Haberler

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Anne Şükran Aydemir'den mahkeme başkanına: Adaletinize güveniyorum farz edin ki Leyla sizin kızınızAĞRI'da, 15 Haziran 2018 günü kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir'in (4) ölümüyle ilgili davada biri tutuklu, 7 sanık ikinci kez hakim karşısına çıktı.

Anne Şükran Aydemir'den mahkeme başkanına: Adaletinize güveniyorum farz edin ki Leyla sizin kızınız

AĞRI'da, 15 Haziran 2018 günü kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir'in (4) ölümüyle ilgili davada biri tutuklu, 7 sanık ikinci kez hakim karşısına çıktı. Anne Şükran Aydemir, duruşma öncesi mahkeme başkanından izin isteyerek, "Önce Allah'ın sonra sizin adaletinize güveniyorum. Farz edin ki Leyla sizin kızınız" ifadelerini kullandıktan sonra duruşma salonu ve adliyeden ayrıldı.

Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, 15 Haziran 2018 tarihinde dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde kayboldu. Günlerce aranan, tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın, 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde su içerisinde yüzüstü cansız bedeni bulundu. Leyla Aydemir cinayetiyle ilgili baba Nihat Aydemir'in amcasının oğlu Mehmet Ali Aydemir (33), 18 Temmuz'da 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.

7 SANIĞA DAVA AÇILDI

Türkiye'yi acıya boğan olaydan yaklaşık bir yıl sonra hazırlanan iddianame, Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, Mehmet Ali Aydemir ile Leyla'nın amcaları Musa Aydemir (29), Yusuf Aydemir (43) ile Besim Dursun (48)  ve eşi Hatun Dursun (56), Ayşe Artam (38) ve eşi Yıldırım Artam (41) hakkında; 'çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 14'er yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi.

BABA ŞİKAYETÇİ OLMADI, ANNE OLDU

Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 20 Eylül 2019'da görülen ilk celsede baba Nihat Aydemir sanıklardan şikayetçi olmazken, anne Şükran Aydemir ise sanıklardan şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, Mehmet Ali Aydemir'in tutukluluk halinin devamını kararlaştırırken, amca Yusuf Aydemir'in atılı suçu işlediğine yönelik tanık beyanları, müşteki beyanları, kolluk tutanakları, sanığın çelişkili beyanları ve tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında somut delillerin bulunduğu, dinlenilmeyen bir kısım tanıklar üzerinde sanığın baskı kurma ihtimali bulunması nedeniyle tutuklanmasına karar verdi.

MEVCUT DELİL DURUMUYLA TAHLİYE

Mahkeme heyeti, duruşma sonrası 19 Aralık 2019'da yaptığı üçüncü tutukluluk değerlendirmesinde Mehmet Ali Aydemir'in  'mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen süre, dosyasın gelmiş olduğu aşama'yı gerekçe göstererek adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

FARZEDİN Kİ LEYLA SİZİN KIZINIZ

Leyla'nın cinayeti ile ilgili 2'inci duruşma bugün saat 10.00'da başladı. Biri tutuklu 7 sanığın ikinci kez hakim karşısına çıktığı duruşma öncesi anne Şükran Aydemir, avukatı aracılığıyla mahkeme başkanından söz istedi. Başkanın izin vermesi üzerine Şükran Aydemir, "Önce Allah'ın sonra sizin adaletinize güveniyorum farz edin ki Leyla sizin kızınız" dedi. Anne Aydemir, sözlerini bitirdikten sonra mahkeme salonundan çıktı.

Baba Nihat Aydemir'in avukatıyla takip ettiği duruşmada daha önce dinlenmeyen tanıklar, olayla ilgili bildiklerini anlatacak.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Hümeyra PARDELİ / Zafer KUMRU / AĞRI,

==========================

Minik Meryem, posteri önünde 'Atatürk, ne olur gel buraya gel' diye ağladı

MERSİN'de, Bilek Güreşi Yarışması'nda halasını izlemek için spor salonuna giden Meryem Orbay (3), Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün posterinin önünde, "Atatürk, ne olur gel buraya gel" diyerek, ağladı. Anne Büşra Orbay, cep telefonu kamerasıyla kızını çekerken, sakinleştirmeye de çalıştı.

Vanlı olan ve Mersin'de yaşayan Hasan- Büşra Orbay çifti, minik kızları Meryem'in halasının da katıldığı Bilek Güreşi Yarışması'nı izlemek için spor salonuna gitti. Yarışma devam ederken, Meryem Orbay, duvarda asılı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün posterini gördü. Koşarak, posterin önüne giden Meryem, "Atatürk, ne olur gel buraya gel" diyerek, ağlamaya başladı. Annesi bu anlarda cep telefonu kamerasıyla görüntü çekerken, Meryem'i de sakinleştirmeye çalıştı. Minik Meryem, bir süre Atatürk posteri önünde gözyaşı döktü.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

VAN,

==========================

Koyunu peşini bırakmayınca, satmaktan vazgeçti

VAN'da, hayvancılık yapan Abdullah Aslı (38), satmak için ilçe merkezine getirdiği koyunu yanından ayrılmayınca, kararından vazgeçti. Gün boyu peşini bırakmayan, 'Sadık' ismini verdiği koyunuyla bir süre ilçe merkezini gezen Aslı, akşam saatlerinde hayvanı yanına alarak evine geri döndü.

Erciş ilçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Kocapınar Mahallesi'nde yaşayan 8 çocuk babası Abdullah Aslı, ihtiyaçlarını karşılamak için dün ahırında bulunan 16 koyunundan birini alarak ilçe merkezine geldi. Pazarda, çıkan alıcıya koyununu 900 liraya sattı ancak koyun tüm ısrarlarına rağmen bir türlü peşini bırakmayıp, yanından ayrılmayınca satmaktan vazgeçti.

Hayvancılık yaparak geçimini sağlayan Aslı, bunun üzerine yanından ayrılmayan koyunu ile birlikte ilçe merkezini dolaşmaya başladı. ihtiyaçlarını almak üzere önce nalbura, ardından da çay ocağına gitti. Ancak bu süre içerisinde koyunu yine yanından hiç ayrılmadı. Şaşkın bakışlar arasında girdikleri çay ocağında koyununa şeker ikramı bile yapıldı.

