geçen 29 Ağustos'ta Veysiaşa Mahallesi'nde, yolun karşısına geçmeye çalışan 4 aylık 'Gümüş' isimli kediye otomobil çarptı. Kedinin sol arka bacağı, ezildi. Çevredekilerin durumu bildirdiği Aydın Sevimli Patiler Dernek Başkanı Jale Koç ve bazı dernek üyeleri, olay yerine geldi. Kediyi bulunduğu yerden alan hayvanseverler, kliniğe götürdü. Gümüş, isimli kedinin burada tedavisine başlandı. Bacağında kırılan kemiklerin parçaları vida ile sabitlendi. Eklem üzerindeki yumuşak dokular ve deri bütünlüğü bozulduğu için 3 hafta süreyle gereken müdahalede bulunuldu. Ancak zavallı hayvanın ezilen sol arka bacağı, tedaviye rağmen tekrar eski işlevini yerine getirmemesi nedeniyle kesildi.
'GÜMÜŞ'ÜN TEDAVİ MASRAFLARININ KARŞILANMASI İÇİN DESTEK İSTEDİ'
Sevimli Patiler Dernek Başkan Yardımcısı Nalan Çeviren, "Gümüş için klinikte ne gerekiyorsa yapıldı. Ancak bacağını kurtarmak mümkün olmadı. Klinikte tedavi gördüğü için yaklaşık 3 bin lira gibi bir masraf ortaya çıktı. Hayvanseverlere ve duyarlı vatandaşlara buradan sesleniyorum: Bizlere bu konuda destek olsunlar. Sürekli yaralı hayvanları tedavi ettirdiğimiz için bu kadar masrafın altından dernek olarak kalkamıyoruz. Herkesin yardım ve desteğini bekliyoruz. Bir de Gümüş'e bakabilecek bir yuva arıyoruz. Amacımız Gümüş'ün 3 bacağıyla da olsa yaşamını sürdürmesi. Eğer onu sahiplendirebilirsek bu bizi mutlu edecek. Başka bir şey istemiyoruz. Önemli olan onun yaşıyor olmasıdır. Bundan sonraki hayatını engelli olarak geçirecek" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Gümüş adlı kedinin kesilen bacağından görüntü
-Gümüş isimli kedinin genel görüntüsü
-Aydın Sevimli Patiler Dernek Başkan Yardımcısı Nalan Çeviren ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN,
===========================

Ergene Nehri'ndeki kirliliğe dikkat çekmek için yürüdüler

Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde düzenlenen Kültür, Sanat ve Tarım Festivali kapsamında Ergene Nehri kirliliğine dikkat çekmek için tarihi Uzunköprü üzerinde yürüyüş düzenlendi.

Uzunköprü Belediyesi'nin bu yıl 4'üncüsünü düzenlediği Kültür, Sanat ve Tarım Festivali, çeşitli etkinliklerle sürdü. Vatandaşlar, festival alanında açılan yerel tatlarında bulunduğu stantları gezerek alışveriş yaptı. İğneden ipliğe, gıdadan tarım aletlerine kadar her türlü ürünün satıldığı stantlara yoğun ilgi gösterildi. Kadınlar evlerinde hazırladıkları kışlık yiyecekleri ve el işleriyle hazırladığı ürünleri satarak ev ekonomisine katkı sağladı. Gündüz stantları gezenler, geceleri düzenlenen konserlerle eğleniyor.

