Haberler

DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

İSTANBUL ADALET SARAYI'NDA ŞOK EDEN OLAY (2)Özden ATİK - Ruken KADIOĞLU - İstanbul DHA - ÇAĞLAYAN'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda intihar girişimi şoku yaşandı.

İSTANBUL ADALET SARAYI'NDA ŞOK EDEN OLAY (2)

Özden ATİK - Ruken KADIOĞLU - İstanbul DHA - ÇAĞLAYAN'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda intihar girişimi şoku yaşandı.

Edinilen bilgiye göre, 35 yaşındaki İ.Ö. duruşmalar devam ederken 7. kattan atladı. Adliyenin atruim alanına düşen İ.Ö.'nün öldüğü sanılarak üzerine gazete örtüldü. Bir süre sonra gelen sağlık ekipleri, İ.Ö.'nün yaşadığını belirledi. Ağır yaralı İ.Ö. ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Adliyeden görüntüler

-Polisin önlemi

-Yukarıdan çekilen görüntüler

-Ambulansla götürülmesi

07.11.2019 - 12.13 Haber Kodu : 191107105

07.11.2019 -12.21 Haber Kodu : 191107112

======================================

2-BAKAN PAKDEMİRLİ: 11 KASIM'DA SAAT 11.11'DE FİDANLARIMIZI DİKMEYE BAŞLAYACAĞIZ (1)

Haber: Elif YAVUZ - Kamera: Buğra BENLİOĞLU - İstanbul DHA - TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Geleceğe nefes benim projem değil, milletin projesidir. Milletçe el ele 81 ilde 7'den 70'e herkes 11 Kasım'da saat 11.11'de fidanlarımızı dikmeye başlayacağız. Bu konuda ciddi bir farkındalık oluşsun istiyorduk. Zaten ciddi bir farkındalık toplumumuzda ve vatandaşımızda varmış. Bundan dolayı da çok memnun oldu. Bu da bize çok büyük bir cesaret verdi bundan sonraki projeler için. İnşallah bundan sonraki projelere daha güzel projelere milletimizle el ele atma konusunda gayretimiz ve çabamız olacak. Milletimizin teveccühü de çok motive etti" dedi,

Görüntü Dökümü:

------------------

-Bakanın açıklamaları

07.11.2019 -12.18  Haber Kodu : 191107109

====================================

3-BEYKOZ KUZEY MARMARA OTOYULU'NDA KAZA: 4 YARALI

*Kazaya ilk müdahale o sırada tesadüfen yoldan geçen sağlık çalışanları tarafından yapıldı

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İsa ALMAÇAYIR/İSTANBUL,

Beykoz Kuzey Marmara Otoyolu'nda iki aracın karıştığı kazada 4 kişi yaralandı. Yaralılara ilk müdahale yoldan tesadüfen yoldan geçen bir otomobildeki çeşitli hastanelerde çalışan sağlık görevlileri tarafından yapıldı.

Kaza saat 10.30 sıralarında Kuzey Marmara Otoyolu Çamlık Mevkii'nde meydana geldi. İddialara göre 34 PT 6079 plakalı otomobil sürücüsü Ahmet Yıldız önünde seyreden, Mehmet Bolay'ın yönetimindeki 34 UC 3336 plakalı otomobile arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle kontrolden çıkan araçlar yola savruldu. Kazayı gören vatandaşlar polise ve sağlık ekiplerine haber verdi.

İLK MÜDAHAEYİ YOLDAN GEÇEN SAĞLIK GÖREVLİLERİ YAPTI

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi. Bu sırada tesadüfen yoldan geçen bir otomobildeki çeşitli hastanelerde çalışan sağlık görevlileri kazayı görerek yaralıların yardımına koştu. Sağlık görevlileri yanlarındaki boyunluk takıp serum bağladı. Tansiyon ve nabzını kontrol eden sağlıkçılar ambulans gelmesinin ardından kaza yeriden ayrıldı .Yaralılara ilk müdahaleyi yapan Ayşegül Görel "Tansiyon ve nabzına baktık normaldi. Paramatik arkadaşlar geldi. Çantalarında boyunluk ve serum varmış hemen müdahale ettiler. Tesadüf kazaya denk geldik" diye konuştu.

Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla  hastaneye kaldırıldı. Polis ve  görevliler başka bir kazanın yaşanması için güvenlik önlemi aldı. Kazaya karışan araçların kaldırılmasının ardından trafik normale döndü.

Görüntü Dökümü:

-------------------

-Yerdeki yaralıların görüntüsü

-Kazaya karışan araçların görüntüsü

-Yaralılara ilk müdaheleyi yapan sağlık görevlieirn görüntüsü

-Serum takmaları

-Sağlık çalışanı ile röp

-Ambulansların gelmesi

-Yaralıların ambulansa binmesi

-Araçların kaldırılması

-Genel ve detay görüntüler

07.11.2019 - 12.35 Haber Kodu : 191107117

==============================

4-SAHTE İMZALI 1 MİLYON 750 BİN LİRALIK SENETLE KABUSU YAŞADI

*Emlakçı karı-koca hayatının kabusunu yaşadı, tüm mal varlıklarına en konuldu

Taylan ERGÜN/İSTANBUL,- TANIMADIĞI kişiler tarafından imzasının taklit edilerek adına 1 milyon 750 bin liralık senet düzenlendiğini iddia eden Arnavutköylü emlakçı Emine Şen Öztürk, 13 milyon lira değerindeki tüm gayrimenkullerine haciz işlemi başlatıldığını söyledi. Tüm mal varlığına tedbir konulan ve bazılarına ise haciz uygulanan Öztürk, hukuk savaşı veriyor.

Emlakçı Emine Şen Özkan, bir sabah evine gelen tebligatla hayatının şokunu yaşadı. 1 milyon 750 bin liralık bir senedin altında imzası olduğu ve borcun ödenmemesi halinde de haciz işlemlerine başlanacağını öğrenen talihsiz kadın evrakları inceledi. Senette bulunan alacaklı kişiyi tanımayan, imzasının da kendine ait olmadığını gören Emine Şen Özkan, soluğu eşi Cüneyt Özkan ile birlikte savcılıkta aldı.

SON KARARI ADLİ TIP KURUMUNDAN GELECEK CEVAP BELİRLEYECEK

Senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ve senette ismi yazan alacaklı kişiyi de hiç tanımadığını söyleyerek mahkemeye başvuran Emine Şen Özkan'ın imzası ile senette bulunan imzanın karşılaştırılması için her iki imza da Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Tüm bu itiraz süreçleri devam ederken Özkan ailesinin tüm mal varlığına haciz işlemi başlatıldı.

"İŞİTMEDİĞİMİZ HAKARET VE TEHDİT KALMADI"

Yaklaşık 1 yıldır mahkeme sürecinin devam ettiğini söyleyen Özkan, "Bu süre zarfında ne yazık ki tüm mal varlığımıza el konuldu ve haciz işlemleri başlatıldı. Bizler esnafız ve doğal olarak bazı ticaretlerimiz, alacaklarımız ve borçlarımız vardı. Borcumuzun olduğu kişilerden sürekli hakaretler bazen de tehditler işitiyoruz. Mal varlığımıza bu sahte imzalı senet yüzünden hacizler konulduğu için elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. Çok üzgünüm, bana ait olmayan bir borç yüzünden her şeyimizi kaybetmek üzereyiz. Bütün hayatımız alt üst oldu. Bu durum eşimin işlerine de yansıdı. İş yapıp yerlerimizi satamayınca mevcut bazı borçlarımızı da ödeyemedik. Borçlarımız ikiye katlandı. Tüm alacaklılarımızdan, bankalardan sürekli tebligatlar almaya başladık. Alacaklılara yetişemiyoruz artık. Öyle ki sağlığımızdan bile olduk" dedi. 1 milyon 750 bin liralık senet yüzünden hayatları alt üst olduğunu belirter Emine Şen Özkan, "Bu borcu kabul etmiyoruz. Çünkü imzam taklit edilerek sahte bir evrak düzenlenmiş. Ben kabul etmiyor ve adalete sığınıyorum" dedi.

