Haberler

DHA İSTANBUL BÜLTENİ-3

İSTANBUL'DA KAR KALINLIĞI ORTALAMA 5 CM BEKLENİYOR* Prof. Dr. Hüseyin Toros," Perşembe ve Cumartesi günü İstanbul'da kar yağışını göreceğiz"Belli noktalarda daha yoğun olabilir ama genel anlamda en azından 3-4 santimlik kar yağışı görünüyor.

İSTANBUL'DA KAR KALINLIĞI ORTALAMA 5 CM BEKLENİYOR

* Prof. Dr. Hüseyin Toros,

" Perşembe ve Cumartesi günü İstanbul'da kar yağışını göreceğiz

"Belli noktalarda daha yoğun olabilir ama genel anlamda en azından 3-4 santimlik kar yağışı görünüyor. Bazı noktalarda 10 santim de olabilir ama birçok noktada ortalama 5 santimlik bir kar yağacak görünüyor"

Haber-Kamera: Beyza Nur GÜLER-Mertcan ÖZTÜRK/ İstanbul,  İSTANBUL Teknik Üniversitesi(İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Model sonuçlarına dayanarak tahminim bilhassa Perşembe ve Cumartesi günü İstanbul'da kar yağışını göreceğiz. Yani İstanbul beyaza bürünecek diye tahmin ediyorum. Belli noktalarda daha yoğun olabilir ama genel anlamda en azından 3-4 santimlik kar yağışı görünüyor. Bazı noktalarda 10 santim de olabilir ama birçok noktada ortalama 5 santimlik bir kar yağacak gibi görünüyor" dedi.

"BİRÇOK NOKTADA ORTALAMA 5 SANTİM KAR GÖRECEĞİZ"

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün tahminlerine ve uzmanlara göre, İstanbul'da beklenen kar yağışı Perşembe günü başlayacak.

Perşembe günü İstanbul'un beyaza bürüneceğini ifade eden Toros, "Bir İstanbullu olarak ben de artık sabırsızlıkla kar yağışını bekliyorum. Çünkü artık kar hayatımızda vazgeçilmez. ve maalesef bu sene, bugün 4 Şubat olmasına rağmen hala kar yağmadı ama sistemler, atmosfer sayısal modellere göre, şu anda Türkiye üzerinden bilhassa Karadeniz'den gelen yağışlı sistem var, Balkanlar'dan gelen serin ve yağışlı bir sistem var. Yarın bol miktarda yağış bırakacak görünüyor Marmara Bölgesinde,  Lodos hakim ama Çarşamba'yı Perşembeye bağlayan gece sistem biraz Karadeniz'e doğru ilerleyeceği için artık poyraz gelmeye başlıyor ve sıcaklıklar Perşembe sabahı 1 derecelere düşecek gibi görünüyor. Dolayısıyla, İstanbul için 0-1 derece kar anlamına geliyor. Yani Perşembe günü şu andaki atmosferik sayısal modellere göre ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün tahminlerine göre kar bekliyoruz" şeklinde konuştu.  Beklenen kar yağışı İstanbul'da beyaz örtü oluşturacak kadar kuvvetli olacak mı sorusuna ise  Hüseyin Toros, "Aslında bu kar Cuma ve bilhassa Cumartesi günü de kendini gösterecek gibi görünüyor. Dolayısıyla, benim model sonuçlarına dayanarak tahminim bilhassa Perşembe ve Cumartesi günü İstanbul'da kar yağışını göreceğiz. Yani İstanbul beyaza bürünecek diye tahmin ediyorum. Belli noktalarda daha yoğun olabilir ama genel anlamda en azından 3-4 santimlik kar yağışı görünüyor. Bazı noktalarda 10 santim de olabilir ama birçok noktada ortalama 5 santimlik bir kar yağacak görünüyor" diye cevap verdi.

"14-15 ŞUBAT'TA DA KAR YAĞIŞI OLABİLİR"

Şubat ve Mart aylarında kar yağışlarının olup olmayacağı ile ilgili ise Toros, "Meteorolojik tahminlerin 3 günden sonra tutarlılığı azalmaktadır biliyorsunuz, tabii ki sürekli sistemler geliyor. Aslında kar yağışı derken biz İstanbul'u konuşuyoruz ama Anadolu'da kar yağıyor. İstanbul için konuşursak, yine sistem gelişleri var ama hep sınır değerlerde geliyor. Örneğin bir sonraki haftada yani ayın 14'ü, 15'i gibi yine bir sistem gelişi var ama şu an kar gelir ya da gelmez demek çok erken olur" ifadelerini kullandı.

"ŞEHİRLERDE ISI ADASI ETKİSİ VARDIR"

Meteoroloji tahminlerine göre İstanbul'da yağması beklenen karın, neden bir türlü yağmadığını ise Toros, şu sözlerle açıkladı:

"Şehirlerde ısı adası etkisi vardır. Bir önceki kar yağışı beklentimizde havada yeterli nem yoktu. Gelen sistem ile beraber yeterli nem yoksa yağış bırakmayabilir. Perşembe günü yeterli nem görünüyor, nem olacağı için kar yağışı olacak. Ama bununla beraber şehirlerde, şehir ısı adası dediğimiz binalardan dolayı, araçlardan dolayı, yüzeyin yapısındaki değişimden dolayı örneğin asfalt olması, gün boyunca alınan ısının emilmesi ve şehrin, şehir olmayan bölgeye göre birkaç derece daha sıcak olmasına yol açabilmektedir. Tabii bu da, ben sıfır derecelerden bahsediyorum ama birkaç derece yukarıda olursa, oraya yağacak karın yağmura dönüşmesine neden olur"