Akşam saatlerinde koyununu yanına alarak yaşadığı Kocapınar Mahallesi'ne dönen Abdullah Aslı, yanından ayrılmayan koyununa da "Sadık" ismini verdi. Aslı, 'Sadık' adlı koyununu bundan sonra satmayı düşünmediğini belirterek, "İlginç bir durumla karşılaştım. Satıp anlaştıktan sonra yanımdan ayrılmayınca ben de satmaktan vazgeçtim. Koyunumun ömrü yettikçe bakmaya, beslemeye devam edeceğim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------

-Koyun ile Abdullah Asıl'ın caddeden çekilen görüntüsü

-Koyun ile Abdullah Asıl'ın kahveye girişleri

-Koyun ile Abdullah'ın Çay ocağına girişi ve şeker ikramı

-Koyunile Abdullah Asıl'ın Nalbur dükkanına girişi

-Abdullah Asıl ile röportaj

-Detaylar

Barbaros KUL/ERCİŞ (Van), -

==========================

Kardan kulübe yapıp, içinde çay ikram ettiler

HAKKARİ'nin Yüksekova ilçesinde, yoğun kar yağışı nedeniyle tek katlı evler ve araçlar, kara gömülürken, bölge esnafı da kardan kulübe yaptı. 4 saat süren çalışma sonucu kulübeyi tamamlayan 2 arkadaş, içinde ise gelenlere çay ikram etti.

Yüksekova ve çevresinde etkili olan yoğun kar yağışı, hayatı olumsuz etkilerken, bazı tek katlı evler ve araçlar, kalınlığı 1 metreyi aşan kara gömüldü. Yüksekova'da yaşayan ve ilçe merkezinde dükkan işleten Behruz Demir, konfeksiyoncu arkadaşı Fatih Hazey ile birlikte kardan kulübe yaptı. 2 metre yüksekliği, 2 metre de genişliği olan kulübenin yapımı, yaklaşık 4 saat sürdü. Demir ve Hazey, kulübeyi tamamladıktan sonra da içine sehpa ve sandalye bırakarak, gelen arkadaşlarına ve müşterilerine çay ikram etti.

Kulübenin ilgi çektiğini ve gelenlerin hatıra fotoğrafı çektiğini belirten Behruz Demir, "Sabah iş yerimizi açmaya geldik. Çok kar yağmıştı. İşin doğrusu bunu fırsata çevirmek istedik. Böyle bir şey yapmaya başladık. Keyifli oldu. Şimdi gelen müşterilerimize çayı burada ikram ediyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Kardan yapılan kulübe

-Kulübede üşterilere çay ikram edilmesi

-Kardan yapılan kulübe önünde hayıra fotoğrafın çekilmesi

-Esnaf Behruz Demir ile röportaj

-Genel detaylar.

Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA (Hakkari),

==========================

Oto lastikçisinin ev ve iş yerinden cephanelik çıktı

Bursa'da, jandarma tarafından düzenlenen operasyonda, oto lastikçisi F.C.'nin evi ile iş yerinde 15 tabanca, 32 av tüfeği, 30 kama ve kılıç ele geçirildi.

Bursa İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Yıldırım İlçesi Şirinevler Mahallesi'nde yaşayan oto lastikçisi F.C.'nin silah ticareti yaptığı yönünde ihbar aldı. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından da şüphelinin ev ve iş yerine eş zamanlı baskın düzenlendi. Baskında aralarında el yapımı silahlarında bulunduğu 15 tabanca, 32 av tüfeği, 30 kama ve kılıç ele geçirildi. F.C. gözaltına alındı.

İl Jandarma Komutanlığı'na götürülen şüphelinin sorgusu devam ediyor.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Silahların sergilenme görüntüsü

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,

==========================

Adliye çıkışı bıçaklı kavga anları kamerada

SAMSUN'da, P.P. (16) adliye çıkışında tartıştığı yengesinin arkadaşı V.K.'yı (55) omzundan bıçakladı. Olay anı bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.

Olay, saat 12.00 sıralarında Samsun Adliyesi'nin bahçesinde meydana geldi. Adliye çıkışında P.P., yengesiyle birlikte yaşadığını öne sürdüğü V.K. arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma kavgaya dönüştü. Bu sırada P.P. yanında bulunan ve henüz kimliği öğrenilemeyen bir şüpheliden aldığı 'kelebek' olarak tabir edilen bıçakla V.K.'ya saldırdı. Sol omzundan yaralanan V.K. kanlar içerisinde yere yığılırken, kaçmaya çalışan şüpheli polis tarafından yakalandı. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Gazi Devlet Hastanesi'ne kaldırılan V.K. tedavi altına alındı.

Polis merkezine götürülen P.P., kendisini görüntüleyen gazetecilere, 'Çekin abi çekin, namus meselesi bu. O yüzden bıçakladım' dedi. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

---------------

Bıçaklı kavga anları

Şüpheli P.P.'nin yakalanması

Yaralı V.K.'nın ambulansa bindirilmesi

Adliyeden detaylar

Haber-Kamera: Tayfur KARA/SAMSUN,

==========================

Adana'da 'Banker Bilo' filmi gerçek oldu

ADANA'da, insan kaçakçıları, aralarında kadın ve hasta çocukların da bulunduğu 130 kaçak göçmeni, 'İzmir üzerinden Avrupa'ya gideceksiniz' diyerek, yol kenarına bıraktı. Afganistan, Pakistan ve Özbekistan uyruklu kaçak göçmenlerin yaşadıkları, akıllara 'Banker Bilo' filmini getirdi.

D-400 Karayolu üzerindeki bir fabrika önünde bekleyen kaçakları görenler polisi aradı. Bölgeye gelen ekipler, yol kenarındaki yeşillik alanda oturan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 130 kaçak göçmenle karşılaştı. Afganistan, Pakistan ve Özbekistan uyruklu kaçak göçmenleri, insan kaçakçılarının, 'İzmir üzerinden Avrupa'ya gideceksiniz' diyerek, Adana'da bıraktıkları ortaya çıktı.

İnsan kaçakçılarına kişi başı bin dolar verdikleri belirlenen kaçaklar, ülkelerindeki savaş ve açlıktan kaçtıklarını, Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmek istediklerini anlattı. Kaçak göçmenler, sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi'ne teslim edildi.

'BANKER BİLO' FİLMİNİ ANDIRDI

Kaçak göçmenlerin başına gelenler, Şener Şen ve İlyas Salman'ın başrollerini paylaştığı 'Banker Bilo' filmindeki sahneyi akıllara getirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Yerde yatan hasta afganlı çocuk

Afganlılardan görüntü

Çocuklardan detaylar

Afganlılar ile röp.

