Haberler

DHA YURT BÜLTENİ-13

Ayşenur'un intiharına neden olan amcasının oğlu yeniden yargılanıyor (3)HALUK LEVENT: AYŞENUR ARTIK RAHAT UYUYACAKAntalya'da, amcasının kızı Ayşenur Güven'e cinsel saldırı suçundan ikinci kez yargılanan Selahattin Sezer'e 14 yıl hapis cezası verilen karar duruşmasını takip eden Haluk...

Ayşenur'un intiharına neden olan amcasının oğlu yeniden yargılanıyor (3)

HALUK LEVENT: AYŞENUR ARTIK RAHAT UYUYACAK

Antalya'da, amcasının kızı Ayşenur Güven'e cinsel saldırı suçundan ikinci kez yargılanan Selahattin Sezer'e 14 yıl hapis cezası verilen karar duruşmasını takip eden Haluk Levent, süreçle ilgili söylenecek çok şey olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Kadın cinayetleri artık ülkede sıradan hale getirilmeye çalışılıyor. Buna yargı da alkış tutarsa hakikaten işimiz çok zor. Bizler yargının tecelli etmesini, kadınlık onurunun çok sağlam şekillerle ülkemizde oturtulmasını istiyoruz. Bugün kazandık, Ayşenur artık orada huzurlu uyuyacak. Ama kazanmakla da kalmıyoruz. Bu cezanın daha da artırılmasını talep edeceğiz, ben kendim de talep ediyorum. Bu nedenle ailemizle birlikte buruk da olsa bir sevinç yaşıyoruz. Bu kazanma sadece bizler değil, sevgili avukatlarımızın, Antalya Barosu'ndan avukatlarımızın, Alanya Kadın Hakları Derneği ve tüm Türkiye halkının mücadelesiyle oldu. Artık ağzımda cümleler düğümleniyor. Mutluluktan olsa gerek."

'KARAR AYŞENUR'U VE AYŞENUR'LARI MUTLU ETTİ'

Ailenin avukatı Müge Gezginci de şöyle dedi:

"Biz karardan dolayı çok mutluyuz. Hem bir kadın hem avukat olarak hem de son dönemlerde artan kadın cinayetleri, çocuk istismarları karşısında verdiğimiz haklı mücadelenin karşılığını almak adına çok mutluyuz, onurluyuz, gururluyuz. Antalya Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Kurumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesiyim. Ancak bizim katılma taleplerimiz kabul edilmediği için, 'ne olur, ne olmaz' diye vekaletname sunarak, duruşmalara girmeye başladık. Katılma taleplerimizi,  istinaf ve Yargıtay'da bozulması nedeniyle artık yerel mahkemeler de kabul etmiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın avukatları ya duruşmalara gelemiyor ya da geç geliyor. Bu nedenle mağdurun daha fazla mağduriyetine sebep olunuyor. Derhal bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz, özellikle üst derece mahkemelerin bu yanlıştan dönmesi lazım. Biz şu an çok mutluyuz. Yargıtay aşamasında sunulan bir karşı oy neticesinde, hepimiz bir savunma yaptık. Bundan dolayı aldığımız direnme kararı, hatta direnme sonrasında aldığımız tutuklama kararı bizi, aileyi, Ayşenur'u ve Ayşenur'ları mutlu etti. Adalet yerini buldu sonunda. Yargıtay aşamasında da kararın onaylanmasını, kesinleşmesini bekliyoruz. Sanığın bu cezayı çekmesini istiyoruz."

'BU KİŞİLERLE AYNI KENTTE BULUNMAKTAN UTANÇ DUYUYORUM'

Ayşenur Güven'in babası Mustafa Sezer de adaletin tecelli etmesini istediğini söyledi. Yargının verdiği karara saygı duyduğunu belirten baba Sezer, "Kadın cinayetlerini her gün televizyonlardan izlemekten bıktık, usandık. Ben bir erkek olarak, namuslu bir kişi olarak bu kişilerle aynı sokakta, aynı şehirde, aynı köyde bulunmaktan utanç duyuyorum. Buna sesimizi yükseltmezsek bir gün benim başıma gelen olayın diğer ailelerin başına gelebileceğini düşünerek, cezaların ona göre verilmesini ve toplumumuzun bilinçlendirilmesini talep ediyorum" dedi.

