Haberler

DHA YURT BÜLTENİ - 2

Düzce depreminin üzerinden 20 yıl geçti, acısı dinmedi

Düzce'nin Kaynaşlı ilçesi merkezli 12 Kasım 1999'da meydana gelen binlerce ev ve iş yerinin yıkıldığı ve can kayıplarının yaşandığı depremin üzerinden geçen 20 yıla rağmen depremzedelerin acıları ilk günkü tazeliğini koruyor.

Düzce ve Bolu 12 Kasım 1999'da saat 18.57'de 30 saniye süre süren 7.2 büyüklüğündeki depremle yıkımı yaşadı. Düzce'de 710, Bolu'da ise 48 kişinin yaşamını yitirdiği depremde yakınlarını kaybedenlerin acıları üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala tazeliğini koruyor. Depremi yaşayanlar ve depremde yakınlarını kaybeden o günlerde yaşanan acıları ve zorlukları unutamıyor.

"ACILARIMIZI UNUTMUŞ DEĞİLİZ"

Depremi yaşayan ve bir çok yakınını da depremde kaybeden Menşure Aydın, "Yakınlarımızı kaybettik. Çok da kaybımız var. Acılarımızı unutmuş değiliz. Unutmamız da mümkün değil. Allah'tan geldiği için katlanıyoruz. Yapacak bir şey de yok. Amcalarımı, çocukları bizden çok kayıp vardı. Herkesin çok kaybı oldu. Zaten ne olduğunu anlamamıştık. İnsanın o zaman yaşananları unutması mümkün değil. Bir anlık oldu geçti. İnsanlar tamir edilemedi. Çoğu insanda psikolojik rahatsızlık bile oluştu. Bir travma olarak kaldı." dedi.

"ACI BİTMİYOR"

Depremin yaşadığı günleri unutmadığını anlatan Binnaz Dalkılıç ise "Yıkıldı her taraf. Ben 5'inci kattaydım. Aşağıya indik, devamlı sallandı. Ağabeyim camide kalmıştı. Hiç hastalarımızı, hastaneye gidenleri hatırlamadık. Ağabeyimin torunu ölmüştü. Onu bulup çıkardılar. Çok şeyler yaşadık. Allah'tan gelene bir şey diyemeyiz. Unutulmuyor yaşananlar. Bir çok kaybımız oldu. Hayatta kalanların durumu da kötüydü. Psikolojik tedavi görenler oldu. O günleri unutmuyoruz. Acı bitmiyor. Allah bir daha göstermesin. Böyle bir acı yaşatmasın. " diye konuştu.

30 KİŞİ, 20 GÜN BİR ÇADIRDA KALMIŞTIK

Depremin korkusunu hala atamadığını belirten Durkız Canım da, "Evdeydik. 2 katlı evimiz vardı. Çoluk çocuk alt kattaydık. Ev sallandı, ev üstümüze yıkılsa biz çoktan ölmüştük. Allah'ım bizi korudu. Çıktık oradan 20 gün, 30 kişi komşular, çoluk çocuk bir çadırda kalmıştık." ifadelerini kullandı.

ENKAZDAN 4,5 SAATTE ÇIKARILDI

Depremde babasını kaybeden, kendisi, annesi ve ablası da enkaz altından yaralı olarak çıkartılan Hakan Yasin Özdemir de deprem anında yaşadıklarını anlattı. Özdemir, "17 Ağustos depreminden sonra evden ayrılmıştık. 12 Kasım depreminden 3 gün önce ise evimize tekrar yerleşmiştik. Maalesef 12 Kasım depremi gerçekleşti. Yandaki bina ağır hasarlıydı. Yandaki binanın bizim binamızın üzerine devrilmesi sonucunda bizim binamız da yola serildi. Biz ailecek depremde enkazda kalmış olduk. Depremde babamı kaybettik. O zamanlar 15 yaşındaydım. Komşularımızdan kaybettiklerimiz oldu. O gece anlatılmaz yaşanır. Allah o günleri bir daha göstermesin. 10 saniye içinde yaklaşık bina enkaz haline geldi. Biz ablamla odada ders çalışıyorduk. Ablam binadan atlamaya yönlendi. 5 kattaydık, ben de arkasından ona sarıldım. Bu sırada bina yıkıldı. Yaklaşık 4,5 saat enkazda kaldım. Ablam da 6 saat kadar enkaz altında kaldı." dedi.

