Haberler

İNTERNETTE VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Tacizle suçlayıp, beyzbol sopasıyla işkence ettiler

HATAY'da 3 kişi, 14 yaşındaki kızı taciz ettiğini öne sürdükleri bir genci, beyzbol sopasıyla falakaya yatırdı. Cep telefonuyla görüntülenen işkence anları ise sosyal medyada paylaşılınca büyük tepki çekti.

Antakya ilçesinde henüz kimliği saptanamayan 16 yaşlarındaki bir genci görüntüdeki konuşmalardan iş yeri olduğu anlaşılan bir odaya götüren 3 şüpheli, 14 yaşındaki kızı neden öptüğünü sorup ardından dövmeye başlıyor. Cep telefonu ile kaydedilen olayın görüntülerinde, saldırganlardan biri cep telefonundan fotoğraf gösterdiği gence ceza vereceğini söylüyor. Yanındaki arkadaşlarından aldığı sopayla gencin ellerine vurmaya başlayan saldırganın, "Bakalım artık hangi ellerle hangi kızlara böyle yapacaksınız. Namus düşmanları "dediği duyuluyor. Elinde platin olduğunu söyleyen gence bir süre vurmaya devam eden saldırganın yanındaki bir başka kişi de küfür ederek genci yumrukluyor. Koltuğa oturtup ayağını kaldırttıkları genci falakaya yatıran şüpheliler, uzun süre darp ediyor. Görüntülerde saldırganlardan birinin, "Kırma ayağını, kafasını kırma, dükkanımızı kan etme kardeş" diye seslenmesi dikkat çekti. Sosyal medyada paylaşılan işkence görüntüleri büyük tepki topladı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

Halil İbrahim KARAÇAY/HATAY, -

Haber Kodu : 200103158

===========

Husumetliler camide kavga etti

KONYA'nın Karapınar ilçesinde cami içinde çıkan kavga güvenlik kamerasına yansıdı. Kavga eden grubu camideki cemaat ayırdı.

Olay, dün Cuma namazı vakti Hacı İsa Camii'nde meydana geldi. Namaz esnasında İsmet U. (64) ile oğlu Yusuf U. (26), cemaat arasında bulunan ve daha önceden husumetli oldukları Refik Ö. (55) ve ağabeyi Ali Ö. (58) ile tartışmaya başladı. Çıkan kavgada İsmet U. ile oğlu Yusuf U.,  kardeşler tarafından darp edildi. Cemaatin ayırdığı kavga anı güvenlik kamerasına yansıdı. Darb edilen baba ve oğlu polise giderek şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

Mehmet OKUYUCU/KARAPINAR (Konya),

==============

Eski eşinin sevgilisini öldüren kadından, 'Sana da sıra gelecek' paylaşımı

KONYA' nın Seydişehir ilçesinde boşandığı eşinin birlikte yaşadığı ileri sürülen Aynur Süngülü'yü tabanca ile vurarak öldüren Özlem G.'yi yakalama çalışmaları sürüyor. Özlem G.'nin, olaydan önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, eski eşinin ayakkabısının üzerine ayağıyla basarak, "Sana da sıra gelecek" diye yazdığı görüldü.

Olay, dün akşam saatlerinde ilçeye bağlı Hacıseyitali Mahallesi 153065 Sokak'taki bir apartmanda meydana geldi. Özlem G., İstanbul'dan boşandığı eşi Tufan K.'nın birlikte yaşadığı Aynur Süngülü'nün evine geldi. Özlem G.'ye kapıyı Süngülü'nün kızı açtı. Eve giren Özlem G., yanında getirdiği tabanca ile Süngülü'ye ateş ederek kaçtı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yapılan müdahele sonrası Aynur Süngülü'nün öldüğünü tespit etti. Süngülü'nün cenazesi olay yeri incelemelerinin ardından otopsi işlemleri için morga kaldırıldı.

TAKSİYLE OTOGARA GİTMİŞ

Özlem G., bir taksiye binerek olay yerinden ayrıldı. Polis, yaptığı çalışmada Özlem G.'nin Konya istikametine gittiğini tespit etti. Polis, Özlem G.'nin Konya Otogarı'na geldiğini belirleyerek, taksiciye ulaştı. Taksici ifadesinde, kadının aracına bindikten sonra otogara gitmek istediğini ve konuşmadığını söyledi. Özlem G.'yi yakalamak için çalışmaların sürdüğü bildirildi.

'SANA DA SIRA GELECEK' PAYLAŞIMI

Özlem G.'nin cinayetten hemen önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, eşinin ayakkabısının üzerine ayağıyla basarak, 'Sanada sıra gelecek' notunu düştüğü görüldü. Özlem G.'nin, bu paylaşımdan hemen sonra ise, 'Ben bir tek seni sevdim. Kızlarına bak dedim. Canlarım sizleri çok seviyorum' notunu paylaştığı belirlendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

olay yerinden

Hastaneden morg önünden detaylar

Fotoğraflar

AYNUR SUNGULU (FOTOGRAFTA

OZLEM G. (FOTOGRAFTA)

OLAYDAN ÖNCE SOSYAL MEDYA HESABINDAN YAPTIGI PAYLAŞIM

Tolga YANIK/ KONYA, -

===============

Fare zehri içerek intihar etti, eşini sorumlu tuttu (EK GÖRÜNTÜYLE)

ANTALYA'nın Kepez ilçesinde futbol saha komiseri Muzaffer P. (66), sosyal medya hesabında kimyasal madde kullanarak intihar edeceğine dair paylaşımda bulunduktan sonra yaşamına son verdi. Yapılan incelemede, ölümünden ayrı yaşadığı eşi Z.P.'yi (41) sorumlu tutan Muzaffer P.'nin fare zehri içerek yaşamına son verdiği belirlendi.

Kepez ilçesi Hüsnü Karakaş Mahallesi'nde 3 katlı bir apartmanın giriş katından oturan futbol saha komiseri Muzaffer P., dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kimyasal madde kullanarak intihar edeceğini belirtti. Geçen yıl temmuz ayında ikinci evliliğini yaptığı eşi Z.P.'den bir süredir ayrı yaşayan Muzaffer P.'nin yaptığı paylaşımı gören arkadaşları ve yakınları, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. İhbar üzerine sabah saatlerinde Muzaffer P.'nin evine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

BİNA TAHLİYE EDİLDİ

Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, kimyasala madde şüphesi üzerine de bina tahliye edildi. Apartman sakinleri evlerinden çıkarak olay yerinden uzaklaştı.

