Haberler

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (2)

Güncelleme:

Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Baroları siyasallaştırmıyoruz tam tersine siyasallaşmış olan barolarda çok sesliliğin ortaya çıkmasının önünü açıyoruz." dedi.

Kurtulmuş, 30 yerel televizyonda yayımlanan "Anadolu Soruyor Programı"nın canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Kurtulmuş, basın özgürlüğüne yönelik eleştirilerle ilgili bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM grup toplantısını izlediğini, çok sayıda televizyon kanalında da konuşmanın naklen yayımlandığını belirterek, "Bu nasıl basın kısıtlamasıdır?" diye sordu.

Önce bunun sorgulanması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "İster konvansiyonel mecralarda ister sosyal mecralarda olsun 'benim bir sözüm var, bir muhalefetim var ve bunu yapacağım' diyen herhangi bir kimsenin sözünün kısılması söz konusu değildir. Uygulamadan söylüyorum, inanmayan herhangi birisi varsa buyursun bugünkü gazetelere, televizyon yayınlarına baksın." diye konuştu.

Gazeteci kimliğine sahip olmanın insanların suça karşı korunduğu anlamına gelmeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradaki esas mesele 'Bizim sesimizi kısıyorlar'. Hayır kim hangi alanda ne söylemek istiyorsa buyursun ama iftira, hakaret yok. Karşı tarafı bir şekilde rencide etmek, kişilik haklarına saldırmak yok. Hele hele milli güvenlikle ilgili meselelerde, Türkiye'nin milli, sır niteliğindeki olan meselelerini kamuoyuna medya vasıtasıyla ifşa etmek hiç yok. Bunları birbirine karıştırmamak gerekiyor. Sözü olan istediği şekilde söylesin, yasalar içerisinde. Medyanın vazifesi bu. Bundan memnun da oluruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, sık sık "Biz iktidara geldiysek manşetlerle savaşarak geldik." dediğini anımsatan Kurtulmuş, "Hiçbir zaman 'Niye bunlar böyle manşetler atıyorlar' diyerek onları yok saymadık. Mücadele, gayret ettik ve Türkiye'de 18 yıldır iktidar yapan bir siyasi parti, hareket ortaya çıktı." ifadesini kullandı.

Burada sağlıklı bir dilin oluşmasının iktidarın da lehine olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Birisinin çok açık, sert bir şekilde muhalefet etmesinden inanın ki rahatsızlık duymayız, memnun oluruz. Bakışı farklı olabilir ama dürüstçe, doğru ve açık bir şekilde bunu ortaya koyabilsin, birtakım yalanların, manipülasyonların ya da yönlendirmelerin, hakaretlerin arkasına kimse sığınmasın. Hem hakaret edeceksin hem de ondan sonra 'ben muhalefet ediyorum' diyeceksin." değerlendirmesinde bulundu.

-"Zaten Türkiye'de barolar siyasallaşmış vaziyettedir"

Barolarla ilgili düzenlemeye yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, baroların sadece bir mesleki dayanışma örgütünden ibaret olmadığını ifade ederek, "(Barolar siyasallaşacak) falan diyorlar. Zaten Türkiye'de barolar siyasallaşmış vaziyettedir." dedi.

28 Şubat sürecine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Paletler, tanklar şakır şakır sokaklarda dolaştırıldı, askerin dipçiği, namlusu ortaya çıktı ama 28 Şubat'ta alanları dolduran cübbeleriyle maalesef 'seçilmiş hükümet gitsin' diye orduyu göreve davet edenler kimlerdi? Cübbeleriyle yürüyüşler yaptılar. 27 Nisan sürecinde Cumhuriyet mitinglerinin içerisinde yine benzer şekilde 'ordu göreve' diyenler arasında bu gruplardan, çoğunluğu tenzih ederek söylüyorum ya da orada baroda elde ettikleri yönetim gücünü kullanarak ortaya çıkanlar yok mu? ya da baroların yönetiminde oldukları için burada elde ettikleri güçler dolayısıyla neredeyse siyasetin üzerindeki bir vesayet gibi zaman zaman da ders verir nitelikte birtakım görüşlerini dile getirenler barolar değil miydi? Türkiye'nin bu süreçte çok dikkatli olması lazım. Baroları siyasallaştırmıyoruz tam tersine siyasallaşmış olan barolarda çok sesliliğin ortaya çıkmasının önünü açıyoruz."