Depremde enkaz altında bacağından yaralanan, geçen 20 yıla rağmen hala bacağıyla ilgili sağlık sorunları yaşayan Özdemir, enkaz altında yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Enkaz altında kaldığımda daha önce deneyimlemediğim bir olay olduğu için insan bir anlam veremiyor. Yani binanın yıkılması böyle bir şey mi acaba? diye aklından geçiremiyorsun. Bina yıkıldıktan sonra bağırmaya başladık. Annemize, babamıza sesimizi duyurmaya çalıştık. Kimseden ses gelmedi. Artçılar oluyordu, artçılar oldukça daha da sıkışıyorsunuz. Her taraf karanlık, sürekli etraftan sesler geliyor. O çok kötü bir şey. Çok zor bir şey. Bir kaç gün enkazda kalanların yanında bizim kaldığımız 4-5 saat çok uzun bir süre değil ama gerçekten çok korkunçtu. 15-20 dakika geçtikten sonra annemin sesini duyduk. Annem bize yakın bir noktadaydı.  Hep birlikte babam için seslenmeye başladık. Ama babam o arada zor durumdaymış. Daha sonra hastanede vefat etti. İlk önce beni çıkardılar. Sonra ablamı çıkardılar. Amcalarımızdan bir tanesinin arabasının arkasına bir yatak atıp, apar topar bizi hemen en yakın hastane olan Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne götürdüler. Ayağımdan yaralanmıştım. Hala bunun sorununu yaşıyorum. Fiziksel etkilerin yanı sıra psikolojik etkiler de var. Psikolojik etkilerin atılması mümkün değil. Yıkılan binanın önünden geçtiğimde, babamın arkadaşlarını gördüğümde hala aynı acıyı yaşıyorum. O günleri unutmak mümkün değil. Acısı hafifliyor evet, hayatımıza devam etmemiz gerekiyor. Benim de bir tane kızım var. Onun için psikolojimi iyi tutmam zorundayız. Tabi yalnız kaldığımızda o günlerin acısı unutulacak gibi değil."

Görüntü Dökümü

-----------

-Deprem şehitliğinden görüntüler

-Röportajlar(yazım sırasıyla)

-13 Kasım 1999 gününe ait deprem sonrası kurtarma görüntüleri

Boyut: 875 MB

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK-Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

====================

Bursa'da uyuşturucu satıcılarına bin polisle şafak operasyonu

Bursa'da uyuşturucuyla mücadele kapsamında bin polisin katılımıyla çok sayıda adrese şafak operasyonu düzenlendi. Özel harekat timlerinin açılmayan kapıları kırarak girdiği evlerde, narkotik polisi evleri didik didik aradı. Sabahın ilk ışıklarında başlatılan operasyonda çok sayıda şüpheli gözaltına alınırken, operasyonun devam ettiği öğrenildi.

Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Ekipleri, cumhuriyet savcılığından alınan izin ile 10 mahallede, 50 farklı adreste uyuşturucu ticareti yapıldığını tespit etti. Emniyet, Narkotik Şube'nin yanı sıra Özel Harekat, Çevik Kuvvet ve Asayiş Şubesi'nden 1000 polis, bu sabah tesbit edilen adreslere eş zamanlı baskın düzenledi.

Özel Harekat Ekipleri, otomatik silahlar ile bölgede geniş güvenlik önlemi alarak, koçbaşı ile evlerin kapılarını kırdı. Evlere baskın düzenleyen ekipler, şüpheli kişileri yere yatırarak kelepçeledi. Narkotik köpeği 'Galya'nın da kullanıldığı aramalarda yüklü miktarda uyuşturucu madde ele geçirildi.

Sabahın ilk ışıklarında başlatılan operasyonda çok sayıda şüphelin gözaltına alındı. Operasyon da drone da kullanıldı.

