Haberler

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Kontrol noktalarını aşmak için WhtasApp grubu kurmuşlarRİZE Valisi Kemal Çeber, koronavirüs tedbirleri kapsamında kent girişlerinde oluşturulan kontrol noktalarını aşmak isteyenlerin, aralarında oluşturdukları WhatsApp grupları ile haberleştiklerinin tespit edildiğini açıkladı.

Kontrol noktalarını aşmak için WhtasApp grubu kurmuşlar

RİZE Valisi Kemal Çeber, koronavirüs tedbirleri kapsamında kent girişlerinde oluşturulan kontrol noktalarını aşmak isteyenlerin, aralarında oluşturdukları WhatsApp grupları ile haberleştiklerinin tespit edildiğini açıkladı. Vali Çeber, 'Şu köyden geçin orada uygulama yok veya varış noktasına 2 saat kala şu ilacı için, ateşiniz düşüyor, kontrole yakalanmıyorsunuz' gibi örnekleri maalesef görüyoruz. Bir taraftan da bunlarla mücadele ediyoruzö dedi.

Rize Valisi Kemal Çeber, koronavirüs tedbirleri kapsamında kent girişinde oluşturulan noktalarda polis, jandarma ve sağlık ekiplerinin kontrollerde bulunduklarını söyledi. Kontrol noktalarını aşmak isteyenlerin çeşitli yollara başvurduklarını anlatan Vali Çeber, Karadeniz'e gelenlerin aralarında WhatsApp grupları oluşturduklarını tespit ettiklerini açıkladı. Vali Çeber, "WhatsApp grupları oluşturulmuş. İstanbul'dan Ankara'dan, Bursa'dan Karadeniz'e gelenler birbirleri ile haberleşiyor. Aralarında 'gece şu köyden geçin, oradaki uygulama gevşek' veya 'şu stabilize yoldan giderseniz uygulama yok, rahat geçersiniz' diye yazışıyorlar. 'Buradan giderseniz kontroller gevşiyor, şuralarda uygulama noktası' diye yazanlar da var. Hatta 'varış noktasına 2 saat kala şu ilacı alınca ateşiniz düşüyor, kontrole yakalanmıyorsunuz' gibi örnekleri maalesef görüyoruz. Bir taraftan da bunlarla mücadele ediyoruzö ifadelerini kullandı.

'KEYFİ SEYAHATA İZİN YOK'

Devam eden bir hayat olduğunu, bazı tedarik zincirinde çalışanların sokağa çıkmak zorunda kaldıklarını söyleyen Vali Çeber, "Bizim devam ettirmek zorunda olduğumuz bir yaşamımız var. İlaç, gıda ve hijyen maddesi ile bu işleri yapan insanlar lazım. Tedavi ihtiyaçları nedeniyle doktor kararıyla sevk edilenler, birinci derece yakınları vefat eden veya ağır hastalığı olanlar, son on beş gün içerisinde gelmiş olduğu yerde kalacak yeri bulunmayanlar ve hizmetinin devamına ihtiyaç duyulan üst düzey kamu görevlileri var. Kamu hizmeti yürütenlerin görevleri çerçevesinde seyahat etmeleri gereken kişiler haricinde seyahatlere izin verilmiyor. Keyfi olarak seyahate çıkanlara uyarılarda bulunuyoruzö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Rize Valisi'nin whatsap grubu açıklaması

Haber-Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA

=========================

Kahramanmaraş'ta sokağa çıkan 20 yaş altındakilere ceza yazılıyor

İÇİŞLERİ Bakanlığı'nın yayımladığı genelge çerçevesinde Kahramanmaraş'ta denetim yapan polis, sokağa çıkan 20 yaşın altındakilere ceza yazmaya başladı.

Gece saat 00.00 itibariyle tüm giriş- çıkışların yasaklandığı Kahramanmaraş'ta polis tarafından birçok yerde kontrol noktası oluşturdu. Burada araçları ve yayaları durduran polis ve bekçiler, araçlarda 65 yaş üstü ile 20 yaş altında kişilere yönelik denetim yaptı. Bu kişilerin İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi'nce alınan karar gereği çalışması zorunlu olduklarını ve çalışma saatlerini içeren bilgilerin yer aldığı belgenin olup olmadığını kontrol etti. Yayaları da sosyal mesafeye uymaları konusunda uyardı.

ÖN KOLTUKTAKİLER ARKA KOLTUĞA ALINDI

Halk otobüslerini de denetleyen ekipler, oturma düzenine uygun oturmayan yolcuları uyarıp uygun koltuklara oturmasını sağladı. Ekipler ayrıca, şoförleri de kapasitenin yarısı kadar yolcu bulundurmaları gerektiğini hatırlatıp bu sayının üzerine çıkmaması konusunda uyardı. Polis ayrıca, araçtakilerin de sosyal mesafeye uygun şekilde oturup oturmadığını kontrol etti. Ön koltukta oturanlar, arka koltuğa geçtikten sonra yolcuklarına devam edebildi.

SOKAĞA ÇIKTI, 392 LİRA CEZA UYGULANDI

Yapılan kontrollerde sokağa çıkmaları yasak olan yaş gruplarından 20 yaşın altındakilere de Kabahatler Kanunu'na göre idari para cezası uygulandı. Bunlardan biri olan 18 yaşındaki C.O., babasının kullandığı otomobilin arka koltuğunda otururken yaşının 20'nin altında olması nedeniyle araçtan indirildi. C.O.'ya 392 lira idari para cezası kesildi. C.O., çalıştığını ve işyerine çalışma belgesini almaya gittiğini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Polislerin denetim yapması

C.O.'nun olduğu otomobili durdurması

C.O.'nun araçtan inmesi

C.O.'nun babası ile polis arasındaki diyalog

C.O. ile röp.

Ceza yazılması

C.O.'nun ceza makbuzunu alıp gitmesi

Ön koltukta oturan kadının arka koltuğu alınması

Denetimden detay

Polisin otobüsü kontrol etmesi

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

=======================

Yozgat'ta karantina nöbeti tutan jandarma için AFAD'tan çadır

YOZGAT'ta, koronavirüs tedbirleri kapsamında, karantina uygulaması devam eden köylerde güvenlik noktaları oluşturan jandarma ekiplerinin soğuk ve yağıştan etkilenmemesi için AFAD tarafından çadır kuruldu.

Yozgat'ta, koronavirüs salgınının kontrolü amacıyla, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 27 ve 72'inci maddeleri kapsamında 28 Mart'ta Çekerek ilçesine bağlı Yukarıkarahacılı, bir gün sonra da merkeze bağlı Derbent köyü karantinaya alındı. Karar sonrası, her iki köyün giriş ve çıkışları kapatılırken, jandarma köy girişinde önlem aldı. Karantina uygulamasının devam ettiği köylerde jandarma ekipleri önlemlerini sürdürdü. Jandarma ekipleri için kontrol noktalarında yağış ve soğuktan etkilenmemeleri için AFAD tarafından çadır kuruldu.

SOSYAL YARDIMLAR ELDEN TESLİM

Öte yandan, İl Pandemi Kurulunun aldığı karar doğrultusunda, PTT aracılığı ile yapılan sosyal yardım ödemeleri ise kolluk güçleri tarafından köylerde oturan hak sahiplerine teslim ediliyor. Valilikten konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "İl genelinde vatandaşlarımıza PTT aracılığıyla yapılması planlanan ödemelerin PTT tarafından yapılmayarak mülki idare nezaretinde oluşturulacak komisyonla görevlendirilecek kolluk güçleri ve uygun görülecek diğer personel marifetiyle hak sahiplerine ikamet ettikleri konutlarında elden teslim edilmesine oy birliği ile karar verilmiştir" denildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Jandarma ekiplerinin soğuk ve yağıştan korunması için kurulan çadır

-Sosyal yardımı teslim edin jandarmanın fotoğraf görüntüsü

Haber : Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT,

==========================

21 yıllık dini nikahlı çiftin resmi nikahı 65 yaş yasağına takıldı

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde 21 yıldır dini nikahla yaşayan Sait Dursun (69) ve Canan Çoban'ın (45), 30 Mart günü kıyılmasını istedikleri resmi nikahları, 65 yaş ve üstüne sokağa çıkma yasağı nedeniyle gerçekleştirilemedi. Dursun ve Çoban çifti yetkililerden yardım istedi.

Manavgat'ın Sarılar Mahallesi'nde yaşayan SGK'dan emekli Sait Dursun ile Canan Çoban, 1999 yılında, Mersin'in Silifke ilçesinde dini nikah kıyıp, birlikte yaşamaya başladı. Çift, koronavirüs salgını nedeniyle yaşanabilecek bir olumsuzluk ihtimaline karşı resmi nikah yapmaya karar verdi. 30 Mart günü evraklarını hazırlayıp, Manavgat Belediyesi Nikah Memurluğu'na başvuran çifte, koronavirüs salgını nedeniyle 21 Mart'ta, 65 yaş ve üzeri vatandaşların sokağa çıkmasının yasaklandığı hatırlatılarak, Sait Dursun'un yaşı nedeniyle nikah yapılamayacağı bilgisi verildi.

'VİRÜS NEDENİYLE KABUL EDİLMEDİ'

Daha önceki 2 evliliğinden 2'si erkek 5 çocuğu ve 14 torunu bulunan Sait Dursun ile ilk evliliğinden 2 oğlu bulunan Canan Çoban, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen'den kendilerine yardımcı olmasını istediler. 21 senedir dini nikahla evli olduklarını söyleyen Sait Dursun, "21 senedir evliyiz, nikah için başvurduk. Virüs nedeniyle kabul edilmedi. Yetkililerden yardım istiyoruz" dedi.