HASTANE DÖNÜŞÜ ŞOKU YAŞADILAR

Arnavutköy'de emlakçılık yaptıklarını söyleyen Emine Şen Özkan'ın eşi Cüneyt Özkan da 1 yıl önce yaşadığı bir sağlık problemi sonrası 5 gün hastanede yatıp taburcu olduktan sonra evine geldiğini ve kapıdaki tebligatla karşılaştıklarını söyledi. Eşi adına 1 milyon 750 bin liralık bir senet nedeniyle haciz işlemi başlatılacağını öğrenen Cüneyt Özkan, "Tüm yasal itiraz haklarımızı kullandık ancak mal varlığımızın tamamı eşim adına kayıtlı olduğu için bu sahte imzalı senet yüzünden mallarımıza el konuldu. Ticaretle uğraşıyoruz ve dolayısıyla yapmamız gereken ödemeleri yapamıyoruz. Bazı borçlarımız bir iken üçe-beşe katlandı. Ticaret hayatım bitme noktasına geldi. Başımıza bu işi yapanlar da benim ticaretimi bilen birileri. Bu kişiler bizleri bilen birilerinden destek alarak bu sahte imzayla senedi düzenlediler. Yani büyük bir çetenin bu işi başımıza sardığı görülüyor" dedi.

1 yıldır süren hukuk savaşını kazanacaklarını söyleyen Özkan çifti, mahkeme sürecinin bir an evvel sonuçlanmasını bekliyor. Aksi halde tüm mal varlıklarına el konulduğu için daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya gelmekten endişe ettiklerini söylüyor.

Görüntü dökümü:

--------------------

-Öztürk çifti ile röp

-Genel ve detaylar

07.11.2019 - 12.05 -Haber Kodu : 191107101

===============================

5-VALİLİK UYARMIŞTI... İSTANBUL'DA HALA BİRÇOK TABELA ARAPÇA

Haber-Kamera: Semih ÇALIŞKAN-Güven USTA/İSTANBUL,  İSTANBUL Valiliği geçen Temmuz ayında Arapça tabelaların bulunduğu işletmelere bir yazı göndermiş, tabelaların yüzde 75'inin Türkçe harflerden oluşmasını istemişti. Arap turistler ve Suriyeli göçmenlerin yoğun olduğu Aksaray'da pek çok işletmenun bu kurala uymadığı görüldü.

Bazı dükkanların tabelalarının tamamı Arapça harflerden oluşurken, bazı tabelalarının bir kısmında Türkçe harfler yer alıyor. Bu işletme sahipleri talimatnamenin kendilerine ulaşmadığını ifade ederken, önümüzdeki günlerde tabelada değişiklik yapacağını söyleyenler de var. Tabelasını değiştirenler arasında bulunan Aksaray'daki bir tatlı dükkanı sahibi  Ahmet Haccar, dükkanın 6 yıl önce açıldığını belirterek,  "Tabelayı İstanbul Valiliği'nin kararı sonrası değiştirdik. Suriyeli işletmecilerden o kararı bilen az kişi vardır, diye düşünüyorum. Bize valiliğin kararını muhasebecimiz söyledi. 'Yeni bir karar çıktı' dedi. Biz de değiştirdik. Biz burada yaşıyoruz. Kural ve kanunlar çıktığı zaman elbette yapacağız. Dışarıdan gelen turistler için zor olacak. Türkçe bilmiyorlar, Arapça tabela daha iyi oluyor. Az bir şey Arapça yazıyoruz." diye konuştu.