Kucağında bebeği olan kadın

Eşyalarından görüntü

Genel görüntüler

Haber : Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

==========================

12 bin yıllık Hasankeyf'e son bakış

BATMAN'da 12 bin yıllık Hasankeyf'i son kez görmek için gelenler, Ilısu Barajı'nın suları altında kalışını hüzünle izliyor. Hasankeyf'te yeni bir döneme başladıklarını anlatan İlçe Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, baraj alanında biriken su seviyesinin yüzde 20'ye ulaştığını söyledi.

Dicle Nehri üzerindeki, Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak illerini kapsayan Türkiye'nin 4'üncü büyük barajı Ilısu Barajı'nın geçtiği alanlardan bir olan 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf ilçesi kısmen su altında kaldı. Geçen yıl Kasım ayında su verilmeye başlanılan eski Hasankeyf yerleşim alanına ulaşımı sağlayan 60 yıllık köprü de baraj gölünde kaybolmak üzere. Yaşam alanının kalmadığı ve ulaşımın olmadığı eski Hasankeyf'in su altında kalmasını izleyenler hüzünlü anlar yaşıyor.

Bir yandan eski Hasankeyf su altında kalırken, diğer yandan ise turizme kazandırılması için çalışmalar sürüyor. 12 bin yıllık tarihli ilçe Hasankeyf'te yeni bir döneme başladıklarını söyleyen Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, baraj alanında su seviyesinin yüzde 20'ye ulaştığını belirterek, baharda seviyesinin daha da artacağını söyledi.

'HAVZADA YAKLAŞIK 10,5 MİLYAR METREKÜP SU TOPLANMIŞ OLACAK'

Eski Hasankeyf'te yaşamın kalmadığını anlatan Başkan Kusen, "Yeni Hasankeyf'te 900'e yakın konut yapıldı ve ilçe sakinlerinin tamamı yeni konutlara taşındı. Eski yerleşim biriminde kimse kalmadı. Hasankeyf'in bulunduğu eski yerleşim birimi, baraj havzası konumunda olacak. Şu ana kadar yüzde 20 oranında su toplandı. Bu su oranı baharda 60 yıllık köprüyü tamamen su altında bırakacak ve havzada yaklaşık 10,5 milyar metreküp su toplanmış olacak. Eski yerleşim birimimizin yanı sıra Irmak, İncirli köyleri ile Suçeken, Urganlı ve Kesmeköprü köylerinin bir kısmı da su altında kaldı" dedi.

'TURİZMİN ODAK NOKTASI OLACAĞIZ'

Başkan Kusen, Hasankeyf'i turizme kazandırmak için çalışmaların sürdüğünü belirterek, 2020 yılının Batman Valiliği'nce Hasankeyf için turizm yılı ilan edildiğini hatırlattı. Kusen, baraj gölünde tekne turları da yapılacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Dicle havzasındaki Hasankeyf bir yerde turizmin odak noktası olacak. Daha önce turizm altyapımız yoktu. Tarihi eserlerimiz taşındı. Kalede tekne turları olacak. Geçmişte turizm pastasından alamadığımız dilimi bu yıl alacağımıza inanıyorum. Yeni projelerle Hasankeyf'e yerli ve yabancı turist çekerek ilçemizin makus talihini değiştirmek istiyoruz. Örneğin El Cezeri Parkı bizim için çok önemli. Robotun mimarı olarak bilinen bilim adamı El Cezeri'nin parkı, Hasankeyf'e yeni bir ivme kazandıracak. Arkeopark alanı ve tarihi kaledeki tarihi eserlerin onarımıyla artık Hasankeyf'te turizm için yeni bir dönem başlayacak. Konaklama tesisleri yapmak isteyenleri Hasankeyf'e davet ediyoruz."

HASANKEYF'İN SU ALTINA KALIŞI HÜZÜNLENDİRDİ

Her gün onlarca kişi Hasankeyf'e gelip, antik kentin su altında kalışını hüzünle izliyor. Yıllarca Hasankeyf ve Dicle Nehri'ne komşu olan Kesmeköprü sakinlerinden İbrahim Tapkan, bu bölgenin atalarının doğup büyüdüğü yerler olduğunu söyledi. Tapkan, "Bizim ve babalarımızın doğduğu evler su altında kaldı. Su seviyesinin her gün yükselmesiyle artık köyümüze veda etmeye hazırlanıyoruz. Eski köyümüzü özleyeceğiz. Buradan ayrılmak bize çok zor gelecek" dedi.

Görüntü Dökümü

------------

Baraj gölü altında kalan yerler

Su altına kalan köprü

Hasankeyf'i izleyenler

Kusen'in açıklamaları

Vatandaş röportajı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/HASANKEYF(Batman),

Haber Kodu : 200221037

===========================

Müzik öğretmeni eğitimi doğaya taşıdı

SAMSUN'un Yakakent ilçesinde 100'üncü Yıl Ortaokulu'nda görev yapan doğa tutkunu müzik öğretmeni Cemil Ceylan (42), derslere iki köpeği ile birlikte giriyor. Öğrencilerini zaman zaman okula yarım saat mesafede bulunan kulübesine götürüp kamp yaptıran öğretmen onlarla birlikte çimenlerin üzerine oturarak kitap okuyor.

Yakakent ilçesindeki 100'üncü Yıl Ortaokulu'nda görev yapan doğa tutkunu müzik öğretmeni Cemil Ceylan, iki köpeği ile birlikte derslere girip öğrencilere hayvan sevgisini aşılıyor. Ceylan, ayrıca okula yaklaşık yarım saat mesafede bulunan kulübesinde zaman zaman öğrencilerini misafir ederek onlara doğa ile iç içe yaşamayı, kamp yapmayı, ateş yakmayı öğretiyor, öğrencileriyle birlikte açık alanda kitap okuyor. Günlerinin büyük bir bölümünü kızı Beste Ceylan ile birlikte 'Küçük ev' ismini verdiği kulübesinde geçiren Cemil Ceylan, öğrencilerinin doğayı seven, ayakları toprağa basan mutlu çocuklar olmalarını istiyor.