"KÜRESEL ISINMANIN DA ETKİSİ VAR"

Karın, mevsim normallerine göre geç kaldığını dile getiren Toros, "Bu sene biliyorsunuz 2019 yılı çok sıcak geçti ve 2020'nin ilk aylarındayız şu anda, bugün 4 Şubat ve ben üzerime herhangi bir şey almadan, rahatlıkla ceket giyinerek üşümeden dışarıda durabiliyorum. Yine dışarıda insanları da görüyorsunuzdur mont giyinmeden dışarıda olduklarını göreceksiniz. Gerçekten sıcak bir dönem yaşıyoruz. Ki önümüzdeki aylarda da bu sıcaklığı Mart bilhassa Nisan ayında göreceksiniz. Tahminlere göre Nisan ayında Türkiye genelinde sıcak bir hava bizleri bekliyor. İklimde salınımlar vardır, bazı yıllar sıcak bazı yıllar soğuk geçebilir. Gayet normaldir ancak bununla beraber bir gerçeği de göz ardı etmemek gerekir. Biliyorsunuz 2000'li yılların sonrasındaki sıcaklıklar, 2000 yılı öncesine göre daha yüksek. 2019 yılı ülkemizde son 49 yılın en sıcak dördüncü yılıydı. Dünyada ise en sıcak ikinci yıl olarak kayıtlara geçti. Bunlar son derece önemli veriler. Küresel ısınmanın da tabii ki bir etkisi vardır" dedi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Prof. Dr. Hüseyin Toros ile röp.

-Genel ve detay

======================

2- İSTANBUL İÇİN FIRTINA UYARISI

İstanbul DHA- METEOROLOJİ, yarın sabah İstanbul'da kuvvetli lodos beklendiğini belirterek uyarıda bulundu.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada yarın sabah başlayacak kuvvetli lodosun gün boyu süreceği belirtildi. Lodos nedeniyle çatı uçmaları, direk devrilmeleri ve soba zehirlenmelerine karşı önlem alınması gerektiği kaydedildi.

Görüntü Dökümü:

--------

-Arşiv

=====================

3- BEYLİKDÜZÜ DEVLET HASTANESİ'NDE ÇİN'DEN GELEN HOSTES TEDBİRİ

Haber-Kamera: Ersan SAN/İSTANBUL,

Beylikdüzü Devlet Hastanesi'ne gece saatlerinde gelen bir kadın halsizlik ve ateş şikayetiyle başvurdu. Bir süre hastanede tetkikleri yapılan kadın, bir süre sonra izole müşahade odasına alındı. Hastaneye başvuran kişinin kısa zaman önce Çin'e seyahat eden bir hostes olduğu öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre gece saatlerinde bir Türk kadın halsizlik ve ateş şikayetiyle Beylikdüzü Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Hastanedeki doktorlar ise hastanın şikayeti üzerine gerekli tahlilleri yaptı. Tahlillerin ardından kadın hastanenin izole müşahade odasına alındı. Bu sırada hastanedeki görevli personellerin de maske taktıkları görüldü. Hastaneye başvuran kadının kısa süre önce Çin'e seyahat eden bir hostes olduğu öğrenildi.

Görüntü Dökümü:

---------

-Hastanenin dış görüntüsü

-İzole odasının dış görüntüsü

-Maske takan personel

-Genel ve detaylar

===================

4- BABASININ OTOMOBİLİNİ YAKTI, BANA KALMAYAN BAŞKASINA KALMASIN DEDİ

Haber-Kamera: Murat KORKMAZ / ÜMRANİYE'de akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürülen Mahmut A. ölen babasına ait olan otomobili yaktı. Gözaltına alınan Mahmut A. "Beni çek beni. Ben yaktım. Bana kalmayan başkasına kalmasın." dedi.

Olay, saat 12.00 sıralarında Ümraniye Namık Kemal Mahallesi Paşazade Sokakta meydana geldi. Akli dengesi yerinde olmadığı öne sürülen Mahmut A. ölen babası Ali A.'ya ait 61 FL 778 plakalı aracın camını kırarak ateşe verdi. Mahalle sakinleri durumu polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay, yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederek söndürdü. Otomobilde hasar oluşurken, Mahmut A. polis ekipleri tarafından gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.  Mahmut A. gözaltına alınırken, kendisini görüntüleyen basın mensuplarına, "Beni çek beni. Ben yaktım. Bana kalmayan başkasına kalmasın." dedi.

Görüntü Dökümü

-itfaiye ekiplerinin müdahalesi

-polisin gözaltına alması

-aracı yakandan görüntü

-genel ve detay

==================

5-YAZAR NAZLI ERAY'IN ÇANTASINI ÇALAN ŞÜPHELİLER KAMERADA

-Yazar Eray o anları anlattı.

-Benzer suçlardan 21 kez kaydı olduğu ortaya çıkan Kardelen B. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Buse PEHLİVAN-Cengiz ÇOBAN/İSTANBUL Kadıköy'de kafede oturan yazar Nazlı Eray'ın çantası iki kadın şüpheli tarafından çalındı. Olay anı güvenlik kameralarına yansırken, şüphelilerden biri polis ekipleri tarafından yakalandı. Benzer suçlardan 21 kez poliste kaydı olan şüpheli kadın çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yazar Eray ise başına ilk defa böyle bir şey geldiğini belirterek, "O beni tanımıyor tanısaydı böyle bir şey yapmazdı" dedi.