Görüntü Dökümü

-------------

-Koçbaşı ile kapının kırılması

-Narkotik ekiplerinin arama yapması

-Narkotik köpeğinin uyuşturucuyu bulması

-Genel, detay görüntüler

Haber-Kamera: İsmail Hakkı SEYMEN/BURSA,

======================

Devlet Tiyatrosu, Yakutiye Medresesi'nde oyun sahneleyecek

Erzurum Devlet Tiyatrosu, kuruluşunun 21'inci yılında 'Kayıp El' oyunuyla perdelerini açtı. 21 yılda hem kendilerinin hem de izleyenlerin mutlu olduğunu belirten Erzurum Devlet Tiyatrosu Müdürü Emrah Keskin, 5 yıllık planlarını hazırladıklarını hem Yakutiye Medresesi hem de tiyatro sahnesinde oynayacakları bir oyun planladıklarını söyledi.

1998 yılında merkez Yakutiye ilçesi Mumcu Caddesi üzerindeki binada hizmete giren Erzurum Devlet Tiyatrosu, 1 Nisan 2016 yılında çıkan yangının ardından İl Sağlık Müdürlüğü'nce tahsis edilen merkez Palandöken ilçesindeki Nihat Kitapçı Göğüs Hastalıkları Hastanesi Salonu'na taşındı. Yeniden düzenlenen salonda oyunlarını sahneleyen Erzurum Devlet Tiyatrosu, 21'inci yılda İrlandalı yazar Martin Mcdonagh'ın yazdığı, Ekin Tunçay Turan'ın Türkçeye çevirdiği, Devlet Tiyatroları İstanbul Sanatçısı Kuvvet Yurdakul'un yönettiği Kayıp El oyunuyla izleyicisiyle buluştu. Erzurum Devlet Tiyatrosu Müdürü Emrah Keskin ile Abdullah Arif Atalay, Oğuzhan Vartolioğlu, Özlem Sak'ın rol aldığı 'Kayıp El' izleyicinin beğenisini kazandı.

İZLEYİCİ SAYISINDA REKORA İMZA ATTIK

Erzurum Devlet Tiyatrosu'nun 21 senede çok önemli başarılara imza attığını belirten Emrah Keskin, izleyicinin tiyatrodan, kendilerinin de izleyicilerden memnun olduğunu söyledi. Ortaoyunundan Amerikan oyunlarına her tarzda oyunu seyirciyle buluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Keskin, geçtiğimiz yıl 65 bin izleyiciyle rekor kırdıklarını kaydetti. Oyunlarını yüzde yüze varan doluluk oranıyla sahnelediklerini anlatan Keskin, izleyenlerden güzel tepkiler aldıklarını bildirdi. Keskin, "İnanılmaz tepkiler oluyor. Tiyatro bu şehrin özüne yerleşmiş. Çok beğeniler alıyoruz. Bazen yer bulamamaktan yakınıyorlar. Yüzde 100'lere varan dolulukla giden bir tiyatromuz var. Şimdi Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüyle anlaşarak kampüse de bir gişe koymak istiyoruz. 110 bin öğrencisi bulunan üniversiteyle izleyici kapasitemizi daha yukarılara çıkarmayı düşünüyoruz. Yer problemi için çözüm arıyoruz. Şu an tiyatro için planlanan bir yer var. Genel müdürlükten teknik ekip gelerek yerin uygunluğuna bakacak. Erzurum, bir an önce yepyeni bir sahneye kavuşacak" diye konuştu.

YAKUTİYE MEDRESESİ'NDE TİYATRO

Erzurum Devlet Tiyatrosu olarak 5 yıllık planlarını yaptıklarını belirten Keskin, "21 yılda güzel şeyler yaptık. Şimdi genel müdürlüğümüz de onaylarsa Yakutiye Medresesi'nde ve kendi sahnemizde bir oyun planlıyoruz. Tasavvuf ögeleriyle bir oyun yapmayı düşünüyoruz. Hem medrese içinde hem de sahnede oynanacak. Böyle güzel bir şey hazırlamaya çalışacağız" dedi.

ÖĞRENCİLERE İŞ İMKANI DOĞUYOR

Tiyatroda Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan çok sayıda sanatçı olduğunu vurgulayan Keskin, tiyatro, dekor, kostüm bölümlerinin bir avantaj olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tiyatro, dekor, kostüm bölümlerinin olması bizim için büyük avantaj. Ortak çalışmalar yapıyoruz. Mezun olan arkadaşlara burada iş imkanı doğuyor. Öğrencilerimiz çalışıyor, dekor, kostüm bölümünden hocalarla birlikte oyunların dekorlarını birlikte hazırlıyoruz."