ZABITA EKİPLERİ TEBLİGAT GÖNDERİYOR

Tabelaların uygunluğunu ilçelerde belediyelere bağlı zabıta müdürlükleri denetliyor.  Belediye yetkililerinden edindiğimiz bilgilere göre, Türkçe tabela kuralına uymayan işletmelere zabıta müdürlükleri aracılığıyla tebligat gönderiliyor. O süre içinde işletmelerden tabelanın kurala uygun şekilde değiştirilmesi talep ediliyor.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Arapça tabelalardan görüntüler

-Türkçe-Arapça tabelalardan görüntüler

-Aksaray'daki işletmelerden görüntüler

-Esnaf Ahmet Haccar ile röportaj

-Muhabir anonsu (Semih Çalışkan)

-Detay görüntüler

07.11.2019 -12.17  Haber Kodu : 191107108

===================================

6- DERBİDE UYGUNSUZ HAREKETLERDE BULUNAN TARAFTAR GÖZALTINA ALINDI

Çağatay KENARLI, GALATASARAY ve Fenerbahçe arasında oynanan derbide uygunsuz hareketlerde bulunduğu belirlenen kişi gözaltına alındı.

Türk Telekom Stadyumu'nda 28 Eylül'de Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanan derbi maçta bir taraftarın uygunsuz hareketlerde bulunduğu belirlendi. Polis şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. İstanbul Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü ekipleri, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında yaptığı çalışmalarda güvenlik kamera görüntülerinden ev sahibi takımın tribünlerinden misafir takımın tribününe doğru cinsel organını çıkartarak uygunsuz hareketlerde bulunan kişinin Tuncay E. olduğunu tespit etti. Hakkında yakalama kararı çıkartılan şüpheli Tuncay E. İstanbul Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından dün yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri aynı gün tamamlanan şüpheli Tuncay E. sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü

------------------

-Şüphelinin adliyeye sevk edilmesi

07.11.2019 -11.47  Haber Kodu : 191107086

==================================

7-ÖLDÜRDÜĞÜ EŞİYLE 2 SAAT ARAÇLA DOLAŞAN SANIK HAKİM KARŞISINDA

Halil YILMAZ / İSTANBUL, BAHÇELİEVLER'de boşanma aşamasında olduğu 4 aylık eşi Fatma Erdoğan'ı (22) araçta silahla ateş ederek öldüren ve 2 saat eşinin cesediyle dolaşan tutuklu sanık Eren Erdoğan (22), ilk kez hakim karşısına çıktı.

Bakırköy 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya tutuklu yargılanan sanık Eren Erdoğan, Fatma Erdoğan'ın  annesi Kıymet Alyar, babası Mehmet Alyar ve "Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği" üyeleri katıldı. Duruşma kimlik tespitinin yapılmasının ardından  sanık Eren Erdoğan'ın savunmasıyla başladı.

Fatma Erdoğan ile tanışarak evlendiğini ifade eden sanık Erdoğan, savunmasında "Ailesi evliliğimize karşı çıktı. Ben bu yılın Ocak ayında babamı kaybedince psikolojim de bozuldu ancak eşim Fatma'ya karşı fiziksel ve sözsel şiddet uygulamadım. Babamın ölümünden sonra taziye evine gelen Fatma'nın ailesi kendisini polis marifetiyle zorla evden götürdü. Biz sadece 4 ay kadar aynı evlerde kaldık.  Fatma da bana boşanma davası açtı.ö dedi.