Olay, 26 Ocak Pazar günü saat 20.00'da Kadıköy'de bir kafede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yazar Nazlı Eray bir kafede oturduğu sırada iki kadın şüpheli yankesicilik yöntemiyle çantasını alıp olay yerinden kaçtı. Çantasının içerisinde 6 bin lira değerinde ziynet eşyası, cep telefonu, bin lira nakit para olan Nazlı Eray olayı polise ihbar etti. Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliğine bağlı ekipler olayla ilgili çalışma başlattı. Güvenlik kameralarını inceleyen ekipler kadın şüphelilerin eşkal ve kimliklerini tespit etti. Ekipler, teknik takibin ardından görüntülere yansıyan kadın şüphelilerden birini 2 Şubat Pazar günü Bağcılar'da yakaladı.

Gözaltına alınan Kardelen B.(24)'ün 21 adet benzer suçlardan poliste kaydı olduğu, çocuk yaşlardan beri yankesicilik yaptığı daha önce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı ve denetimli serbestlik için karakola giderek imza attığı öğrenildi.

Yankesicilik Büro Amirliğine bağlı ekipler, yaptığı detaylı incelemelerde kadın şüphelilerin son 1 ayda tespit ettiği kalabalık alanlarda mağaza ve kafelerde 12 ayrı olay gerçekleştirdiğini tespit etti. Şüphelilerin 1 ayda gerçekleştirdiği 12 ayrı yankesicilik olayından yaklaşık 100 bin lira değerinde telefon, nakit para ve ziynet eşyası çaldıkları öğrenildi.

Şubede işlemleri tamamlanan şüpheli Kardelen B. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Görüntülere yansıyan diğer şüphelinin arama çalışmaları devam ediyor.

HIRSIZLIK ANI KAMERADA

Öte yandan, yazar Nazlı Eray'ın çantasının çalındığı anlar kamaralara yansıdı. Görüntülerde Eray kafede oturduğu kadın şüphelilerden biri yanına oturuyor. Diğer kadın şüpheli ise etrafı gözetliyor. Nazlı Eray'ın yanına oturan şüphelinin çalacağı çantayı beyaz poşetle gizlemeye çalışarak çalıyor.

ERAY O ANLARI ANLATTI

Yazar Nazlı Eray çantasının çalındığı anları anlattı. Başına ilk defa böyle bir şey geldiğini belirten Eray, "O beni tanımıyor tanısaydı böyle bir şey yapmazdı" dedi.

Eray şöyle devam etti:

"5-6 gün önce Bağdat caddesinde bir kafede arkadaşımla oturuyordum. Yanımda çantam da vardı. Bir ara döndüm telefonumu arıyorum çantamda. Bir baktım çanta yerinde yok. Büyük bir korku, büyük bir şok, çalındığını ondan sonra anladım. Polise haber verildi, kameralara bakıldı. Görüntülerde genç bir kadının çantayı alıp gittiği görüldü. Çantada telefon, kimlik, ehliyet, ufak bir boncuk, tılsımlı kolye ne varsa gitmişti. Çantada bir iki parça altın da vardı. Onları o gün satacaktım. Alan için renkli bir çanta. Asayişten gelen arkadaşlar beni yüreklendirdiler. Devamlı geldiler, ilgilendiler, bulunabilir dediler. Bana nasıl bulacaklarını anlattılar. Önce inanamadım. 20 milyonluk şehir, küçük siyah bir çanta. Fakat çanta geri geldi. Polislere çok teşekkür ederim. Hırsızın resmini gördüm. Genç bir kız beni etkiledi. Gözleri böyle karanlık içeriye doğru giden tüneller gibi. Yani hayatımda böyle değişik bir sayfa açılmış oldu. O beni tanımıyor tanısaydı böyle bir şey yapmazdı"

Görüntü Dökümü:

(GÜVENLİK KAMERASI)

-Şüphelilerin mağazada alışveriş yapan kadından para çalma anı

-Şüphelilerin yazar nazlı Eray'ın çanta çalma anı

-şüphelilerin mağazada alışveriş yapan kadının cebinden telefon çalmaya çalışması

(AKTÜEL)

-Şüphelinin şube çıkışı

-Yazar ile röportaj

-Genel ve detaylar

===========================

6-  BAYRAMPAŞA'DA İKİ AİLE ARASINDA KAVGA: 11 YAŞINDAKİ ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ

Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK/- BAYRAMPAŞA'da husumetli iki aile arasında kavga çıktı. Kavganın ardından otomobil ile sokağa giren kişiler silahla ateş açtı. Açılan ateş sonucu 11 yaşındaki Sinan Üstünalp hayatını kaybederken, amcaları Ali Üstünalp ve Aziz Üstünalp yaralandı.

Bayrampaşa Cevatpaşa Mahallesi'ndeki olay geçtiğimiz cumartesi günü meydana geldi. İddiaya göre, husumetli iki aile arasında sokak üzerinde kavga çıktı. Kavga sırasında 11 yaşındaki Sinan Üstünalp, babaannesi Hamide Üstünalp'e "bunlar bizi öldürecek polise haber verelim" dedi. Sokakta yaşanan kavganın ardından karşı taraftan kişiler bir süre sonra otomobil ile sokağa gelerek silahla ateş açtı. Açılan ateş sonucu 11 yaşındaki Sinan Üstünalp göğsüne isabet eden kurşunla hayatını kaybederken, amcaları Ali Üstünalp ve Aziz Üstünalp yaralandı.  İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri yaralıları Ambulansla çevredeki bir hastaneye götürdü.