HEM İŞ HEM MESLEĞİ İCRA ETME İMKANI

Güzel Sanatlar Fakültesi oyunculuk ana sanatları bölümünü 4 yıl önce bitirdiğini belirten Özlem Sak, tiyatroyu ve Erzurum'u çok sevdiğini söyledi. Bölgedeki devlet tiyatrolarının öğrenciler için hem iş hem de mesleği icra etmede önemli rolü olduğunu ifade eden Sak, oyunculuk bölümü mezunlarının tiyatrolarda iş bulabildiklerini kaydetti.  Erzurum Devlet Tiyatrosu'nda 10 yıldan beri oyuncu olarak görev aldığını anlatan Arif Atalay, Atatürk Üniversitesi mezunu olduğunu belirterek, "Burada ağabeyim ve ablalarımı izleyerek geliştim. Onlarla aynı sahneyi paylaştım. Güzel sanatlarda dersine girdiğim arkadaşlarım var şimdi onlarla sahneyi paylaşıyorum. Erzurum Devlet Tiyatrosu, hem oyunlarını sahneledi hem de kendi oyuncularını yetiştirdi. Burası, genç oyuncuların, okulunu bitiren öğrencilerin hem sanatını icra etmelerini sağladı hem de iş kapısı oldu" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------

-Oyun Provasından detay

-Emrah Keskin ile röp

-Özlem Sak ile röp

-Arif Atalay ile röp

SÜRE: 06.11 BOYUT: 693 MB

Haber: Salih TEKİN - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,

=====================

Kendilerinin de yaşadığı kadın sorunlarını sahnelediler, ödül aldılar

İZMİR'in Seferihisar ilçesindeki Ürkmez Mahallesi'nde hayatlarında hiç sahneye çıkmamış hatta tiyatro izlemeye fırsatı bile olmamış, bir kısmı torunlarını seven, bir kısmı bağ- bahçe işleriyle uğraşan kadınlar için tiyatro oynamak yaşam sevinci oldu. Ürkmez Kadın Tiyatrosu'ndaki kadınlar, 5 yıldır  kendi yaşamlarında da maruz kaldıkları kadın sorunlarını sahnede canlardırarak, izleyicileri adeta gözyaşlarına boğuyor.

İzmir Seferihisar Belediye Tiyatrosu bünyesindeki tamamı kadınlardan oluşan Ürkmez Kadın Tiyatrosu, 5 yıldır sahnede fark yaratıyor. Her birinin farklı hikayesi olan 20 kadından kimi ev işlerini kimi de torunlarını bırakıp, her hafta tiyatro sahnesine geliyor. Bu zamana kadar sergiledikleri 4 farklı oyunda, kadına şiddetten çocuk gelin sorununa, toplumsal baskıdan, kadın cinayetlerine kadar birçok konuya değinen oyuncular, gerçekleri göz önüne seriyor. Kendi hayatlarında yaşamış oldukları sıkıntıları, zorlukları ve baskıları oyunlarda bazen güldürerek bazen de ağlatarak seyirciye anlatıyor. Sokakta oynarken eve çağrılıp evlendirilen, şiddet gören, sokakta öldürülen, iş yerinde taciz edilen, kimsenin arayıp sormadığı yaşlı kadınların hikayelerini anlatan ekip, bu acıların son bulması için kadınların sesi oluyor. Kadın oyuncular, oyunlarda zaman zaman erkek kılığına giriyor, bazen de kendi hayatlarında yaşadıkları sorunları canlandırıyorlar. Çoğu geç yaşta ilk defa tiyatroyla tanışan amatör kadın oyuncular, tiyatroyla hayatlarına renk katıp, sahnede olmanın heyecanını yaşıyor. Tiyatro yönetmeni Vedat Murat Güzel'in, annesinin vefatından sonra kadınlarla çalışmak isteyip kurduğu ekip, aynı zamanda Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri'nde '2019'un en başarılı Anadolu Tiyatrosu' seçildi. Kadın hakları savunucusu iki erkek oyuncunun oyunlarda eşlik ettiği kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde sergilemek üzere, özel bir oyun hazırlıyor.