'ŞEHRİN KARMAŞASINDAN UZAK'

2 yıl önce şehrin karmaşa ve stresinden uzak olmak doğa ile iç içe kalmak amacıyla elektriği ve suyu olmayan bir kulübe yaptığını söyleyen Cemil Ceylan, "Ben köyde doğdum büyüdüm. Hep bir dağ evinde doğa ile baş başa yaşama hayalim vardı. Hayalimi gerçekleştirdim. Kızım ile birlikte haftanın bazı günleri bu kulübede kalıyoruz. Ateş yakıp, gaz lambasında aydınlanıp dereden su taşıyoruz. Bir süre sonra öğrencilerimi de buraya zaman zaman getirmeye başladım. Çocuklar burada vakit geçirmeye başladı. Çocuklara doğayı, toprağı, bitkileri anlattım. Ateş yakmayı, kamp yapmayı öğrettim, doğada tek başına kaldığın zaman ne yapmaları gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Haftada bir iki kere buraya geliyoruz. 'Samsun okuyor' projesi kapsamında kitap okuma etkinliği yapıyoruz. Burada şarkı söylüyoruz. Onlara doğa ve hayvan sevgisini aşılamaya çalışıyorum. Zaman zaman iki köpeğimi de derslere getiriyorum. Onlar da istiyorlar. Bir çok öğrencim köpek korkularını bu şekilde yenmeyi başardı" dedi.

'AYAĞINI TOPRAĞA BASAN, MUTLU ÇOCUKLAR'

Öğrencilerin kurslar, dersler, sınavlara hazırlık nedeniyle yoğun bir tempoda çalıştıklarını belirten Ceylan, "Ben çocuklarla havalar güzel olduğunda hep sınıf içinde değil de zaman zaman sınıf dışında da dersleri işleyelim istedim. Özgüvenleri, doğaya olan bakış açıları, cesaretleri bir nebze olsun artıyor bunu da gözlemliyorum. Telefon, tablet, televizyondan ziyade öğrencilerime doğal yaşamı anlatmaya çalışıyorum. Ayağını toprağa basan, yeşili gören, evden okuldan dışarı çıkan, betondan uzaklaşan, gürültüden ve stresten uzaklaşan mutlu çocuklar çok önemli. Bende onlar için bu anlamda bir şeyler yapmaya çalışıyorum" diye konuştu.

'ÇİMENLERE OTURUP KİTAP OKUYORUZ'

7'inci sınıf öğrencisi Beste Ceylan (12) da sınıf arkadaşlarıyla birlikte şarkı söyleyerek doğada yürüyüş yaptıklarını belirterek "İki köpeğimiz var onlar bizim en iyi arkadaşlarımız. Derslere bizimle birlikte giriyorlar. Arkadaşlarımda köpeklerimizi çok seviyorlar. Kulübemizin önünde çimenlere oturup kitap okuyoruz. Başka okullarda okuyan arkadaşlarıma dersleri bu şekilde doğada işlediğimizi anlattığımda onlarda şaşırıp bizi kıskanıyorlar" şeklinde konuştu.

'İNSANI RAHATLATIYOR'

7'inci sınıf öğrencisi Burak Seyrek (12) ise "Cemil öğretmenim arada sırada bizi kulübesine getiriyor. Burası insanı rahatlatıyor. Güneş, çimenler, mavi gökyüzü çok güzel ihsan hep buraya gelmek istiyor. Öğretmenimiz bize doğada nasıl hayatta kalabileceğimizi öğretiyor" dedi.

'KÖPEK KORKUMU YENDİM'

Önceden köpek korkusu olduğunu belirten 6'ıncı sınıf öğrencisi Sare Güven (11) "Köpekten çok korkuyordum ama Cemil öğretmenim derslere iki köpeğini de getiriyordu. Bende onları severek köpeklere alıştım ve korkumu yenmeyi başardım. Öğretmenim bizi zaman zaman kulübesine getiriyor derslerimizi doğada işliyoruz. Buraya geldiğimiz için çok mutlu oluyoruz. Derslerimiz çok keyifli geçiyor. Önceden böceklere dokunamazdım bile şimdi alıştım" diye konuştu.

'DERSLERİ DIŞARIDA İŞLEMEK DAHA GÜZEL'

8'inci sınıf öğrencisi Birol Baş, dersleri okulda işlemek ile çimenlerin üzerinde oturarak doğa da işlemenin çok farklı olduğunu belirterek "Dersleri dışarıda işlediğimizde daha güzel oluyor. Cemil öğretmenimiz bizi zaman zaman kulübesine getiriyor. Burada dışarıda ateş yakıp şarkı söylüyoruz. Çok eğlenceli oluyor" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Okul dışından detay

-Sınıfta köpek ile birlikte ders işlenmesi

-Cemil öğretmenin öğrencileri ile birlikte külübeye yürümesi

-Dere kenarına gelmeleri

-Çimenler üzerinde kitap okumaları

-Ateş yakmaları

-Drone ile detaylar

-Röportajlar

-Muhabir anonsu

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/YAKAKENT(Samsun),

Haber Kodu : 200221023

==============================

Kemer ormanlarına fotokapanlı koruma

ANTALYA'nın Kemer ilçesindeki 40 bin hektarlık orman alanı fotokapanlarla gözetlenmeye başlandı. Ulupınar Orman İşletme Şefi orman mühendisi Sencer Alınoğlu, "Bu fotokapanlar bizim ormandaki gözlerimizdir. Buradaki ormanı, doğayı; burada yaşayan canlılar ve insanlar için korumaya devam edeceğiz" dedi.

Kemer'de bulunan Kemer Orman Şefliği ve Ulupınar Orman Şefliği ekipleri yaklaşık 40 bin hektarlık alandaki ormanlarda usulsüz kesim, kaçakçılık, orman yangınları ve kaçak avcılık gibi suçları engellemek veya şüphelilerin teşhisini yapabilmek için birçok noktada fotokapanlar kurdu. Fotokapanlarla bölgedeki doğal hayat da takip edilebilecek.

Ulupınar Orman İşletme Şefi Orman Mühendisi Sencer Alınoğlu, Antalya Orman Bölge Müdürlüğü tarafından gönderilen fotokapanlarla Kemer ormanlarının, orman dışı müdahalelerden korunması ve suçun önlenmesi için kullanılacağını belirterek, "Fotokapanlar konuşlandığı noktada görüş alanı içerisindeki hareketleri algılayarak tarafımıza fotoğraf ve video göndermektedir. Orman içerisindeki usulsüz kesim, kaçakçılık, orman yangını ve kaçak avcılık gibi orman suçlarını işleyen şahısların tespiti ve bu suçların başlamadan önlenmesi amacıyla son derece önemlidir. Bu fotokapanlar bizim ormandaki gözlerimizdir. Buradaki ormanı, doğayı, burada yaşayan canlılar ve insanlar için korumaya devam edeceğiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Fotokapan yakın detay