SPİRAL MAKİNESİYLE DEMİRLERİ KESİP KAPIYI AÇTILAR

Dairenin ziline basan ekipler, içerden ses gelmemesi üzerine itfaiyeden yardım istedi. İtfaiye ekipleri dairenin balkon kapısını, demirlerini spiral makinesiyle keserek açtı. Sağlık ve AFAD ekipleri özel kıyafetler giyerek girdikleri dairede Muzaffer P.'yi salondaki kanepede yatarken buldu. Yapılan incelemede Muzaffer P.'nin yaşamını yitirdiği tespit edildi.

KİMYASAL MADDE İZİNE RASTLANMADI

AFAD ekiplerinin evde yaptığı incelemede kimyasal madde izine rastlanmadı. Muzaffer P.'nin fare zehri içerek intihar ettiği tespit edildi. Muzaffer P.'nin cesedinin yanında da bir miktar fare zehri bulundu.

Muzaffer P.'nin cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu'nun morguna gönderildi.

'ÖLÜMÜMDEN BİRİNCİ DERECE MESUL VE SORUMLU EŞİMDİR' PAYLAŞIMI

Muzaffer P.'nin, 25 Aralık 2019 günü saat 01.24'te 'Sevgili eşim kıymetli karıcığım. Değerli hayat arkadaşım' başlığıyla sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunduğu ortaya çıktı. Eşi Z.P. ile evlendikleri gün başından geçenleri anlatan ve dert yanan Muzaffer P., nikah gecesini bir otel odasında tek başına geçirdiğini kaydetti. Evlilik macerasının bir otel odasında başlayıp, yine bir otel odasında sona erdiğini aktaran Muzaffer P., mektubun devamında, şu ifadelere yer verdi:

"Aldatılan ve dolandırılan ve elinde avucunda ne varsa sahte duygularla dolandırılan bir gerçek nikah hikayesi. Ölümümden birinci derece mesul ve sorumlu biricik eşim, kıymetli karım, hayat arkadaşım Z.P.'dir. Kendisine Allah ve kul hakkı olmak üzere hiçbir hakkımı helal etmiyorum. Ölümümden birinci derece mesul ve sorumlu eşim Z.P.'dir."

'SANA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'

Muzaffer P., sosyal medyadaki kişisel hebasından 3 Ocak saat 07.12 sıralarında ise 'Veda, elveda, Allahaısmarladık' başlığıyla 18 maddelik bir veda mektubu paylaştı. Dostları, arkadaşları ve sevdiklerine veda zamanı geldiğini belirten Muzaffer P., eşi Z.P. hakkında, "Sevgili eşim, biricik karım, hayat arkadaşım, sana da veda etme zamanı geldi. Gerçi bana bir gün bile karılık, bir eş, bir hayat arkadaşı olamadın. Senin en yakın arkadaşların viski, soda, buz ve sözüm ona sahte dost ve arkadaşların oldu. Sana hakkımı helal etmiyorum. Sana isteyerek elveda biricik karım, eşim, hayat arkadaşım Sayın Z.P. Allahaısmarladık" sözlerine yer verdi.

TEK TEK VEDA ETTİ

Adana'da oturan kayınvalidesi ve kayınpederiyle onların çocuklarına da veda mektubunda yer veren Muzaffer P., "Elveda Antalya'da oturan anadan babadan şansız oğlum K.B.P. Sana da veda etme zamanı geldi. Sana iyi bir babalık yapamadım, ama maddi ve manevi desteklerim oldu. Sana da Allahaısmarladık güzel oğlum K.B.P. Elveda Adana'da oturan anadan babadan şansız oğlum Z.C.G. Sana da veda etme zamanı geldi. Sana maddi ve manevi desteklerim oldu. Seni çok sevdim, fakat annenin kronik olarak içki sigara hastalığı, tüm bu güzellikleri yok etti, gitti. Sana istemeyerek de olsa veda etme zamanı geldi. Sana da Allahaısmarladık güzel oğlum Z.C.G. Elveda eski eşim S.A. Bana 17 sene baktın. Hem annelik, hem ablalık, hem de değerli bir dost, arkadaş gibi beni sahiplendin. En kötü günümde bana bir dost, bana bir arkadaş, bana bir kardeş oldun. Çok çalıştın, çok didindin. Senin bana hakkın geçmiştir. Önce haklarını helal et, ben senin haklarını ödeyemem. Sana da veda etme zamanı geldi. Sana da Allahaısmarladık hoşça kal" ifadelerini kullandı.

'BİR KARŞILIKSIZ KARA SEVDA'

Muzaffer P.'nin, dün saat 05.39'da yaptığı başka bir paylaşımında ise "Bir karşılıksız kara sevda ve aşk uğruna canını, malını, evini, işini, eşini, sağlığını, arabasını, tüm dost ve arkadaşlarını kaybeden kimsesizin kimsesi olan Muzaffer P." ifadelerine yer verdiği görüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÖMÜ

----------------

Olay yeri inceleme ekiplerinin görüntüleri

Cesetin  evden çıkarılışı

Cenaze aracına konması

Haber : Bülent TATOĞULLARI- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA

=================================

Yüzüne demir saplanan genci, itfaiye ve plastik cerrahlar kurtardı

ANTALYA'nın Alanya ilçesinde trafik kazası sonrası yüzüne saplanan demir çubukla Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi'ne getirilen Emre Gündoğan'ı (21), itfaiye ekibi ve plastik cerrahlar, ameliyathanede birlikte çalışarak yaşama döndürdü.

Alanya ilçesinde, 1 Ocak günü saat 02.00 sıralarında meydana gelen trafik kazasında yüzüne bariyerin demir çubuğu saplanan Emre Gündoğan, Alanya Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Demirin sol göz kenarından girip yüzünden çıktığı Gündoğan, ilk müdahalenin ardından AÜ Hastanesi'ne sevk edildi.

İTFAİYE VE PLASTİK CERRAH

Emre Gündoğan'ın ameliyatı için hazırlık yapan AÜ Tıp Fakültesi Rekonstrüktif Estetik ve Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlenen Özkan, saplanan demir çubuğun çok büyük olmasından dolayı itfaiye ekiplerinden yardım istedi. Ameliyathaneye giren itfaiye ekibi, Gündoğan'ın yüzüne saplanan demirin dışta kalan kısmını kesti. 3 saat süren ameliyatın ardından Gündoğan yoğun bakım servisinde tedaviye alındı.