'YAŞINIZ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA GİRİYOR'

Nikah memurluğundan kendilerine 'Evrakları tamamlayıp gelin, gün verilecek' denildiğini aktaran Sait Dursun, "Gittiğimizde ise 'sizin yaşınız virüsten dolayı sokağa çıkma yasağına giriyor. Sizin nikahınızı virüs geçtikten sonra yapacağız' dediler" diye konuştu.

'SALGINA VE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA DENK GELDİ'

Canan Çoban da nikahlarının kıyılmasını istediklerini söyleyerek, "1999 yılından bu yana dini nikahla evliyiz. Eşim, 'ne olur olmaz kıyalım' dedi. 21 senedir evliyiz. Bugüne kadar çeşitli sorunlarımız vardı, onları hallettik. Ama şimdi de salgına ve sokağa çıkma yasağına denk geldi. Nikahımızın kıyılmasını istiyoruz" dedi.

'SENİNLE EVLENMEK İSTİYORUM' DEDİM

Canan Çoban, Sait Dursun ile tanışmasını ise "Eşimin Silifke'de inşaat ve boya üzerine dükkanı vardı. Ben yanında sekreterlik yapmaya başladım, öyle tanıştık. O sırada ben ilk eşimden ayrılmıştım, Sait Bey'e, 'seninle evlenmek istiyorum' dedim. Ondan sonra da kendisi beni babamdan istedi. 21 senedir birlikte yaşıyoruz. 6 sene Silifke'de oturduk, 15 senedir de Manavgat'ta yaşıyoruz" diye anlattı

Aralarında olan yaş farkının önemli olmadığını kaydeden Çoban, "Aramızda yaş farkı var ama ben önemsemiyorum. Önemli olan saygı ve sevgi. Mutlu olması için bunlar yeterli" dedi.

'O ZAMAN EVLİYDİM, 2 TANE HANIMIM VARDI'

Sait Dursun da "O zaman evliydim, iki tane hanımım vardı. Onların üzerine geldi bu. 'Benim 2 eşim var' dedim, 'olsun' dedi ve onların üzerine geldi. Daha sonra onlardan ayrıldım, şimdi teke düştü" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Sait Dursun ve Canan Çoban çifti bahçeye çıkıyor

Sait Dursun eşine çiçek uzatıyor

Sait Dursun'un açıklaması

Canan Çoban'ın açıklaması

Canan Çoban'ın eşine kahve yapması

Detay

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN /MANAVGAT (Antalya),

=======================

Antalyalı gençler caddede 'Erik Dalı' oynadı

Antalya'da bir grup genç, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarının koronavirüs salgını nedeniyle 'Evde Kal' uyarılarına rağmen cadde de biraraya gelip 'Erik Dalı' türküsü eşliğinde göbek attı. Gençlerin caddeyi türkülü mekana çevirdiği eğlencesi polisin müdahalesi ile son buldu.

Koronavirüs salgını nedeniyle sosyal mesafe uyarıları, 'Maskesiz çıkmayın' çağrılarına rağmen Antalya'da bir grup genç dün akşam Muratpaşa ilçesinin Dokuma Semti'nde ve cadde ortasında biraraya gelip göbek attı. Araçlarının tüm kapılarını açıp 'Erik Dalı' türküsünü yüksek seste açan bir grup genç, caddede türkü eşliğinde oynamaya başladı. Antalyalı gençlerin bu görüntüsünü çevre sakinleri balkonlardan izledi. Görenlerin, "Koronavirüs salgınına rağmen bu da yapılır mı?" dediği ilginç görüntüler ardından bölgeye polis ekibi geldi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-----------------

Caddeden genel görüntü

Aracın kapılarının açık halde görüntüsü

Erik Dalı türküsü eşliğinde caddede oynayan gençler

Balkonlardan bu görüntüleri

Polis aracının gelmesi

Detaylar

HABER - KAMERA: ANTALYA

========================

Giriş çıkışların yasaklandığı İzmir'de, kilometrelerce araç kuyruğu

KORONAVİRÜS salgınının önüne geçebilmek amacıyla, 30 büyükşehir ile Zonguldak iline giriş çıkışların yasaklanmasının ardından, İzmir'e giriş ve çıkışların yapıldığı Sabuncubeli Tüneli'nde uzun araç kuyrukları oluştu. Gıda ve hijyen ürünleri taşıyan TIR ve kamyonlar, zorunlu görevlerde bulunanlara giriş ve çıkış için izin verilirken, diğer araçlar geri gönderildi.

Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün saat 24.00'dan itibaren, 30 büyükşehir ile Zonguldak iline giriş ve çıkışların yasaklandığını duyurmasının ardından, İç İşleri Bakanlığı 81 ilin valiliklerine ilgili genelgeyi gönderdi. Giriş ve çıkışların yasak olduğu birçok il gibi, İzmir'e giriş yapılan mevkilerde de uzun araç kuyrukları oluştu. Yasağın duyurulmasının ardından, gitmek istediği şehre doğru araçlarıyla yola çıkan birçok vatandaş, Bornova ilçesindeki Sabuncubeli Tüneli önünde denetimlerde bulunan polis ve jandarma ekipleri tarafından, Manisa'ya ulaşamadan geri gönderildi. Gıda ve hijyen ürünleri taşıyan TIR ve kamyonlar ile zorunlu görevlerde bulunan bazı kişilerin araçlarının geçişlerine izin verildi. Eldiven ve maske gibi kişisel önlemlerini alan ekipler, araçlardaki sürücüler ve yolcuların ateşlerini de ölçtü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

Oluşan araç kuyruğundan drone görüntüsü

Polis ve jandarma ekiplerinin denetimlerinden görüntüler

Ekiplerin, araçlardakilerin ateşlerini ölçmelerinden görüntü

Muhabir Davut CAN'ın anonsları

Genel ve detay görüntü

Haber : Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,

========================

Türkiye'deki futbolculardan "Aşı Afrikalılar üzerinde denensin" açıklamasına tepki

Çaykur Rizer spor forması giyen Aminu Umar, Montassar Talbi ve Ismael Diomande, Gaziantep FK'nın golcü oyuncusu Olarenwaju Kayode ve Kasımpaşalı Fode Koita, Demirören Haber Ajansı aracılığıyla "Aşı Afrikalılar üzerinde denensin" sözleriyle gündeme gelen Jean Paul Mira ve Camille Locht'a tepki gösterdi.

Cochin Hastanesi Yoğun Bakım Servis Şefi Prof. Dr. Jean Paul Mira ve Araştırma Direktörü Prof. Dr. Camille Locht, Fransa'nın LCI kanalındaki canlı yayına katıldı ve tüberküloz tedavisinde kullanılan BCG aşısının koronavirüs hastalarında denenmesi hakkında yorum yaparak, araştırmaların Afrikalılar ve hayat kadınları üzerinde denenmesine yönelik skandal açıklamalarda bulundu.

Didier Drogba, Demba Ba ve Samuel Eto'o gibi yıldız isimlerin tepkisiyle Mira ve Locht ikilisine tepkiler çığ gibi büyürken, Süper Lig'in Afrikalı futbolcuları da tepkilerini dile getirdiler.

UMAR: BU SAF IRKÇILIKTIR

Rize spor'un Nijeryalısı Aminu Umar, yapılan açıklamanın ırkçılık olduğunu belirtirken, "Öncelikle umarım herkes iyidir ve aileniz güvendedir. Lütfen evde kalın, bol su için ve ellerinizi yıkamaya özen gösterin. Dışarıya çıkarsanız da maske takın çünkü en önemlisi de bu. Sosyal medyada aşı testlerinin Afrika'da yapılması gerektiğinden bahsediyordu. Neden? Neden Afrika'da test ediyorsunuz? Bu ırkçılıktır, saf ırkçılıktır. Dünyada Afrika'da olduğundan daha fazla vaka var. Afrika'da test yapmanın bir mantığı yok. Bu saçmalığı ve ırkçılığı durduralım" dedi.

DIOMANDE: AFRİKA LABORATUVAR DEĞİL, AFRİKA'YA SAYGI DUYUN

Yeşil mavili ekibin Fildişili orta saha oyuncu Ismael Diamonde, Afrika'nın deney tahtası olmadığını söyleyerek, "Herkese selamlar, inşallah iyisinizdir. Boynumdaki madalyonu görüyorsunuzdur. Burası benim kıtam, bütün hayatım burası. Burada annem doğdu, dedem doğdu, Afrika benim için gurur verici bir yer. Sosyal medyada Afrika'da bazı aşıların Afrikalılar üzerinde denenmesini istiyorlarmış. Buna artık dur demek lazım. Afrika bir deney tahtası değildir. Bunu duymak çok ağrıma gitti. Afrika bir oyun parkı değildir. Afrika ebeveynlerimizin, kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın yaşadığı yerdir. Televizyona çıkıp Afrika hakkında böyle konuşmak çok büyük bir saygısızlıktır. Normal bir şey değildir. Sömürgeciliği yaşadık fakat unutmadık. Şu an Afrika inşa ediliyor. Afrika'ya yardım edemiyorsanız en azından üstüne tükürmeyin. Afrikalılar hayvan değildir. Bugün bu insanları duyunca tahminim insanların zihniyeti değişmedi. Bu konu için bu videoyu çektim. Afrika laboratuvar değil, Afrika'ya saygı duymanız lazım, onlar da insan" açıklamasında bulundu.