Fotokapanın monte çalışmaları

Ormanlık alan detayı

Montesi yapılmakta olan fotokapan yakın detay

Orman Genel Müdürlüğü logosu

Ulupınar Orman İşletme Şefi Sencer Alınoğlu röportaj

Orman İşletme şefliği aracının geçişi detay

Başka alanda yapılan kurulumdan detaylar

Ormandan detay

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

Haber Kodu : 200221027

================================

Elanur'un ardından, Bartu'nun hikayesi de gururlandırıyor

İZMİR'in Kemalpaşa ilçesinde yaşayan Elanur Akıncı'nın (10), 'Uluslararası Caribou Matematik Yarışması'nda dünya 1'inciliğini paylaştığı birçok öğrenci arasında olan Bartu Uğur'un (10) hikayesi, ailesini gururlandırıyor. Disleksi rahatsızlığı (Zeka seviyesinde herhangi bir olumsuzluk olmamasına rağmen öğrenme güçlüğü çekilmesi durumu) sebebiyle okumayı 2'nci sınıfta sökebilen 4'üncü sınıf öğrencisi Bartu Uğur, bugün kazandığı dünya 1'inciliği hakkında "Hem ben, hem ailem hem de beni tanıyan herkes çok mutlu. Derslerime düzenli olarak çalışıyorum ve bu başarıyı bu sayede kazandım" dedi.

İzmir'de, dezavantajlı bir devlet okulunda öğrenimini sürdüren ve 'Uluslararası Caribou Matematik Yarışması'nda 1'incilik elde eden Elanur Akıncı Türkiye'nin gündemine oturmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Akıncı'yı telefonla arayarak tebrik etmişti. Akıncı'nın ardından, onun dünya 1'inciliğini paylaştığı öğrenciler arasında bulunan Bartu Uğur'un hikayesi de hem kendisini hem de ailesini gururlandırıyor. Okumayı ancak 2'nci sınıfta sökebilen oğlu Bartu Uğur'da disleksi rahatsızlığı bulunduğunu öğrenen babası Mümtaz Uğur, önce oğlunun önce okulunu değiştirdi, ardından, oğlunu disleksi rahatsızlığı bulunan öğrencilere has eğitim veren özel bir kuruma gönderdi.

ELANUR GİBİ O DA DÜNYA 1'İNCİSİ OLDU

Aldığı destekle birlikte Bartu Uğur, önce okuma yazmasındaki hızını ilerletti, ardından da okulunun en başarılı öğrencileri arasına girdi. Son olarak, dünya genelinde 7 bin 328 öğrencinin katıldığı 'Uluslararası Caribou Matematik Yarışması'na katılan Uğur, burada Dünya 1'inciliği başarısını elde etti.

'BİLİM ADAMI OLMAK İSTİYORUM'

Bartu Uğur, konuyla ilgili olarak DHA'ya yaptığı açıklamada, "Matematiği çok seviyorum. Derslerime düzenli olarak çalışıyorum. Sınavda sorular zordu ve bazılarını yaparken zorlandım. Ancak Dünya 1'inciliği gibi bir sonuç aldım ve çok mutluyum. Ailem, arkadaşlarım ve bütün tanıdıklarım benim bu başarım sebebiyle çok mutlu oldular. İlerideki amacım ise bilim adamı olmak" dedi.

Bartu Uğur'un babası Mümtaz Uğur ise, çocuklarının disleksi rahatsızlığına sahip olduğunu öğrendiklerinde panik yaptıklarını belirterek, "En başta biz bu rahatsızlığın ne olduğunu bilmediğimiz için çok şaşırdık. Araştırdığımızda neler yapmamız gerektiğini öğrendik ve oğlumuzu disleksi rahatsızlığına sahip olanlar için özel eğitim veren bir kuruma gönderdik, okulunu da değiştirdik. Şimdi bu başarısı bizlere rüya gibi geliyor, onunla gurur duyuyoruz. Uzunca bir süre okumayı dahi sökemeyip, şimdi böyle bir başarıyı kazanmayı doğru eğitime borçluyuz." dedi. Disleksi rahatsızlığının çoğu kişi tarafından yanlış anlaşıldığının altını çizen Mümtaz Uğur, "Biz, Ege Üniversitesi aracılığıyla yapılan testlerde, Bartu'nun üstün zekalı olduğunu öğrendik. Yani bu rahatsızlığın kişinin zeka seviyesiyle hiçbir alakası yok. Birçok bilim insanı ve filozofun bu rahatsızlıktan mustarip olduğu bugün biliniyor" dedi.

AYNI OKULDA, AYNI BAŞARIYI ELDE EDEN 3 ÖĞRENCİ DAHA VAR

Ayrıca, Bartu Uğur'un okuduğu özel okulda, aynı yarışmada 1'ncilik elde eden 2'nci sınıf öğrencisi Ayşe Ebrar Alkan ile 3'üncü sınıf öğrencileri Nihat Efe Eser ve Yiğit Vatansever de, çok mutlu olduklarını ve matematiği çok sevdiklerini, bundan sonra da yarışmalarda 1'incilik elde etmek istediklerini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Bartu Uğur ile röp.

Baba Mümtaz Uğur ile röp.

Bartu'dan görüntüler

Okuldan görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR,

Haber Kodu : 200221032

==================================

Bir gecede bin 511 ağacı kesen serbest bırakıldı, baro başkanı tepki gösterdi

MERSİN'de 72 dönüm arazi üzerindeki bin 511 kızılçam ağacı, bir gecede kesen Mehmet Şenol, tutuklu olarak yargılanmaya başlandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, karara tepki göstererek, bir gecede bir kişinin bu kadar ağacı kesmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Mezitli ilçesinde 150 yataklı devlet hastanesi ile 50 ünitelik ağız ve diş sağlığı merkezinin yapılacağı alanın yanında bulunan her biri ortalama 70 yaşında olan bin 511 kızılçam ağacı kesildi. Sabah sporu yapmak için gelen vatandaşlar, ağaçların kesildiğini görünce yetkilileri aradı.

Orman Bölge Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü'nce başlatılan soruşturmada ağaçları kesen kişinin Mehmet Şenol olduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan Şenol, savcılıktaki ifadesinde bin 511 ağacı tek başına kestiğini söyledi. Şenol, "Olay günü ailevi nedenlerden dolayı içki içmiştim. Gece 22.00 sıralarında motorlu testere ile olay yerine giderek ağaçları kestim. Alkollü olduğum için ne yaptığımı bilmiyorum. Yaptığımdan dolayı pişmanım. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ediyorum" dedi.

Tutuklanarak cezaevine konulan Şenol, davanın 12 Şubat günü, 16'ncı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmasında, tahliye edildi.

Orman Bölge Müdürlüğü ise zararın 365 bin 602 TL olduğunu tespit etti.