'TEK BAŞIMIZA ÇIKARMA İHTİMALİMİZ YOKTU'

Prof. Dr. Özlenen Özkan, demir çubuğu tek başlarına çıkarma ihtimali olmadığı için itfaiye ekibinden yardım istediklerini belirterek, "Demir tek bir noktadan girmiş. Hasta bu anlamda şanslı ama sol gözenden boynuna kadar içerdeydi. Demirin dışarıda kalan bölümü büyük bir ağırlık teşkil ediyordu. O ağırlığı hafifletmek adına itfaiye ekipleri geldi, dışta kalan demir parçasını kesti. Daha sonra ameliyata devam ettik. Tabi ki demiri hemen çıkartamıyorsunuz. Çünkü orada bulunan büyük damarların demir tarafından yırtılmış olma ihtimali çok yüksek. Demiri çıkardığınız anda ulaşamadığınız damar hasar gördüyse hastayı o anda kaybedebilirsiniz. Bunun için bazı önlemler aldık. Aldığımız önlemlerden sonra demiri daha güvenli çıkardık" diye konuştu.

Hastanın daha sonra hasarlı bölgelerini onardıklarını, şu an gözünün sıkıntılı olduğunu aktaran Prof. Dr. Özkan, "Hastamızın yoğun bakımda tedavisini sürdürüyoruz. Beyinle ilgili sıkıntıları olabilir, uyutuyoruz. Sonrasındaki takiplerde hastanın durumuyla ilgili bilgiye sahip olacağız" diye açıklamada bulundu.

BÜYÜK DENEYİM

İtfaiye ekipleriyle birlikte ameliyathaneye girerek hastaya müdahale etmenin kendileri için de çok büyük deneyim olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Çok soğukkanlı ve profesyonel çalıştılar. Ameliyathane dışında da yapılabilirdi ancak herhangi bir sorun olduğunda müdahale edemezdik. İtfaiye ekipleriyle ameliyathanede daha güvenli çalıştık" dedi.

OPERASYON 3 SAAT SÜRDÜ

Ameliyatın yaklaşık 3 saat sürdüğünü belirten Prof. Dr. Özkan, "Takip sürecinde çekilen filmlerle aşağı yukarı ne olduğu hakkında bilgimiz olacak. Şu an konuşmak için erken. Çok ciddi bir yaralanmaydı, bizim önceliğimiz hastayı hayatta tutabilmekti. Hasta bu anlamda şanslı, biz de mutluyuz. Gözüyle ilgili bilgimiz şu anda yok. Çünkü bize geldiğinde gözünde çok ciddi yaralanma vardı. Onarmaya çalıştık, artık bundan sonraki süreçte hastanın ne kadar zarar gördüğünü anlayacağız" diye konuştu.

İtfaiye deyince insanın aklına sadece yangın söndürme olaylarının geldiğini söyleyen Prof. Dr. Özkan, "Ben burada daha çok düşünme fırsatı buldum. İyi ki varlar. Hayatımızda bir sürü garip durumlarda bize yardımcı olabiliyorlar. Çok da soğukkanlı ve profesyoneller. Çok teşekkür ediyorum kendilerine" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

Akdeniz Üniversite hastanesi dış plan görüntü

Ameliyathane koridorundan görüntü

Kaza geçiren Emre Gündoğan'ın yüzüne demir saplı resimleri

İtfaiye ekibinin ameliyathanede demiri kesmesi

Doktorların kesilen demiri çıkartmaları

RÖP: Prof. Dr. Özlenen Özkan

625 MB -- 05.39 /// HD

HABER: Erol AKKIR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

==============

İzmir Adliyesi asansörlerinde Fethi Sekin sürprizi

İZMİR Adliyesi'ne yönelik terör saldırısını canı pahasına önleyen şehit polis memuru Fethi Sekin ve seken kurşunun isabet etmesiyle şehit olan mübaşir Musa Can, ölümlerinin 3'üncü yılında unutulmadı. Adliyedeki turnikelere 'Unutmadık, Unutmayacağız. Fethi Sekin, Musa Can' yazılırken, asansörlerde de Sekin için özel olarak hazırlanan klipler oynatılıyor.

PKK'lı 2 terörist, 5 Ocak 2017'de, İzmir Adliyesi'ne yönelik bombalı araç ve uzun namlulu silahlarla saldırıda bulundu. Bu sırada silahını çekip, son mermisine kadar teröristlerle kahramanca çatışan polis memuru Fethi Sekin, kurşununun bitmesi üzerine vurularak, şehit oldu. Ayrıca seken kurşunlardan birinin isabet etmesiyle adliye çalışanı mübaşir Musa Can da şehit düştü. Çatışmada iki teröristten birini etkisiz hale getiren evli ve 3 çocuk babası Sekin, birçok insanın hayatını kurtardı. Olayın ardından İslam Kerimov Caddesi'ne Fethi Sekin adı verilirken, İzmir Adliyesi C Kapısı önüne de Sekin'in heykeli dikildi.

UNUTULMADILAR

Sekin ve Can, ölümlerinin 3'üncü yılına kısa bir süre kala İzmir Adliyesi'nde anılmaya başlandı. Adliyeye giriş ve çıkışların yapıldığı turnikelere 'Unutmadık, Unutmayacağız. Fethi Sekin, Musa Can' yazıldı. Adliyeye giriş yapan ziyaretçiler, böylelikle Sekin ile Can'ı anarken, asansöre binen kişiler de büyük bir sürprizle karşılaştı. Asansördeki LED ekrana Fethi Sekin ile Musa Can'ın görüntüleri yansıtılırken, geçen yıl anma törenleri için hazırlanan klip gün boyunca asansörün ekranında paylaşılmaya başlandı. Olayın 3'üncü yıldönümü nedeniyle, İzmir Adliyesi'nde pazartesi günü anma töreni düzenlenecek.

'MİNNET DUYUYORUZ VE DUYMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

İzmir Adliyesi turnikeleri ve asansörlerinde yapılan çalışmalar nedeniyle memnun olduğunu belirten Avukat Erdal Ergör (28), "Adliyeye düzenlenen hain saldırıda kahramanca mücadele veren Fethi Sekin, yüzlerce kişinin hayatını kurtardı. Ona minnet duyuyoruz ve duymaya da devam edeceğiz. Adliyede, Fethi Sekin'i anmamıza neden olan yapılarla birbirimize kenetlendiğimizi düşünüyorum. Asansörde dönen klip ve turnikelerde yazan yazılar beni inanılmaz mutlu etti. Musa Can ve Fethi Sekin'i unutmamak çok önemli. Emeği geçenlere çok teşekkür ederim" dedi.

