Haberler

    Geleceğin yıldızları #2 | Batın Tuna – Özel röportaj

    “Modern basketbol dönemi” olarak tabir edilen günümüz basketbol anlayışı, temel bağlamda üç şey üzerinden şekilleniyor: Üçlük, adam değişim savunması ve kısalan beşler.

    “Modern basketbol dönemi” olarak tabir edilen günümüz basketbol anlayışı, temel bağlamda üç şey üzerinden şekilleniyor: Üçlük, adam değişim savunması ve kısalan beşler. Yani pozisyon ayırt etmeden her oyuncunun, hücumda belirli bir şut tehdidine sahip olup toplu ve topsuz oyuna uyum sağlamaları bekleniyor. Savunmada ise uzunların, kısaların karşısında kalabilmeleri; kısaların, fizikli oyuncular karşısında hemen pes etmemeleri de beklenenler arasında.

    Bu üç unsurun odak noktasını kısalan beşler oluşturuyor. Yani klasik, “Oyun kurucu, şutör guard, kısa forvet, uzun forvet ve pivot” dizilişinin yerine, “Guard, forvet ve uzun” oyun dizilişi tercih ediliyor. Böylece takımlar hücumda alanlarını genişletip daha kolay skor üretirlerken savunmada, agresif bir çizgi müdafaası yapabiliyorlar.

    İşte TOFAŞ’ın 17 yaşına birkaç ay önce ayak basan genç yıldızı Batın Tuna, tam da yukarıdaki odak noktasını tamamlıyor. Zira Batın; yaşının üstünde olan fiziksel özellikleriyle forvet ve geniş saha görüşü, pozisyon okuma becerisi ve ortalama şut tehdidiyle guard olarak oynayabiliyor. Tabii burada şut konusunda belirli bir gelişime ihtiyaç duyduğunu belirtmemiz gerekiyor. Fakat henüz 17 yaşında olduğu ve gelişim için çok çalıştığı düşünüldüğünde, bu ilerlemeyi kaydetmesi pek de zor olmayacaktır.

    Oyunculuk zamanlarında guard olarak harikalar yaratan Orhun Ene’nin tedrisatında yetişen Batın, Basketbol Süper Ligi tarihinde parkede yer alan en genç oyunculardan biri. Ayrıca Türkiye U16 takımıyla yazın düzenlenen turnuvalarda harikalar yaratıyor. Peki, bu kariyerini inşa etmeye çalışırken ne gibi yollardan geçti ve geçmeye devam ediyor?

    İlk olarak, nasılsınız?

    Çok teşekkür ederim. İyiyim, umarım siz de iyisinizdir.

    Basketbolla tanışmanız nasıl oldu?

    Altı yaşımdayken bir akrabamız, beni TOFAŞ’ın deneme antrenmanlarına götürdü. Orada sergilediğim performans antrenörlerin ilgisini çekti. Ayrıca boy avantajım, seçilmemde yardımcı oldu. Yıllar geçtikte basketbola olan ilgim ve sevgim arttı. Bu nedenle kendimi daima geliştirip iyi seviyelere gelmek, oyunun en iyilerinden biri olmak istiyorum.

    TOFAŞ altyapısının son dönemde ortaya çıkardığı bir başka önemli yeteneklerden birisi de sensin. Kulübün altyapı sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz?

    Öncelikle, bildiğiniz gibi TOFAŞ camiası altyapıya fazlasıyla önem veren bir yer. Oyuncularına saha içi ve dışında onlarca fırsat sunuyorlar, yardım ediyorlar, imkânlar yaratıyorlar. Ve bana gösterilen ilgi karşısında sahada en iyisini yapmaya çalışıyorum. Emin olun buna daima devam edeceğim. Verdikleri destek için onlara teşekkür ederim.

    Milli Takım serüveninize göz atalım… Birçok genç grubunda forma giydiniz. Ve hâlen daha giyiyorsunuz. Oradaki turnuvalar, antrenmanlar, kamp kısacası bütün bir organizasyon süreci size neler katıyor?

    Milli Takım formasını giymek inanılmaz derecede gurur veren bir şey. Çünkü o sahada, o büyük organizasyonlarda Ay-yıldızlı formayı giyip İstiklal Marşı’mızı okumak, kelimelere dökmemi zorlaştıran bir duygu.

    Genç gruplarda birçok kategoride maça çıkma şansım oldu ve bence, bu şansların çoğunu iyi bir şekilde değerlendirdim. En azından sürekli olarak çalışmaya özen gösterdim. 2018 Avrupa Şampiyonası’nda benden yaşça büyük olan oyunculara karşı sahada yer alıp onlarla mücadele etmem, özgüven kazanmam ve kuvvet konusundaki durumumu görmem önemliydi. Kendi yaş gruplarımdaki maçlarda ise bir kaptan olarak sorumluluklarımı bilmeyi ve bu oyununun bireysellikten kolektifliğe evrildiğinde ne kadar değişken olduğunu gördüm, görüyorum. Her kategoride birçok değerli antrenörümüzden işin püf noktalarını öğrendim. Yani kısacası o formayla sahaya çıkmak hem duygusal hem de somut yetenek açısından onlarca şey kazandırıyor.