'EN BAŞARILI ANADOLU TİYATROSU' ÖDÜLÜ ALDILAR

Oyuncuların tümünün kendi hayatlarında yaşadıkları hikayeleri sahnede anlattıklarını söyleyen Vedat Murat Güzel, şunları söyledi:

"Hepsi hissederek oynadı. Belki de bu sayede 5 yılın sonunda festivallere katılıp, ödüller aldılar. Annemin anısına yazmış olduğum 'Kız Çocuğu' adlı dram oyunuyla 'En Başarılı Anadolu Tiyatrosu' ödülünü aldık. Oyun bir kız çocuğunun doğduğu günden ölümüne kadar yaşamış olduğu zorlukları anlatıyor. 5 yılın sonunda oyuncularımın birikimleri de bu oyuna yansıdı, başarılı bir gösteri ortaya çıktı. Hayatlarında hiç tiyatro yapmamış, belki de izleme fırsatı bile bulamamış, Ürkmez Mahallesi'nde yaşayan, bir kısmı torunlarını seven, bahçeyle uğraşan kadınlar için tiyatro yaşam sevinci oldu. Tekrar hayata dört elle sarılıp sanat yoluyla hayatı içselleştirmeye başladılar. Bunun ilk önce ailelerine, torunlarına, mahalledeki insanlara çok olumlu etkileri oldu. Etkileşim sayesinde çok ciddi bir sanatsever grubu oluşturdu. Her geçen gün daha çok çalışma isteğiyle birleşti, her seferinde daha iyi oyunlar sergiliyoruz."

'BİRBİRİMİZE İLAÇ GİBİ GELDİK'

Ürkmez Kadın Tiyatrosu'yla çalışmaya annesinin vefatından sonra başladığını aktaran Güzel, "Annemi kaybettikten sonra içimde büyük bir boşluk oldu ve bu boşluğu dolduramadım. Kadınlarla çalışıp onlara destek olmak, farkındalık yaratmak. Tiyatroyu araç olarak kullanıp yaşamlarına fark katmak istedim. Buradaki kadınların hepsinin acı hikayeleri vardı, onlara yardım etmeye karar verdim. Ben annemi buldum onlar da tiyatroyla yaşamı, oğullarını buldular. Birbirimize ilaç gibi geldik" diye anlattı.

TİYATROYLA 75 YAŞINDA TANIŞTI, SAHNEDE ÖLMEK İSTİYOR

3 çocuk annesi ev kadını Müjgan Hasdemir (80), gençliğinde sanat müziği söylemeyi hayal ediyordu fakat hiçbir hayali gerçek olmadı. 75 yaşında tiyatroyla tanıştıktan sonra kendini sahnede buldu. Tiyatroya olan sevgisini anlatan Hasdemir, şöyle konuştu:

"60 yıllık evliyim, 6 torunum var. Bir süre çalıştım, fakat hiç hobim olmamıştı. Sesim güzeldi, sanat müziği söylemeyi hayal ediyordum. Demek ki ben tiyatrocu olmalıymışım. 5 yıl önce Türk Halk Müziği kursundaydım. Daha sonra 5 arkadaş tiyatroya katıldık. Tiyatroyu çok seviyorum, hocama hayranım. Tiyatroya başladığım için çok mutluyum, sahnede ölmek istiyorum. Buradaki arkadaşlarımın hepsi benim kardeşim, kızım gibi. Bütün kadınlara tavsiyem, evde oturmasınlar, gelsinler burada çok şey öğreniyoruz. Bir hafta önce 80'inci yaş günümü sahnede kutladık. Unutamayacağım bir gündü. Torunlarım, çocuklarım benimle gurur duyuyor. Ben sahnede kendimi aşıyorum, çok genç hissediyorum. Oyunlarda benim yaşantım var, onu oynuyorum. Oynarken o olayları tekrar yaşıyorum. Çok etkileniyorum ve çoğu zaman çok ağlıyorum. Ayakta alkışlanıyoruz."