'HEP GÖNLÜMÜZDE YAŞAYACAK'

Bu tarz çalışmalarla Sekin'in kahramanlığının ilerleyen yıllarda da unutulmayacağını belirten Kahraman Çınar ise, "Fethi Sekin, bizim için değerli bir insandı. Hepimiz için kendi canını hiçe sayarak şehit oldu. Adliyede onun adına yapılan çalışmaları olumlu buluyorum. Çünkü o günü yaşamayan ve unutanlara hatırlatmak için faydalı buluyorum. Benim gibi şehidimizi birebir tanıyanlar için gönlümüzde her zaman yaşayacak Bizden sonrakiler için de faydalı olacak. O gün adliyeye gelmek üzereydim ancak işlerim çıktığı için son anda vazgeçtim. Böyle düşününce daha çok etkileniyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Adliyeden görüntü

Turnikelerden görüntü

Asansörden görüntü

Vatandaş röportaj görüntüsü

Haber-Kamera: Tolga TAHÇI /İZMİR,

============================

İzmir'deki pusuda ölen kuryenin annesinden acı feryat

İZMİR'in Konak ilçesinde, yol kenarında pusu kuran grubun düzenlediği silahlı saldırıda ölen 2 kişiden motosikletli kurye Sadullah Serkan Kara'nın (32) acılı annesi Sebahat Kara, adalet çağrısında bulundu. Bir süre önce diğer oğlu Bülent Kara'yı da alkollü sürücünün çarpması sonucu kaybeden Kara, "Benim 2 torunum yetim kaldı. Gencecik oğlumu toprağa verdim, suçlular cezasını çeksin" dedi.

Olay, çarşamba günü gece saatlerinde İnönü Caddesi'nde meydana geldi. Güvenlik kamerası görüntülerine de yansıyan olayda, bir grup caddede pusu kurup, bir otomobili beklemeye başladı. Bu sırada sokaktan çıkan beyaz renkli otomobili gören grup, tabancalarıyla art arda ateş etti. Beyaz renkli otomobilin sürücüsü hızını artırıp uzaklaşırken, o sırada caddeden geçen motosikletli kurye Sadullah Serkan Kara (32) ve bir başka otomobildeki Lokman Çakır (40), silahlardan çıkan mermilerle ağır yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis ekipleri, caddeyi trafiğe kapatırken, sağlık ekiplerince ilk müdahaleleri yapılan Çakır ve Kara, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Çakır ve Kara, kurtarılamadı. İki kişi, İzmir'de toprağa verildi. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatan polis ekipleri, 12 kişiyi gözaltına aldı.

'AYAĞI TAŞA DEĞSE KIYAMAZDIK'

Motosikletli kurye Sadullah Serkan Kara'nın, ağlamaktan ve feryat etmekten sesi kısılan annesi Sebahat Kara, "Benim oğlum herkes tarafından sevilen bir çocuktu. Ayağı taşa değse kıyamazdık. İki tane çocuğu var, benim iki torunum yetim kaldı. Hiçbir suçu, günahı yoktu onun. Ekmeğindeydi, işinde gücündeydi. Evinden işine gider, işinden evine gelirdi. Pırlanta gibi çocuktu. Benim çocuğum suçsuz yere gitti. Katillerinin gereken cezayı almalarını istiyorum. O ve onun gibi gençler gitmesin istiyorum. Gereken ne varsa yapılsın, oğlumun kanı yerde kalmasın. Cezalarını alsınlar ve başka ailelerin canlarını yakmasınlar istiyorum" dedi.

'2 YETİMİM VAR, PSİKOLOJİLERİNİ NASIL DÜZELECEK'

Daha önce bir evlat acısı daha yaşadıklarını ve büyük oğlu Bülent Kara'yı İstanbul'da bir ATM'den para çektiği sırada bir servis minibüsünün çarpması sonucu kaybettiklerini anlatan Kara, "Bülent'im 40 metre sürüklenerek can verdi, şimdi Serkan'ımı kaybettim. Serkan çevresinde o kadar çok seviliyordu ki, evlenirken motosikletçi arkadaşları onu konvoy halinde getirip götürdü. Benim 2 yetimim var, onlar okullarında nasıl başarılı olacaklar, psikolojileri nasıl düzelecek bilmiyorum. Tek isteğim, katillerin gereken cezayı alması" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Olay yerinden görüntü (Arşiv: 02.01.2020)

Olayın güvenlik kamerası görüntüsü (02.01.2020)

Sadullah Serkan Kara'nın cenazesinden görüntü (02.01.2020)

Anne Sebahat Kara ile röportaj

Haber : Davut CAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR,

==============================

İlçelerini tanıtmak için türkü söyleyip, klip çektiler

TRABZON'un Dernekpazarı ilçesinde aralarında kaymakam, Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak'ın babası Araştırmacı- Yazar Sadık Albayrak ile işçi, memur, öğretmen, emekli ve iş insanlarının yer aldığı bir grup tarafından ilçenin tanıtımı için 'Hayde Dernekpazarı' isimli türkü seslendirildi, klip çekildi. Sosyal medyada yayınlanan klip, beğeni topladı.

Dernekpazarı ilçesinde aralarında kaymakam, Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak'ın babası Araştırmacı- Yazar Sadık Albayrak ile işçi, memur, öğretmen, emekli ve iş insanlarının yer aldığı bir grup tarafından ilçenin tanıtımı için 'Hayde Dernekpazarı' isimli türkü seslendirildi, klip çekildi. Sosyal medyada yayınlanan klip, beğeni topladı. Klipte yazdığı şiiri seslendiren Araştırmacı-Yazar Sadık Albayrak, yörenin kültürünün anlatıldığı güzel bir çalışma ortaya konulduğunu söyledi. Klibin yönetmenliğini yapan Dernekpazarı Kaymakamı Murat Yıldız ise ilçenin tanıtımı için hazırlanan çalışmaya katkı sağlayanlara teşekkür etti.