BARO BAŞKANI YEŞİLBOĞAZ'DAN DUYARLILIK ÇAĞRISI

Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, bin 511 ağacı katleden Şenol'un ilk duruşmada serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Kamuoyunun orman alanlarına sahip çıkmasını isteyen Yeşilboğaz, duyarlılık çağrısı yaptı. Olayı sadece bir kişinin gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını savunan Yeşilboğaz, tüm faillerin ortaya çıkartılması gerektiğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Kesilen orman arazisinden ve ağaçlardan görüntü

Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ile röp

Haber-Kamera: Mustaf ERCAN-Soner AYDIN / MERSİN,

Haber Kodu : 200221062

==================================

İzmirli fırıncıların 'ekmek' kavgası

İZMİR'li unlu mamul üreticileri, boyozdan kuru pastaya kadar her türde unlu mamulü üretmelerine rağmen 6 yıl önce yenilenen yönetmelik ile ekmek yapmalarının yasaklandığını bildirerek, ruhsat alabilmeleri için getirilen kriterlerin yeniden düzenlenmesini istediler.

'İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik,' 2005 ve 2007 yıllarında Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 2014 yılında ise yeni maddelerin eklendiği yönetmelik, ekmek üretilecek mekanlara sınırlama getirdi. Boyoz, gevrek ya da poğaça gibi çok sayıda unlu mamulü imal edip satan işletmeler, ekmek üretimini bitirmek zorunda kaldı.

Ekmek üretimi için ilçe tarım müdürlüklerinden işletme kayıt belgesi, ilçe belediyelerden de ruhsat almaları gerektiğini anlatan İzmirli unlu mamul üreticileri, sektörde haksız rekabet yaşandığını bu nedenle kendilerine de yetki verilmesini istedi.

'BİZ NEDEN EKMEK ÇIKARAMIYORUZ'

Ekmek fırınlarında tüm unlu mamullerin üretilebildiğini belirten İzmir Boyoz ve Börek Sanatkarları Federasyonu Başkan Yardımcısı Abdülkadir Acep, fırınında börek, boyoz, kuru pasta, yaş pasta, pide ve gevrek hazırlayıp sattığını anlattı. Acep, "Bizde ekmek yapmak yasak. Neden olduğunu biz de bilmiyoruz. Ekmek fırınları bizim hazırladığımız tüm ürünleri çıkarabiliyor. Biz neden ekmek çıkaramıyoruz? Müşteriyi memnun etmek ve 'yok' dememek için başka yerden ekmek satın alıp soğuk satıyoruz. Ama sıcak ekmek satamıyoruz" dedi.

Ekmek fırınında peynir ve zeytinin dahi satılabildiğini dile getiren Acep, "Fırınlar baklava ya da yaş pasta bile satıyor. Pasta yapmak ekmekten bin kat daha zor. En kolayı ekmektir ama ekmek bize yasak. Ekmek fırının üstünde ev olmayacak. Bağımsız bir yerde olacak. Böyle bir yeri ancak dağ başında bulabilirsiniz" diye konuştu.

'SOĞUK EKMEK SATIYORUZ, ÜRETİRSEK CEZA YİYORUZ'

İzmir'de 40 yıldır fırını olduğunu ve unlu mamuller üretip sattığını vurgulayan İbrahim Bilge, "Undan yapamayacağımız hiçbir şey yok. Ekmek üretmek hepsinden daha basit. Müşteri soruyor. 15- 20 tane alıp koyuyorum, ama yine de rahatsız oluyor. Her geldiğimizde soğuk olduğunu söylüyoruz. Müşteri bizim elimizden çıkmasını istiyor" dedi. Musa Çakmak da şunları söyledi:

"Unlu mamuller olarak börek, gevrek, yaş pasta yapıyoruz. İmalat için ne isteniyorsa bizden de aynısı isteniyor. Ekmek ne hikmetse bize yasak. Denetim yapılıyor, üretirsek cezai işlem uygulanıyor."

'EKMEK İÇİN 20 METREKARE YETER'

Unlu mamuller sektöründe 2005 yılından bu yana ekmek üretemediklerini kaydeden Tuncay Özel de "Ekmek fırınları bizim ürettiklerimizi daha düşük fiyatlarla satabiliyor. Bizim mekanlarımız hijyenik. Ama maalesef odalar bu işe el atıyor. Zor zamanlarda mücadelemizi veriyoruz. Ama üretici sıcak ekmeği bulabileceği yere gidiyor" dedi.

Fırıncılardan imalat konusunda daha çok materyale sahip olduklarını vurgulayan Metin Köroğlu da "Müşteriye soğuk ekmek veriyoruz. Bizlerden bir fabrika niteliğinde yerler isteniyor. Oysa 300- 500 ekmek üretebilecekken bir fabrikanın niteliği olması isteniyor. 300 metrekarelik alan büyüklüğünde dükkanlarımız yok. Ekmek üretmek için10- 20 metrekare yer yeter" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Ekmek fırınından detay görüntü,

-Anons

-Gevrek ve boyoz fırınından detay görüntü,

-Unlu mamul üreticileriyle röportaj

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK - Kadir ÖZEN / İZMİR,

Haber Kodu : 200221047

=================================

Otobüs şoförü 1 günde fenalaşan 2 yolcuyu hastaneye yetiştirdi

ANTALYA'nın Alanya ilçesinde toplu taşıma otobüsü şoförü Atilla Kara, gün içerisinde ayrı zamanlarda otobüsünde fenalaşan iki yolcuyu hastaneye yetiştirdi. Kara, yaptığının işinin bir parçası ve vatandaşlık görevi olduğunu söyledi.