TALBI: BU IRKÇILIĞI HEP BERABER YENMELİYİZ

Karadeniz temsilcisinin Tunuslu futbolcusu Montassar Talbi, "Bu videoyu birkaç gün önce söylenen, çok ağır ve yaralayıcı sözlere tepki için çekiyorum. Bu videoyu çekme nedenim, 2020'de bu kadar kötü sözlerin Fransız kanallarında söylenilmiş olması, Afrika'nın büyük bir laboratuvar olmasına ve insan hayatının önemsiz olduğu ve deneme tahtası olduğumuzu söylemeleri. Bildiğiniz gibi bu virüs herkese bulaşabilir. Din, ırk fark etmeksizin Allah katında bütün insanlar eşittir, her can Allah katında eşittir. Bu insanlık dışı ve ırkçı söylemlere karşı susmamamız lazım. Bu soruna bir son vermek lazım ve hep beraber bu ırkçılığı yenmemiz lazım" şeklinde konuştu.

KAYODE: AFRİKALI İNSANLAR DENEY FARESİ DEĞİL

Gaziantep Futbol Kulübü'nün Nijeryalı golcüsü Olarenwaju Kayode açıklamayı sert bir dille eleştirirken, "Afrika bir laboratuvar değildir. Afrikalı insanlar da deney fareleri değildir. Testleri kendi üzerinizde test yapın" şeklinde konuştu.

KOITA: AFRİKA'YA GİDEREK İSTEDİKLERİNİZİ YAPAMAZSINIZ

Kasımpaşa'nın Gineli forveti Fode Koita ise, "Afrika'da her istediğinizi yapamazsınız" derken, "Şok oldum, hayal kırıklığına uğradım. Dünya delirmeye başladı. Doktorlar televizyonlara çıkarak saçmalıklarını anlatıyorlar. Hiç anlamı olmayan şeyler. Biz sesimizi duyurabilen profesyonel futbolcular olarak dik durmalı ve gerçekleri söylemeliyiz. Sosyal medyada neler olduğuna baktım. Fransız televizyonuna konuşan deli doktor hakkında birçok kişi paylaşımda bulundu. Sadece bir parçasını izledim. Beni tamamen şok etti. 2020 yılında böyle şeyler nasıl söylenebiliyor? Afrikalılar ve futbolcular olarak dik durmalı, konuşmalıyız. Bunu durdurmalıyız, böyle devam edemeyiz. Bizler insanız, Afrika'ya giderek istediğinizi yapamazsınız, istediğiniz testleri yapamazsınız. Bir şey denemek istiyorsanız kendi üzerinizde deneyin, belki aileniz üzerinde de denemek istersiniz. Her ne istiyorsanız bilmiyorum ama onu yapmaya çalışmayın. Eşimle ve bu güzel kıtadan insanlarla görüştüm, doğru bildiğimizi yapmalıyız. Birbirimize sahip çıkmamız gerektiğini düşündük. Kimsenin bizi öldürmesine izin veremeyiz. Ölüm kelimesini kullanmak çok güçlü bir ifade ancak aptalca şeyler kimse deneyemez. Bunu denemek istiyorsanız Avrupa'da deneyin, orada daha fazla insan ölüyor. Aşının etkisi ortaya çıkarsa biz daha sonra Afrika'da kullanırız. Evde ve güvende kalmalıyız. Allah bize yardım etsin, bizi korusun inşallah" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Aminu Umar'ın açıklamaları

Montassar Talbi'nin açıklamaları

Ismael Diomande'nin açıklamaları

Olarenwaju Kayode'nin açıklamaları

Fode Koita'nın açıklamaları

Uğur DEMİRKIRDI - Ercan ATA - Serhan TÜRK - İbrahim ALİOĞLU / -

========================

Bisikletli kapkaçcı güvenlik kamerasına böyle yansıdı

ADANA'da, bisikletli kapkaçcı M.B.'nin, H.S.E.'nin yürüdüğü sırada konuştuğu cep telefonunu elinden kapıp, çalması güvenlik kameralarına yansıdı.

Seyhan İlçesi Mücahitler Bulvarı üzerinde 2 Nisan günü yaşanan olayda, H.E.S.'nin yolda yürürken konuştuğu cep telefonunu arkasından gelen bisikletli alıp, kaçtı. 'Hırsız var' diyerek çevredekilerden yardım isteyen H.E.S., bir süre bisikletlinin peşinden koştu. Bu sırada bölgede bulunan polis ekipleri, M.B.'yi yakaladı. Gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen M.B., nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.

M.B.'nin bisiketle gerçekleştirdiği kapkaç olayına ait güvenlik kamera görüntüleri ortaya çıktı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Zanlının bisikletle gelerek kadının telefonunu çalması

Bisikletle kaçışı

Kadının yanındaki bir şahsın zanlıyı kovalaması

Zanlının adli tıp birimine getirilmesi

Adli tıp biriminden çıkarılması

Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK / ADANA,

========================

Restoranlar kapanınca balık halinde çeşit arttı, fiyat ucuzladı

ÇANAKKALE'de balık halinde, 15 Nisan'da gırgır ve trol tekneleri için başlayacak olan av yasağı öncesinde balık bolluğu yaşanıyor. Koronavirüs tedbirleri kapsamında ihracatın durmasının yanı sıra restoranların da kapalı olması nedeniyle her tür balık tezgaha girerek, vatandaşa satılmaya başlandı. Balık bolluğunun yanında fiyatlarda da düşüş yaşandı.

Koronavirüs salgını tedbirlerinin artırıldığı bu dönemde vatandaşlar için en güvenli alışveriş mekanlarından birisi de balık tezgahları oldu. Balık halinden alışverişin hem açık havada yapıldığını hem de balık etinin koronavirüs salgınının yaşandığı bu günlerde bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten esnaf, yine de balık haline gelmeye çekinen müşterilerinin evlerine servis yaparak, taleplerini karşıladıklarını söyledi. Balık halinde 15 Nisan'da gırgırlar ve trol tekneleri için başlayacak olan av yasağı öncesinde ise bolluk yaşanıyor. Bunun en önemli sebebi de ihracatın ve restoranların kapalı olması olarak gösteriliyor. Öte yandan, normal zamanda ihracata giren ya da restoranlar tarafından alınan bazı pahalı balıklar dahi bu nedenle tezgahlarda vatandaşlara satışa sunuluyor.

'HERKES BOL BOL BALIK YİYOR'

Balık hali esnafı Engin Tunç, koronavirüs salgınına rağmen tezgahlarda bir sıkıntı olmadığını ve balığın bol olduğunu söyledi. Tunç, "İnsanların bu koronavirüsle imtihanı bizi de etkiledi. Çünkü insanların çoğu evden çıkamadı. Biz de çözümü evlere servis yaparak bulduk. Müşterilerimiz telefonla sipariş veriyorlar. Bizde balık siparişlerini evlere kadar götürüp, teslim ediyoruz. Herkes bol bol balık yiyor. Bağışıklık sistemini de güçlendirdiğini söylüyorlar. Çünkü doğal bir gıda. Sosyal mesafeyi koruyarak balık halinde de alışverimizi yapıyoruz" dedi.

'BİZİM BALIK SIKINTIMIZ YOK'

Denizlerimizde 15 Nisan'da başlayacak olan av yasağının Çanakkale özelinde bir sıkıntı yaşamayacağını da belirten Tunç, "Bizim balık sıkıntımız yok. Çünkü Saros Körfezi ve Boğaz'da dalyanlarımız var. Onlarda sardalya, istavrit, zargana, gümüş her türlü balık çıkıyor. Büyük merkezler biraz bu konuda mağdur olabilirler. Bizim balık sıkıntımız olmuyor ama büyük merkezlerde biraz sıkıntı olur. Mesela hamsi biter. Çünkü sezonu bitiyor. İstavrit bulamazlar. Olta balıkları tutulur yine, hiç balık olmaz değil de bu da fiyatlara rakam olarak yansır. 30 liraya aldığımız istavriti, 50 liraya yiyebiliriz. Üretim azaldıkça fiyatlar yükselecektir" diye konuştu.

Karadaki denetimlerin denizde de yapıldığını belirten Tunç, "Denizin içerisinde bir teknedesin. Dolayısıyla bir temas oluyor. Bu yüzden Sahil Güvenliğin kontrolleri daha da sıkılaşıyor. Bizim özel ruhsatlı dediğimiz, yani oltayla yiyecek kadar balık tutanlara koronavirüs tedbirleri kapsamında yasak geldi. Gırgır gibi büyük tekelerin tayfaları kalabalık, limanlara da geliyorlar ve çıkıyorlar. Dolayısıyla bir temasta bulunuyorlar. Tedbir amaçlı çoğu tekneler sezonu erken kapattı diye duyduk. Büyük tekneler ince balık dediğimiz sardalya, istavrit, hamsiyi bol miktarda tutuyordu. Troller de mezgit tutuyordu ve tezgahlara renk katıyordu. Gırgırların yasak dönemiyle beraber trollerinde yasak dönemi başlıyor" dedi.