'YEREL YAŞAM TARZI İNSANLARI MUTLU KILIYOR'

Klipte yazdığı şiiri seslendiren Araştırmacı- Yazar Sadık Albayrak, yörenin kültürünün anlatıldığı güzel bir çalışma ortaya konulduğunu söyledi. Albayrak, "Klipteki şiir bana ait. 'Parma'nın her tarafı koruluktur koruluk, E kız senin peşine gide gele yorulduk, Sabahın ezanında buluşalım Kıran'da, alır kaçarım seni gugalar bağıranda' eskiden çocukken yaylaya göç ettiğimiz zaman güneş doğmadan buradan tepelere çıkılır ve ezanda yukarda bir noktada buluşulurdu. Namaz kılındıktan sonra yola tekrar devam edilirdi. Belirli yerlerde mola verirlerdi. Orada yemek yerlerdi, erkekler kaval çalardı, horon tepilirdi. Sonra yine yola çıkılırdı. Kilometrelerce yol sırtlarda yükle gidilirdi kan ter içinde. Ama yine de türkü söylenir ve mutlu gidilirdi. O dönemlerimizin,  o yaşanmışlıkların bize verdiği bir kültür vardı. Bunları yansıtmaya çalıştık. Gelecek nesillerimize güzel bir miras oldu. Yerel yaşam tarzı çok önemli, insanları mutlu kılan da o zaten. Buralı olan ve ya olmayan klipi izleyip özlem duyan buraları merak eden herkese kapımız açık. Evimizi açar soframızı paylaşırız" dedi.

'60 YAŞINDAN SONRA ŞÖHRET OLDUM'

İlçede esnaflık yapan Mehmet Kadri Çıkrık da, "Kaymakam aradı, yaptıkları çalışmadan bahsetti. 'Türkü söyler misin?' dedi. Ben 40 yıllık esnafım. Dükkanım var. Burada kıyafet satarım yıllardır. Hayatımda hiç türkü söylemedim. Klipte yer aldım. Türkü söyledim. Farklı şehirlerden ilkokul arkadaşlarım, akrabalarım aradılar. Çok beğenmişler. Bir arkadaşım Muğla'da üniversitede rektör. Arayıp çok hoşuna gittiğini söyledi. 60 yaşından sonra şöhret oldum. Beni tanıyanlar gördüklerinde türkü söyletmek istiyor, düğünlere çağırıyor" diye konuştu.

Klipte türkü seslendiren ve yönetmenliğini yapan Dernekpazarı Kaymakamı Murat Yıldız ise ilçenin tanıtımı için yapılan çalışmaya destek verenlere teşekkür etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Klip görüntüsü

-İlçeden detaylar

-Röportajlar

-Detaylar

Haber-Kamera: Selçuk BAŞAR- Aleyna KESKİN/DERNEKPAZARI (Trabzon), -

============================

'Kırmızılı kadın' Sultan Özcan : Kadınlar aşık olarak evlensinler

KONYA'da, 'kırmızılı kadın' olarak bilinen, hayat hikayesiyle belgesellere ve dizilere konu olan Sultan Özcan (67), hayat hikayesini anlattı ve kendisi gibi şiddete maruz kalan kadınlara tavsiyelerde bulundu. 25 yıl önce çocuk sahibi olamadığı için eşi tarafından terk edilen Özcan, "Kadınlar, anlayışlı ve tahsilli insanlarla görüşsünler. Kadınlara şiddet gösterenler, aşık olarak birbirleriyle evlenmeyenler. İlle de aşık olarak evlenecek. Atalarımız, 'aşkı olmayanın imanı olmaz' demiş" dedi.

Aksaray'ın Ortaköy ilçesinde Cumali köyünde doğan ve herkes tarafından 'kırmızılı kadın' diye bilinen Sultan Özcan, 15 yaşındayken çocukluk aşkı olan öğretmeni ile evlendi. Özcan, bir süre sonra eşinin tayin olmasıyla önce Hakkari'ye, ardından da Giresun'a taşındı. Mutlu giden evliliğinde, bir süre sonra kıskançlık nedeniyle yaşanan sorunlarla eşinin şiddetine maruz kalan Özcan, çocuk sahibi olamadığı için 1995 yılında terk edildi. Memleketi Aksaray'daki annesinin yanına dönen Sultan Özcan, bir süre psikolojik tedavi gördü.

Bir süre sonra annesini kaybedince Konya'daki ağabeyinin yanına taşınan Özcan, ağabeyinin evinin altında bodrumda 8 yıl yaşadı. Psikolojik sorunları devam eden Sultan Özcan, 2006 yılında duygu durumu bozukluğu teşhisiyle, yüzde 80 engelli raporu aldı. Kırmızı renge olan sevgisi Hakkari'deyken başlayan Özcan, o günden itibaren baştan aşağı kırmızı bir yaşam sürmeye başladı. Dudakları ve yanaklarını kırmızıya boyayan Özcan'ın evinde kullandığı eşyalar bile kırmızı. Ağabeyinin evinin yanına yaklaşık 4 yıl önce yaptırılan tek odalı evinde yaşamını sürdüren Sultan Özcan, kırmızı kıyafetlerini giyip kırmızı makyajını da yaparak havanın iyi olması halinde sabah evden çıkıp, kent merkezine inip dolaşıyor.

'BABAMI OKULA GİTMEM İÇİN ZOR İKNA ETTİM'

Yaşamı belgesellere ve dizilere de konu olan Sultan Özcan, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Okuldayken öğretmenimle birbirimize aşık olduk. Kocaman kızdım, babam 'Sen okula gitme' dedi. Ben de 'Cahil kalamam, okula gideceğim' dedim ve gittim. Ama zor ikna ettim. Değilse beni tarlada çalıştıracaklardı. Öğretmenim bizim köye geldi ve beni sevdi. 15 kızın içinde bir beni sevdi. 'Benim öğrencim zeki, konuşkan bir talebe' dedi. Bir sürü kız varken o bir tek beni seçti" dedi.

'BAŞKASINA BAKMASIN DİYE KIRMIZI GİYDİM'

Hayatının simgesi haline gelen kırmızı renginin hikayesini de anlatan Sultan Özcan, "Eşim, öğretmenlikten çıktı önce polis sonrada komiser oldu. Beni o şehirlere götürdü. 25 sene evli kaldık, çocuk olmadı. Çocuk yüzünden geçimsizlik çıktı. Kavga yaptık, dövüş yaptık. Her ay ben babamın evine gelirdim. Yine de beni seviyordu da, çocuğum olmadığı için ayrıldık. Nevşehir'de evlenmiş bir oğlu olmuş. Çocuğumuz olsaydı hayat çok daha farklı olurdu. Başıma bunlar gelmezdi. Hakkari'de bulunduğumuz zamanlarda kırmızı elbiseli bir Kürt kızı gördük. O kız da çok güzeldi. Eşim bana 'Kız çok güzelmiş görüyor musun?' dedi. Ben de aman ona imrenmesin diye gittim mağazadan kırmızı elbise aldım. Aynı o kız gibi giyindim. Eşim sırf başkasına bakmasın, hep beni sevsin diye o günden beri kırmızı giyindim" diye konuştu.