Olay, dün saat 10.00 sıralarında meydana geldi. Dinek- Mahmutlar hattında toplu taşıma yapan 07 HTR 96 plakalı Antalya Büyükşehir Belediyesi denetimli toplu taşıma aracının şoförü Mehmet Atilla Kara, Cumhuriyet Mahallesi'nde seyir halindeyken otobüsün içerisinde bir erkek yolcu fenalaştı. Yere yığılan yaklaşık 40 yaşlarındaki yolcunun durumunu gören 15 yıllık şoför Mehmet Atilla Kara, otobüsü durdurarak yolcunun durumunu kontrol etti. Ağzından kan gelen yolcu otobüsteki diğer yolcuların da yardımıyla koltuğa yerleştirildikten sonra şoför Kara, tereddüt etmeden hızla hastanenin yolunu tuttu. Yolcu almayan ve indirmeyen Kara, fenalaşan yolcuyu 5 dakikada içerisinde Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine getirdi. Vatandaş yolcu ve sağlık görevlilerinin yardımıyla sedyeye konarak hastaneye alındı. Burada tedaviye alınan ve ismi öğrenilemeyen yolcunun nöbet geçirdiği ve sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

OLAYLAR OTOBÜS KAMERASINA YANSIDI

Bu olayın ardından görevine tekrar dönen otobüs şoförü Kara, bu kez de saat 11.40 sıralarında Mahmutlar istikametinden şehir merkezine seyir halindeyken, Hastane Caddesi'ne geldiği sırada otobüsteki 35 yaşlarında bir erkek yolcu fenalaştı. Yine otobüsün kapılarını kapatan Kara, bu kez de fenalaşan yolcuyu ilçe merkezindeki özel bir hastaneye getirerek acil servise girişini sağladı. Ayakta tedavi edilen yolcunun kontrollerinin ardından taburcu edildiği kaydedildi. Her iki olayda otobüste bulunan güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Kamera görüntülerinde yolcuların fenalaşma anı ve Kara'nın diğer yolcularla birlikte fenalaşan vatandaşları kontrol edişi ve hastaneye yetiştirmesi görülüyor.

'AĞZINDAN KAN GELİYORDU'

Başından geçenleri anlatan otobüs şoförü Mehmet Atilla Kara, yaptığının işinin bir parçası ve vatandaşlık görevi olduğunu söyledi. Kara, "Alanya Halk Otobüsü Kooperatifi'nde otobüs şoförü olarak çalışmaktayım. Saat 9.40'da Dinek'ten çıkış aldım. Alanyum AVM'nin önüne geldiğimde otobüste bir yolcunun rahatsızlanarak düştüğü söylendi. Kenara çekip baktık, yere düşmüştü. Oradan acilen arabanın dörtlülerini yakıp kornalarla beraber, vatandaşlardan yol isteyerek rahatsızlanan arkadaşı bir an önce ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne götürdüm. Arabadan indirirken en son ağzından kanlar geliyordu. Otobüsün orta tarafında da kan izleri vardı. Orada kendisini doktorlara teslim ettik ve biz yolumuza devam ettik" dedi.

'OTOBÜSTE BAYILDI'

Aynı durumla bir günde iki kez karşılaştığından dolayı kendinin de şaşırdığını belirten Kara, "Tur dönüşümüzde tekrar Alanya istikametine gelirken, bir vatandaşımız daha rahatsızlandığı söylendi. Durduk, bayıldı. Oradan yine kornalarla, sürücü arkadaşlardan yol isteyerek acil olarak, yolcu indirme bindirme yapmadan sadece hastamızı bir an evvel hastaneye yetiştirebilmek için direkt hastaneye götürdük. Hastane görevlileri geldi, müdahalede bulundu. Hastamızı indirdik, yolumuza devam ettik" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Olay anı güvenlik kamerası görüntüleri

Mehmet Atilla Kara'nın otobüsünden görüntü

Mehmet Atilla Kara otobüs içerisinden görüntüsü

Mehmet Atilla Kara röportaj

HABER- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA (Antalya),

Haber Kodu : 200220043

==============================

Tartıştığı mesai arkadaşlarını TIR'la kovaladı

İZMİR'in Torbalı ilçesindeki bir asfalt üretim tesisinde baş şoför olarak çalışan Selahattin B., altında çalışan şoförlerle tartıştıktan sonra, otoparktaki bir TIR'ı çalıştırıp, onların üzerine sürdü. O anlar, işyerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedilirken, olayda ölen ya da yaralanan olmadı.

Olay, geçen pazartesi günü Karakuyu Mahallesi'ndeki bir asfalt üretim tesisinde meydana geldi. İşyerinde baş şoför olarak çalışan Selahattin B., iddiaya göre altında çalışan bir şoföre, aracının temiz olmadığını söyleyince tartışma çıktı. Selahattin B., tartışma sonrasında, işyerinin otoparkında park halinde bulunan bir TIR'ın şoför kabinine girerek aracı çalıştırdı ve şoförler ile asfalt işçilerinin üzerine rasgele sürdü. Canlarını kurtarmak isteyen işçiler panik halinde kaçıştı. Bir süre otoparkta işçilerin üzerine TIR sürmeye devam eden Selahattin B., ardından yönetimindeki TIR'la beraber işyerinden çıkıp kaçmaya başladı. TIR'ı, işyerine 10 kilometre uzaklıktaki bir akaryakıt istasyonuna park eden Selahattin B., kayıplara karıştı.

GÜVENLİK KAMERASI TARAFINDAN KAYDEDİLDİ

İşçilerin ve şirket sahibi Tezcan Canıtez'in şikayeti üzerine Torbalı İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. İşçilerin hayatlarını tehlikeye atan Selahattin B.'nin aranmasının sürdüğü bildirildi. Öte yandan, Selahattin B.'nin 3 yıldır aynı işyerinde baş şoför olarak çalıştığı öğrenildi. Olay, işyerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde, Selahattin B.'nin TIR'a bindikten sonra aracı asfalt işçileri ile şoförlerin üzerine sürdüğü, çalışanların panik halinde kaçıştıkları, bazı kişilerin de TIR'a yaklaşmaya çalışarak Selahattin B.'ye engel olmaya çalıştıkları görülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Olayın güvenlik kamerası görüntüsü

Haber: Davut CAN - Kamera:  İZMİR,

==============================

Diyarbakır'da, kadınların kavgasını erkekler ayırdı

DİYARBAKIR'da, 2 kadın arasında bilinmeyen nedenle çıkan kavga, erkeklerin araya girmesiyle sonlandırıldı. Kavga anı, cep telefonu kamerasıyla kaydedilirken, kadınların, birbirini yere düşürdüğü görüldü.

Olay, öğle saatlerinde, merkez Yenişehir ilçesindeki Ofis semtinde meydana geldi. Yolda karşılaşan ve isimleri öğrenilemeyen 2 kadın, bilinmeyen nedenle tartışmaya başladı. Tartışma, kısa sürede büyüyüp, kavgaya dönüşürken, kadınlar, birbirinin saçlarını çekip, yere düşürdü. Bu anlar, çevredekiler tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Kavga eden kadınları, yoldan geçen erkekler ayırdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Kavga anı

Kavga eden kızlar

Kavgayı ayırmaya çalışanlar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN/DİYARBAKIR,

================================

Bebeği düşürmesi için darp edilen kadın, çocuğuna kendi soyadını verdi

SAKARYA'da, 7 aylık bebeği aldırmadığı gerekçesiyle ayrıldığı erkek arkadaşı tarafından öldüresiye dövdürülen Fatma Avcı'nın (31), gelişimi duran erkek bebeği sezaryen ameliyatla dünyaya geldi.  Avcı, 'Uzay Asaf ' adını verip, kendi nüfusuna kaydettirdiği  bebeğinin yaşamasının mucize olduğunu söyledi.

