Haberler

DHA YURT BÜLTENİ - 3

Hatay'da fırtınada sürüklenen gemi karaya oturdu-1HATAY'ın Dörtyol ilçesinde, demirli kargo gemisi fırtınada sürüklenip, karaya oturdu.

Hatay'da fırtınada sürüklenen gemi karaya oturdu-1

HATAY'ın Dörtyol ilçesinde, demirli kargo gemisi fırtınada sürüklenip, karaya oturdu.

Akdeniz'de etkisini gösteren şiddetli fırtına nedeniyle Türk bayraklı 1533 grostonluk, 68 metre uzunluğundaki 'Mustafa Kemal I' adlı kargo gemisi, Hatay'ın Dörtyol ilçesi Özerli Mahallesi açıklarında demirliyken sürüklendi. Gemi, dalgaların da etkisiyle Öğmeiş Sahili yakınlarında karaya oturdu. Geminin kurtarılması için çalışma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

Sedat İSKENDEROĞLU/DÖRTYOL (Hatay),

==============================

Diyarbakır'da 25 gündeki 116 operasyonda 933 kilo esrar ele geçirildi

DİYARBAKIR'da polis ekiplerince 25 günde düzenlenen 116 farklı uyuşturucu operasyonunda toplam 933 kilo esrar ele geçirildi, 148 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince uyuşturucu kaynağının kurutulması, ticaretinin ve kullanımının engellenmesi ayrıca terör örgütlerinin uyuşturucu madde üzerinden finansal kaynak sağlamalarının engellenmesine yönelik olarak yürütülen çalışmalar kapsamında 1-25 Ocak tarihlerinde 116 farklı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda toplam 933 kilo esrar, 10 kilo 720 gram eroin, 7 bin 504 uyuşturucu hap, 1 kilo 419 gram metamfetamin, 18 gram kokain, 153 gram sentetik uyuşturucu ve uyuşturucu ticaretinden elde edilen 12 bin 280 lira ele geçirildi. Operasyonlarda gözaltına alınan 148 şüpheliden 95'i serbest kalırken, 40'ı çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı, 13'ü ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Kamyonda narkotik köpeğin arama yapması

Ele geçirilen uyuşturucu maddelerin çıkarılması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Elif FİLİZ/ DİYARBAKIR,

==============================

Cep telefonu hırsızı güvenlik kamerasında

ADANA'da cep telefonu bayisine girerek 10 telefon çalan Mehmet İ. (39) güvenlik kameraları tarafından görüntülendi.

Olay, Seyhan İlçesi Türkocağı Mahallesi'nde meydana geldi. Mehmet İ. vitrin camını kırarak girdiği işyerinden 10 cep telefonu çaldı. Alarmın devreye girmesi üzerine, işyeri sahibi Ziya M., polisi aradı. Olay yerine giren Hırsızlık Büro ekipleri, şüpheli Mehmet İ.'yi kısa sürede çaldığı cep telefonlarıyla birlikte yakaladı. Ayrıca Mehmet İ.'nin soygun sırasında başından hafif yaralandığı öğrenildi. Şüpheli, emniyetteki sorgusunun ardından çıkarıldığı mahmekece tutuklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Zanlının iş yerine girmesi

Telefonları çalmasından farklı açılardan görüntüler

Zanlının iş yerinden çıkması

Emniyet müdürlüğü tabelası

Zanlının emniyetten çıkarılması

HABER: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,

==============================

Adana'da 12 kaçak göçmen yakalandı

ADANA'da polis, ülkeye kaçak yollarla giren Afganistan uyruklu 12 göçmeni yakaladı.

İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Şube ekipleri, İran'dan ülkeye kaçak yollarla girip Adana'ya gelen kişiler olduğu ihbarını aldı. Kent otogarına gelen Afganistan uyruklu 12 göçmenin, buradan İstanbul ve Ankara'ya gideceği öğrenildi. Yakalanan göçmenler üzerlerindeki kimlik ve pasaportlara el konuldu. Göçmenler işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere, İl Göç İdaresi'ne gönderileceği öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Kaçak göçmenlerden görüntü

Polisin üst araması yapması

Çantalarının aranması

Evrak ve kimlik kontrolü yapılması

Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK / ADANA,

==============================

İzmir Jeoloji Mühendisleri Odası: Kentin önemli kısımları riskli

EGE bölgesinde son zamanlarda sık sık meydana gelen depremlerin ardından açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, kentte aktif 13 fay hattının bulunduğunu, bir çok bölgenin deprem açısından riskli olduğunu söyledi. İzmir'de 40 kilometre uzunluğunda deprem üretme potansiyeline sahip olan büyük bir fayın, Narlıdere ilçesinden geçerek Konak, Alsancak ve Altındağ'a doğru gittiğini vurgulayan Murathan, bu nedenle Narlıdere'nin belli bölgelerinin, Alsancak ve Konak'ın kıyı ile bağlantılı olan kesimlerinin ve Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli ilçelerinin riskli bölgeler olduğunu söyledi. Alim Murathan, en çok riskli olarak görülen alanların ise Karşıyaka-Çiğli ve Menemen hattını kapsayan bölge olduğunu açıkladı.

'İZMİR'İN DEPREM RİSKİ İSTANBUL KADAR YÜKSEK'

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, Türkiye'nin 20 kentindeki toplam 80 ilçe ve 500 yerleşim yerinin doğrudan aktif fay hatları üzerine kurulu olduğunu söyledi. İzmir'in de bu 20 kent içerisinde bulunduğunu ve İstanbul kadar risk taşıdığını ifade eden Alim Murathan, "İzmir tektonik bir kent, deprem kenti. Bizim yaptığımız çalışmalarda Türkiye'de deprem üretecek aktif faylar, 20 kentte var. Deprem üretecek olan bu faylar yerleşim yerlerinden geçiyor. Ülke genelinde 80 ilçede 500 yerleşim yerini kapsıyor. İzmir bu 20 kent içerisinde İstanbul kadar deprem riski yüksek bir şehir. Bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bir gerçek var. İzmir'de deprem üretme potansiyeline sahip 13 tane aktif fay bulunuyor. Bu fayların önemli bir kısmı kentin içerisinden geçiyor.  Olası büyük bir depremde yıkıcı etkisi olabilir" dedi.

'BÜYÜK FAY KANTİ DOĞUDAN BATIYA SARIYOR'

İzmir'de 40 kilometre uzunluğundaki deprem üretme potansiyeline sahip olan büyük fayın, kenti doğudan batıya doğru sardığını anlatan Murathan, "Bu fay 1600'lü yıllarda da büyük bir deprem üretmiş ve kenti yıkmış. Bu fayın önemli bir kısmı kentin içerisinden geçiyor. Narlıdere bölgesinden başlıyor, Konak, Alsancak ve Altındağ'a doğru gidiyor. Kentin riskli birçok bölgesi var. Güncel alüvyon dediğimiz ovalık kesimler İzmir'de risk taşıyor. Bunlar yine Narlıdere'nin belli bölgeleri, Alsancak, Konak'ın kıyı ile bağlantılı olan kesimleri. En çok riskli gördüğümüz iki bölge bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Karşıyaka-Çiğli ve Menemen hattını kapsayan bölge. Çünkü bu bölge Gediz Nehri'nin getirdiği alüvyon zeminden oluşuyor. 1860'lı yıllarda Gediz Nehri'nin yatağı değiştiriliyor. Şu andaki Foça'da denize akıyor" diye konuştu.

DEPREM ANINDA EN ÇOK ETKİLENECEK BÖLGELER

Karşıyaka-Çiğli bölgesi ile denizle bağlantılı olan Bayraklı bölgelerinde sıvılaşma riskinin yüksek olduğunu, bu nedenle buraların bir deprem anında en çok etkilenecek bölgelerden bir tanesi olarak görüldüğünü açıklayan Alim Murathan, şunları söyledi:

"Biz bu bölgelerde yapılacak olan yüksek yapıları çok doğru bulmuyoruz. Özellikle denizle bağlantılı olan bölgelere 80-100 katlı yapıların yapılması çok doğru değil çünkü buralar delta olduğu için büyük bir depremde denize kaymalar yaşanabilir. Ancak riskli olarak gördüğümüz bütün alanlarda deprem yıkıcı bir etki gösterecek diye halkımızın hemen paniğe kapılmasını da istemiyoruz."