Festival kapsamında, Trakya'da kirliliğiyle gündemden düşmeyen Ergene Nehri'nin üzerindeki UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde bulunan dünyanın en uzun taş köprülerinden Uzunköprü (Ergene Köprüsü) üzerinde yürüyüş düzenlendi. Uzunköprü Belediye Başkanı Özlem Becan'ın öncülüğündeki yürüyüşe CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, çok sayıda kadın belediye başkanı ile vatandaş katıldı. Köprü önünde toplanan kalabalık yürüyüş öncesi nehir kıyısında halay çekti. Halay sonrası kirli akan nehir kıyısında gazetecilere açıklamada bulunan Akif Hamzaçebi, "Ergene köpükler saçarak dünyanın en verimli tarım arazilerinin arasından zehirli bir şekilde akıyor. Trakya insanı, Ergene Nehri'nin temizlenmesi için yıllardır mücadele veriyor. Ancak bu mücadele Ankara'da ses bulmuş değil. Ergene temizlenmesi için konuyu Meclise elbette taşıyacağız" dedi.

'UMUTSUZ OLMAYA GEREK YOK'
CHP İstanbul İş Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Ergene Nehri'nin temizlenmesi konusunda umutsuz olmaya gerek olmadığını belirterek, "Ergene'deki bu kirlilik, insanın ürettiği, insanın sebep olduğu kirlilik, yine insanın vesile olacağı insanları bir araya getiren ve geleceği kurmaya çalışan anlayışın vesile olacağı anlayışla temizlenecektir" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

Stantlardan detay

Festival alanından detay

Muhabir Ali Can Zery, anons

Yerel lezzetler stantları

Satıcılar ile röp.

Detay görüntü

Vatandaş ile röp.

Uzunköprü kıyısında toplananlar

Halay çekenler

Canan Kaftancıoğlu'nun alana gelişi

Kaftancıoğlu ile röp.

Detay görüntü

Akif Hamzacebi ile röp.

Kalabalıktan detay

Köprü üzerinde kalabalık

Kalabalık detay

Muhabir Ali Can Zeray'ın anonsu

Ergene Nehri

Köprü detayı

Kalabalıktan genel detay

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/UZUNKÖPRÜ,(Edirne)

===========================

Spor ve diyetle 7 ayda 37 kilo verdi

Antalya'da kilosu nedeniyle yürümekte ve nefes almakta zorlanan, bu nedenle uyuyamayan DJ Medar Arıoğlu (39), spor ve diyetle 7 ayda 105 kilodan 68 kiloya düştü.

Antalya'da aşırı kiloları nedeniyle sosyal hayattan kendisini dışlayan, nefes almakta ve yürümekte zorluk çeken DJ Medar Arıoğlu, azmin zaferini kanıtladı. Düzenli diyet ve sporla 7 ayda 105 kilodan 68 kiloya düşen Arıoğlu, başarısını disiplinine borçlu olduğunu söyledi. 100 metre yürüyemediğini, vücudunun farklı yerlerinde ağrı ve kasılmalar yaşadığını anlatan Arıoğlu, kiloları nedeniyle bir gece uyku uyuyamamasının kırılma noktası olduğunu belirtti. Yürüyüşe çıktığı ilk günlerde bacağında ve belinde kasılmalar olduğunu anlatan Arıoğlu, kimi zaman yürüyüşü yarıda kesip evine taksiyle döndüğünü söyleyerek, "Zor zamanlardı. Çok zorlandım. Kilolu yaşamanın zorluğuna katlanamamak beni motive etti" dedi.

Kilo vermek için çok mücadele ettiğini ve acı çektiğini hatırlatan Arıoğlu şöyle konuştu:
"Kimi zaman 20 kilometre yürüdüğüm oldu. Yediklerimi ve içtiklerimi tamamen değiştirdim. Yemeklerimde un, şeker ve tuza yer vermedim. Protein ağırlıklı beslenip, her gün spor yaptım. İlk günlerde 5 dakika aralıksız yürüyemezken, zamanla bu saatlere çıktı. 7 ayda verdiğim kiloların ardından bedenimde sarkmalar meydana geldi. Salon sporuna başlayarak sıkılaşma ve kas yapacak antrenmanlar gerçekleştirdim. Artık alıştım. Benim için spor, diyet ve düzenli beslenme vazgeçilmezim."
Kilo verip fit bir vücuda sahip olduktan sonra ailesinden ve yakın arkadaşlarından olumlu dönüşler aldığını, bu dönüşlerin motivasyonunu yükselttiğini belirten Arıoğlu, "Mutlu bir insan oldum. Kendimi seviyorum. En önemlisi, artık yürümek, koşmak beni korkutmuyor. Fiziksel gücümün artması, kilolarımın gitmesi beni ben yaptı" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Medar Arıoğlu kilolu günlerine ait eşofmanı giyerken
Eşofman ve boydan detay
Medar Arıoğlu antrenman detayları
DHA Muhabiri İbrahim LALELİ anons
Genel detaylar
Medar Arıoğlu röportaj
HABER: İbrahim LALELİ- KAMERA: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,
===========================