"BENİM CANIM YANDI, BAŞKA ANNELERİN CANI YANMASIN"

Küçük çocuk toprağa verilirken Anne Sibel Üstünalp, " Mahallede kavga çıkmıştı. Neden çıktı bilmiyordum. Çocuğum, babaannesine 'polise haber vereyim' dedi. Benim çocuğumun günahı bu mu? Gördü  babaannesi söyledi. Geldiler kalbine sıktılar.  Yakalansın, tutuklansın istiyorum. İçim biraz rahatlasın. Benim çocuğum hiç yoktan gitti. Onu benden ayırdılar. Benim canım yandı, başka annelerin canı yanmasın" dedi.

"11 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN CANINI ALDILAR"

Olay sırasında bacağından yaralanan  Aziz Üstünalp, "Nasıl olduğunu ben de bilmiyorum. Sesler duydum. Uykudan kalktım. Aşağıya indim. Bir kaç kişi gelmiş. Arabanın içinden önüne gelene sıkmış.  Yeğenimi de öldürdü. Kardeşim de yaralandı. Yoğun bakımda. 11 yaşında çocuğu öldürdü. Benim kardeşlerim olay olmadan önce polisi aramış, bizi vurmaya gelecekler demiş. Polisler geldi. Polisler ayrıldıktan bir saat sonra olay oldu.  11 yaşında çocuğun canını aldılar" dedi.

"BABAANNE BUNLARI POLİSE SÖYLEYELİM GELİP ALSINLAR DİYORDU"

Babaanne Hamide Üstünalp ise " Ben sürekli evin önünde otururum. Onlar buradan geçince korkardım. Korkarak evin içine zor atıyordum kendimi. Burada hırsızlık yapıyorlardı. Arkadaşlarına beni göstererek 'bu kadın beni polise şikayet ediyor' diyordu.  Torunum yanımda oluyordu. 'Babaanne bunları polise söyleyelim gelip alsınlar' diyordu.  Olay günü, otomobil ile yavaş ilerleyerek sokağa girdiler. Arabanın camı az açılmıştı. Camlar siyahtı içerisini görünmüyordu. Silahı çıkardı biri ve ateş ederek ilerledi. Torunum az ileride direğin yanındaydı. Oğlum da o taraftaydı" dedi. Polis şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Olayın yaşandığı sokakta polisin önlemi devam ediyor.

Görüntü Dökümü

--------------

-Olayın yaşandığı sokaktan görüntü

-Olay sırasında yaralanan Aziz Üstünalp Röp.

-Babaanne Hamide Üstünalp röp.

-Anne Sibel Üstünalp Röp.

-Kurşunların isabet ettiği araçlar

-Hamide Üstünalp'ın torununun öldürüldüğü anları olay yerinde anlatması

-Genel ve Detaylar

==========================

7- BEŞİKTAŞ'TA ÇALIŞANINA CİNSEL SALDIRIDA BULUNDUĞU İDDİASIYLA GÖZALTINA ALINAN ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Ali ABLAY/İSTANBUL,

Beşiktaş'ta bir otelde düğün organizasyonu yapan şirketin yöneticisi, şirket çalışanı kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı.

Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği ekipleri, 2 Şubat saat 02.00'da Beşiktaş'ta bir oteldeki düğün organizasyonunda çalışan K.C. şirket yöneticisi M.Y'nin cinsel saldırısına uğradığı şikayeti üzerine çalışma başlattı. Polis, saat 13.00'da şüpheli M.Y.'yi yakaladı. Gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. M.Y. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

========================

8- İRAN'LI RAPÇİ SERBEST BIRAKILDI

Ali ABLAY / İSTANBUL, ÜLKESİNDE uyuşturucu kullanmaya teşvik etme suçundan dolayı kırmızı bültenle aranan İranlı rapçi Amir Hossein Maghsoudloo, İstanbul'da yakalanarak gözaltına alınmıştı. Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne tutulan Maghsoudloo dün akşam saatlerinde Türkiye'den çıkış yapmamak ve düzenli olarak imza vermek şartıyla serbest bırakıldı.

Ülkesinde kırmızı bültenle aranan İranlı rapçi Amir Hossein Maghsoudloo (33) 28 Ocak günü İstanbul İl Göç İdaresi'ne vize işlemlerini yaptırmak için geldiği sırada Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alınmıştı. Türkiye'ye 20 Temmuz 2019 tarihinde girdiği belirlenen Maghsoudloo'nun vize süresinin dolmasına rağmen yasadışı bir şekilde Türkiye'de kalmaya devam ettiği belirlenmişti. İranlı rapçinin uyuşturucu kullanmaya teşvik etme suçundan dolayı  İnterpol tarafından 24 Eylül tarihinden itibaren kırmızı bültenle arandığı öğrenilmişti. Yakalandıktan sonra sınır dışı edilmek için Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne bağlı Şehit Ozan Özen Yerleşkesinde tutulan İranlı rap sanatçısı gece saatlerinde serbest bırakıldı. Ünlü rapçinin serbest bırakıldıktan sonra arkadaşlarına sarıldığı anlar ise kameraya yansıdı.

