Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele konusunda Türk adaletinin en doğru kararı, en hızlı şekilde vereceğine ve zanlıların cezalarını çekeceğine inandığını ifade ederek, "Bu noktada FETÖ ile mücadele, Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında yoğun bir şekilde devam edecektir. Nerede olurlarsa olsunlar, ister Amerika'da ister Afrika'da ister Latin Amerika'da ister Uzak Doğu'da Türkiye devletinin ve milletinin nefesini enselerinde hissetmeye devam edecekler. Bundan da kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye'nin, Katar'ın başkenti Doha'daki El Rayyan Üssü'ne asker görevlendirmesindeki amacın bölge ülkelerinin tamamının güven ve istikrarını sağlamak olduğunun, üssün amacının herhangi bir ülkeye karşı askeri faaliyette bulunmak olmadığının altını çizdi.

Türkiye'nin Katar'a asker göndermesine ilişkin ilk anlaşmanın geçen yıl nisan ayında imzalandığını hatırlatan Kalın, uluslararası anlaşmaların onaylanması için belirli prosedürlerin olduğunu, geçen haftada da bunun gerçekleştiğini söyledi.

Türkiye-Katar savunma sanayi ilişkilerinin daha da güçleneceğine dikkati çeken Kalın, "Bizim arzumuz ve beklentimiz diğer Körfez ülkeleriyle bu ilişkileri geliştirmek. 'Türkiye neden Katar'da askeri üs kuruyor?' gibi itirazların gündeme getirildiğini görüyoruz. Bölgede ABD başta olmak üzere bazı ülkelerin çok ciddi askeri üsleri bulunmakta ve biz Katar'a askeri üs meselesini gündeme getirdiğimiz zaman bunu Suudi Arabistan'la da paylaştık. Arzu edilirse orada da benzer bir çalışma içerisine girebileceğimizi daha önce ifade ettik." şeklinde konuştu.

Katar ve Körfez ülkeleri arasında yaşanan gerilim konusunda Türkiye'nin yapıcı bir tutum içerisinde olduğunu dile getiren Kalın, "Bu krizin çözülmesiyle ilgili elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Zaman zaman basında birtakım gereksiz, bu sürece katkı sağlamayan yorumların, değerlendirmelerin yapıldığını da görüyoruz. Bu konuda herkesin belli bir sorumluluk içerisinde hareket etmesi çok önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.

İbrahim Kalın, Irak'ta Bölgesel Kürt Yönetiminin eylül ayı içerisinde Kürt bölgesinin bağımsızlığı ile ilgili referandum kararı almasına da değinerek, "Bizim pozisyonumuz bu konuda çok açık ve net. Bu yanlış bir karardır. Bu karardan geri dönülmelidir. Bu Irak'ın toprak bütünlüğüne ve mevcut anayasasına aykırı bir girişim olacaktır." dedi.

Referandum kararının, Irak'ın karşı karşıya bulunduğu ekonomik, siyasi, terör gibi sorunları çözmek yerine bunları daha fazla derinleştirme potansiyeline sahip bir adım olacağını belirten Kalın, referandumun Kerkük'te yapılacak olmasının ilan edilmesinin de büyük bir soru işareti yarattığını söyledi.

Kerkük'ün Bağdat'a bağlı bulunduğuna, Kürt bölgesi sınırları içerisinde olmadığına işaret eden Kalın, referanduma gidilmek gibi bir çabanın içine girilmesinin Kerkük başta olmak üzere o bölgede gerilimi artırmaktan başka bir fayda sağlamayacağını vurguladı. Kalın, Kerkük'te yaşanan süreci yakından takip ettiklerine dikkati çekerek, referandum kararının bir an önce iptal edilmesi gerektiğini savundu.

Musul merkezli olarak terör örgütü DEAŞ'la yürütülen mücadele bulunduğunu hatırlatan Kalın, DEAŞ sonrası Musul'un yeniden inşası noktasında Türkiye'nin üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu belirtti.