Bunun, "çok sesliliği sağlamak için atılmaya çalışılan bir adım" olarak bilinmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Efendim 'aşırı bazı uçlar baroları ele geçirirler'... Kusura bakmayın bazı barolarımızın içerisinde aşırı sol şemsiyesi altına sığınmış ve buradan yeri geldiği zaman terör örgütlerinin lehine birtakım sözler sarfeden ve bunları da sanki baronun görüşleriymiş gibi ortaya koyanlar yok mu?

LGBT... Türkiye'de böyle bir gruba destek verenlerin herhalde oranı binde bir bile değildir. Ama kusura bakmayın bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı hem de cuma hutbesinde Lutiliğe karşı bir şey söylediği zaman kalkıp onu savunmak Ankara Barosuna mı düşer? Zaten radikalleşmiş, marjinalleşmiş, toplumun değerlerinden uzaklaşmış olan birtakım yönetimler görüyoruz. Avukatlar derse ki biz bu yönetimi seçiyoruz, seçsinler ama o karşı çıkışlarına karşı Ankara Barosuna kayıtlı çok sayıda avukat arkadaşımızın içinin kan ağladığını da biliyorum."

Kurtulmuş, bunun çok sesliliğin ve mesleki rekabetin artmasını sağlayacak faydalı bir adım olduğunu söyleyerek, "Burada bir düşmanlık alanı, birtakım siyasallaşma süreçleri ortaya çıkmaz. Ankara, İstanbul barosunda yönetimdeki arkadaşlar bir siyasi fikre sahip, çok açık. Bu fikre bağlı şeyler söylüyorlar hatta bazı eylemler içerisindeler. Bu bütün o baroya kayıtlı olan avukatların hepsinin görüşünü mü temsil ediyor? Böyle bir şey yok. Barolarda çok sesliliği sağlamak üzere ortaya konulmuş bir düzenlemedir ve Türkiye'ye çok büyük katkısı olacaktır." dedi.

-"Kimsenin siyasete ayar vermesine gerek yok"

Kurtulmuş, "Bazı STK'lerin 'AK Parti kendi gibi düşünmeyenleri yok etmeye çalışıyor' iddiaları siyasi bir söylem midir?" sorusuna, "Tabii ki öyledir. Cumhurbaşkanımız Türkiye toplumunun yüzde 52'sinin oyunu alan bir siyasi lider. Bizim gibi düşünmeyenler var, olacak. Yüzde 80'ini bile alsanız sizin gibi düşünmeyenler olacak. Biz siyasal düşüncelerdeki farklılıkların bir rahmet olduğu kanaatindeyiz. Ama 'siyasal rekabet yapıyorum' adı altında birtakım, hele hele böyle yarı kamusal kuruluşların güçlerini arkasına alarak kimsenin siyasete ayar vermesine gerek yok." yanıtını verdi.

Tarım işçileri ve mevsimlik tarım işçilerinin sıkıntılarıyla ilgili bir soru üzerine Kurtulmuş, bu işçilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesinin herkesin ortak sorumluluğu olduğunu ve öncelikle büyük toprak sahibi işverenlere büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.

Kurtulmuş, "Lokal belediyelerin, valilik imkanlarının bu anlamda devreye sokulması lazım. Hatta kamunun bazı imkanlarının devreye sokulması lazım. Daha insani, daha rahat kalabilecekleri, su, ulaşım ve sağlık başta olmak üzere her türlü desteğin sağlanması gerekir. Topyekün ve çok taraflı bir çalışmanın bu konuda iyileştirmeler yapılması için gerçekleştirilmesi gerekiyor." dedi.

-"Kağıttan kaplanlar olduğu görüldü"

Pandemi sürecine değinen Kurtulmuş, "Bu salgın olmasaydı dünya çökmüş bir sistemle karşı karşıyaydı." dedi.