ÇOCUK GELİN SAHNEDE KENDİ HİKAYESİNİ OYNUYOR

Denizli'de 14 yaşındayken zorla evlendirilen emekli memur Nuray Şanlısoy (63), mücadele dolu bir hayat yaşadı. Sahnede oynadığı 'Kız Çocuğu' adlı oyunun birebir kendisini yansıttığını anlatan Şanlısoy, şöyle dedi:

"Sokakta öldürülen Leyla karakteri dışında, oyunun bütün etapları sanki benim kapı komşummuş da benim hikayemi yazmış gibi. Ben bir çocuk gelinim. Amcamın bir gün eve gelip, 'Bu kızı okutmayacaksın, elin oğluna kız mı okutuyorsun?' demesiyle liseden alındım. Üç buçuk ay sonra da 14 yaşında evlendirildim. Küçük yaşta evlilik kötü bir şey, başka çare de yok. Okulu bitirmemiştim, mecburen her şeye katlandım. Yoksulluk, şiddet gördüm. İki oğlum var, onların geleceğini düşünmek zorundaydım. Ne yapabileceğimi araştırırken işe girmeye karar verdim. 1985 yılında işe başladım. Devamında liseyi ve üniversitede işletme bölümünü bitirdim. Kadınların çalışması çok önemli, şiddet gören kadın hiçbir güvencesi olmadığı takdirde her şeyi çekiyor. Ben işe girebildiğim için çok şanslıydım. Günümüzde hala kadınlar çalışamadıkları için, gelirleri olmadığı için şiddete katlanmak durumunda kalıyorlar. Tüm kadınların erkeklerden fazla eğitim görmesi şart. Oyunun finalinde kimsenin arayıp sormadığı yaşlı kadını ben oynuyorum. Her oyun sonunda hep beraber ağlıyoruz. Oyun bittikten sonra bir cenaze evinden çıkarcasına üzüntülü çıkıyorlar. Tiyatro yoluyla kadına şiddetin yanlış olduğunu insanlara öğretmek için uğraşıyoruz. Bir oyunumuzun sonunda, yaşlı bir amcanın hüngür hüngür ağladığını gördüm. O amcanın cahillikle vaktiyle eşine şiddet uyguladığını ve onun pişmanlığını yaşadığını düşündüm."

SANATLA HAYATA BAĞLANDI

Gençliğinde, ailesinin yasaklarına karşı çıkarak, çocukluk arkadaşı sayesinde 1985 yılında Kültürpark'taki gazinolarda 'Filiz Işık' adıyla sahne almaya başlayan Filiz Arslan (58), Hümeyra, Adile Naşit, Ali Poyrazoğlu, Melike Kenter ile turneye çıktı. 20 sene Kültürpark'ta çalışan Arslan, eşini 1998 yılında trafik kazasında kaybettikten sonra birçok zorluk yaşadı, 3 çocuğunu tek başına büyüttü. 9 yıl önce Seferihisar'a gelerek, tiyatroyla tanışan Arslan, sanatla tekrar hayata bağlandı. Hikayesini anlatan Arslan, "Buraya geldikten sonra tiyatroyla tanıştım. Sahneye tekrar çıkmak bana güç verdi. Buradaki arkadaşlarımla hayatımızdaki zorlukları anlatan oyunlar oynuyoruz. İnsanlar oyunlarımızdan çok etkileniyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------

-Oyun provasından genel ve detay görüntüler

-Anons

-Vedat Murat Güzel ile röp.

-Kadın oyuncularla röp.

-Kadınların ödüllerini kaldırırken görüntüleri

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR,

=======================

Bu kıraathaneye gelen müşteriler, yapılan şakalarla panik yaşıyor

Bursa'nın İnegöl ilçesinde bulunan kıraathaneye ilk kez gelen müşteriler, işletme sahibi Ferudun Türkmen'in (56) paniğe yol açan, ardından da güldüren şakalarıyla karşılaşıyor. Tencere boyutunda fincanlarıyla yapılan servise şaşıran müşteriler, sahte bardakla yapılan çay dökme şakasıyla hem panik yaşıyor hem de şaşırıyor.