'BİR DAHA EVLENMEKTEN, DÖVÜLMEKTEN KORKTUM'

Eşinin kıskançlık krizlerine girdiğinde kendisine şiddet uyguladığını da ifade eden Özcan, "Ben 'Okumuş, tahsilli adama varacağım' dedim. Çocuk olmayınca da ayrıldık. Allah'ım sevenleri mutsuz ediyor biliyor musun? Çocuk olmayınca mutlu olunmuyor. Beni çok kıskanırdı. Herkesten kıskanırdı. Kızınca bana şamar atardı. Kayınbiraderimle kavga ettik, beni dövüp, hastanelik etti. Günlerce yoğun bakımda kaldım. Daha sonra evlenmekten korktum. Dövülmekten, şiddet görmekten korktum. Mutluluk bekarlıkta dedim ve evlenmedim" dedi.

'KADINA ŞİDDET GÖSTERENLER, AŞIK OLMADAN EVLENENLER'

Kadına karşı şiddet ile ilgilide değerlendirmelerde bulunan Özcan, "Kadınların eşleriyle iyi geçinmelerini söylüyorum. Anlayışlı, tahsilli insanlarla görüşsünler, cahil adamlarla görüşmesinler. Kadına şiddet gösterenler, aşık olarak evlenmeyenler. İlle de aşık olarak evlenecek. Aşık olarak evlenmezse kavga çıkıyor. Atalarımız, 'aşkı olmayanın imanı olmaz' demiş. Biz de aşık olarak evlendik kavga ederdik ama yarım saat sonra barışırdık. Tek bir odada yaşıyorum ve mutluyum. Villada yaşasam mutlu olamasam ne yapayım" diye konuştu.

'ÇAYDANLIĞIM BİLE KIRMIZI'

Kırmızı renge olan tutkusunun sadece üstünde taşımadığını evindeki eşyalarda da barındığını belirten Özcan, "Ben kendimi övmüyorum ama beni seven çok. Pazara gidiyorum çarşıya gidiyorum beni tanıyorlar. Başka kadınları tanıyan var mı? Beni herkes bilir. Ben kırmızı giymeyeni solda sıfır görüyorum. Ben kırmızı rengine aşığım. Yakışıyor da. Kim giyerse yakışıyor. Ama yakıştıran olacak. Çarşıdaki esnaf bana 'Sultan sana yakıştığı gibi kimseye yakışmıyor' diyorlar. Her şeyim kırmızı. Evimin içi, çaydanlığım bile kırmızı."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-----------------

Sultan Özcan röportaj

Sultan Özcan'ın yüzüne ve dudağına kırmızı ruj sürmesi

Sultan Özcan'ın yaşadığı evden detaylar

Sultan Özcan'ın eski fotoğraflarına göstermesi

Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Hasan DÖNMEZ Tolga YANIK KONYA

=========================================

Sahibi, 'Herkül' isimli Kangal köpeğine paha biçemiyor

SİVAS'ın Kangal ilçesinde, Nuh Kodaz (49), 2 yaşındaki 'Herkül' isimli Kangal köpeğine gözü gibi bakıyor. Kodaz, iriliği ile dikkat çeken 'Herkül'ü arpa unu ile beslediğini belirtierek, "Gözümde bu köpeğin değeri paha biçilemez. Zaman zaman isteyenler oluyor ama ben vermek istemiyorum" dedi

Kangal'da termik santralde işçi olan evli 2 çocuk babası Nuh Kodaz, yaklaşık iki yıl önce yavruyken aldığı 'Herkül" isimli Kangal köpeğine gözü gibi bakıyor. Köpeğini yavruyken süt ve mama ile besleyen Kodaz, 2 yaşına geldiğinde hayvanı arpa unu ile beslemeye başladı. Yaşıtlarına göre iriliğiyle dikkat çeken Herkül'e, sahibi Kodaz paha biçemiyor. Yerden omuz yüksekliği 92 santimetre olan ve 2 ayağı üzerinde dik durduğunda boyu 2 metreye ulaşan 'Herkül'ün iriliği görenleri şaşırtıyor.

'100 BİN TL DAHİ VERSELER SATMAM'

Nuh Kodaz, 'Herkül'ün kendisi için paha biçilemez olduğunu belirterek şöyle konuştu;

Köpeğim çok güzel. Yavruluk döneminden bu zamana kadar ben besliyorum. Şu anda 2 yaşında. Köpeğimi yavruyken süt ve mama ile besledim. Şimdi ise arpa unu ile besliyor. Yaşına göre çok büyük. 92 santim boyunda, ayağa kalktığında ise 2 metreye yaklaşıyor. Biraz daha büyür ve gelişir. Görenler seviyor ve çok büyük olduğunu söylüyorlar. Gözümde bu köpeğin değeri paha biçilemez. 100 bin lira dahi verseler satmam. Zaman zaman isteyenler oluyor ama ben vermek istemiyorum. Doğal ortamında olduğu için böyle gelişiyor. Babası da bu kadar büyüktü. Köpeğin kendi cinsi ve ırkından kaynaklanan bir büyüklüğü var."

Görüntü Dökümü:

-Köpeğin görüntüsü

-Sahibinin ilgilenmesi

-Röportaj

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Rahmi MEYVECİ/KANGAL(SİVAS),

=================================

Beyaz cennet Davraz'da sezon renkli başladı

ISPARTA'nın kış sporları merkezi Davraz Kayak Merkezi'nde sezon hareketli ve renkli başladı. Kar yağışı sonrası pistler kayak yapmaya uygun hale gelirken, tatilciler Davraz'a akın etti.

Isparta'nın kış sporları merkezi Davraz Kayak Merkezi'nde yağan son karla birlikte kayak sezonu hareketlendi. Yılın son günü Kulüplerarası İl Şampiyonası'nın yapıldığı, kenti kayak ve snowboard yarışmalarında temsil edecek sporcuların belirlendiği Davraz, tatilcilerin de akınına uğradı. Davraz Kayak Merkezi'ni Isparta'nın yanı sıra, Antalya, Afyonkarahisar, Burdur, Denizli hatta İzmir'den çok sayıda kayakçı ziyaret etti. Davraz'daki pistlerde kayan tatilciler, bol bol eğlendi.