Lavantada hasat zamanı

Türkiye'nin en büyük lavanta bahçesine sahip Burdur'da toplam 1900 dekara yakın alanda lavanta hasadı tamamlandı. Büyük bölümü demet olarak satılan, bir kısmı da ürüne dönüştürülen lavantadan toplamda 1,5 tona yakın da yağ elde edildi. Bu yıl lavanta yağının kilosu türüne göre 50 Euro ile 80 Euro arası fiyat buldu.
Burdur Gölü kuzeyinde Karakent köyünde yer alan Lisinia Doğa Yaşam Alanı, bölgede toplamda 1900 dekara yakın alanda üretim yaptığı lavantaların hasadını tamamladı. 10 yılı aşkın süre önce kurulan Lisinia Doğa Yaşam Alanı'nda bölgedeki göller ve su kaynaklarının korunması amacıyla başta lavanta olmak üzere kekik, adaçayı gibi susuz yetişebilen tıbbi ve aromatik üretimi binlerce dönüm alana yayıldı.
HAZİRAN- TEMMUZDA MOR ŞÖLEN
Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, Karakent Köyü, Yeşilova'ya bağlı Akçaköy ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi yerleşkesi olmak üzere üç alanda toplamda 1900 dekar lavanta üretimi yapıyor. Bu yıl haziran ayı sonunda ilk olarak Karakent'te çiçeklenen lavantalar, temmuz başında da Akçaköy'deki Avrupa'nın ve Türkiye'nin en büyük lavanta bahçesi olan 375 dekarlık Lavanta Deresi'nde çiçeklendi.
500 BİNİ AŞKIN ZİYARETÇİ
Mor rengiyle uçsuz bucaksız manzaralar sunan lavantalar, yaklaşık 1.5 aylık dönemde toplamda 500 bini aşkın ziyaretçi ağırladı. Bu yıl havaların sıcak ve yağışın az olması nedeniyle lavanta sezonu ağustos ayı ortalarında sona ererken, lavantaların hasadı ve yağının çıkartılması işlemleri ise yaklaşık bir ay sürdü.
EKOTURİZM
1900 dekardaki lavantaların büyük bölümünün ekoturizm kapsamında demet, bir kısmının da krem, kolonya, yağ olarak ziyaretçilere satıldığını belirten Öztürk Sarıca, haziran sonu başlayıp ağustos ortalarına kadar süren lavantaların mor şöleni döneminde Lisinia'da 400 bin, Akçaköy Lavanta Deresi'nde de 100 bini aşkın yerli ve yabancı ziyaretçi ağırladıklarını söyledi.
UÇSUZ BUCAKSIZ LAVANTA
Akçaköy'deki bahçenin, insanların uçsuz bucaksız lavanta görmeye geldiği alan olduğunu belirten Sarıca, "375 dekarla Türkiye ve Avrupa'nın en büyük görseli bulunan lavanta bahçesi. 12 açıdan fotoğrafta bahçe her yönüyle farklı görünüyor. Arkasındaki dağ profiliyle de zengin. Sıraların düzgünlüğü, gündoğumu ve günbatımında farklı renkler oluşması hem düğün hem de fotoğraf sanatçıları için zengin görsellik sunuyor" dedi.
LAVANTA YAĞI FİYATLARI ARTTI
Demet ve ürün satışı dışında bu yıl hasat edilen lavantalardan yaklaşık 1.5 ton lavanta yağı elde ettiklerini belirten Sarıca, intermedia tür lavanta yağının geçen yıl 30 Euro olan kilogram fiyatının bu yıl 40-50 Euro'ya, angustifolia tür lavanta yağının da 60-80 Euro'ya kadar yükseldiğini dile getirdi. Fiyatın hem dünyada hem de ülkemizde lavanta yağı kullanımının artmasına bağlı olduğunu belirten Sarıca, "Lavanta yağı ciddi anlamda değer kazandı" dedi.