Bursa'nın İnegöl ilçesi Tahtaköprü Mahallesi'nde 45 yıldır kıraathane işleten Ferudun Türkmen, kıraathanesine ilk kez gelen müşterilerine yaptığı şakalarla hem paniğe yol açıyor hem de güldürüyor. Müşterilerin siparişlerini tencere büyüklüğündeki fincanla getiren Türkmen, müşterilerin üzerine çay dökme şakasıylada büyük panik yaşatıyor. Konuya ilişkin konuşan işletmeci Ferudun Türkmen, "Babamdan devraldığım kıraathaneyi, 45 senedir işletiyorum. Gelen misafirlerimize şakalarımız oluyor. Özellikle ilk kez gelen müşterilerimize bu şakaları yapıyoruz. Onlarda arkadaşlarını buraya davet ediyor. Müşterilimizi şakalarımızla güldürüyoruz. Bu olaya, içi çay dolu görünümlü bir şaka bardağı alarak başladım. İlk başta çay olarak verdim, içmeyi denediler olmadı. Sonrasında bu bardakları üzerlerine dökmeye başladım. Oldukça komik oldu. İlk olarak yakın akrabama bu şakayı yaparak başlamıştım, o da çok kızmıştı. Baktım bu şaka tuttu. İnsanlar tarafından güzel karşılandı. Tabii bu şakalarımızın videolarını çekip sosyal medyamızda yayınlıyoruz. Vatandaşlar kıraathanemize büyük ilgi gösteriyor, şakalarıma başladığımdan beri ciromuz arttı" diye konuştu.

BELEDİYE BAŞKANLARI, EMNİYET MÜDÜRLERİ VE SİYASETÇİLERE DE ŞAKA YAPTI

Yaptığı şakaların, 7'den 70'e herkesi önce korkuttuğunu sonra da güldürdüğünü söyleyen Ferudun Türkmen, kıraathanesine gelen bürokrat ve siyasetçilere de şaka yaptığının belirrti. Türkmen, "İşletmemize gelen belediye başkanları, emniyet müdürleri, siyasi partilerin yönetici ve başkanlarına da bu şakalarımızı yaptık. Son olarak Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da şakamızın kurbanı oldu" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------

-Şakalardan görüntüler

-İşletmeciden görüntüler

-Müşterilerden görüntüler

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL,

===========================


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Jasmine bebek toplatılıyor mu, Jasmine bebek nedir? 29 Mart Cuma Hutbesi yayınlandı! 29 Mart Cuma Hutbesi tam metni! Diyanet 29 Mart Cuma Hutbesi! Survivor kim kazandı? 28 Mart Perşembe Mavi Takım mı kazandı, Kırmızı Takım mı kazandı? Survivor kim elendi? 28 Mart Perşembe Survivor'da kim elendi? İnci Taneleri CANLI izle! 28 Mart İnci Taneleri 11. Bölüm Kanal D Canlı HD izleme linki! Talip Aşık kimdir? Zafer Partisi Hatay- Hassa Belediye Başkan adayı Talip Aşık kaç yaşında, nereli? Cemil Kurt kimdir? CHP Manisa Selendi Belediye Başkan Adayı Cemil Kurt Kaç yaşında, nereli? Tahsin Akdeniz kimdir? CHP Manisa Sarıgöl Belediye Başkan Adayı Tahsin Akdeniz Kaç yaşında, nereli? Mehmet Kavallı kimdir? Zafer Partisi Hatay- Erzin Belediye Başkan adayı Mehmet Kavallı kaç yaşında, nereli? Kazım Yalçın kimdir? Zafer Partisi Hatay- Dörtyol Belediye Başkan adayı Kazım Yalçın kaç yaşında, nereli? Muhittin Tamer Özdemir kimdir? Zafer Partisi Hatay- Belen Belediye Başkan adayı Muhittin Tamer Özdemir kaç yaşında, nereli? Mehmet Burak Gürbüz kimdir? Zafer Partisi Hatay- Arsuz Belediye Başkan adayı Mehmet Burak Gürbüz kaç yaşında, nereli? Cemil Akkoçak kimdir? Zafer Partisi Hatay- Antakya Belediye Başkan adayı Cemil Akkoçak kaç yaşında, nereli? Osman Yılmaz kimdir? Zafer Partisi Hatay- Altınözü Belediye Başkan adayı Osman Yılmaz kaç yaşında, nereli? Melis Yıldız Akın kimdir? Zafer Partisi Hakkari- Merkez Belediye Başkan adayı Melis Yıldız Akın kaç yaşında, nereli?
title