AVUKATI: TÜRKİYE'DEN ÇIKIŞ YAPMAMAK VE DÜZENLİ OLARAK İMZA VERMEK ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDI

Amir Hossein Maghsoudloo'un avukatı Gül Erdoğmuş DHA muhabirine rapçinin serbest bırakılması ile ilgili telefonda  bilgi verdi. Erdoğmuş, "Müvekkilim Amir Hossein Maghsoudloo, 28 ocak günü oturum izni başvurusunun akıbetini öğrenmek için gittiği göç idaresinde hakkında kırmızı bülten kararı olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındı. Sınır dışı işlemleri yapılmadan önce idari gözetim altına alınan müvekkilim için iki ayrı başvurumuz oldu. İlk başvurumuzda idari gözetim altına alınan müvekkilimin serbest bırakılması için itiraz ettik. Müvekkilim Maghsoudloo, dün akşam saatlerinde sabit bir adreste bulunmak, Türkiye'den çıkış yapmamak ve düzenli olarak imza vermek şartıyla serbest bırakıldı. İkinci başvurumuz ise Maghsoudloo'nun İran'a iade edilmemesi için yapıldı. Müvekkilimin İran'a iadesi gibi bir durumda idam edilmesi söz konusu o yüzden İran'a iade edilmemesini istiyoruz " şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------

-Rapçinin çıkış görüntüsü

=======================

9-DOKTORUN BURNUNU KIRAN SANIK İLK DURUŞMADA TAHLİYE OLDU

-Burnu kırılan şikayetçi doktor Burak Altunpak;

"Bu olaydan dolayı hastaneye gidip görevimi yapmak istemiyorum."

Haber: Halil YILMAZ / İSTANBUL, BAKIRKÖY Sadi Konuk Hastanesi'nde kendine bakmadığı iddiasıyla Doktor Burak Altunpak'a kafa atarak burnunu kıran sanık Fırat Y. ilk kez hakim karşısına çıktı. Ara kararını açıklayan mahkeme sanığın üzerine atılı suçun niteliğini dikkate alarak adli kontrol tedbirleriyle tahliyesine karar verdi.

Sanık Fırat Y. mahkemedeki savunmasında "Karşı taraftan özür diliyorum. Kamu vicdanının beni tutuklattırdığını ancak insanlık vicdanının tahliye edeceğine inanıyorum." derken, Doktor Burak Altunparmak ise, "Bu olay yüzünden görevimi yapmak istemiyorum" diye konuştu.

Bakırköy 41. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Fırat Y., şikayetçi Burak Altunpak ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasıyla başlayan duruşma sanık savunmasıyla devam etti.

"REFLEKS OLARAK KAFA ATTIM"

Özel hastanede olduğu muayene sebebiyle kanser riski taşıyan siğillerinin çıktığını öne süren sanık Fırat Y., "Yüksek oranda kanser riski oluşturduğu ve hemen ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Ben de müştekinin görev yaptığı hastanede başka bir doktordan randevu alarak muayene oldum. Olay günü de sonuçlarımı göstermek için gitmiştim. Başka bir hasta bana sonuçlara saat 13.00'da bakılacağını söyledi. Beylikdüzü'nde işim olduğundan dolayı içerideki hasta dışarı çıkınca ben odaya girdim. Doktor Burak Altupak'a sonuçlarıma bakmasını söyledim. O da 'Çık çık' şeklinde söyledi. İnsan gibi konuşmasını, karşısında insan olduğunu söyledim. 'Kavga mı çıkarmak istiyorsun' şeklinde cevap verdi. Öyle bir niyetim olmadığını söyledim fakat o 'Yok yok sen kavga çıkarmak istiyorsun' dedi. Kapıyı sert bir şekilde çarparak dışarı çıktım, koridorda 20 metre kadar yürüdükten sonra doktor arkamdan gelip 'Gel lan buraya' gibi bir şey söyledi. Eliyle işaret yaptı ben de arkamı döndüm, müştekiye yöneldim. Kolumdan tutunca refleks olarak kafa attım. Doktor yere düşünce yardımcı olmak için arkasından ilerledim ama herkes oraya toplanınca korkup ayrıldım. Karşı taraftan özür diliyorum. Kamu vicdanının beni tutuklattırdığını ancak insanlık vicdanının tahliye edeceğine inanıyorum." dedi.

"DÜZGÜN KONUŞMASINI SÖYLEDİM"

Şikayetçi doktor Burak Altunpak ise randevulu hastalarının çok olduğunu ve sanığa öğleden sonra gelmesi gerektiğini söylediğini belirterek, "Sanık öğleden sonra işleri olduğunu ve gelemeyeceğini söyledi. Ben de randevusu olmadığı halde pazartesi gelirse bakabileceğimi söyledim. Bana 'Bakacağın iki kağıt parçası değil mi bakıp bir şeyler söyleyeceksin' dedi. Ben de düzgün konuşmasını, içerideki hastanın her şeye şahit olduğunu söyledim." diye konuştu.

"OLAY YÜZÜNDEN GÖREVİMİ YAPMAK İSTEMİYORUM"

Sanığın kendisine küfür ettiğini öne süren Altunpak, Fırat Y.'nin kapıyı çarparak dışarı çıktığını ifade etti. Hasta muayenesinden sonra odasından dışarı çıktığını dile getiren Altunpak, "Sanığa 'Gelir misin bir güvenliğe gidelim' dedim, sanık bana kafa attı. Sanığın dediği gibi kolunu tutmadım, sadece koluna dokunarak güvenliğe gidelim dedim. Burnum kırıldı, gözümü açamadım. Bu olaydan dolayı hastaneye gidip görevimi yapmak istemiyorum. Sanığın annesi olduğunu beyan eden kişi 3 gün önce bana mesaj attı, iletişim bilgilerimi ev adresimi bilmektedirler bu nedenle endişeliyim. Sanıktan şikayetçiyim." dedi.