'ÇOCUĞUMU GÖRMEYE HAKKIM YOK MUYDU?'

Ayşenur'un annesi Emine Sezer ise, "İstediği kadar cezayı çeksin. Benim çocuğumu görmeye hakkım yok muydu? Üç tane daha evladım var. Onlara ne olacak bilemiyorum. Cezasını fazlasıyla alsın istiyorum" diye konuştu.

'TÜRKİYE SUSARSA KIZ ÇOCUKLARI ÖLÜR'

Zehra Sezer de ablası Ayşenur Güven'in 19 yaşında bir melek olarak uçtuğunu söyledi. Kardeş Sezer, şunları kaydetti:

"Şu anda orada çok rahat. Alınan karardan dolayı daha da rahat, ben buna inanıyorum. Ablama vermiş olduğum bir söz vardı, ne olursa olsun hakkını savunacağımızı söyledim. Geride bir yeğenim var, bir tane daha kardeşim var. Kardeşim, ağabeyim, ailem, annem ve babam hepimiz birlikteyiz, hepimiz güçlüyüz. Her ne kadar yıkılmış olarak görenler olsa da ayaktayız ve ayakta durmaya devam edeceğiz. Ablamın hakkını susturmam, susmam da. Ayşenur'lar yok olmasın. Buradan tüm diğer kızlara da sesleniyorum; Ben de 19 yaşında bir kızım, ablamın öldüğü yaştayım. Her ne olursa olsun, bu amcanızın oğlu, ağabeyiniz, babanız, herhangi bir erkek, dışarıdan geçen biri, size dokunmayı denediği anda, size herhangi bir istismara yeltendiği anda en yakınıza, en güvendiğiniz kişiye, gerekirse hiç tanımadığınız veya polis ya da jandarmadan yardım isteyin. Susmayın, susturmayın. Herkes hakkını savunsun. Türkiye susarsa kız çocukları ölür, herkes susarsa kız çocukları ölür."

Görüntü Dökümü

------------

-Ellerinde dövizlerle aile yakınlarının görüntüsü

-RÖP 1: Mustafa sezer ( Baba )

-RÖP 2: Haluk Levent ( Sanatçı )

-RÖP 3: Müge Gezginci  ( Avukat )

-RÖP4: Emine Sezer ( Anne )

-RÖP 5: Zehra Sezer  ( Kardeşi)

-Adliye önünde toplu resim çekimi

-Ailenin görüntüsü

-Vatandaşlardan görüntü

-Detaylar

HABER: Süleyman EKİN-Engin ANAK-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

======================

TBB Başkanı Feyzioğlu: FETÖ sinir uçlarımıza kadar girmiş

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, FETÖ'nün sinir uçlarına kadar girdiğini, yargı reformunun güzel işlediğini, Suriye'de ise Türkiye'nin gücünün gösterildiğini söyledi.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzurum Baro Başkanlığı'nda Erzurum Baro Başkanı Av. Talat Göğebakan ve Gümüşhane Bayburt Baro Başkanı Av. Serken Pekmezci ile basın mensularının sorularını yanıtladı. Konuşmasına meslektaşlarının yaşadığı sıkıntıları dile getirerek başlayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, "Türkiye'de avukatların gündemi yoğun. Avukatların, vatandaşların sorunları çok. Bütün bu sorunları çözmek için elbirliğiyle uğraşıyoruz. Avukatların sorunları vatandaşı savunmayla ilgili. Vatandaşın sorununu çözmeye çalıştıkları için sorun yaşıyorlar. Avukatın sorununun çözülmesi vatandaşın sorununun çözülmesi anlamına gelir. Bir yerde avukatın hakkı eğer ihlal ediliyorsa vatandaşın hakkı ihlal ediliyordur. Avukata bir hak veriliyorsa vatandaşı savunduğu içindir. Avukatlara yönelik fiziksel, sözlü saldırı varsa bu vatandaşa yöneliktir" dedi.

OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TALEBİ

12 baronun olağanüstü genel kurul talebinde bulunduğunu ve bunun da bir demokratik hak olduğunu belirten Feyzioğlu, "Kanunda talepte bulunma hakkı var. Bu hakkın muhatabı TBB yönetim kuruludur. TBB yönetim kurulu da yine kanundan kaynaklanan yetkisini kullanarak değerlendirdi. Dedik ki, olağanüstü genel kurul toplantılarında seçim olmaz. Tüm talep de seçimli genel kurul yapılması üstünedir. Kanunumuzda bu yok. Kanunda birlik başkanı ve yönetiminin nasıl değişeceği belli. Mahkeme kararıyla değiştirmek, görevden uzaklaştırmak mümkün. Seçimli bir yol yok. Bu yol hukuka aykırı olarak açılırsa sadece şunu düşünün mesela bir baromuz 50 mensuptan oluşuyor. Çok sıklıkla rastlandığı üzere 24 kişi bu taraftan, 26 kişi bu taraftan. Böyle bir baroda iki ayda bir seçimli olağanüstü genel kurul yapmak gerekir. veya yıpratmak için olağanüstü toplantı yapılır. İki kişi bu taraftan diğer tarafa geçtiği zaman genel kurul toplantısı yolu açılır. TBB de barolarda, yönetimde istikrarı çok önemserler. O sebeple esası inceledik. TBB yönetim kurulu oy çokluğuyla bu talebin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Yol yöntem bellidir. Arzu ederlerse yargı yolu açıktır. İdare mahkemesine giderler. İdare mahkemesi karar verir. Karara herkes uyar. Biz de uyarız onlar da uyar. Türkiye'nin bu kadar gündemi varken, vatandaşın, meslektaşlarımızın bu kadar ağır gündemi varken, ben suni bir gündemle avukatların ve Türkiye'nin gündeminin işgal edilmesini doğru bulmuyorum. Bu kadarla yetinmek istiyorum. Süreç kendi içinde akacak, gidecek. Başkanlarımızın 20 yıldır talep ettiklerini bir yargı paketinde yaptık" diye konuştu.

'YARGI REFORMU GÜZEL İŞLİYOR'

Feyzioğlu, "Yargı reformu ile ilgili çalışmalar devam ederken böyle bir talebin ortaya çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi: "Yargı reformu gerçekten güzel işliyor. Gerçekten önemli işler yapılıyor. Hiç yapılmaz denilen bir işi hep birlikte yaptık. Sadece ilk yargı paketinde yapılanlar, şu an görevde olan ve olmayan başkanlarımızın son 20 yıldır seçim kampanyalarında talep ettikleri. Neredeyse tamamını ilk yargı paketinde geçirmişiz. İkinci yargı paketinde talep etmeyi hayal bile etmedikleri geliyor. Üçte, dörtte daha fazlası geliyor. Ben anlamıyorum oy yüzden. Ben cevap bulamıyorum. Bu kadar avukatlığın çözüm bekleyen sorunları, vatandaşın yargı ile ilgili çözüm bekleyen sorunları çözülme yoluna girmişken bunu ben anlamlandıramıyorum. Olsa olsa salt ideolojik bir bakışla yaklaşılıyor. Biz siyasi parti siyaseti yapmıyoruz. Bundan sonra da yapılmasını doğru bulmayız. Hiçbir siyasi partinin ne karşıtıyız ne destekçisiyiz. Biz hukukun siyasetini yapıyoruz ilk günden beri. Devam ediyoruz. Bu bir demokratik haktır. Yolu idari yargıdadır. Biz hukukçuyuz hukukçu gibi davranmamız gerekir. İdari yargının kestiği parmak acımaz."