'VATANDAŞLAR BU BALIKLARI YARI FİYATINA ALABİLİRLER'

İhracatın ve restoranların kapalı olması nedeniyle tüm balıkların tezgaha girdiğini belirten Tunç, şunları söyledi:

"Örneğin sinarit balığı direkt ihracata gidiyor. Dolayısıyla ihracat kapanınca son 1 aydır bu balıklar tezgahlarımıza düştü. Şimdi İstanbul'da, İzmir'de, büyük şehirlerde, büyük merkezlerde restoranlar da kapandı. O yüzden bu balıklar tezgahımıza geliyor. Vatandaşlar bu balıkları yarı fiyatına alabilirler. Mercanlar, iri levrekler, çupralar, sinaritler, sarıgözler bunlar ihracata giden balıklarımızdı. Şimdi hepsi tezgahlarımızda satılıyor. Halkımız bol bol yesin."

Hal çalışanı Refik Varol ise balık fiyatlarının koronavirüs salgını sonrası düştüğünü söyledi. Tezgahtaki balıkların daha önceki fiyatları ile şimdiki fiyatlarını karşılaştıran Varol, "Barbunya balığı var. Normalde bu barbunya balığının kilosu 150 liradan aşağıya düşmez. Ama şu anda tezgahımızda 100 lira. Biraz daha ufak boyları vardı, barbunyanın kilosu 120 liraydı, şu anda 80 lira. Dülger balığımız var, kilosu 140 liraydı, şu anda 60 lira. Mercan balıklarımız 400- 500 gramlık olduğu zaman onların kilosu 140- 150 liraydı, şu anda kilosu 40 lira. Fener balığının kilosu 30 lira. Normalde bu balığın kilosu 65 lira ve bana göre dünyanın en lezzetli balığıdır, sadece kuyruk kısmı yeniyor. Güveci, kavurması her şeyi olur. Kalamar şu anda 60 lira, normalde 90 lira kilosu. Tekir balığının kilosu 90 liraydı, şu anda 60 lira. Fiyatlar şu anda haddinden fazla düşük" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

-Çanakkale balıkhalinden genel görüntü.

-Balıkhalinde alışveriş yapan vatandaşlardan genel ve detay görüntü.

-Balık tezgahlarından genel görüntü.

-Balık çeşitlerinden detay görüntü.

-İhracat ürünü balıklarım balık tezgahlarında yer almasından görüntü.

-Burak Gezen anons.

-Balıkhali esnafı Engin Tunç ile röp.

-Balıkhali çalışanı Refik Varol ile röp.

Haber-Kamera: Burak GEZEN-Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE,

=========================

Koronavirüsü yendi, yaşadıklarını anlattı

BURSA'da koronavirüse yakalanan İlker Cumbul (51), hastanedeki tedavisinin ardından sağlığına kavuşarak taburcu edildi. 5 gün sonra hastaneden çıkan ve büyük sevinç yaşayan Cumbul, "Tedavi sürecimde uygulanan ilaçları almaya başladığım andan itibaren sağlığım iyiye gitti ve hastalığı yendim" dedi.

Bursa Teleferik A.Ş.'den  28 Mart Cumartesi günü yapılan açıklamada, Yönetim Kurulu Başkanı İlker Cumbul'un koronavirüs testinin pozitif çıktığını ve tedaviye başlandığını açıklandı. Cumbul, özel bir hastaneye kaldırılarak, tedavi altına alındı. Cumbul, 5 günlük tedavisinin ardından son yapılan test sonucunun negatif çıkması ve şikayetlerinin sona ermesi üzerine geçtiğimiz Çarşamba günü taburcu edildi. . Büyük sevnç yaşayan Cumbul, 14 gün evde karantina altında kalacak.

"KONUŞURKEN ZORLANMA VE SESİMDE BİR DEĞİŞİKLİK HİSSETTİMö

Hastanede göğüs filminden dolayı ilk andan itibaren koronavirüs şüphesi duyulduğunu belirten İlker Cumbul, "Birkaç gün sonra test sonucu geldi. Ama tedaviye hemen başladılar. Bakanlığın verdiği üçlü ilaç seti var. Bir de C vitamini damardan veriliyor. İlaç verilmeye başlandığı andan itibaren hastalık iyiye doğru gitmeye başladı. Çok öksürüğüm vardı. Ateşten ziyade öksürükle başladı ve şuana kadar olduğum griplere benzemiyordu. Konuşurken büyük bir zorlanma ve sesimde bir değişim yaşadım ve daha çok boğaz ve göğsüme doğru yayılan bir ağrı yaşadım. İtalya'ya gideli 3 ay falan olmuştu, uzun zamandır yurt dışına çıkmamıştım. Yurt dışında okuyan kızım geldi belki ondan bulaşmış olabilir. Ama bizim şirkette ve ailede herkes test oldu ve benim dışımda pozitif olan hiç kimse çıkmadıö dedi.

"İLAÇLARI KULLANMAYA BAŞLADIĞIMDAN İTİBAREN DURUMUM İYİYE GİTTİö

Tedavi sürecinde bakanlık tarafından belirlenen ilaçların kullanıldığını belirten Cumbul, "Doktorlarım da iyi çalıştılar çok teşekkür ediyorum. Hastaneye girdiğim andan itibaren iyi bir yaklaşım vardı. Türk sağlık sistemi zaten çok iyi durumda pek çok Avrupa ülkesine göre, yurt dışından bir çok insan buraya ameliyata geliyor. İlaçları almaya başladığımız andan itibaren iyiye doğru gitti. Şirkette, ailede ve komşularımda kendini endişe edip test ettirenlerden daha pozitif hiç çıkmadı. Her şer de bir hayır var. İnsan karantinada biraz daha sakin oluyor ve dinleniyor. Şartlarım iyiydi, kitap okuyabildik, biraz haberleri takip etmeye çalıştık. Odadan çıkarttırılmıyorduk ama sağlık personeli çok ilgili, rahat bir dönem geçtiö diye konuştu.

"SİGARA İÇMİYOR OLMAM ÇOK ÖNEMLİYDİö

İnsanın ölümü kendisine yakıştıramadığı belirten Cumbul, şöyle devam etti:

"Her hayatın sonunda ölüm var. Bu hastalığın da ihtimali diğer hastalıklara göre bence çok fazla değildir. Sigara içmemiş olmak çok önemliydi. Açıkçası kötüye gidiyor muyum? diye de düşünmedim. Hastane şartları iyiydi.ö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-İlker Cumbul'dan detaylar

-İlker Cumbul röportaj

Dosya adı: 0404koronason

Haber: Huzeyfe ÖZDEMİR, Muammer İRTEM - Kamera: Semih ŞAHİN / BURSA,

==========================

Emekli gurbetçiden dayanışma için 1000 euro

Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesine bağlı Baştepe Köyü'nde oturan Ali (72) ve Rabia (76) Özkan çifti, Ali Özkan'ın Fransa'dan aldığı 1 aylık emekli maaşı tutarı 1000 Euro'yu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan 'Biz Bize Yeteriz Türkiyem' kampanyasına bağışladı.

Sandıklı ilçesine bağlı Baştepe Köyü'nde oturan Ali ve Rabia Özkan çifti, Fransa'da inşaatta işçi olarak çalışan Ali Özkan'ın emekli olmasıyla birlikte yaklaşık 4 yıl önce memleketlerine döndü. 2 çocuğu ve 16 torunu yurt dışında olan Özkan çifti, koronavirüs nedeniyle kendilerini Baştepe Köyü'ndeki evlerinde izole etmeye başladı. Dışarı çıkmayan, ihtiyaçlarını karşılamak için Köy Muhtarı İsa Ayyıldız'dan ricacı olan Özkan çifti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan 'Biz Bize Yeteriz Türkiyem' kampanyasına katkı sağlamak istedi. Çift, Ali Özkan'ın Fransa'dan aldığı bir aylık emekli maaşı tutarı 1000 Euro'yu, tutanak karşılığında Baştepe Köyü Muhtarı İsa Ayyıldız'a teslim etti. Muhtar Ayyıldız, kampanya için açılan hesaba parayı yatırdı, dekontunu da Ali Özkan'a teslim etti.

'CUMHURBAŞKANIMIZIN DAVETİ ÜZERİNE YARDIM YAPMAK İSTİYORUZ'

Ali Özkan, Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine yardım yapmaya karar verdiklerini belirterek, "72 yaşında olduğum için dışarı çıkamıyorum.  Köyümüzün muhtarı ve gençleri ihtiyaçlarımızı görüyor. Cumhurbaşkanımızın kampanyasına katılmak için dışarı çıkamadığım için muhtarımızı çağırdım. Yapacağım yardımı, muhtarıma teslim ettim. Bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum, dışarı çıkmasınlar. Kendilerini izole etsinler. Hem devletimiz hem de milletimiz bu zorluklara katlansın ve bu hastalığı hep birlikte yenelim" diye konuştu.

'DEVLETSİZ OLMAZ'

Rabia Özkan ise "Bu hastalık yüzünden dışarı çıkamıyoruz. Az çok taşın altına elimizi koyalım istedik. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözünü duyunca biz de ayaklandık. Bizim gibi yaşlılarda otursun evde. Gençlerin başına bela olmasın. Devletin başına bela olmasın. Evsiz olur, evlatsız olur ama devletsiz olmaz. Allah başımızı bozmasın. Devletimiz olmazsa olmaz. Devleti olmayanların halini görüyoruz. Perişan. Bizler de onların durumuna düşmeyelim sabredelim" dedi.