SİLAH ATEŞ ALDI

Eşiyle görüştüklerini ve olay günü ailesinden gizli sinemaya gittiklerini dile getiren Erdoğan savunmasını şöyle sürdürdü: "Ben Fatma'yı eve dönmesi için ikna etmeye çalışıyordum. Kendisiyle konuştuğum için eve bırakmadım. Polis 155'i aradığını da hatırlıyorum. Araba kapıları kilitli değildi fakat inmedi. Boşanma davasından vazgeçmesi için uğraşıyordum. Kendisi bana beni sevmediğini söyledi.  Ben de korkutmak için torpido gözünden silahı aldım. Silah birden ateş alınca Fatma yaralandı. Sonrasında kendimi kaybetmişim ne olduğunu hatırlamıyorum. Olanlardan dolayı pişmanım.ö

ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ

Davaya şikayetçi olarak katılan maktulün annesi Kıymet Alyar ise sanığın kızını daha öncesinde dövdüğünü de belirterek şöyle konuştu:

"Bir gün sanık, arabasında kızım olmasına rağmen babasının kahvehanesini basmış. Bizim kızımızla görüşmemizi bahane ederek onu öldüreceğini söylemişti. Biz de karakola başvurarak polis yardımıyla onu eve geri getirdik. Kızım bana titreyerek sarıldı ve 'Beni eve götürme başka yere gidelim, evi basar saklanalım' dedi. Kızımın anlattıklarına göre geceleri evimizin yakınındaki boş arazide kızımı dövüp tehdit ediyormuş. Barışmak istediğinde kızım kabul etmeyince, Fatma'ya 'silah aldım' diye mesaj atmış. Olay günü kızımı aradığımda '5 dakikaya geliyorum' demişti, fakat kendisinden bir daha da haber alamadım. Şikayetçiyim."

Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri tarihe erteledi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nce duruşmanın ardından yapılan basın açıklamasında söz konusu davanın takipçisi olunacağı söylendi.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre 16 Mart 2019 tarihinde Bahçelievler'de meydana gelen olay şöyle oldu: Boşanma aşamasında olan Eren Erdoğan ile Fatma Erdoğan çifti olay günü buluşarak bir alışveriş merkezine gitti. Eren ve Fatma Erdoğan çifti buradan otomobil ile ayrılarak Yenibosna'ya doğru hareket etti. Saat 20.43'te  Fatma Erdoğan yolda cep telefonundan 155 polis imdat hattını aradı. Fatma Erdoğan telefondaki polis memuruna "Merhaba ben size bir ihbar yapacaktım. Benim davalık olduğum eşim beni şu anda araca kilitledi esir tutuyor. İkitelli civarındayız" şeklinde ihbarda bulundu.15 dakika sonra Eren Erdoğan,  tabanca ile Fatma Erdoğan'a 2 el ateş etti. Ardından  şüpheli yola devam ederek Bahçelievler'den Başakşehir'e doğru gitti. Başakşehir'de Eren Erdoğan Fatma Erdoğan'ın telefonunu attı. Şüpheli Eren Erdoğan Başakşehir'den Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü kullanarak Sarıyer'e ardından Beykoz'a gitti. Eren Erdoğan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinden tekrar Avrupa Yakasına geçerek Küçükçekmece'ye gitti. 22. 45'de şüpheli Halkalı Şehit Ahmet Zehir Polis Merkezi Amirliği'ne teslim oldu. İddianamede şüpheli Eren Erdoğan'ın "Eşi kasten öldürmek", "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 3 yıldan 13 yıla kadar hapsi talep edildi.

Görüntü Dökümü:

-------------------

-ARŞİV

07.11.2019 - 12.11 Haber Kodu : 191107104

=================================

8-KİŞİYE ÖZEL BESLENME, KEMOTERAPİ KADAR ÖNEMLİ

Özlem YURTÇU KARABULUT- Hüseyin ÇAKMAK/İSTANBUL, -

KANSER hastalarının aldıkları tıbbi tedavi kadar hastalıkları ve metabolizma durumlarına göre kişiye özel beslenme kürleri olması gerektiğini anlatan İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Canfeza Sezgin, bu şekilde metabolizmanın güçlendirilirken kanser hücrelerinin aç bırakılarak daha kolay yok edildiğini belirtti. Prof. Dr. Sezgin, kanser hastalarının en büyük hatasının alternatif tıp diyerek doktor kontrolünde olmadan bitkisel tedavilere yönlenmek olduğunu vurguladı, "İlaç etkileşimlerini bilmeden bitkisel ürün diye kullanılan şeyler, iyileştirmek yerine hastaların ömrünü kısaltıyor" dedi.