Adapazarı'nda geçen 27 Kasım günü yaşanan olayda, 7 aylık hamile Fatma Avcı, bir kişinin saldırısına uğradı. Kadının ilk anda kapkaçcı zannettiği saldırgan kadını, feci şekilde dövdü. Ardından da çantasını alıp, kaçtı. Kadının şikayeti üzerine başlatılan çalışmada, çöpte bulunan çantadan hiçbir şey alınmamış olması polisin şüphesini çekti. Görgü tanıklarının ifadelerine başvurup, olay yerindeki güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, Fatma Avcı'nın ayrıldığı sevgili Tamer Oktay K. ile aynı fabrikada çalışan arkadaşı Ümit Ö.'yü gözaltına aldı.

Tamer Oktay K. ifadesinde, arkadaşı Ümit Ö.'den, 35 bin lira karşılığında hamile olan eski sevgilisine 'gasp' süsü vererek saldırmasını, böylelikle bebeği düşürmesini amaçladığını anlattı. Tamer Oktay K. ve Ümit Ö. tutuklanarak, cezaevine gönderildi.

Fatma Avcı geçen ay kontrol için gittiği doktorda bebeğin gelişiminin durduğunu öğrendi. Bunun üzerine doktorlar bebeğin sezaryen ameliyatla alınmasına karar verdi. Erken doğum ile dünyaya gelen erkek bebeğe Avcı, Uzay adını verdi.  20 gün kuvözde kaldıktan sonra taburcu edilen bebeğini kendi nüfusuna kaydettiren Fatma Avcı, "Çok üzücü bir olay yaşadım, gerçekten kimsenin başına böyle bir olay gelsin istemem. Bu üzücü olaydan sonra tabi ki çok zor günler geçirdim. Çok üzüldüm, çok ağladım. Bunun yanında da çevremdeki insanlar da çok destek oldu" diye konuştu.

Fatma Avcı bebeğine 'Uzay Asaf' adı vermesinin hikayesini ise şöyle anlattı:

"Çocuğum bir gece rüyama girdi ve 'Anne benim adımı Uzay koy' dedi. Ben de bu ismi verdim. Özel olmasını istedim, zaten kendisi tam bir mucize bebek. 1 kilo 400 gram olarak dünyaya geldi. Son 1 ayda gelişimi durmuştu. Rutin kontrollerimde fark ettiler. 20 güne yakın kuvözde kaldı. Yaşaması gerçekten mucizeydi ancak şu an için bir sağlık sıkıntısı yok."

BABASININ SOYADINI TAŞIMASINI İSTEMEDİ

Eski sevgilisi Tamer Oktay K. ve saldırgan Ümit Ö.'nün tutuklu olarak yargılanacağı davanın ilk duruşmasının 19 Mart'ta gerçekleşeceğini söyleyen Avcı, şunları söyledi:

"İlk duruşma 19 Mart'ta gerçekleşecek ve Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da müşteki oldu mahkememize. Yaşayıp göreceğiz, bakalım hakim ne kadar verecek. Babalık davasını şu anda açmadım, çünkü çocuğuma kendi soyadımı verdim. Çocuğunu istemeyen bir babanın soyadını taşımasını istemedim. Kesinlikle öyle biri bu çocuğu hak etmiyor. Çalışmam gerekiyor, tek başıma bir çocuk büyüteceğim ve bu süreçte tamamen tek başıma olacağıma inanıyorum. İşime döneceğim ve çocuğumla sağlıklı, mutlu bir hayat yaşamak istiyorum. Tek isteğim bu. Büyüdüğünde bilim adamı olmasını istiyorum.ö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Fatma Avcı ile röp.

Fatma Avcı'nın bebeğiyle ilgilenmesi

Güven Hasbaş röp.

Haber-Kamera: Güven HASBAŞ-Ramiz Kaan OKTAR/SERDİVAN (Sakarya),

Haber Kodu : 200220040

====================================

Hırsızlık şüphelisi: Yine geleceğiz buraya, merak etmeyin

MERSİN'de hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 3'ü kadın 1'i çocuk 6 kişi, tutuklandı. Hırsızlardan birinin adliyeye sevk edildiği sırada, "Yine geleceğiz buraya, merak etmeyin. Buranın anasını ağlatacağım" sözleri dikkat çekti.

Kentte son dönemde artan evden hırsızlık olayları üzerine harekete geçen İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, olayları 3 veya 4 kişilik kadın grupların yaptığını saptadı. Hırsızlık olaylarının gerçekleştidiği bölgelerdeki güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen ekipler, kadınların fiziki yapılarını ve yüzlerini gizlediklerini, şehir merkezi yakınlarına erkek aile fertleri tarafından araç ile getirildiklerini, hırsızlıktan sonra da yine aynı şekilde bırakıldıkları yer civarından alındıklarını belirledi. Daha önce B.A. ve N.E. isimli müştekilerin evlerinden para ve ziynet eşyası çaldıkları belirlenen ve güvenlik kameralarına yakalanan M.U., E.G. ve K.B. isimli şüpheli kadınlar ve yaşı 18'den küçük B.L. ile kadınları Osmaniye'den getirdiği tespit edilen Y.G. ve M.K. hırsızlık olaylarında kullanılan araçla birlikte yakalandı.

PİŞKİN SÖZLER: YİNE GELECEĞİZ

Şüphelilerin üzerinde 3 adet altın yüzük, küpe, kapıları açmakta kullandıkları 2 adet tornavida, 1 adet plastik aparat, eldiven ve yüzlerini kapatmak için kullandıkları çorap ele geçirildi. Sorguları tamamlanan şüpheliler, adliyeye sevk edildikleri sırada şüpheli bir kadın, "Yine geleceğiz buraya yine merak etmeyin. Buranın anasını ağlatacağım" sözleri dikkat çekti.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 6 şüpheli tutuklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

-Kadınlar evlere girerken

-Evlerden çıkarken

-Kadınlar restaoruntta yemek yerken

-Kadınların kullandıkları aletler

-Emniyet binası

-Zanlılar emniyetten çıkartılırken

-Zanlılar araçlara bindirilirken

-Adliyeye götürülürken

Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN,


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Hasankeyf Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title