Baştepe Köy Muhtarı İsa Ayyıldız, "Köyümüz sakinlerinden Ali Özkan yaşı nedeniyle dışarı çıkamadığı için beni arayarak Cumhurbaşkanımızın başlattığı kampanyaya katılmak istediğini söyledi ve benden yardım talebinde bulundu. Bundan dolayı Ali Özkan ve eşi Rabia Özkan'a teşekkür ediyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Baştepe köyü giriş tabelasından görüntü

Muhtar İsa Ayyıldız ile Ali Özkan karşılaşıp selamlaşırken görüntü

Rabia ve Ali Özkan Çifti evlerinde otururken görüntü

RÖP1: Ali Özkan

RÖP2: Rabia Özkan

Bir masa etrafında Rabia ve Ali Özkan çifti otururken Muhtar İssa Ayyıldız para teslim tutanağı hazırlarken görüntü

Teslim tutanağı muhtar, Ali ve Rabia Özkan çifti tarafından imzalanırken görüntü

Muhtar İsa Ayyıldız parayı teslim alıp sayarken görüntü

RÖP3: İsa Ayyıldız (Baştepe Köy muhtarı)

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI /SANDIKLI (Afyonkarahisar),

=========================

Doktordan, meslektaşlarının yükünü azaltmak için anlamlı hizmet

İZMİR'de genel cerrahi uzmanı operatör Dr. Serkan Tüğen, hastane hekimlerinin yükünü azaltmak için özel muayenehanesindeki tüm muayeneleri ücretsiz yaptı. Amacının hastanelerde oluşan yükü azaltmak olduğunu söyleyen Dr. Tüğen, 'Hep birlikte Türkiye. Bir olalım Güçlü Olalım' notuyla bu hizmetini halkta duyurdu.

Çin'de başlayarak dünyaya yayılan koronavirüs salgını, Türkiye'yi de olumsuz etkiliyor. Sağlık çalışanları başta olmak üzere birçok meslek grubu salgın karşısında yoğun mesai harcıyor. Karşıyaka ilçesi Bostanlı Semti'nde özel muayenesi bulunan genel cerrahi uzmanı operatör Dr. Serkan Tüğen, hastanelerde görevli meslektaşlarının yükünü azaltmak için çare düşündü. Acil durumdaki hastalardan muayene ücreti almama kararı verdi. 31 Mart Salı gününden itibaren kararını uygulamaya sokan Dr. Tüğen, halka da bu davranışını sosyal medyadan 'Hep birlikte Türkiye. Koronavirüsle savaşan hastane hekimlerimizin yükünü azaltmak amacıyla muayenehanemde rahatsızlığı olan hastalara tüm genel cerrahi muayeneleri ücretsiz olarak yapılacaktır. Bir olalım Güçlü Olalım. Randevu için 0545 450 11 90' notuyla duyurmaya başladı.

ÖZEL MUAYENE SAHİPLERİ ÇAĞRI

Salgın nedeniyle tüm devlet ve üniversite hastanelerimizde yoğunluğun mevcut olduğunu söyleyen Dr. Tüğen, "Tüm meslektaşlarımız yoğun çaba içerisindeler. Gecelerini gündüzlerine katıyorlar. Biz de özel muayene hekimleri olarak şu an bunu karşıdan izliyoruz. Bize henüz bir görev verilmedi. Biliyorsunuz devlet bizi okuttu. Bunu bir borç biliyoruz. Kendi adıma ne yapabilirim diye düşündüm. Standart poliklinik muayenelerinde doktorlarımız yetişemiyor. Bunun üzerine bende kendi muayenehanemde, özellikle genel cerrahi konusunda acil rahatsızlığı bulunan hastalarımızın muayenelerini ücretsiz yapmaya karar verdim. Bunun sosyal medyada duyurmaya başladık. İnşallah bu haberle daha fazla kişiye ulaşırız. Kurumumuz cumartesi günü de dahil açık. Problemi olan tüm hastalarımızı bekliyorum. Hastanelerimizi meşgul etmesinler. Çünkü hastanelerimizdeki yoğunluk malum, işleri başından aşkın. En azından genel cerrahi konusunda problemleri olan hastalarımızın sorunlarını çözsek yeterli bize" dedi.

Hastaların uygulamadan memnun olduğunu belirten Dr. Tüğen, diğer meslektaşlarına da örnek olabilirse bundan memnun olacağını kaydetti. Halkın sağlık sistemine güvenmesi için çağrı yapan Dr. Tüğen, "Çok iyi yetişmiş, ahlaklı sağlık ekibimiz doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık görevlilerimiz var. Personelimiz gerçekten özverili çalışıyorlar. Birlik ve beraberlik içinde bunun üstesinden geleceğimize inanıyorum" dedi.

BİRLİK- BERABERLİK ÇAĞRISI

Sosyal medyadan paylaşımı görünce muayeneye geldiğini belirten grafiker Evren Tarcan (39), "Karın ağrısı rahatsızlığım vardı. Paylaşımı görünce kontrol için geldim. Hastanelerde yoğunluk var. Virüs kapma korkusu malum. Böyle bir özel muayenenin, ücretsiz hizmetini duyunca geldim. Çok bekletmeden beni muayene etti. Mutluyum. Herhangi bir ücret ödemedim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Psikolog Mehmet Tahir Sonğur ile röportaj

Genel ve Detay görüntü

Haber: Kadir ÖZEN - Kamera: Ahmet Turhan ALTAY / İZMİR,

=============================

Hijyenik paspas ile ayaklara dezenfeksiyon

KORONAVİRÜS salgınıyla mücadelede en etkili yöntemlerden biri olarak el hijyeni biliniyor. Ancak virüslerin en belirgin taşıyıcısının ayaklar olduğunu ifade eden İzmir'deki bir hijyen firmasının yetkilisi Ahmet Vural, hijyenik paspas sayesinde virüs ve bakterilerin taşınmasına engel olduklarını söyledi. Paspasın altındaki hazneye su ve dezenfektan doldurulduğunu söyleyen Vural, "Hijyenik paspaslar bugüne kadar özellikle gıda işletmeleri, spor salonları ve okullarda yoğun biçimde kullanıyordu. Ama koronavirüsten sonra ev, apartman ve site yönetimleri de almaya başladı. Bugünlerde çok yoğun sipariş var" dedi.

Koronavirüs tehditi nedeniyle halk arasındaki dezenfeksiyon duyarlılığı arttı. Özellikle ellerin sık yıkanması gerektiği yönündeki çağrılar dikkate alınsa da uzmanlar en önemli virüs taşıyıcılarının ayaklar olduğuna dikkat çekti. Bugüne kadar özellikle gıda işletmeleri, spor salonları ve okulların yoğun olarak kullandığı hijyenik paspasların koronavirüs salgınının ardından daha fazla tercih edildiğini anlatan İzmir'deki bir hijyen firmasının yetkilisi Ahmet Vural, son günlerde çok yoğun sipariş aldıklarını belirtti. Artık evler, apartmanlar ve site yönetimlerinin de hijyenik paspas aldığını dile getiren Vural, "Bu paspasın içerisinde kıvırcık bir yapı var. Altındaki haznenin içine dezenfektan ve su karışımı uyguluyoruz. Kullandığınız dezenfektanın uygulama oranları var. Ölçüsüne göre koyup kapının girişine yerleştiriyoruz. Kapıdan içeri girerken bu paspasa basıyorsunuz. Koronavirüs nedeniyle insanlar en çok el dezenfektanına dikkat etmeye başladı. Aslında taşıyıcı olarak ayaklarımız da bu konuda çok büyük etken. Hijyenik paspaslar ayaklarımızla bu virüsü taşımamıza engel oluyor" dedi.

VİRÜS DOLAŞIMINA ENGEL

Virüs tehdidinin yaşandığı günlerde vatandaşları daha dikkatli olmaları için uyaran Vural, evlerin ve apartman girişlerinin bir gıda işletmesi gibi temiz tutulması gerektiğini vurguladı. Her mekanın koruma altına alınabileceğini kaydeden Vural, şöyle konuştu:

"Kıvırcık paspaslar ayakkabının altındaki kiri alır. Ama içinde bir hazne var. Haznenin içini su ve dezenfektanla dolduruyoruz. Doğru karışımı uygulamak gerekir. Paspasa basınca hem ayak altındaki kiri almış olursunuz hem de su ve dezenfektan karışımı ile ayakkabının altına temas edilmiş olur. Haznedeki sıvı bittikçe takip etmeli ve yenilemeliyiz. Hijyenik paspaslar dışarıdan getireceğimiz virüslerden bizi koruyacaktır. Virüslerin dolaşımını engellemede çok etkilidir. Yaklaşık 60x 90 cm. ebatında, bir kapı ölçüsü boyutunda hazırlanmıştır. Fiyatı 300-350 lira aralığındadır."

APARTMAN SAKİNLERİ MEMNUN

Oturduğu apartmanın kapısına konulan hijyenik paspastan oldukça memnun olduğunu ifade eden Betül Özkan ise, "Biz de herkes gibi koronavirüsten bugünlerde çok korkuyoruz. Apartman yöneticimiz böyle bir uygulama getirdi, çok memnun kaldık biz de. Artık kapımıza bile koymayı düşünüyoruz. İki kez kullanırsak bu temizliği de arttırmış oluruz" diye konuştu.