'MAHKEMENİN TAHLİYE VERDİĞİ KİŞİNİN SAVCININ İTİRAZIYLA TUTUKLANMASI DOĞRU DEĞİL'

Metin Feyzioğlu, Ahmet Altan'ın yeniden tutuklanmasıyla ilgili soruyu da şöyle yanıtladı: "Ahmet Altan'ın cezaevine gönderilmesi Ahmet Altan'ın tekrar tutuklanması meselesini özelde değil 'Türkiye'nin tahliye edildi 24 saat sonra tekrar tutuklandı' genel şeması üzerinde konuşalım. Tahliye ediliyor sosyal medyada kampanya başlıyor. Tahliye kararı verenler tutukluyor. Bizim kanunumuzda dava aşamasında tahliye kararını verdikten sonra buna itiraz yoktu. Eskiden mahkeme tahliye kararı verdi mi tahliye olurdu dava aşamasında mahkemenin tahliye ettiğini savcının itirazı üzerine tekrar tutuklayabilir haline geldi. Ben bunu sisteme aykırı buluyorum. Mahkemenin tahliye kararıyla bu iş biterse tahliyeye karşı itiraz edilip sistem yıpranıyor. Tutuklama istisna özgürlük kuralsa mahkemenin tahliye verdiği kişinin savcının itirazıyla tutuklanması doğru değil. Bunun üzerinde çalışırsak bu tür polemiklerin biteceği kanaatindeyim. Kişilerden bağımsız konuşmayı öğrenelim. Sistemi kurduğunuzda daha doğru olur diye düşünüyorum."

KHK MESELESİ

Feyzioğlu, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenlerle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: "FETÖ bizin sinir uçlarımıza kadar girmişti. Pek çok kurumda temizlik yapıldı. KHK ile ihraçlar oldu. Olağanüstü bir dönemdi. Bu tedbir uygulandı. Avrupa Konseyi ile Türkiye ihraçları inceleme komisyonu kurdu. 85 bin dosyanın yüzde 10'unu kabul etmiş yüzde 90'ında hata görmemiş. Reddettiği taleplerin tamamı da idari yargıya gidecek. Komisyonun gerekirse tetkik hakimleriyle daha da desteklemek gerekir. İdari yargının hiç kimseden çekinmeden arkasında kapı gibi Danıştay var hukuk var diyerek adil yargılamayı gerçekleştirip delil yoksa ihracı iptal etmesi lazım. Tweet atsaydım manşet olurdum. Yüzüne karşı söylediğim için FETÖ PKK, DHKP/C idarenin, mahkemelerin ve devletin haksızlık yapmasını istiyor. Devlet haksızlık yaparsa taban kazanırlar. Devlet uygun yaparsa sömürecekleri bir şey kalmıyor. En rahatsız oldukları bu. Biz de devlet olarak yargıyı rahat bırakalım. KHK'larla ilgili mesele idari yargının en makul sürede adil yargılama yaparak çözülecektir."

'SURİYE HÜKÜMETİ İLE GÖRÜŞÜLMELİDİR'

Son olarak Türkiye'nin Suriye meselesini değerlendiren Feyzioğlu, "Türkiye meşru bir hareket yapmıştır. 8 gün içinde dünyanın iki süper gücüne kabul ettirmiştir. Uluslararası hukukta haklı olmak yetmez haklılığınızı askeri gücünüzle sahaya yansıtmanız gerekir. Ekonomik güçle de bunu sürdürmeniz gerekir. Şu anda önümüzde çok kritik bir konu var. Türkiye buraya girdi, temizliğini yaptı. ABD ve Rusya ile mutabakat vardır. Aynı anda Cenevre'de Suriye anayasası görüşülmekte. Churchill'in 100 yıllık planı var. Türkiye'yi bölmek. Arap ülkeleri ile arasına bir tampon koymak. İsrail'in de güvenliğini güvence altına almak için burada kukla bir devlet kurmak istiyor. Bu 100 yıllık planda hiçbir değişiklik yok. Avrupa'da Almanya, bölgede Amerika götürüyor bu iyi. Cenevre'de Suriye anayasası yazılırken uyanık olmazsak ve ABD ve Rusya ile sahada sağladığımız işbirliğini kullanamazsak bu bölgede bir eyalet bir özerk bölge kurmak istiyorlar. Yaptığımız bütün fedakarlıkların boşa gitmemesi için Suriye anayasası yazılırken Suriye'nin kuzeyinin bir federe bir eyalet devleti olarak planlanmaması gerekir. Suriye hükümeti ile görüşülmelidir. Menfaatlerimiz aynı olduğuna göre bizim Suriye ile aracısız görüşmemiz lazım. Bunu yaptığımızda tüm emperyal güçlerin planlarını alt üst ederiz. Esad kendi ülkesinde yaşayan Kürtlere vatandaşlık bile vermemişti. Bu insan hakkı ihlalini önleriz. 30 km derinlikteki bir güvenli bölgeden değil Suriye'nin tamamının güvenli bölge olmasından bahsedersek bu problemi çözeriz" diye konuştu.