'ÇOK GÜZEL BİR MANZARA VAR'

Ziyaretçilerden Ahmet ve Zeynep Yeni çifti, Davraz'a her kış geldiklerini belirterek, "Her yer bembeyaz olmuş, çok güzel bir manzara var. Gerçekten muhteşem bir yer. Zirveye çıkıp, karlar içerisinde kafede oturup, bu eşsiz manzara eşliğinde çayınızı, kahvenizi içmek hiçbir şeye değişilmez" dedi.

Yeni çiftinin halası Fatoş Yeni de, "İyi ki gelmişim. Burası harika bir yer. Yeğenlerime çok teşekkür ediyorum. Bence buraya herkes gelmeli ve bu güzelliği görmeli. Keşke eşim de görseydi" diye konuştu.

'PİSTLERİ ÇOK GÜZEL'

Kayak sporcusu Aslı Mercan, 8 yıldır Alp disiplini kayağı yaptığını belirterek, "Burada gerçekten çok güzel bir ortam var. Siz de Davraz'ın bu güzel ortamında bizimle beraber kayak yapabilirsiniz. Davraz Kayak Merkezi'nin pistleri çok güzel ve görebileceğiniz en güzel manzarayla Eğirdir Gölü'nün güzelliğini izleyerek, kayak yapabilirsiniz" dedi.

Kayak sporcusu Mehmet Büyükçaylı ise 3 yıldır kayak yaptığını belirterek, "Kayak yapmayı sevenlere burayı tavsiye edebilirim. Hatta kayak yapmayı öğrenmek isteyenler de buraya gelmeli. Ben burada öğrendim. Bence bu fırsat kaçırılmamalı" diye konuştu.

'İNANILMAZ KEYİFLİ BİR SPOR'

Davraz Dağı'nın eteklerinde yer alan Çobanisa köyünde oturan ve 8 yaşından bu yana yaklaşık 5 yıldır kayak yapan Ahmet Samet Erdal da, "Kayak yapmayı öğrenmek belki biraz zor ama öğrendikten sonra inanılmaz keyifli bir spor. Ben herkese bu sporu yapmayı ve Davraz Kayak Merkezi'ne gelmeleri konusunda tavsiyede bulunuyorum" dedi.

VALİ SEYMENOĞLU: TÜM İMKANLARIMIZI SEFERBER EDİYORUZ

Isparta Valisi Ömer Seymenoğlu da Davraz Kayak Merkezi ile ilgili Demirören Haber Ajansı'na açıklama yaptı. Davraz'ın önemli bir kış sporları merkezi olduğunu ve valilik olarak bu cazibenin daha da artması için tüm imkanları seferber ettiklerini vurgulayan Vali Seymenoğlu, şöyle dedi:

"Davraz Kayak Merkezi'nde altyapı yatırımlarımıza devam ediyoruz. Gerek telesiyej tesisleri gerek sosyal alanları hızlı bir şekilde tamamlıyoruz. Biz valilik olarak gerekli her türlü desteği veriyoruz. Burada alanı gezdiniz, sizlerin de gördüğü gibi 5- 6 yaşlarında sporcularımız var. Bu çocuklarımızdan gelecekte uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsil edecek milli sporcular yetişecek. Bu konuda kulüplerimiz, derneklerimiz ve ebeveynler oldukça destek oluyor. Bizler de bu güzel çalışmaları valilik olarak destekliyoruz. Burada sadece milli sporcu çıkarmak değil, aynı zamanda çocuklarımızı, gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmayı önemsiyoruz. Bu konuda sporun her dalını destekliyoruz. Davraz, Isparta için bir şans. Çünkü bölgemizde bu karı görmek, burada olabilmek Isparta ve Davraz'la mümkün oluyor. Bunu da altyapı yatırımlarıyla desteklediğimizde daha fazla gencimizin sportif anlamda yarışmalara katılmasını imkan sağlamış olacağız. Gençlerimiz bu sportif faaliyetleri yaparken, aynı zamanda sosyalleşmiş olacak. Anne babalarına davranışlarında, komşuluk ilişkilerinde bu spor çalışmaları mutlaka olumlu yansıyacaktır."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------

Davraz Kayak Merkezi'nden detaylar

Kayakçılardan görüntüler

Baby liftten görüntüler

RÖP: Vali Ömer Seymenoğlu

HABER- KAMERA: Nurettin ARKAN/ISPARTA,

============================

3 yaşındaki çocuğun mesanesinden çıkan taş şaşırttı

ZONGULDAK'ta, 3 yaşındaki U.T.'nin, karın ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede mesanesinde 3 santim boyunda taş olduğu tespit edildi. Ameliyatla çıkarılan taşla ilgili konuşan Üroloji Uzmanı Dr. Okan Biçgi, bunun çocuklarda nadir görülen bir olay olduğunu belirterek, "İdrar torbasının içindeki taşı aldık. Şu anda ayağa kalktı dolaşıyor. Şikayetleri büyük oranda azaldı. Bir hafta kadar hastanemizde kalacak ve sonra evine göndereceğiz" dedi.

İdrar yollarında rahatsızlık yaşayan U.T., ailesi tarafından önceki gün özel hastaneye götürüldü. Dr. Okan Biçgi'nin muayene ederek röntgenini çektiği U.T.'nin mesanesinde 3 santimetre boyunda taş olduğu tespit edildi. U.T.'nin mesanesindeki taş, dün gerçekleştirilen ameliyatla alındı. Ağrıları geçen U.T., sağlığına kavuştu. Ameliyatın ardından taşı gören U.T.'nin ailesi şaşkınlık yaşadı. Ameliyatla ilgili bilgi veren Dr. Okan Biçgi, "3 yaşında bir erkek hastamız. Hastanemize idrar yollarıyla ilgili şikayetleriyle başvurdu. Çocuk hastalıkları uzmanımız değerlendirdi ve yaptığımız tahlillerde mesanesinde 3 santimetrelik taş olduğunu tespit ettik. Böbreklerin de değerlendirmesi ve kan analizleri yaptıktan sonra bir operasyon planladık. Bu gibi taşlarda önce enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak ve çocuğa en az zarar verecek şekilde bu taştan kurtulmaktır amaç. Biz açık cerrahiyi tercih ettik. Bu delikanlıda yaptığımız ameliyat açık olarak idrar torbasının içindeki taşı aldık. Şu anda ayağa kalktı dolaşıyor. Şikayetleri büyük oranda azaldı. Bir hafta kadar hastanemizde kalacak ve sonra evine göndereceğiz" dedi.