Aynı apartmanda yaşayan Hasan Filiz de gündemdeki en önemli konu olan koronavirüs tehdidine karşı duyarlı olduklarını belirterek şunları söyledi:

"Evlerimizde ailece kendi önlemimizi almaya çalışsak da apartmana giren çıkanlar yoğun olabiliyor. Bu paspası önerdik, herkes memnun kaldı. Paspasa basarak kısmi de olsa dezenfektanı sağlıyor ve eve daha güvenle giriyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Hijyenik paspastan detay görüntü,

-Paspasın kullanımından görüntü,

-Ahmet Vural ile röportaj

-Apartman sakinleri ile röportaj

Haber: Nevra UÇKAÇ- Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR,

=============================

Öğretmenler, köy köy dolaşıp, evde kalan öğrencilerine kitap dağıttı

EDİRNE'nin Süloğlu ilçesi Cumhuriyet Ortaokulu'nun köylerde yaşayan taşımalı öğrencileri, koronavirüs tedbirleri kapsamında evlerinde uzaktan eğitim yaparken, okuma kitaplarını bittiğini belirterek, öğretmenlerini telefonla arayıp, mesaj atarak kitap istedi. Öğrencilerin talebi üzerine okulun bir grup gönüllü öğretmeni okul kütüphanesinden aldığı kitapları köy köy dolaşarak, evlerindeki  öğrencileri tek tek teslim etti. Kitaplarına kavuşan öğrenciler, büyük mutluluk yaşadı.

Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında 'evde kal' uyarısının ardından Türkiye genelinde okullara ara verilip öğrencilere, evlerinden Milli Eğitim Bakanlığı'nın Eğitim Bilişim Ağı'na (EBA) üzerinden eğitim verilmeye devam ediliyor. Edirne'nin Süloğlu ilçesinde taşımalı eğitimin verildiği Cumhuriyet Ortaokulu'nun köylerde yaşayan öğrencileri, 'ev kal' çağrılarına uyarak evlerinden eğitimlerini sürdürürken, uzaktan ders yaptığı öğretmenlerine okuma kitaplarının bittiğini bildirip, telefonla ve attıkları mesajlarla kendilerine kitap getirmelerini istedi.

KAYMAKAMLIK DESTEK VERDİ, KİTAPLAR DEZENFEKTE EDİLDİ

Köylerdeki öğrencilerin kitap isteğine kayıtsız kalmayan öğretmenler, 30 Mart - 5 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kütüphane Haftası'nda çocuklar için harekete geçti. Öğrencilerin talebini Süloğlu Kaymakamlığı'na ileten okul yönetimi, kaymakamlığın izin vermesi üzerine okul müdürü Nilgün İncik, Türkçe öğretmeni Elif Gökçe, matematik öğretmeni Emre Selvi, sosyal bilimler öğretmeni Ebru Çağlayan, okulun kütüphanesinden öğrencilere dağıtılacakları kitapları koronavirüs salgını nedeniyle tek tek dezenfekte etti.

'EVDE KALDIKLARI SÜREYİ KİTAP OKUYARAK DEĞERLENDİRMELERİNİ İSTEDİK'

Süloğlu Cumhuriyet Ortaokulu Müdürü Nilgün İncik, taşımalı eğitim kapsamında okullarında covid - 19 salgını nedeniyle ara verilen süreçte öğrencilerinin kendilerine ulaşarak kitap talebinde bulunduklarını söyledi. İncik, "Bizler öğrencilerimizin bu isteklerinden yola çıkarak öğretmen arkadaşlarımızla karar verdik, okulumuzda yeterli sayıda bulunan kitapları dezenfekte edip öğrencilerimizin köylerine ulaşarak onlara bu kitapları verip evde kalmalarını, evde kaldıkları bu süreyi de kitap okuyarak değerlendirmelerini istedik. Öğretmen arkadaşlarım da zaten bu süreçte dezenfektan işlemlerini yaptılar. Köylere giderek öğrencilerimize ulaşacağız ve onlara, 'evde kalın, kitap okuyun, verimli zaman geçirin' diyeceğiz" dedi.

'KÜTÜPHANE HAFTASI'NDA KİTAPSIZ BIRAKMAK İSTEMEDİK'

Türkçe Öğretmeni Elif Gökçe, uzaktan eğitim verdiği öğrencilerin kendisinden kitap talebinde bulunduğunu belirterek, özellikle Kütüphane Haftası'nda onlara kitap götürmeye karar verdiklerini söyledi. Gökçe, "Öğrencilerimizin talebi üzerine biz de arkadaşlarımızla bir gönüllü ekip oluşturduk. Okula geldik, kitaplarımızı aldık ve öğrencilerimize dağıtıyoruz. Aynı zamanda bu süreçte bizi görmüyorlardı, bu anlamda da psikolojik bir etkisinin olacağını düşünüyorum" dedi.

"ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ YAPIYORUZ"

Matematik öğretmeni Emre Selvi öğrencilerin talep ettikleri kitapları götürerek hem kitapsız kalmamalarını, hem de bu süreçte evde kaliteli zaman geçirmelerini hedeflediklerini belirtti. Selvi, "Öğrencilerimiz bizden kitap talep ettiler biz de öğrencilerimizin istekleri doğrultusunda kitaplarımızı ayarladık ve tek tek köylere götürüp öğrencilerimizin uzaktan eğitim sürecinde hem kitap okumalarını hem de evden çıkmamalarını sağlayacağız" diye konuştu.  Sosyal bilimler öğretmeni Ebru Çağlayan ise öğrencileri için gönüllü olarak üzerlerine düşen görev yaptıklarını belirterek  "Kitap okuma konusunda çocuklarımızdan çok sayıda dönüş aldık. Bir çoğu bizi aradı ve mesaj attı. Biz de bu konuda çocuklara karşı duyarsız kalmak istemedik. Okulda kütüphanemizdeki kitapları ayarladık. Onları temizledik ve şimdi de çocuklarımıza dağıtacağız. Bir öğretmen olarak üzerimize düşen görev buydu, biz de onu yaptık" diye konuştu.

KÖY KÖY DOLAŞIP KİTAP DAĞITTILAR

Okul kütüphanesinde kitap dağıtılacak öğrencilerin isimleri ve yaşadıkları köy köy tespit edildikten sonra, kitapları araçlarına koyan okul müdürü Nilgün İncik, öğretmenler Elif Gökçe, Emre Selvi ve Ebru Çağlayan, koronavirüs tedbirleri kapsamında sosyal mesafeyi de dikkate alarak, öğrencilerin bulunduğu köylere yola çıktı. Salgın karşısında koruyucu tedbirleri alan öğretmenler, özellikle ulaşımda sıkıntı yaşayan köylerdeki öğrencilerin ayağına giderek kitapları evlerinde tek tek teslim etti. Öğretmenlerini karşılarında gören öğrenciler, hem kitaplara kavuşmanın hem de öğretmenlerini yeniden görmenin mutluluğunu yaşadı. Öğretmenler, kitapları teslim ettiği öğrencilere, okumalarını ve mutlaka evde kalmalarını istedi. Veliler de kendilerini yalnız bırakmayan öğretmenlere teşekkür etti.

'ÖĞRETMENLERİMİZE MİNNETTARIZ'

Süloğlu'nun Keremattin köyünde yaşayan ve öğretmenlerinin kitabını evinde teslim ettiği Ceren Dilgin, büyük mutluluk yaşadı.  Dilgin,

"Kendi kitaplarımı okuyup bitirdim şimdi yeni kitapları getirdi öğretmenlerim. Bu kitaplara başlayacağım, sanırım 4 haftada bunları okurum. Kendime bir hedef belirledim her gün 150 sayfa kitap okuyorum. Bunların dışında öğretmenlerimin verdiği ödevler var onları yapıyorum. Projeler var onlarla uğraşıyorum. EBA TV'den de sabahları ders işliyorum. Bazı derslerde zorlansam da sıkı çalıştığım için şu an daha iyiyim" dedi.

Öğretmenlerin getirdiği kitapları alan kızının mutluluğuna tanık olan Güvenç Dilgin, "Hem Türkiye hem de dünya için zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte öğretmenlerimizin yanımızda olduğu için çok teşekkür ediyoruz. Çocuklarımızın bu süreçte okuyacakları kitapların ayağımıza kadar getirilmesi gerçekten çok güzel bir durum. Öğretmenlerimize çok minnettarız. Çocuklarımızın evde kaldığı süreçte takıldıkları her konuda yardımcı oluyorlar, geri dönüş yapıp takip ediyorlar" dedi.

Velilerde Ecem Ata, çocuklarının evden çıkmadığını belirterek, "Çocuklarımız hiçbir yere çıkmıyorlar. Dolayısıyla evde sıkıldılar. Bu süreçte de kitaplarımız bitti, hocalarımızla iletişime geçtik. İhtiyacımız olduğunu söyledik. Hocalarımız da sağ olsun kapımıza kadar getirdiler" dedi.

'ÖĞRETMENLERE MESAJ YOLLADIK, HEMEN GETİRDİLER'

Büyük Gerdelli köyünde yaşayan öğrenci Şeyma Aykaç, evde elinden geldiği kadar derslerine çalıştıklarını belirterek,"Konu tekrarı yapıyoruz. Okuduğum kitapları bitmişti ben de kitap istedim. Hocalara mesaj yolladım. Onlar da getirdiler. Daha çok macera, roman tarzı kitapları istedim" diye konuştu.

Eğitimlerine evde devam ettiklerini fakat okulu çok özlediklerini söyleyen Hazal Ardagal,"Evde de eğitime devam ediyoruz ama okulda olduğu gibi olmuyor tabii ki. İstediğimiz soruyu soramıyoruz, sadece izleyebiliyoruz. Okulda olsaydık daha güzel olurdu" dedi.