Dünya nüfusunun yüzde 1'inin dünyadaki toplam servetin yüzde 57'sine sahip olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, muazzam bir küresel adaletsizliğin olduğu dönem yaşandığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Dünya beşten büyüktür" sözünü anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"5 ülkenin istediği gibi yönetmeye çalıştığı bir dünya var. Zaten dünya yürümüyordu bu şekilde, bu ağır yükü kaldıramıyordu. Şimdi bunun üzerine çok ağır bir salgın geldi. Etkileri, tesirleri uzun bir süre devam edecek gibi görünüyor. Salgınla birlikte dünyanın devasa büyük ülkeleri zannettiğimiz ülkelerin, kağıttan birer kaplan olduğu ortaya çıktı. Mesela ABD'nin bilmem neredeki terör örgütüyle dirsek teması kurabilecek, onlara bilmem kaç bin tır silah gönderecek kadar bir organizasyon yeteneği var ama aynı ABD'nin New York'un arka sokağındaki zenci mahallesine iki tane maske gönderebilecek bir organizasyon yeteneği yok. ya da Avrupa'nın o devasa ülkeleri... Bütün bu ülkelerin salgın karşısında sağlık sistemlerinin nasıl çöktüğünü gördük.

Uluslararası kurum ve kuruluşların da artık hayali olduğu... 'DSÖ ne işe yarar' insanlar bunu sormuyor mu? İspanya ve İtalya'daki insanlar üyesi oldukları AB'nin ne işe yaradığını sorgulamadılar mı? AB'den çöp gelmedi bunlara, Türkiye yine yanlarına gitti. NATO diye koskoca bir kuruluş var. Hangi NATO uçağı kalkıp dünyanın neresine bir sağlık yardımı gönderdi?"

Irkçılığın yükselmesinin de bu işin tuzu biberi olduğunu belirten Kurtulmuş, "George Floyd'un öldürülmesi sadece ırkçı bir polisin maksadını aşan eylemi değildir, bir zihin dünyasının ortaya koyduğu cinayettir." değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın yol ayrımında olduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, "Böyle devam etsin isteyenler olursa çok daha büyük kaosların, çatışmaların, gerilimlerin içerisine gireceğimiz bir dünya olacak ki topyekün dünyanın çöküşüne doğru hızlanan bir istikamettir." dedi.

Türkiye'nin iki yolun kavşağında olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Elimizi açıyoruz, 'durun kalabalıklar bu sokak çıkmaz sokak' diyoruz ve insanları doğru istikamete yöneltmeye çalışıyoruz. Bu süreç içerisinde Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu liderlik uluslararası alanda örnek olmuştur." diye konuştu.

Kurtulmuş, Türkiye'nin kendi kökleri üzerinden yeniden güçlü bir şekilde yükselen, büyüyen bir ülke olarak görüldüğünü, bunun sadece Türkiye için değil, başta İslam dünyası olmak üzere bütün gelişmekte olan ülkeler için de rol model teşkil edeceğini söyledi.

Küresel ölçekte dünya ekonomisinin çok ağır bir sarsıntıyla karşı karşıya kaldığının altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Başından itibaren Hazine ve Maliye Bakanlığımız, ilgili bütün bakanlıklarımız ekonomi alanında da tedbirleri zamanında etkin bir şekilde alarak, Türkiye ekonomisinin üretim becerisini yitirmemesi üzerinde yoğunlaşıldı. Sanayide destekler veriliyor. Orta direğin, esnaf ve sanatkarın en az zararla bu süreci atlatması için ilave destekler krediler veriliyor.

Sanayideki üretim endekslerinin bir şekilde yukarıya doğru haraketlenmesi konusunda önemli destekler veriliyor. Türkiye bu süreçte ekonomi alanında ferasetli bir şekilde süreci yönetiyor. İlk 3 ay beklediğimizden biraz daha düşük oldu. Haziranda iyi kötü bir toparlanma ortaya çıktı. Bundan sonra yeni normal şartları içerisinde mesafe, maske, hijyen kurallarına uyarak üretim becerimizi artıracağız. 2021'de Türkiyenin yeniden çok daha güçlü bir ekonomiye kavuşacağına inanıyoruz."