    Sizce oyununuzun artıları ve eksileri neler?

    Artılarımla başlamam gerekirse bence savunmada agresifim. Sertim. Hücumda ise fazlasıyla hızlı olduğumu düşünüyorum. Ribaundlara yaptığım katkı ve uzunlara karşı sırtı dönük savunma yapabilmem de önemli. Eksilerime gelecek olursak, sol elimin verimini arttırmalıyım. Ve tabii ki şut konusunda ritim ve istikrar kazanmalıyım.

    Bir genç oyuncu olarak, Basketbol Süper Ligi’nde bu yaşta aldığınız sürelerde neler öğreniyorsunuz?

    Farklı. Yani bu yaşlarda Basketbol Süper Ligi’nde süre almak bana özgüven bakımından değerli şeyler kazandırıyor. Tabii fiziksel olarak ne durumda olduğumu da görüyorum. Keza antrenmanlarımızda Orhun Abi ve antrenör ekibimizden aldığım bilgilerle oyunun her yönünde, topsuz pozisyonlarda, savunma aksiyonlarında… Saha içi ve dışında gelişiyorum.

    Baş antrenörün Sayın Orhun Ene’nin oyunculuk kariyerinde oynadığı pozisyona benzer bir pozisyonda oynuyorsunuz. Ondan işin püf noktalarına dair neler öğreniyorsunuz?

    Orhun Abi ile benzer pozisyonlarda oynamak gerçekten de büyük bir şans. Çünkü bildiğiniz gibi o, döneminin en iyi kısaları arasında yer alıyordu. Oyun anlayışı dönemini değiştiren tarzdaydı, yenilikçiydi. Bu kadar tecrübeli ve değerli bir basketbol insanından eksilerime dair önemli uyarılar almak paha biçilemez. Maçta, antrenmanda, yolculukta… Ben ve benim gibi gençlerin gelişimini önemsediğini, sizinle onlarca saat teknik veya saha dışı durumlarla ilgili konuşmasından anlayabilirsiniz.

    Sizce bir kısa olarak modern dönem oyununda neleri çok daha iyi yapmanız gerekiyor?

    İlk olarak, şutumun üst düzey olması gerekiyor. Ve set oyunlarında biraz daha hızlı olup pratik, akıllı hamleler yapmam gerekiyor.

    NBA ve Avrupa basketbolunu takip ediyor musunuz? Orada en sevdiğiniz oyuncu ve takımlar kimler?

    NBA’i çok fazla takip edemiyorum. Avrupa’dan en sevdiğim takım Barcelona. İdolüm ise Drazen Petrovic.

    Sizce ilerleyen yıllarda basketbolda ne gibi değişimler yaşanabilir?

    Bence ilerleyen yıllarda basketbolda, “pozisyon” kavramı çok fazla konuşulmayacak. Her oyuncu, her pozisyonda ve rolde oynayabilecek. Yani aslında günümüzdeki basketbol biraz daha gelişecek.

    Okul ile basketbolu bir arada götürürken nelere dikkat ediyorsunuz?

    Açıkçası bu dengeyi kurmak zor çünkü hem kulüp hem de Milli Takım bazında birçok yaş grubunda forma giyiyorum. Ama tabii ki elimden geldiğince eğitimime de önem vermeye çalışıyorum. Çünkü sonuç olarak basketbol, fiziksel olduğu kadar zihinsel oyunların da olduğu bir denkleme sahip.

    Saha dışında neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?

    Genelde boş vaktim olmuyor ama bu vakti bulduğumda ailemle, arkadaşlarımla zaman geçirmeyi ve kitap okumayı çok seviyorum.

    Favori dizi ve yemekleriniz neler?

    Favori dizilerim Elite ve Stranger Things. En sevdiğim yemek ise kesinlikle Arnavut böreği.

    Basketbol kariyerindeki ideal senaryonuz nasıl olsun istersiniz? NBA veya Avrupa’da en çok oynamak istediğin takım, takım arkadaşı olmak istediğin oyuncular, hedeflerin…

    Tabii ki iyi bir oyuncu olarak kabul edilmeyi, o seviyelere gelmeyi istiyorum. Gelecekte parkede yer alacak olan oyunculara idol olmak istiyorum. Avrupa’da Barcelona’da oynamak hayalim. Cedi Osman ve Furkan Korkmaz ise aynı formayı paylaşmak istediğim oyuncular.

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    basketbol Genç Spor Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title