Öğretmen, gün boyu öğrencilerin bulunduğu kitapları dağıtıp, öğrencilerini koronavirüs salgınına karşı uyarıp, evde kalarak kitaplarını okumalarını ve derslerine çalışmalarını istedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Öğretmenlerin araçla köye gitmeleri

Köy tabelası

Köyde öğrencilerin karşılaması

Kitapların okulda dezenfektesi

Kitapların araca konulması

Okul Müdürü Nilgün İncik ile röp.

Öğretmen Elif Gökçe ile röp.

Öğretmen Ebru Çağlayan

Ailelerin öğretmenleri karşılaması

Öğrencilere kitapların verilmesi

Öğrencilerle öğretmenlerin diyalogları

Öğrencilerle ile röp.

Velilerle röp.

Öğrenci evine gidiş ve öğrenciye kitap verilmesi

Öğrenci Ceren Dilgin ile röp.

Babası Güven Dilgin ile röp.

Öğretmenlerin aililerle diyalogları

Araçla diğer köye geçiş

Kitap dağıtımı ve öğrencilerle diyaloglar

Öğrencilerle röp.

Detaylar

Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE - Resul ORUÇOĞLU / EDİRNE, -

========================

Ronaldo'nun koronavirüs karantinası, Bursa'da satılık adaya ilgiyi arttırdı

Ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo'nun koronavirüsten korunmak amacıyla kendisini adada karantina altına almasının ardından, Bursa'da sahibi Nedim Bulut tarafından satışa çıkarılan Uluabat Gölü'ndeki 45 dönümlük adaya ilgi arttı. Adaya 17 milyon lira fiyat biçen Bulut, "Koronavirüsten sonra ada için arayanların sayısı 5 kat arttı" dedi.

Bursa'nın Karacabey ilçesi Uluabat Gölü'nde, Eskikaraağaç köyünden 2 kilometre açıktaki 45 dönümlük ada, sahibi Nedim Bulut tarafından 3 yıl önce satılığa çıkarıldı. Bulut, yaklaşık 500 zeytin ağacının bulunduğu adaya 17 milyon lira değer biçti. 82 yıldır Bulut ailesine ait olan adaya çok sayıda talipli çıktı ancak fiyat yüksek geldi.

Koronavirüs hastalığının dünyada etkili olmasının ardından,  ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo Portekiz'e bağlı Madeira'da, Atlantik Okyanusu'na bakan Ilha de Fuzeta adasında, kendisini ailesiyle birlikte karantinaya aldı. Bu durumun dünyada gündem olmasının ardından ise, koronavirüsten korunmak amacıyla karantina altına girmek isteyenler Karacabey'deki satılık adaya yoğun ilgi göstermeye başladı. Koronavirüsten sonra ada için arayanların sayısını 5 kat arttığını belirten ada sahibi Nedim Bulut, "17 milyon TL verip adayı alan virüsten kurtulur" dedi.

"ARAYANLARIN SAYISI 5 KAT ARTTI"

Koronavirüsten sonra adanın popülerliğinin arttığını belirten Nedim Bulut, " Koronavirüs çıktı, ada için çok arayan oldu. Millet adalara kaçmak istiyor, bizde satıyoruz. Futbolcu Cristiano Ronaldo virüsten kaçıp adaya kaçmış, ondan sonra bizi arayanlar çok oldu. Biz adayı 17 milyon TL'ye satıyoruz, daha aşağıya satmıyoruz. Arayanlarla ücret konusunda anlaşamıyoruz. Adada temiz hava, leylek, ördek, sahil boyunca yayınlar var. Adada 500 adet zeytin ağacı var. 15 milyon TL veriyorlar adayı satın almak için ama biz 17 milyon TL'den aşağıya bırakmıyoruz. Koronavirüsten sonra arayanların sayısı 5 kat arttı. Adaya 17 milyon lira veren, virüsten kurtulur" dedi.

'ADAYA BUNGALOV EV YAPILABİLİR'

Satılık ada hakkında açıklama yapan Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan ise, "Burası Ramsar Sözleşmesi kapsamında olan bir yer. Şu ana kadar adayı satın alan kimse olmadı. Burada bina yapılmasına ise izin yok. Ancak bungalov tarzı yapı yapılmasına izin verilebilir. Güzel bir ada, toprağa verimli bir ada" diye konuştu.

RAMSAR SÖZLEŞMESİ NEDİR

Uluslararası öneme haiz olan bu sözleşme, 1971 yılında İran'ın Ramsar şehrinde imzalanmış olup, adını buradan almıştır, 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin amacı, dünya üzerinde var olan doğal ekosistemlerin korunması, sınırlı olan kaynakların akıllıca ve verimli bir şekilde kullanılmasını hedef almaktadır. Türkiye ise 1994 yılında anlaşmayı kabul etmiştir. Sözleşme 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 17 Mayıs 1994 tarihli ve 21937 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak ülkemizde yürürlüğe girmiştir.

Uluslararası öneme sahip olan sulak alanlar olup, yeryüzünün en zengin ve üretken ekosistemlerini içinde barındıran, bulunduğu bölgenin insanlarına ve ülke geneline hizmet edebilen karmaşık doğal sistemlere "Ramsar Alanı" denilmektedir. Bu alanları bu kadar önemli kılan özelliği ise, tropik ormanlardan sonra en çok biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapması sayesinde dünyanın en büyük doğal müzesi denilebilir. Bu şekilde korunan birçok sulak alan ise doğal sit alanı ilan edilerek yapılaşmanın önüne geçilmektedir.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Satılık adadan detaylar

-Sahibinden detaylar

-Röportaj

Haber: Muammer İRTEM - Kamera: Huzeyfe ÖZDEMİR / BURSA,

=============================

Koronavirüs balık tüketimini artırdı, levrek, çupra, somon yok satıyor

TÜRKİYE'de koronavirüs salgının ardından bağışıklığı güçlendiren balığa olan ilgi artı. En çok tercih edilen türler ise levrek, çupra ve somon oluyor.

Türkiye'de koronavirüs salgının ardından sağlıklı beslenmeye daha dikkat edenlerin tercihi balık oluyor. Son günlerde balığa olan talep artarken, en çok tercih edilen türler ise levrek, çupra ve somon oluyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın balık tüketim kampanyasıyla zincir marketlerde levrek ve çupra balıklarının maliyetine satışını içeren yeni bir çalışma başlatmasıyla bu türler daha da çok tercih ediliyor. Koronavirüs tedbirleri nedeniyle Karadeniz'de bu yıl balıkçıların çoğunun av sezonunu erken kapatması ile sınırlı yapılan avcılık balık fiyatlarının da yüksek seyretmesine neden oluyor.

'BALIĞA TALEP ARTTI'

20 yıldır balıkçılık yapan Ayhan Liman, balık sezonunun bitmek üzere olmasına rağmen balığa son iki haftadır ilginin arttığını söyleyerek "Sezon son zamanlarda ama satışlarda bir yükselme var. Vatandaşlarımızın çoğu evlerinde olduğu için 'balık sağlık' diyerek talep ediyor. Özellikle, levrek, çupra, somon çok tüketiliyor. Koronavirüsten sonra satışlarda bir artış başladı. Çupra, levrek kilosu 30, somon ise kilosu 25 TL'den satılıyor. Gönül ister ki daha ucuza satalım vatandaşımız daha çok yesin. İnşallah devletimiz bununla ilgili bir çalışma yapar da daha ucuza satış olur ve vatandaşlar daha çok balık tüketirse biz de seviniriz. Eğer fiyatlar düşerse vatandaşımızın aldığı balık miktarı da artar. Balık sağlıktır evde kalmak da sağlıktırö dedi.

'KORONA KARŞI BALIK TÜKETİYORUZ'

Balık alan Murat Konuk da koronavirüsüne karşı vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmek için sıklıkla balık tükettiklerini söyleyerek "Koronavirüsüne karşı balığın mutlaka faydası olur. İki üç günde bir levrek alıyoruz. Balık bizim için vazgeçilmez. Vücudumuz için ilaç gibidir. Eğer fiyatları biraz düşerse insanlar balığa daha çok yönelir, daha çok tüketirlerö şeklinde konuştu.

'FİYATLAR DÜŞERSE TALEP ARTAR'

Karadeniz Bölgesinde insanların sık balık tükettiklerini söyleyen Zahit Değirmenci ise "Özellikle son dönemde sağlık için daha çok tüketilmesi gerekiyor. Balık yağını bile çocuklarınızı tükettirin diye uzmanlar uyarıyor. Biz balığın sağlık için ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Karadeniz'de insanlar balığın kıymetini bilir. Sürekli balık tüketiyoruz. Balığın satış fiyatları düşürülürse tabi daha iyi olur. Çok güzel bir uygulama olur. Fiyatlar düşerse tabi balığa talep de artarö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Balıkçı tezgahından detay

-Levrek ve çupradan detaylar

-Röportajlar

-Muhabir anonsu

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY /SAMSUN,

=============================

Sağlıkçılar için siperlik üreten ikizlere üniversiteden destek

KORONAVİRÜSLE mücadele eden sağlıkçılara destek olmak için evlerinde siperlik üreten ikizler Bayram ve Sungur Bastem, talebi karşılayamayınca Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü destek verdi. Ata Teknokent'te günde üretilen yaklaşık 70 siperlik Erzurum'daki hastanelere ücretsiz dağıtılıyor.

Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik, Elektronik Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Bayram ile ikizi Meslek Yüksekokulu Makine Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi ikizi Sungur ile koronavirüsle mücadele eden sağlıkçılara destek olmak için 3D yazıcı ile siperlik üretmeye başladı. Evlerinde yaptıkları siperlikleri hastanelere ücretsiz olarak dağıtan ikizler talebe yetişemeyince Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'nden destek istedi. Rektörlükten Ata Teknokent'te çalışma daveti alan ikizler, evlerindeki 3D yazıcıyı da getirerek burada üretime devam etti. Günde yaklaşık 70 adet siperlik üreten ikizler, dağıtımını başta Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere il merkezi ve ilçelerdeki hastanelere göndermeye başladı.

SOSYAL SORUMLULUK OLARAK BAŞLADIK

Sağlıkçılara destek için siperlik üretimini sosyal sorumluluk olarak başladıklarını söyleyen Bayram Bastem, "İkiz kardeşimle birlikte evde yaptığımız siperlik üretiminde talebi karşılayamayınca Rektörlüğe başvurduk. Rektörlüğün teknokentte üretim yapılması teklif üzerine buraya geldik. Hastaneler yakın olduğu için de teknokenti tercih ettik. Gün boyu yaptığımız siperlikleri sabahleyin hastanelere dağıtımını yapıyoruz" dedi.

Siperlik üretimi için 24 süreyle 3D yazıcıların çalıştığını belirten Sungur Bastem ise ürettikleri siperlikleri ücretsiz olarak hastanelere gönderdiklerini söyledi.

DOKTORLAR İÇİN ENTÜBASYON ALANLARI

Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Başhekimliğinin talebi olarak Meslek Yüksekokulu laboratuvarında CNC cihazlarıyla sedyei üstü entübesyon alanı yaptıklarını belirten Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Soner Gök, "Entebasyon alanı, sedye üstünde kullanılıyor. Hastalar başına koyduğu zaman doktorlar bununla entübe edebilecek. Teknokent'te ilk defa denemesini yaptık, şimdi bunu başhekimliğe sunacağız. Şimdi bu entebü için ürettiğimiz kabinin ultraviyole ışınlarıyla dezenfekte etkeyi düşünüyoruz. Bununla birlikte sedye üzerinde taşımak için bir de kabin olarak planladığımız çalışmalar var. Hastane yönetimi bizden ilk etapta 20 adet entübe, 2 adet sedye taşıma için 2 tane de boy kabini için üreteceğiz. Diğer hastanelerin de talebi olması halinde Erzurum için yaklaşık 100 adet entübasyon alanı üretmeyi düşünüyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Ata Teknokent binası

-Sedye üstü entübasyon alanı

-Yazıcılarda siperlik üretimi

-Üretimden genel ve detaylar

-İkizlerin ürettikleri siperlikleri göstermesi

-İkizlerle röp

-Üretimden görüntü

-Öğretim görevlisi Soner Gök ile röp

-Soner Gök tarafından üretilen entübasyon alanının görüntüsü

Haber-Kamera: Salih TEKİN / ERZURUM,

==========================

Hurda atıklardan balina heykeli yaptı

HATAY'ın Reyhanlı ilçesinde, mozaik ve hurda sanatçısı Mervan Altınorak ile kızı Dilara, hurda ve plastik parçalarları ile yaptıkları heykellerine her geçen gün bir yenisini ekliyor. Dilara Altınorak, hurda ve plastik kullanarak balina, babası Mervan ise hurda parçalarından 3 katlı pasta yaparak heykel çalışmalarına devam ediyor.

Lise öğrencisi Dilara Altınorak (19), denizden topladığı plastik ile hurdacılardan aldığı atıkları birleştirdi ve midesinde ortalama 40 kilo atıkla yaşayabilen balinanın heykelini yaptı. Yaklaşık 9 aydır hurda ve plastik sanatı ile ilgilendiğini anlatan Altınorak, "Atıklardan şimdiye kadar kartal, kelebek ve kaplumbağa heykeli yaptım. Bunun yanında çeşitli resimlerde yaparak çalışmalarımı sürdürüyorum. 4 ay önce çevre kirliliği hakkında bir proje için çalışma başlattım. Bu çalışmam sırasından midesinde 40 kilo plastik atıkla yaşayan bir balinanın hayatına ilişkin bilgiler elde ettim. Başladığım çalışmayı 4 ayda tamamladım. Bu çalışmalarımı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın yürüttüğü sıfır atık mavi projesini desteklemek amacıyla yaptım ve herkesi projeye destek vermeye çağırıyorum" dedi.

HURDADAN 3 KATLI YAŞ PASTA HEYKELİ

Hurda ve mozaik sanatçısı Mervan Altınorak ise kızının tasarımını hayata geçirerek 3 katlı yaş pasta heykeli yaptı. Altınorak, "Bugüne kadar hurdalarla hayvan heykelleri yaptım. Bu defa kızımın tasarımını hayata geçirdim ve 1,5 metre yüksekliğinde 80 kilogram ağırlığında 3 katlı pasta heykeli yaptım. Her defasında çalışmalarıma yenilerini eklerken, pasta heykelimin İstanbul'da bulunan çikolata müzesinde yer almasını temenni ediyorum" diye konuştu.

Altınorak, yaptığı pasta heykelinde oto yedek parçaları, buji, vida, yay ve somun gibi parçaları kullandığını da kaydetti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

-Dilara'nın yaptığı balina heykeli

-Balina heykelinden detaylar

-Dilara'nın konuşması

-Babasının yaptığı pasta heykeli

-Detaylar

-Mervan Altınorak'ın konuşması

-Heykelin verniklenmesinden detaylar

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU /REYHANLI(Hatay),

==========================

Siirt'te koranavirüs endişesi büryan tüketimini artırdı

SİİRT'e özgü büryan kebabı, koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenlerin vazgeçilmezi oldu. Büryan ustası Murat Kayaalp, salgın nedeniyle büryan satışında artış olduğunu belirterek, "Bağışıklık sisteminin artırılması için çeşitli gıdaların tüketilmesini isteyen uzmanlar, özellikle et tüketiminin önerisinde bulundu. Ardından büryan satışında artış yaşandı" dedi.

Siirt'in yöresel lezzeti olarak bilenen büryan kebabının, koronavirüs salgınının ardından tüketimi arttı. Uzmanların koronavirüse karşı et tüketilmesini önermesinin ardından bölgedekilerin, yıllardır tükettikleri büryana ilgileri daha fazla arttı. Gece saatlerinde kuyularda pişirilip, sabah ekmek üzerinde servis edilen büryan kebabı, koronavirüs tedbirleri nedeniyle lokantalarda oturulmaların yasaklamasıyla kent sakinleri büryan kebabının yapıldığı lokantalardan ev ve iş yerlerine siparişlerde bulunuyor.

'UZMANLARIN ÖNERİLERİNİN ARDINDAN BÜRYAN SATIŞINDA ARTIŞ YAŞANDI'

Büryan ustası Murat Kayaalp, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde et tüketiminin yoğun olduğunu ifade ederek, koronavirüse karşı uzmanların et tüketilmesi önerilerinin ardından büryan kebabına ilginin arttığına dikkat çekti. Kayaalp, "Bölgemizde et tüketimi oldukça fazla. Son zamanlarda etkisini gittikçe gösteren koronavirüsten dolayı uzmanların yaptığı et tüketilmesi öneresi Siirt'te büryan tüketimini de artırdı. Bağışıklık sisteminin artırılması için çeşitli gıdaların tüketilmesini isteyen uzmanlar et tüketimine de önemsedi. Uzmanların önerilerinin ardından büryan satışında artış yaşındı" dedi.

'BÜRYANIN ANAVATANI SİİRT'TİR'

Kayaalp, günde ortalama 20 dolayında kuzu kestiklerini ifade ederek, Siirt, büryanın anavatanı olduğunu söyledi. Kayaalp, "Gece yarısı 02.00'de kuyuları yakıyoruz ve kuzu etimizi koyuyoruz. 2 saat piştikten sonra kuyudaki etimizi çıkarıyoruz ve servise hazırlıyoruz. Sabah 05.00'te başlayan servisimiz öğleden sonra 13.00'te bitiyor. Büryanın en büyük özelliği tandırlarımızda buhar ile pişmesidir. Anavatanı Siirt'tir. 2003 yılında Türkiye Patent Enstitüsü bunun araştırmasını yapıp Siirt'i haklı bulup patentini Siirt'e vermiştir" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------

Büryan kuyusu

Büryan etinin hazırlanması

Büryan ustasının eti hazırlar iken konuşması

Büryanın kuyuya atılması

Kuyadan çıkarılması

Çıkarılan büryanın tezgahlara konulması

Büryanın kesilmesi ve odun fırına atılması

Büryan ustası Kayaalp'ın açıklamaları

Genel ve detay görüntüler

Haber ve Kamera: Turan KOYUNCU-Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,

============================


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

Bakmadan Geçme

ALES 1 ne zaman açıklanacak 2024? Bade İşcil kimdir? Bade İşcil kaç yaşında, nereli? Özgür Özel yabancı dil biliyor mu, Almana biliyor mu, hangi dilleri biliyor? Motorine indirim mi geldi? SON DAKİKA! Güncel motorin fiyatları! Dahiliye neye bakar, hangi hastalıklara bakar? 25 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 25 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 25 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 25 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 25 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 25 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! 25 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 25 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! Süper Loto sonuçları açıklandı mı? 25 Nisan Süper Loto kazanan numaralar neler? Süper Loto sonuçlarına ne zaman, nereden bakılır? 25 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 25 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 25 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title