Binaların yapılacağı zeminlerin önemli olduğunu vurgulayan Alim Murathan, "Zeminin sağlam olması önemli. Bunun yanı sıra mühendislik hizmeti de mutlaka almalı. Zeminle ilgili mühendislik parametrelerinin iyi elde edilip üzerine güvenli, depreme dayanıklı binaların yapılması gerekiyor. Vatandaşlarımızın sadece zemine bakarak, güvenli alanda olmadıklarını düşünmelerini istemiyoruz. Hem zemine bakmaları gerekiyor hem de binalarının depreme dayanıklı olup olmadığına" diye konuştu.

İZMİR'DE SAĞLAM ZEMİNLER KAYALIK KESİMLER

İzmir'de yüksek kotlarda, kayalık zeminlerdeki bütün yapıların, zemin açısından daha güvenli olduğunu da belirten Alim Murathan, şunları söyledi:

"Bunu sadece zemin açısından söylüyorum. Ama binalar açısından bunu söyleyemeyiz. 1999 yılından önce yapılan binaların, kent içerisinde ciddi bir risk taşıdığı ortaya kondu ama 99'dan sonra deprem yönetmeliği çerçevesinde yapılan binalar biraz daha güvenli. Bu nedenle vatandaşların oturdukları binaların depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda mutlaka araştırma yapması gerekiyor. Buca bölgesi daha kayalık kesimde, zemin biraz daha sağlam. Bornova'nın Evka-3 bölgeleri, Osman Gazi bölgeleri daha güvenli alanlar. Balçova'nın önemli bir bölgesi daha güvenli. Fakat zeminin sağlam olması, binanın yıkılmayacağı anlamına gelmez. Buralarda yapılan binalar da mutlaka mühendislik hizmeti almalı. Depremler ülkemizin bir gerçeği. Bunun bir doğa olayı olarak değerlendirmek gerekiyor. Ama depreme hazırlanmalıyız. Depremlere karşı güvenli yapılar oluşturularak, toplumun can ve mal güvenliğini sağlamalıyız. Bu konuda herkese büyük görevler düşüyor."

İzmir'in afet riskinin bulunduğunu anımsatan ve yapılacak çalışmalarda öncelikli görevin İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne düştüğünü belirten Murathan, depreme hazırlık konusunda yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı:

"Kentin ana ulaşım yolları, kentin su kanalizasyon hatları, doğalgaz hatları, büyük trafo merkezleri kontrol edilmeli. Olası büyük bir deprem anında kentte bir karmaşa yaratmadan, güvenli ulaşımın, güvenli suyun, güvenli ısınmanın sağlanacağı alt yapı yatırımlarının elden geçirilmesi gerekiyor. Bunlar kısmen yapıldı. Ama bunlar daha derli toplu şekilde, bir afet planlaması dikkate alınarak gözden geçirilmeli. İzmir halkının da bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu konuda eksiklikler var. Vatandaşlarımızın hem kendi binaları hem de kendi zeminleri ile ilgili doğrudan bilgi almaları gerekiyor. Türkiye'de etkin bir kamu denetimi yok. Bir bina yapılırken etkin bir kamu denetimi olmadığını söylüyoruz. Çünkü jeoloji mühendisleri yapı denetimlerinin dışına çıkarılmış durumda. Bu ülkemizin en büyük eksikliği ve ayıbı. Avrupa'da ve dünyada böyle bir uygulama yok. Halkımızın güvenliği için jeoloji mühendislerinin yapı denetim süreçlerinde etkin rol alması gerekiyor."

DAİRE BAŞKANLIĞI KURULACAK

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'le görüştüklerini, deprem ve yer bilimleri konusunda bir daire başkanlığının kurulması konusunda fikir birliğine vardıklarını, kendilerinin de bu dair başkanlığının en kısa sürede kurulmasını istediklerini açıklayan Murathan, en kısa zamanda deprem çalıştayının düzenlenerek, daha sonra somut adımların atılması gerektiğini vurguladı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Jeoloji mühendisleri odası başkanından görüntü

İzmir'den görüntü

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan ile röp.

Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR,

===================================

Neslican'ın babasından, beyincik erimesi olan Meryem için çağrı

TÜRKİYE'de kansere karşı verdiği mücadeleyle yakından tanınan Neslican Tay'ın babası Fahri Tay (43), 'beyincik erimesi' olarak bilinen NCL Tip 2 hastası, Manisalı Meryem Karaman'ın (3,5) sağlığına kavuşması için gereken, sadece yurt dışından temin edilebilen ve her dozu 56 bin euro (yaklaşık 370 bin lira) olan ilaca kavuşabilmesi için internette imza kampanyası başlattı.

Manisa'nın Yunusemre ilçesine bağlı kırsal Çamlıca Mahallesi'nde yaşayan Sevnaz- İbrahim Karaman çiftinin kızı Meryem'e, 2 yıl önce epilepsi nöbeti şikayetiyle gittikleri Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi'nde, NCL Tip 2 (beyincik erimesi) hastalığı tanısı koyuldu. Metal işlemesi yapılan fabrikada işçi olarak çalışan İbrahim Karaman (41), kızının tedavisinin maliyetli olduğunu, ilaçların sadece yurt dışından getirildiğini söyledi. Kızına verilen her doz ilacın 56 bin euro olduğunu anlatan Karaman, bu parayı ödemeye ekonomik gücünün yeterli olmadığını kaydetti.

'İLACI KULLANAMAZSA YAŞAMINI KAYBEDEBİLİR'

Maliyetini karşılayamadıkları için kızının tedavisini yaptıramadıklarını belirten İbrahim Karaman, "Kızım için gerekli olan ilaçlar sadece yurt dışında var. Meryem'i yaşatacak ilacın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme listesine alınmasını istiyoruz. Eğer kızım ilacı kullanamazsa 6-7 yıl içinde yaşamını kaybetme ya da ağır engelli olarak makinelere bağlı olarak yaşama riski söz konusu. İlacını mutlaka kullanması gerekiyor. Bu ilacı da ayda 2 defa almamız gerekiyor. Çaresiziz. Yetkililerden yardım bekliyoruz" diye konuştu.

Ev kadını Sevnaz Karaman (39) de kızı Meryem'in sağlığına kavuşması için ellerinden hiçbir şey gelmediğini dile getirerek, "Çocuğum için hiçbir şey yapamamak çok kötü bir şey. Çocuğumuzun gözümüzün önünde göz göre göre ölüyor. Yetkililerden, bizim yerimize kendilerini koymalarını istiyoruz" dedi.

NESLİCAN'IN BABASINDAN MERYEM İÇİN İMZA KAMPANYASI

Sevnaz- İbrahim Karaman çiftine en büyük destek ise kızını kanserden kaybeden Fahri Tay'dan geldi. Tay, küçük Meryem için 'www.change.org' internet sitesinde 'Meryem'in ilacı SGK tarafından karşılansın' sloganı ile imza kampanyası başlattı. Kansere karşı verdiği mücadeleyle tanınan kızı Neslican Tay'ı kaybettikten sonra kendisini hasta çocuklara adadığını belirten Fahri Tay, "Meryem'in hastalığının çok nadir görülen ölümcül bir rahatsızlık. Bu hastalığa sahip olan çocuklar, ailelerinin gözleri önünde her geçen gün eriyip, yaşamlarını yitiriyor. Bu hastalığın ilerlemesini durdurmak için bir ilaç geliştirildi. Ancak bu ilaç Türkiye'de yok ve çok pahalı. Ayrıca hastalık belli bir ilerleme kaydettikten sonra ilacı alabilmek için artık çok geç oluyor. Bu nedenle Meryem'in kaybedecek zamanı yok. Kendim gerekirse evimi, arabamı satıp, Meryem'in tedavisi için kullanacağım. Yeter ki Meryemler yaşasın" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

Küçük Meryem Karaman'ın görüntü

Küçük Merve için yardım kampanyası Fahri Tay röp.

Küçük Meryem'in annesi Sevnaz Karaman ile babası İbrahim Karaman röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Cemil SEVAL / MANİSA,


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Meryem İzmir Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title