Hollanda'da yaşayan ve 3 yıl önce kolon kanseri teşhisi konduktan sonra tedavi gören, ancak hastalığı geçen yıl nüksedince yapılacak bir şey yok denilerek evine gönderilen Cengiz Kaya (51), Prof. Dr. Sezgin'in uyguladığı beslenme programı ve kemoterapi tedavileri sayesinde 6 ay içinde 58 kilodan 68 kiloya çıktığını ve karaciğerine kadar yayılan kanserin yarı yarıya gerilediğini söyledi.

'EN FAZLA BİR AYLIK ÖMÜR BİÇMİŞLERDİ'

Cengiz Kaya'nın kendisine geldiğinde Hollanda'daki doktorlarının en fazla bir aylık bir yaşam süresi tanıdığına işaret eden Prof. Dr. Sezgin, "Hastamıza kolon rektum kanseri teşhisi konmuş. Buna bağlı olarak da sarılık değerleri çok yüksek olduğu için tıbbi tedavi verilemeyip, evine gönderilmiş. Hastamızı değerlendirdiğimizde gerçekten ciddi bir kilo kaybı ve kansere bağlı kaşeksi dediğimiz kaslarda erime başlamıştı. Halsizlik ve yorgunluk şikayeti de vardı. Beslenme programını ona özel düzenledik. Tıbbi beslenme takviyeleri, bitkisel destek tedavileri, ozon ve C vitamini gibi tamamlayıcı tedavilerle organ oksijenlenmesi ve iştahını arttırıcı uygulamalar yaptık. Arkasından da hedefe yönelik kanser tedavisi ile kişiye özel düşük doz kanser kemoterapisine başladık. Vücutta beslenmeyi bozmadan kanser hücrelerini aç bırakmada kullandığımız bir yöntem uyguladık. Bunda kanser hücrelerinin enerji ihtiyacı kaynağı olan kan şekerini kontrollü bir şekilde düşürüyoruz. Bir bakıma aç bırakıyoruz kanser hücrelerini. Arkasından düşük doz kemoterapi verdiğimiz zaman da abandone olmuş, enerjisini kazanamayan kanser hücrelerini daha az yan etki ile daha rahat yıkabiliyoruz. Yaklaşık altıncı aya geldik ve sarılığı düzeldi, karaciğerdeki kanser kitlerini de önemli ölçüde tedavi ettik" dedi.

'KÜBALI DOKTORLAR BİLE YAPACAK BİR ŞEY YOK DEDİLER'

1986'dan bu yana Hollanda'da yaşadığını anlatan Cengiz Kara ise Hollanda'da kanser teşhisi olduktan sonra ameliyat olup kemoterapi aldığını belirterek, "2016'da bu bağırsak hastalığına yakalandım. Ameliyat oldum 2 sene sonra tekrarladı. Karaciğer akciğere yayıldı. Kemoterapi de yaptılar, ama yapacak bir şeyimiz yok, evine gidebilirsin dediler. Türkiye'ye geldim, Kübalı doktorlara da göründüm burada. Onlar da yapacak bir şey yok dedi. Sonra bir tavsiye ile geldiğim Canfeza Hocamıza geldik. Sağ olsun hocam 5 buçuk ay içerisinde elinden gelen tüm çabayı gösterdi. Şimdi kendimi çok iyi hissediyorum. 58 kilodan şu anda 68 kiloya çıktım. Film çekildi, yüzde 40, 50 iyileşme ve düzelme var kanserimde" diye konuştu.

'SODA, KANSER HASTASININ ÖMRÜNÜ KISALTIYOR!'