Başkan Feyzioğlu, barodaki toplantının ardından Erzurum Valisi Okay Memiş'i ve Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Bölükbaşı'nı makamlarında ziyaret ederek, bir süre görüştü.

Görüntü Dökümü

-------------

-Başkan Feyzioğlunun açıklamaları

Haber: Turfay İPEK / Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,

=============================

Otomobilin kadına çarpma anı güvenlik kamerasında

Zonguldak'ta kavşaktan dönüş yapan otomobil, Yasemin Sarı'ya (46) çarptı. Yaralanan kadın tedavi altına alınırken, kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı.

Kaza sabah saatlerinde Acılık Caddesi'nde meydana geldi. Kavşaktan dönüş yapan H.N. (46) idaresindeki 67 ED 860 plakalı otomobil, yolun karşısına geçmeye çalışan Yasemin Sarı'ya çarptı. Çarpmanın etkisiyle yere savrulan Yasemin Sarı'nın yardımına sürücü ve çevredeki vatandaşlar koştu. Yaralı kadın, olay yerine gelen ambulans ile Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yasemin Sarı'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Kaza anı ise güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde kavşaktan dönüş yapan otomobilin, yolun karşısına geçmeye çalışan Yasemin Sarı'ya çarpması ve Sarı'nın çarpmanın etkisiyle yere savrulması yer aldı. Görüntülerde araç sürücüsünün koşarak kadının yardımına koştuğu anlar da yer aldı.

Görüntü Dökümü

-------------

-Kaza anının güvenlik kamerası görüntüleri

-Kaza yerinden detaylar

-Yaralı kadının yerdeki görüntüleri

-Yaralının ambulansa alınması

-Detaylar

HABER-KAMERA: Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,

=============================

Ürgüp'te evlilik teklifi için ahşap turistik yolu yaktı

Nevşehir'de, evlenme teklifi öncesi yakılan mum ve volkanlar, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği Üç Güzeller bölgesinin yürüyüş yolunun yanmasına neden oldu.

Olay, dün saat 22.30'da Ürgüp ilçesine bağlı Üç Güzeller mevkisinde meydana geldi. İddiaya göre, ismi henüz belirlenemeyen bir kişi evlilik teklifi yapmak için kız arkadaşıyla ahşap yürüyüş yolundan tepeye çıktı. Bu sırada çiftin arkadaşları da yürüyüş yolu üzerinde hazırladıkları mum ve  volkanları yaktı. Fakat mum ve volkanlar nedeniyle yürüyüş yolunun tahtaları bir süre sonra yanmaya başladı. Yangını gören çift ve arkadaşları olay yerinden kaçarken, yangını görenler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Yangın, Ürgüp Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kısa sürede söndürülürken, Jandarma yürüyüş yolunun yanmasına sebep olan kişilerin yakalanması için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü

-------------

Yanan Üçgüzeller bölgesinden cep telefonu görüntüsü

HABER: Barış TERZİOĞLU- NEVŞEHİR

==================

Bahçelerine gelen tilkiyi beslediler

Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde, Demir ailesi evlerinin bahçesine gelen tilkiyi besledi. Tilki, Demir ailesinin beslediği kedi ile yan yana gelirken, atılan yiyecekleri yedi.

Kartepe Balaban Mahallesi'nde oturan Demir ailesi, ormandan evlerinin bahçelerine gelen tilkiyi görünce şaşırdı. Hiç korkmadan yanlarına kadar gelen tilkiyi fark eden Demir ailesi, 'Beti' isimli kedileriyle birlikte davetsiz misafirlerini de besledi. Aile, tilkinin daha rahat karnını doyurması için kedilerini bir süre kucaklarına alarak bekledi.