"Rakka konusunda kaygımız devam ediyor"

DEAŞ'tan kurtulduktan sonra Musul'da, Telafer'de, Sincar'da diğer bölgelerde çok iş olacağını ifade eden Kalın, "Buralarda DEAŞ'lı teröristleri temizlemek yetmeyecek. DEAŞ planını ilk planda ortaya çıkartan şartların bertaraf edilmesi büyük önem arz ediyor. DEAŞ buralardan gittikten sonra bir başka isim altında birkaç yıl sonra geri gelmesin. Özellikle oradaki Sünni Arapların kazanılması, eşit muamele yapılması ve onların temel ihtiyaçlarının karşılanması büyük önem arz ediyor." diye konuştu.

Suriye konusunda geçen yıl aralık ayında Türkiye ve Rusya'nın girişimleri ile başlatılan ateşkes sürecinin, 3 Mayıs'ta Soçi'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme sonrasında yeni bir döneme girdiğine dikkati çeken Kalın, çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması konusunda mutabakatın sağlandığını söyledi.

Suriye ile ilgili baştan itibaren Türkiye'nin gayretinin çatışmaların durması olduğunu vurgulayan Kalın, siyasi geçiş sürecinin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması, çatışmasızlık bölgelerinin de bu yönde atılmış önemli bir adım olduğunu kaydetti.

Rejimin sahada çıkardığı zorlukların farkında olduklarını dile getiren Kalın, "Rusya ve İran'a da rejim üzerindeki etkilerini kullanarak daha fazla baskı yapmaları yönündeki çağrımız da devam ediyor. Geçen hafta İran Dışişleri Bakanı buraya geldiğinde Katar meselesinin yanında biz aynı zamanda Suriye meselesini de açık ve net bir şekilde konuştuk." dedi.

ABD'nin öncülüğünde Suriye'de devam eden Rakka operasyonuna ilişkin de Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz orada da, Beyaz Saray'daki görüşmede Sayın Cumhurbaşkanımızın çok açıkça ifade ettiği gibi eğer PYD, YPG unsurları varsa bu operasyonda yer almayacağımızı ifade etmiştik. Operasyon şu anda başladı. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın kendi güzel formülasyonu ile 'hayırlı olsun' dedik. Onları kendi başlarına bıraktık. İstedikleri gibi ne yapacaklarsa, Rakka'da yapabilirler. Bizim açımızdan temel kaygıların devam ettiğini bir kez daha ifade etmek isteriz. Bu da özellikle iki noktada odaklanmakta. Birincisi daha önce bize ifade edilen PYD, YPG unsurlarının gittikleri yerlerden geri çekileceği ve buraları Araplara bırakacağı yönündeki açıklamaların hiçbir gerçekliğinin olmadığını gördük. Rakka'da da benzer bir durumun ortaya çıkması Suriye'nin geleceği açısından çok büyük bir risk oluşturmaktadır."

PYD ve YPG unsurlarına verilen silahların Türkiye aleyhine kullanılmayacağına dair verilen güvenceler olduğunu anımsatan Kalın, "Bu konuda biz iyi niyetli bir tutum içerisinde olmak istiyoruz ama Amerika Birleşik Devletleri'nin bir terör örgütüne bu kadar angaje olmasını, güvenmesini, verdiği sözleri ciddiye almasını da anlamakta zorlanıyoruz. Bu noktada bizim tavrımız çok net, Türkiye bu operasyonun içerisinde yer almayacak ama Türkiye'nin ulusal çıkarlarını, sınır güvenliğini tehdit eden bir durum söz konusu olduğunda Türkiye, bu konuda kendi milli imkan ve kabiliyetleriyle gerekli adımları atar. Bunun için de hiç kimseden izin almaz. Ama gerekli koordinasyonu yapmak suretiyle Türkiye, kendi ulusal çıkarlarını koruyacak adımları hiç tereddütsüz bir şekilde atar." diye konuştu.

"FETÖ ile mücadele dünyanın dört bir yanında devam edecek"

Terörle mücadele bağlamında çalışmaların yoğun şekilde devam edeceğini bildiren Kalın, terörle mücadelede görev alan Jandarma teşkilatının kuruluşunun 178'inci yıl dönümünü tebrik etti.