UYKU PROBLEMİNE ÇÖZÜM
Tüm dünyada doğal yağların, özellikle lavanta yağının ciddi anlamda tüketildiğini kaydeden Sarıca, "Lavanta yağını en çok uyku problemi olanlar kullanıyor. Son yıllarda tüm dünyanın tıbbi olarak kullandığı angustifolia lavanta yağını da üretmeye başladık. Sindirim ve solunum problemleri, romatizmalı ağrılar ve bazı alerjik reaksiyonlarda kullanılıyor. Parfümeri ve temizlik sektörlerinde de her iki türün yoğun kullanımı var" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE 13 BİN DEKAR
Türkiye'de lavanta üretim alanı miktarının 13 bin dekarı geçtiğini belirten Sarıca, ama hala lavanta yağı gereksiniminin tamamını karşılayabilme durumundan uzak olunduğunu söyledi. Sarıca, "Türkiye önümüzdeki 10 yıl içindeki yeni dikimlerle ancak lavanta yağı ihtiyacını karşılayabilecek. O yüzden lavanta su tüketmeyen bitkiler noktasında da revaçta. Küresel ısınmayla sularımızı kaybettiğimizi de düşünürsek ki özellikle Göller Yöresi'nde gelecek nesiller için su tüketmeyen bitkiler, bilhassa lavantanın dikimi çok önemli" dedi.
KUYUCAK'TAN SALDA GÖLÜ'NE LAVANTA YOLU
Lavanta üretimiyle meşhur Isparta'nın Kuyucak Köyü ile Lisinia arasının yaklaşık 40 kilometre olduğuna dikkat çeken Sarıca, Burdur Valiliği'nin Kuyucak'tan başlayıp Burdur Gölü kuzeyinden Lisinia, Akçaköy ve Salda Gölü'ne kadar olan güzergahta Lavanta Yolu projesi kapsamında yeni dikim alanlarına teşvik ve destekler verdiğini, önümüzdeki yıllarda Türkiye ve dünyadan pek çok kişinin gelip görmek istediği bir yol konumuna geleceğini dile getirdi.
EMİNE ERDOĞAN'DAN DESTEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Lisinia proje alanını ziyaretinde susuz tarım, yaban hayatı ve lavanta konularında bilgilendirme yaptıklarını da anlatan Öztürk Sarıca, "Göller Yöresi'ndeki su kaynaklarının azlığı, önümüzdeki yılların susuz geçeceği, lavanta tarımının olmazsa olmaz olduğu, diğer susuz yetişen tıbbi aromatik bitkilerin bölgede yetiştirilmesi gerektiği ve bunların katma değerinin yüksek olduğu konularında bilgilendirdik. Kendisi bize bu tür çalışmalarımızdan dolayı teşekkür etti ve konunun takipçisi olacağını söyledi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Lavantalar tarlalardan toplanırken görüntü
Lavantalar İşlenirken görüntü
Lavanta ürünlerinin görüntüsü
Üretici ile röp
Emine Erdoğan'ın ziyaretinden görüntü
HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Ardahan Posof Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title