"DOKTORA KÜFÜR ETTİ"

Tanık olarak dinlenen Sevda Demir ise olay günü muayene olmak için hastaneye gittiğini ifade ederek "Sanık elinde dosya ile gelerek bekleyemeyeceğini söyledi. Doktor Bey de hastaları olduğunu öğleden sonra bakacağını söyledi. Sanıkta beklemeyeceğini işi olduğunu söyledi. Doktor reddedince sanık 'Sizin gibi adamları buraya oturtmuşlar' dedi. Doktor Bey düzgün konuşmasını isteyince sanık küfür edip dışarı çıktı. Doktor bana 'Bir dakikaya geleceğim' diyerek dışarı çıktı, dışarıda olayı ben görmedim. Odadan çıktığımda Doktor Bey'in burnunu tuttuğunu gördüm." şeklinde konuştu.

MAHKEME TAHLİYESİNE KARAR VERDİ

Taraf avukatları yazılı beyanda bulunmak için süre istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın üzerine atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak sanığın adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesine karar verdi. Mahkeme taraf avukatlarının yazılı beyanda bulunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi.

İDİANAMEDEN

Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi Genel Cerahi Bölümü'nden Asistan Doktor olarak görev yapan Burak Altupak'ın 3 Ocak 2020 tarihinde hasta muayene ettiği sırada Fırat Y.'nin hekimden elindeki tıbbı dosyalara bakmasını istediği anlatıldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede hekimin, randevulu hastaya baktığını söylemesi üzerine sanık Yetkin'in ısrar ettiği ve Doktor Altunpak'ın da öğleden sonra gelmesi gerektiğini söylediği belirtildi.

Fırat Y.'nin Beylikdüzü'nden geldiğini belirterek dosyaya bakması için ısrar ettiği ve doktorun tekrar reddetmesi üzerine şüphelinin doktora küfür ederek dışarı çıktığı anlatıldı. İddianamede doktorun beyaz kod tutmak amacıyla dışarı çıktığı sırada, sanık tarafından görüldüğü ve sanığın doktora kafa attığı aktarıldı. İddianamede doktorun burnunun kırıldığı ve kemik kırığının basit tıbbi bir müdahale ile giderilmeyecek ölçüde olduğu belirtildi.

İddianamede sanık Fırat Y. hakkında "Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama", "Yüzde sabit iz oluşturacak şekilde ağırlaşmış yaralama" ve "Hakaret" suçlarından 3 yıl 3 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

Görüntü Dökümü:

---------------------

-Arşiv

======================

10-AVUKATLARDAN ADLİYELERDE "ÇAY" EYLEMİ

Haber-Kamera: Özden ATİK - Yüksel KOÇ- / İstanbul, DHA

Adliyelerde çayların yüksek fiyata satıldığı gerekçesiyle avukatlar, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı ve Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı önünde eylem yaptı. Avukatlar, çayın 4 liradan, kahvenin 7 liradan satılmasını protesto ettiklerini belirtti.

İstanbul Barosu'nun adliyelerdeki kafeteryalarda yiyecek-içecek fiyatlarının yüksekliği nedeniyle boykot kararı aldığını duyurmasıyla birlikte, bazı avukatlar eylem yaptı. Çağlayan'da adliyenin önünde ücretsiz çay dağıtan avukatlardan Kıvanç Kayaoğlu, "İstanbul Barosu adliyelerdeki kafeteryalarda avukat meslektaşlarımıza uygulanan fiyat farkı sebebiyle bir boykot başlattı. Avukatların, adliyelerdeki kafeteryalarda hakim-savcı ve memurlarla bir tutulmaması, sadece avukatlara değil vatandaşlara da aşırı fiyat farkı uygulanması nedeniyle boykot başladı. Personel ve hakim savcıların kafeteryada ve yemekhanede bölümleri ayrı. Vatandaşa ve avukata uygulanan mesela sigara içme balkonlarında bir bardak çay 4 liradan satılıyor. Memurlara 1 yada 2 liradan olması lazım. Neredeyse yarı yarıya fiyat farkı var. Bu sebeple boykot başladı, sonuna kadar destekliyoruz" dedi.

Avukat Leyla Han Tüzel ise "Burada çayı 4 liraya, kahveyi 7 liraya vatandaşa ve avukata satmak kabul edilebilir bir tutum değildir" diye konuştu. Türkiye'nin diğer yerlerinde kafeteryaların değişik şekillerde işletildiğini, cezaevlerinde işyurtlarına verildiğini, çayın 1 liraya satıldığını belirten avukat Tüzel, "Genç meslektaşlarımız, burada iş takibi yapanlar için de toplamda yüklü miktar yapıyor. Genç bir stajyer avukat, sabahtan akşama kadar bu adliyede 10 tane çay içmesi demek 40 liradır. Buna böyle bir çay fiyatı olarak yaklaşmamak lazım" dedi.

İstanbul Barosu yöneticileri ile birlikte Anadolu Adliye Sarayı'na gelen İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, avukatlarla birlikte eylem yaptı. Durakoğlu'na eşlik eden yöneticiler ve avukatlar, kafeteryalardaki masaların üzerine, üzerinde, "Boykottayız" yazan broşürler bıraktı.

Durakoğlu, yaptığı açıklamada, "Açılan ihalelerle birlikte adliye sarayları giderek AVM'ler dönüşmeye başladı. ve burada verilen hizmet bir kamu binasının hizmeti olmaktan çıkıp giderek, çok bariz bir şekilde ticari amaca yöneldi. Kar sağlamaya yönelik işlemler yapılmaya başlandı" dedi.