Ayhan Demir bahçelerinde sokakta yaşayan kedileri beslediklerini belirterek, "Bizim bahçemizde çok kedi var. İki oğlum var, onlar da hayvanları çok sever. Ayrıca Beti isminde bir kedimiz de var. Buralar ağaçlık olduğu için çok hayvan görüyoruz ama ilk defa bir tilki, hiç korkmadan kapımıza kadar geldi. Hepimiz heyecanlandıkö dedi.

Meriç Demir ise davetsiz misafirlerinin gelişinden çok mutlu olduklarını belirterek, "Korkmaması için elimizden geleni yaptık. Sonra ona yiyecek verdik. Kedimiz Beti, ona attığımız mamaları kaptığı için, bir süre oğlum Beti'yi kucağına aldı. Daha sonra tilki ve Beti birbirlerine alıştılar. Bir daha gelir mi bilemiyorumö diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------

-Tilki ve kediden görüntüler

-Tilkiye yiyecek atılması

HABER: Nabi YAZICI/KOCAELİ,

=============================

Malkara'nın düşman işgalinden kurtuluşu kutlandı

Tekirdağ Malkara'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 97'nci yıldönümü düzenlenen törenlerle kutlandı.

Malkara'nın düşman işgalinden kurtuluş yıldönümü Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başlayan törene Malkara Kaymakamı Erkan Karahan, CHP Tekirdağ milletvekilleri Candan Yüceer, İlhami Özcan Aygun, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Albayrak,

95'inci  Zırhlı Tugay Komutanı  Albay Erkan Yıldız, Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, ilçe protokolü, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. İlçenin düşman işgalinden kurtuluşunun temsili olarak canlandırılması, Türk birlikleri komutanını temsil eden Merkez Ortaokulu öğrencisi Ahmet Hilmi Akyelli, Kurtuluş Kızını kurtarıp özgürlüğüne kavuşturmasının ardından 'Bir Kurtuluş Destanı' adlı şiirini okudu.

Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, "Bugün bağımsızlık ve onuru için, kutsal vatan topraklarında boyunduruk altında yaşamayı reddeden, gönüllü olarak, bir sevda için, bu vatanın dört bir köşesine özgürlük kokusu gelsin diye, vatanımızın sınırlarını kanlarıyla çizen ve al kanlı ay yıldızlı al bayrağı bu mavi göklerde şerefli ve özgürce dalgalansın diye, yüz binlerce Mehmetlerin, Fatmaların uğruna can verdiği ve oluk oluk kanlarıyla; bayrağımızın namusunu bize emanet ettikleri o yüce gündür. Bugün Gazi Mustafa Kemal Atütürk'ün, 'Geldikleri gibi giderler' dediği, canını verenlerin, boyun eğmeyenlerin, gözünü kırpmayanların ve  mucizeyi gerçekleştirenlerin günüdür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Ya istiklal ya Ölüm' emriyle esaret altında yaşamayı canı pahasına kabul etmeyen ecdadımızın onurlu

günüdür.  Bugün Samsun'da yakılan özgürlük ateşinin, Anadolu'da düşmanı tutuşturduğu gündür. Sonu öyle bir kurtuluş günüdür ki, düşman işgalinden kurtuluşumuza ve kurtuluşumuzun sonunda o en büyük bayram ve ciğerlerine kadar özgürlük demek olan Cumhuriyet'in müjdecisi gündür. Yaşasın bağımsızlığımız, yaşasın kurtuluşumuz, yaşasın Cumhuriyet" dedi.

Kurtuluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verilmesinin ardından geçit töreni gerçekleştirildi.

Görüntü Dökümü

------------

-Tören alanından detay

Protokolün selamlaması

-Başkan Yardakul'un konuşması

-Öğrencilerin halk oyunlarından detay

-Kızın kurtuluş sembolünden detay

-Gazilerin geçişi

Geçit töreninden detay

Haber-Kamera: Murat YAYIN/ MALKARA(Tekirdağ), -


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haluk Levent Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title