AİLELERE ÖNERİLERDE BULUNDU

Çocuklarda nadir görülen bir operasyon gerçekleştirdiklerini ifade eden Dr. Biçgi, taşın neden oluştuğunu belirlemek için gerekli analiz ve araştırmaların yapılacağını anlattı. Belirtileri hakkında da bilgiler veren Biçgi, şöyle dedi:

"Çocuklarda taş oluşumu yüzde 2-3 gibidir. Mesanede de oldukça azdır. Taşların böbrek veya idrar yollarının üst kısmında oluşması daha fazladır. Taş sebebi olarak çocukların iyi beslenmemesi, kötü beslenme, coğrafi ortamlar, sıcak ortamlar sıralanabilir. Yani sıcak ortamda az su tüketirsiniz tabi ki idrar az olduğu için idrar içinde biriken taş maddelerinin taş haline gelmesidir olay aslında. Bu çocuk için bunu dememiz mümkün değil. Birçok nedenden kaynaklanıyor. Olabildiğince anne sütünü verebilmek çok önemli. Hazır mamaları çok önermiyoruz. Çocuğun huzursuzluğu, genital bölgesinde yanma. İdrar yapmakta zorlanma, kan gelmesi gibi nedenlerde bir hekime başvurmakta fayda var. Ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli şey. Çocukların su alışkanlığını sağlamalıdır. Olabildiğince çocuklara su vermek lazım. Eğer bir taş rahatsızlığı varsa mutlaka su içmesi lazım. Televizyon ve telefon karşısında oturup yaşamakta taş oluşumunu artırır. Bol bol sıvı tüketmek çok çok önemli."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Doktorun çalışması

-Rötgenden detay

-Dr. Okan Biçgi ile röp.

-Taştan detay

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,

============================================

İşitme engeller için gözlük tasarladılar

DÜZCE'de iki lise son sınıf öğrencisi Ömer Berkay Biçen ile Dağhan Akyürek işitme engelli bireylerin toplumda daha hızlı iletişim kurması için sesi yazıya çeviren ve gözlüğe yansıtan bir sistem geliştirdi. Sesin yazıya çevrilmesi sayesinde işitme engelliler, gözlükteki panellerden cama yansıtılan yazıları okuyabiliyor.

Düzce'de lise son sınıf öğrencileri Ömer Berkay Biçen ile Dağhan Akyürek'in yolları Düzce Bilim ve Sanat Merkezi'nde kesişti. İki öğrenci özellikle engelli bireylerin toplumda nasıl daha rahat hareket edeceği ve iletişim kuracağı konusunda beyin fırtınası yapmaya başladı. İki öğrenci de işitme engelli bireylerin topluma daha kolay entegre olması ve iletişim kurması için gözlük tasarladı. Gözlük sayesinde cep telefonlarına konulan yazılımdaki sesi yazıya dönüştürüyor. Gözlükteki panellerden cama yansıtılan yazılar işitme engelliler tarafından okunabiliyor.

İki liselinin geliştirdiği gözlük projesinin de içinde yer aldığı video Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından sosyal medyada "Gençlik nereye gidiyor? sorusunun cevabı müsaadenizle bir video ile vermek isterimö başlığı altında paylaşılınca gözlüğü tasarlayan Ömer Berkay Biçen ile Dağhan Akyürek ilgi odağı haline geldi.

Proje hakkında bilgiler veren öğrencilerden Ömer Berkay Biçen, "Arkadaşımla beraber işitme engelliler için bir gözlük tasarladık. Bir beyin fırtınası çalışması sırasında bu fikri bulduk. Beraber konuşurken bu fikir ortaya çıktı" dedi.

Dağhan Akyürek ise, "İşitme engelliler için proje yapmamızın sebebi günlük hayatta iletişim konusunda sıkıntılar çekiyorlar. İşaret dili kaçımız biliyoruz? Ayrıca çok fazla işitme engelli birey var. Okuyarak daha hızlı iletişime geçmenin daha kolay olduğunu düşündüğümüz için bu projeyi yaptık." diye konuştu.

Gözlüğün çalışma prensibi hakkında bilgiler veren Akyürek, "Gözlük karşıdan aldığı sesi ardinyo aracılığı ile yazıya çeviriyor. Yazıya çevirdiği bilgiyi ekrana aktarıyor. Ekran sayesinde de gözlük üzerindeki optik sistemden cama yansıyor. O camdan da gözlüğü takan kişi yazıyı okuyup karşıya geri bildirim verebiliyor. Bu sayede iletişime daha kolay geçmiş oluyor." dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Gözlükten görüntü

Gözlüğün çalışma prensibinden görüntüler

Gözlükten akan yazıların görüntüsü

Öğrencilerin gözlük üzerinde çalışma yaparken görüntüsü

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un paylaştığı video

Öğrenciler ve öğretmen ile röp ve detaylar

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

========================================


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Sultan Özcan İzmir Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

29 MART BİM AKTÜEL ÜRÜNLER KATALOĞU YAYINLANDI: Bu hafta neler var? Bu hafta BİM'e hangi ürünler geldi? İstanbul'da yangın mı var? İstanbul'da nerede, ne yangını var son dakika! Bugün hangi maçlar var? Bugün maç var mı? 29 Mart Bu akşam hangi maçlar var, hangi kanalda? Moritanya'da bir kadın evlenmek istiyorsa kaç kilo olmalıdır? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 29 Mart 2024 Cuma! Basketbol tarihinde bir oyuncu kariyerinde en fazla toplam kaç sayı atmıştır? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 29 Mart 2024 Cuma! Dünyanın en uzun öküzü günde kaç litre su içer? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 29 Mart 2024 Cuma! FACEBOOK CUMA MESAJLARI 2024: Resimli, en iyi, en yeni Facebook Cuma mesajları! RESİMLİ HAYIRLI CUMALAR MESAJLARI | Hadisli Cuma mesajı! En güzel resimli cuma mesajları! Cuma mesajları, resimli Cuma mesajları! Kısa Cuma mesajları En yeni Cuma mesajları neler? Kısa, ayetli ve anlamlı Cuma mesajları hangisi? EN İYİ CUMA MESAJLARI: Whatsapp, Facebook Ayetli, resimli, kısa Cuma mesajları! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 29 Mart AFAD ve Kandilli deprem listesi! 29 Mart Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 29 Mart 2024 On Numara çekiliş sonuçları açıklandı! On Numara sonuçları saat kaçta? On Numara CANLI izle! Bugün kazanan numaralar neler? 29 Mart 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 29 Mart Resmi Gazete yayımlandı! 32503 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! Teravih namazı 8 rekat kılınır mı?
title