EK GÖRÜNTÜ

//////////////////////

-Mehmet Durakoğlu'nun kafeteryalarda boykot broşürü dağıtan avukatlarla görüntüsü

-Avukatların kafeteryalarda çay ve kahve içen, lokantada yemek yiyen avukatların masalarına boykot broşürü bırakmaları

-Durakoğlu ve avukatların adliye koridorunda görüntüsü

-Durakoğlu'nun kısa açıklaması

-Baro tarafından konulan çay makinesinden ücretsiz çay içen avukatların görüntüsü

-Ücretsiz çay içen avukatla mini röportaj

Görüntü Dökümü

-----------

-Çay stantı

-Çay alan avukatlar

-Konuşmalar

-Genel ve detaylar

=======================

11- OYUNCU ADNAN KOÇ'A 16 YIL 8 AY HAPİS CEZASI

Haber: Yüksel KOÇ / ATAŞEHİR'de uyuşturucu operasyonu kapsamında yapılan gözaltı işlemleri sırasında çıkan arbedede 6 polisin yaralanmasına neden olduğu öne sürülen oyuncu Adnan Koç'un da aralarında bulunduğu 6 sanıklı davada karar çıktı. Adnan Koç ve kardeşi Ahmet Koç 4 suçtan 16 yıl 8 ay, diğer kardeşleri Mehmet Hayri Koç 5 suçtan 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Adnan Koç'un akrabası Şeyhmuz Koç ve Mehmet Pınarbaşı da 2 suçtan 4 yıl 9 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına tutuksuz sanık Şeyhmuz Koç katılırken, yine tutuksuz yargılanan diğer sanıklar katılmadı. Sanıklar ve müşteki polislerin avukatları da duruşmada hazır bulundu. Söz alan müşteki polislerin avukatları, savcının sanıkların cezalandırılması yönündeki mütalaasına katıldıklarını belirterek sanıkların tutuklanmasını talep ettiler.

Davaya katılan Şeyhmuz Koç, olay yerine gittiğini belirterek, "Ben olay yerine gittiğimde kavgaya karışmadım. Hiçbir eyleme katılmadım, beraatimi istiyorum" dedi. Bazı sanıkların Avukatı Yılmaz Abuşoğlu, olayın davada müşteki olan memurların davranışları nedeniyle meydana geldiğini savundu. Müvekkillerinin olayın başında cezalarını aldığını savunan Abuşoğlu, "Dövüldüler, kolları kırıldı. Müşteki memurlar narkotikte göreve yeni başlayan memurlardır. Deneyimleri azdır. Basına karşı mahcubiyetlerini örtmek için böyle bir senaryo yazdılar. İş o yüzden buraya kadar geldi. Müvekkillerimin beraatine karar verilmesini istiyorum" dedi.

Mahkeme karar için duruşmaya kısa bir süre ara verdi.

ADNAN KOÇ 16 YIL 8 AY CEZA ALDI

Aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, Adnan Koç ve kardeşi Ahmet Koç'u, müşteki polislere yönelik eylemlerinden dolayı, "Kasten yaralama", "Kamu görevlisine hakaret", "Kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından suçlu buldu. Mahkeme, Adnan ve Ahmet Koç'u bu suçlardan 16'şar yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı.

Adnan Koç'un diğer kardeşi Mehmet Hayri Koç ise, "Kasten yaralama", "Kamu görevlisine hakaret", "Kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Mala zarar verme" suçlarından 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Adnan Koç'un akrabası Şeyhmuz Koç ve Mehmet Pınarbaşı da, "Kamu görevlisine hakaret" ve "Kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme" suçlarından 4 yıl 9 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, bir uyuşturucu soruşturması nedeni ile Sinan Bozburun'un takibe alındığı, Bozburun'un 15 Mart 2018 tarihinde Ataşehir'de bir cafenin otoparkında Adnan Koç'a uyuşturucu olduğu düşünülen bir madde verdiği belirtiliyor. Uyuşturucuyu alan Adnan Koç'un kafeye girdiği, üzerinde yapılan aramada uyuşturucu madde olarak değerlendirilen bir maddenin yakalandığı belirtilen iddianamede, Ahmet Koç'un üst aramasında da uyuşturucu olduğu değerlendirilen maddenin bulunduğu kaydediliyor. Şüphelilerin gözaltı işlemine direndikleri, polislerin silahını alarak onları rehin tuttukları ve ateş ederek öldürmeye teşebbüs ettikleri bilgisine yer verilen iddianamede, olay sırasında polis memurları M.K., S.İ., M.K., Z.M., Z.H., S.B.'nın da yaralandığı belirtiliyor.

İddianamede, Adnan Koç, Ahmet Koç ve Mehmet Hayri Koç kardeşler için, "Suçun delillerini gizleme, yok etme ve ortadan kaldırmak amacıyla kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürmeye teşebbüs", "Zincirleme olarak görevinden dolayı kamu görevlisine alenen hakaret", "Zincirleme şekilde kamu görevlisinin görevini yaptırmamak için direnme", "Zincirleme olarak kamu görevlisini birden fazla kişi ile silahla hürriyetinden yoksun kılma" ve "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından ayrı ayrı 45'er yıl 3'er ay 15'er günden 90'ar yıl 7'şer ay 15'er güne kadar hapis cezası isteniyordu.