Kanser hastalarının en büyük hatasının alternatif tedaviler adı altında yanlış yönlendirmelerle hayatlarını tehlikeye attığını vurgulayan Prof. Dr. Canfeza Sezgin, "Hastalar, ilaçları ile olumsuz etkileşime girecek bitkisel ürünleri veya uygulamaları alıyorlar. Bikarbonat veya soda kanserin tedavisidir deniyor. Mümkün değil böyle bir şey. Yemek sodası veya bikarbonat, özellikle ağız yoluyla alınan kanser ilaçlarının etkisini bozuyor ve kanser hastasının daha erken ölümüne neden olduğu da çalışmalarla gösterildi. Örneğin sarı kantaron birçok bitkisel karışımda var. Kanser tedavilerinde ilaçların etkisini bozuyor. Yine meyan kökü, platin grubu kemoterapi ilaçların etkisini bozuyor. Kurkumin dediğimiz zerdeçalda bulunan maddeler, meme kanserinin tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarla etkileşime girebiliyor veya meyan kökü, dulavratotu yağı, maydanoz kürleri, civanperçemi gibi bitkiler meme kanseri hücrelerini çoğaltabiliyor. Hasta, özellikle meme kanserinde bitkisel tedavi diye bunları alıyor ve kanseri ileri derecede yayılmış bir şekilde bize geliyor. Biz zaten kanser tedavisini yaparken bu türden tamamlayıcı tıp tedavilerini bilimsel düzeyde yapıyoruz. O nedenle hastalar bilip bilmeden bu kürlere yönelmemeli" dedi.

'EKMEK YASAK DEĞİL, AMA TAM TAHILLI OLACAK'

Kanser hastalarının beslenmesinde sofranın renkli olmasını tavsiye ettiklerini anlatan Prof. Dr. Sezgin, şu önerilerde bulundu: "Kanser hastalarının en önemli sorunu sindirim konusundadır. Sebzelerin sindirimi de zordur, ama mutlaka sofrada olması gerekiyor. Karışık sebze çorbaları, et suyu, tavuk suyu olabilir şeklinde tüketilebilir. Köftenin sindirimi daha kolay olduğu için kırmızı ette köfte tercih ediyoruz. ya da yağsız kırmızı et öneriyoruz. Eğer süt alerjisi veya süt intoleransı yoksa özellikle yoğurdu ve kefiri mutlaka sofrada bulunduruyoruz. Yapılan çalışmalar, basit şekerli gıdaların hem kanser riskini artırdığı, hem de kanser hastalarının ölüm riskini artırdığını göstermiştir. Ekmek yasaklaması kesinlikle yok, ama beyaz veya işlenmiş ekmek değil; tam tahıllı ekmekleri mutlaka soframızda tutacağız."

KEMOTERAPİ YAN ETKİLERİNİ AZALTAN İÇECEK

Kanser tedavisi görenlerin yan etkilerden korunmak ve kemoterapiye bağlı hasarları azaltabilmesi için içecek tarifi de veren Prof. Dr. Canfeza Sezgin sözlerini şöyle noktaladı: "Bir bardak badem sütü veya su veya şeker hastalığı yoksa portakal suyu; bir fincan doğranmış elma veya armut veya muz; bir fincan çilek veya ahududu; bir çorba kaşığı badem veya ceviz veya fındık içi; dört yaprak taze nane; 2 tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil; bir tatlı kaşığı limon suyu; bunları blenderda karıştırıyoruz. Bunun yarısını sabah, yarısını akşam tüketiyoruz. Tercihen aç karna tüketelim ki diğer gıdalarla karışmadan yararını maksimum alalım. Bu tür bitkisel kürler veya suların özellikle ağızdan alınan ilaçlarla aynı saat içinde alınmamasını tavsiye ediyoruz. Onun dışında kullanımları emniyetlidir."

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Prof. Dr. Canfeza Sezgin röportajı

-Kanser hastası Cengiz Kaya röportajı

-Detay görüntüler

07.11.2019 - 11.50 Haber Kodu : 191107088


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

İstanbul DHA Haberler

title