"İstediği bakanı yer değiştirme hakkına sahip"

"Kabine revizyonu değişikliği söz konusu mu?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde "kabine değişikliği" diye bir şey bulunmadığının altını çizerek, "Cumhurbaşkanımızın zaten yetki, karar kendisindedir. İstediği bakanı yer değiştirme hakkına sahip. Anayasal olarak böyle bir gücü var. Cumhurbaşkanımız tercih ettiği zamanlarda hükümetin içerisinde bazı görevlendirmelerde değişiklikler yapabilir. Bu da son derece doğaldır. Bunun kabine değişikliği olarak konuşulması bile yeni sistemi anlamamış olmanın..." değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, bakanlara yönelik "Özlük hakları doluyor, 2 sene var onun için" ifadelerini de eleştirerek, "Böyle bir küçük hesap olabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanları dediğiniz arkadaşlarımız istisnasız bu süreçte hepsi 24 saat uykusuz yüksek bir koordinasyonla çalıştılar. Böyle bir tartışma son derece sığ bir yaklaşımdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanları yetkin arkadaşlarımızdır." dedi.

-"Erken seçim" tartışmaları

Kurtulmuş, erken seçim tartışmalarına ilişkin de şunları söyledi:

"Türkiye'de 'erken seçim' diye bir gündem yoktur. Siyasal şartlar itibarıyla da erken seçimi gerektirecek politik şartlar asla mevcut değildir. Türkiye, genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimini 2023 yılının haziran ayında yapacaktır. Yerel seçimleri de 2024'ün mart ayında yapacaktır. Önümüzdeki takvim budur. Hükümetimiz bu kalan 3 sene içerisinde de canla başla mücadeleye devam ediyor. 2023'te de seçimi çok rahat bir şekilde alacak bir çalışma temposu içerisindeyiz."

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Numan Kurtulmuş AK Parti Türkiye Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Burak Gürel kimdir? Memleket Partisi Çanakkale Ayvacık Belediye Başkan Adayı Burak Gürel Kaç yaşında, nereli? Talat Halefoğlu kimdir? Memleket Partisi Bilecik Bozüyük Belediye Başkan Adayı Talat Halefoğlu Kaç yaşında, nereli? Büyükçekmece Belediyesi hangi parti? Büyükçekmece Belediye başkanı hangi partiden seçilmiştir? Kızılcık Şerbeti Giray kim, gerçek adı ne? Kaan Taşaner kimdir, kaç yaşında? Yekta Faik Yılmaz kimdir? Memleket Partisi Artvin Kemalpaşa Belediye Başkan Adayı Yekta Faik Yılmaz Kaç yaşında, nereli? Gökmen Hakkı Gökmenoğlu kimdir? Zafer Partisi Isparta- Merkez Belediye Başkan adayı Gökmen Hakkı Gökmenoğlu kaç yaşında, nereli? Kızılcık Şerbeti full HD bölüm izle! Kızılcık Şerbeti 57. bölüm tek parça izle! Kızılcık Şerbeti son bölüm neler oldu? Hüseyin Yener kimdir? Zafer Partisi Isparta- Gönen Belediye Başkan adayı Hüseyin Yener kaç yaşında, nereli? Hüseyin Yalçın kimdir? Zafer Partisi Isparta- Gelendost Belediye Başkan adayı Hüseyin Yalçın kaç yaşında, nereli? Ercan Yılmaz kimdir? Zafer Partisi Isparta- Eğirdir Belediye Başkan adayı Ercan Yılmaz kaç yaşında, nereli? Abdülkerim Akkaya kimdir? Memleket Partisi Artvin Arhavi Belediye Başkan Adayı Abdülkerim Akkaya Kaç yaşında, nereli? Adil Gürbüz kimdir? Memleket Partisi Artvin Ardanuç Belediye Başkan Adayı Adil Gürbüz Kaç yaşında, nereli? Turgay Şirin kimdir? Memleket Partisi Ardahan Çıldır Belediye Başkan Adayı Turgay Şirin Kaç yaşında, nereli? Yıldırım Öztuğ kimdir? Memleket Partisi Afyonkarahisar Dazkırı Belediye Başkan Adayı Yıldırım Öztuğ Kaç yaşında, nereli? Hüseyin Yakaryılmaz kimdir? Memleket Partisi Adıyaman Yaylakonak Belediye Başkan Adayı Hüseyin Yakaryılmaz Kaç yaşında, nereli?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title