FETÖ davalarının sürdüğünü anımsatan Kalın, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın da süreci yakından takip ettiğini daha önce ifade etmiştim. Şu anda milletvekillerimiz, Cumhurbaşkanlığından danışman arkadaşlarımız, STK temsilcileri, gazeteciler, şehit yakınları, gaziler ve onların yakınları bu davaları yakından takip ediyorlar. Biz de bu davaların takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Zaman zaman bu davalar çerçevesinde bazen zanlıların yaptığı savunmalarda, bazen de onlarla ilgili bazı siyasilerin yaptığı yorumlarda bunun bir kontrollü darbe olduğu, tiyatro olduğu, mizansen olduğuna dair ifadelerin kullanıldığını görüyoruz. Bu her şeyden önce 15 Temmuz şehitlerinin aziz hatırasına bir saygısızlıktır. Bu kadar delil ortadayken, bu kadar dava dosyaları görülmekteyken bu iddiaların dile getirilmesi ancak ve ancak bu darbeyi yapanların ekmeğine yağ sürmek, dolaylı olarak onlara destek vermek anlamına gelir."

Kalın, Türk adaletinin en doğru kararı, en hızlı şekilde vereceğine ve zanlıların cezalarını çekeceğine inancını dile getirerek, "Bu noktada FETÖ ile mücadele, Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında yoğun bir şekilde devam edecektir. Nerede olurlarsa olsunlar, ister Amerika'da ister Afrika'da ister Latin Amerika'da ister Uzak Doğu'da Türkiye devletinin ve milletinin nefesini enselerinde hissetmeye devam edecekler. Bundan da kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın." dedi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk ekonomisinin ciddi bir darbe alacağı, yavaşlama olacağı gibi konularda tahminlerde bulunanlar olduğunu anımsatan Kalın, son gelen rakamların, bu tahminlerin, spekülasyonların ne kadar temelsiz olduğunu gösterdiğini belirtti.

Bu yılın ilk 3 ayında Türk ekonomisinin yüzde 5 oranında büyüdüğüne dikkati çeken Kalın, Avrupa'da bu rakamları yakalayabilen başka bir ekonomi olmadığını vurguladı.

Bütün gelişmelerin Türk ekonomisinin ne kadar sağlam olduğunu gösterdiğini ifade eden Kalın, kredi derecelendirme kuruluşlarının bu gerçekleri daha net bir şekilde görmesi ve kendi raporlarına, değerlendirmelerine yansıtması gerektiğinin altını çizdi.

Uyuşturucuyla mücadele konusuna da değinen İbrahim Kalın, terörün başlıca finansman kaynaklarından birisinin uyuşturucu ticareti olduğunu kaydetti. Son günlerde uyuşturucu kullanımının yaygınlaştığına ilişkin raporların gelmesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bakanlar Kuruluna konunun yakından takip edilmesi ve tedbirlerin alınması konusunda talimat verdiğini aktardı.

Kalın, ilgili bakanlıkların bu konuda çok kapsamlı bir çalışma başlattığını, gençlerin zehirlenmesine asla izin vermeyeceklerini de söyledi.

15 Temmuz'un yıl dönümünün yaklaştığını anımsatan Kalın, Erdoğan'ın talimatıyla birtakım anma faaliyetlerinin planladığını, anmaların şehitlerin anısına yakışır, bir hafta sürecek şekilde yapılacağını belirtti. Kalın, anma haftasında İstanbul ve Ankara'da şehitler için yapılan anıtların da açılışının yapılacağını ifade etti.

Ramazan Bayramı'nın yaklaştığını hatırlatan Kalın, dünyadaki hiçbir mazlumu unutmadıklarını, bayramda Gazzeli çocukların sevinmesi için 15 bin tonluk yardım gemisinin hazırlandığını, geminin bu hafta sonu yola çıkacağını ve yardım malzemelerinin Gazze'deki vatandaşlara dağıtılacağını dile getirdi.

(Bitti)

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Kerkük Suriye Politika Güncel Haberler