Mehmet Hayri Koç için ayrıca "Kamu malına zarar vermek" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, bu şüphelilerin götürüldüğü karakola giderek olay çıkaran tutuksuz şüpheliler Şeyhmus Koç ve Mehmet Pınarbaşı için de, "Kasten yaralama", "Zincirleme olarak görevinden dolayı kamu görevlisine alenen hakaret", "Zincirleme şekilde Kamu görevlisinin görevini yaptırmamak için direnme", "Cebir ve tehditle birden fazla kişinin kaçmasına imkan sağlama" suçlarındın 5'er yıldan 24'er yıl 1'er aya kadar hapis cezası isteniyordu.

Görüntü Dökümü:

--------------

ARŞİV

========================

(Ek bilgi ve görüntülerle)

12-BEŞİKTAŞ'TA ZABITANIN BIÇAKLI KAVGAYA SÜPÜRGELİ MÜDAHALESİ KAMERADA

-Saldırganın kavga ettiği kişiyi yaraladığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

Haber - Kamera : Oğuzcan YAZAR, Cemal YURTTAŞ/İSTANBUL, Beşiktaş'ta iki kişi arasında çıkan bıçaklı kavgayı zabıta ekipleri ayırdı. Ekiplerin saldırganı süpürgeyle etkisiz hale getirmeye çalıştığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Şüpheli yaklaşık bir saat sonra yakalanarak, gözaltına alındı.

Beşiktaş, Sinanpaşa Camii avlusunda sabah saat 10.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre avluya giren bir kişi banklarda oturan kişiyle henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine kişilerden biri cebindeki bıçağı çıkartarak tartıştığı kişinin karnına sapladı. İki kişinin kavga ettiğini gören Beşiktaş Belediyesi Zabıta Ekipleri araya girerek kavgayı sonlandırmak istedi. Araya giren bir zabıtalardan biri saldırganın elindeki bıçağı alırken diğeri de süpürgeyle saldırganları korkutarak kavgayı sona erdirdi. Taraflardan birinin karın bölgesinden kan geldiğini gören ekipler durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Saldırgan ise bu esnada olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlıkları yaralıya ilk müdahaleyi yaparak hastaneye kaldırdı.

KAVGA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

Saldırganın kavga ettiği kişiyi bıçakladığı anlar ve zabıta ekiplerinin kavgayı çöp süpürgesiyle ayırmaya çalıştığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, camii avlusunda iki kişinin kavga ettiği ve kişilerden birinin bıçağıyla karşı tarafı yaraladığı anlar görülüyor. Zabıta ekiplerinin müdahale ettiği kavgada bir zabıtanın süpürge ile saldırganı korkutmaya çalışması kameralara yansıyor.

Kavga edenleri ayırdıklarını belirten Beşiktaş Çarşı Zabıta Amiri Hamide Erdem," Karakolun önünde çıktı kavga. Görünce olaya müdahale ettik ve ayırdık. Bir kişinin bıçaklandığını görünce durumu polise ve sağlık ekiplerine haber verdik. Yaralı sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı" ifadelerini kullandı.

ŞÜPHELİ YAKALANDI

Şüpheli bir saat sonra olay yerine yakın bir noktada polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

EK GÖRÜNTÜ

-Gözaltına alınan şüpheli

////////////

(Güvenlik Kamerası)

İki kişi arasında çıkan kavga

Şüphelilerden birinin bıçağını çıkartarak karşı tarafı yaralaması

Zabıta ekiplerinin süpürgeyle kavgayı ayırma çalışması

(Aktüel Görüntü)

Ambulans içindeki yaralıdan detay

Olay yerinden detaylar

Zabıta amiriyle röportaj

=======================

13- BÜYÜKÇEKMECE'DE RİSKLİ BİNA BELEDİYE EKİPLERİNCE YIKILDI

İdris TİFTİKCİ/İSTANBUL, BÜYÜKÇEKMECE'de daha önce riskli olduğu için boşaltılan 3 katlı bina belediye ekiplerince yıkıldı.

Büyükçekmece'de eprem riski bulunan binaların yıkımını sürdürüyor. Fatih Mahallesi'nde boşaltılan binanın etrafı yıkım öncesi zabıta ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile çevrildi. 3 katlı bina iş makineleri ile iki saat içinde yıkıldı. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün yaptığı açıklamada, "Arkada görmüş olduğunuz bina yerinde dönüşüm çerçevesinde yıkılmakta olan bir bina, burası bir site burada sadece 32 daire var"' dedi.

ENDİŞE DUYDUĞUM YER KUMBURGAZ

Başkan Akgün "Depremin kapımızda olduğunu tüm İstanbul halkının bilmesi lazım. Endişe duyduğum yer Kumburgaz sahillerinde 40 sene önce yapılmış 3 kattan yukarı büyük siteler .  Bu binalarda 10 veya 15 bin kişi oturuyor. Yaz aylarında bir deprem olursa ve içerisinde insanlar oturursa büyük risk altında olduğumuzu ifade etmek isterim. Binaların kötü olmasından dolayı... Zeminde bir sorun yok, binaların ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Deniz kumundan alınmış ve yapılmış beton ve demir  ömrümü yitirmiştir, binaların ayakta durması mümkün değil. 7.2' yi görmelerine gerek yok 6 civarındaki deprem o bölgedeki bütün binaları yıkar. Büyük risk altında olduğumuzu söylememiz lazım" diye konuştu. Verilen bilgiye göre, yıkılan binanın yerinde yapılacak yeni daireler kat maliklerine 18 ayda teslim edilecek.

Görüntü dökümü

-------------

-Binadan detay

-Yıkımdan detay

-Akgün açıklaması

-Genel ve Detaylar


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

İstanbul kavga Haberler

title