Suriyeli Sığınmacıların Türkiye'ye Uzanan Özgürlük Hikayeleri

ORTAK Gelecek İçin Diyalog Derneği Suriyeli sığınmacılarla ilgili farkındalık yaratıp ötekileştirmenin önüne geçmek için 'Neden Türkiye'deyim?' projesi başlattı. Proje kapsamında Suriyeli sığınmacılar Türkiye'de olma nedenlerini ve hikayelerini anlattı.

İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa'da Eylül 2017'ye kadar 100'den fazla hikayeyi yayımlamayı hedeflediklerini aktaran Ortak Gelecek İçin Diyalog Derneği Başkan Yardımcısı Ferdi Serhat Özsoy, projenin Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların bireysel hikayelerine odaklandığını belirtti. 'Neden Türkiye'deyim?' projesiyle şuana kadar 40'a yakın hikaye nedenturkiyedeyim.com adresinde yayınlandı.

M: "NE ZAMAN UÇAK SESİ DUYSAM SURİYE'Yİ HATIRLAYIP KORKUYORUM"

Şam'da sevgilisiyle yaşarken güvenli olmadığı için ayrılmak zorunda kalan M. büyüleyici şehir olarak tanımladığı Şam'ı çok özlediğini dile getirdi. İstanbul'u Şam'a benzediği için tercih ettiğini belirten M. Türkiye'ye geliş hikayesini şöyle anlattı:

"Üniversiteye başladıktan sonra, isyan başlatacağımdan şüphelendikleri için okuldan atıldım. Hayatımın tehlikede olduğunu hissediyordum ve ayrılmaya karar verdim. Şam'a çok benzediği ve insanları da benzediği için İstanbul'a gitmeye karar verdim. Yine de İstanbul'a nasıl gideceğimi bilmiyorum, tek başıma bir kadındım ve etrafta çok fazla İslamcı grup vardı. Bir arkadaşım bana sınırı geçebileceğimi söyledi. Bunu yapabileceğime inandım. Birçok kaçakçıyla temas kurdum. Hepsi El-Nusra'dandı ve dinle ilgili çok fazla bilgimin olmadığını anlamalarından korkuyordum. Beni hapsedip Şeriat kanunlarını uygulayabilirlerdi. Çok korkmuştum, bu yüzden ihtiyati tedbirler aldım. Çarşaf giydim ve başımı geniş siyah bir örtüyle kapattım. Altında da çantamı taşıyıp hamile gibi davrandım. Bir kız veya bir kadının aileden erkek biri olmadan seyahat etmesini 'haram' olarak gördüklerini biliyordum ama hamile olduğumu düşündükleri için sorun çıkarmadılar. Aslında bana inanacak kadar aptaldılar. Kaçakçılara çok fazla para verdim ve iki kez Türk Jandarması yakaladı beni. Sonunda yolumu değiştirdim. Yaklaşık on dokuz saat çok zorlu bir yolculuktan sonra sonunda sınırı geçmeyi başarabildim."

A: BURADA OLMAYI BİZ SEÇMEDİK, YAŞADIĞIMIZ YERİ TERK ETMEK ZORUNDAYDIK

Şimdilerde genç Suriyelilere geleneksel müzik ve şarkılarla kültürleri hakkında eğitim veren A.2013'ten beri müzikle uğraştığını kaydetti.Ud ve ney çalan A. Halep'te çok zorlu bir dönemden geçtiğini ama umudumu müzikle bulduğunu belirtti. Halep'ten gitmek zorunda kaldığını aktaran A. Türkiye'ye geliş hikayesiyle ilgili şunları söyledi:

"Kurucularından olduğum bir projeyi yarım bırakmak zorunda kaldım. Çatışma halindeki grupların olduğu bölgelerden geçerek Türkiye'ye kaçtım. Çocuklardan ve yaşlılardan oluşan bir grup insanla birlikte bu zorlu yolculuğa çıktık. Çok zorlu bir süreçti. İnsan kaçakçılarının birinden ayrılıp diğerine gittik. Kaçakçılarla birlikte bu yolculuğa çıkmanın en zor yönü hiçbir zaman ne zaman sınırı geçeceğimizden emin olmamamızdı. Sonunda sınırı geçtiğimizde bize ne yapmamız gerektiğini söyleyecek kimse olmaması dehşet vericiydi. Sadece sınırı geçmek için dört yüz dolar ödemek zorunda kaldık. Nerede olduğumuzu bilmesek de, tek bildiğimiz yürümeye devam etmemiz gerektiğiydi. Geri dönemezdik. Yolculuğumuz sınırı geçtikten sonra kolaylaşmadı. Zorluklarla dolu yolculuğumuzu iki günde bitirebilmiştik.İnsanlardan kendilerini bizim yerimize koymalarını istiyorum.Burada olmayı biz seçmedik, yaşadığımız yerleri terk etmek zorundaydık."

G: SAVAŞTA 50 AKRABAMI KAYBETTİM, ÖLÜMLER BENİ ADETA YIKTI

Suriye savaşının, liseyi bitirmeden önce başladığını söyleyen G. Suriye'de kendi işleri, şirketi olduğunu ve rahat yaşadığını anlattı. Savaşla birlikte her şeyi kaybettiklerini dile getiren K. ailesiyle birlikte Türkiye'ye geldiğini fakat daha sonra savaşmak için Suriye'ye dönmeye karar verdiğini belirtti.

Suriye'ye döndükten sonra çocukluk arkadaşlarıyla beraber bir takım kurduğun ifade eden G. "Başta on altı kişiydik, kısa zaman içinde sonra hemen hemen hepsini, elli akrabamızı kaybettik. Sadece bir yıl sonra geriye sadece benle bir arkadaşım hayatta kalmıştık. Ölümler beni adeta yıktı. Beni neyin beklediğini bilmiyordum.Bir yılımı savaşarak geçirdikten sonra eğitimli insanlara ihtiyacımız olduğunu fark ettim. Eğitimime devam etmemin savaşçılara ve ülkeme daha fazla fayda sağlayacağımı düşündüm ve Suriye'den ayrılıp Türkiye'ye geri döndüm. Liseyi Hatay'da bitirdim ve üniversitede okumaya başladım" diye konuştu.

G: TÜRKİYE'Yİ VE TÜRK HALKINI SEVİYORUM

Suriyeli öğrencileri üniversitelere kaydettirmek için çalıştığı ve o sırada da eşi ile tanıştığını dile getiren G. " Sonra evlenip İstanbul'a taşınmaya karar verdik. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okumak için kısmı burs kazandım karım da aynı üniversiteden burs aldı. 2016'da bebeğimiz dünyaya geldi ve adını Muhammed koyduk. Türkiye'yi ve Türk halkını seviyorum, bizim gibi birçok Suriyeli aileyi desteklediler. Bunu asla unutmayacağız. Okuldan mezun olduktan sonra Türkiye'nin gelişimi için çalışmak istiyorum ve ülkeme dönmeyi ve yeniden inşa etmek için çalışmayı dört gözle bekliyorum" ifadelerini kullandı.

ÖZSOY: KİŞİSEL HİKAYELERİNİN ONLARI TÜRKİYE'YE NASIL GETİRDİĞİNİ MERAK EDİYORUZ

Ortak Gelecek İçin Diyalog Derneği Başkan Yardımcısı Ferdi Serhat Özsoy, projenin Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların bireysel hikayelerine odaklandığını belirtti. Onları hapsoldukları sayıların içinden çekip çıkarıyor ve yalnızca onları dinlemek istediklerinin altını çizen Özsoy, "Savaştan önce ne yaptıklarını, ne okuduklarını, nerelere gitmekten hoşlandıklarını, en çok neyi özlediklerini, dünyanın geri kalanına neler söylemek istediklerini soruyoruz. ve en önemlisi de kişisel hikayelerinin onları Türkiye'ye nasıl getirdiğini merak ediyoruz" dedi.

"SURİYELİLERLE İLGİLİ HER ŞEY ANLATILDI AMA HİKAYELERİ EKSİKTİ"

Savaşın başladığı 2011'den bu yana Suriye ve Suriyeliler, dünya kamuoyunun gündeminde olduğunu dile getiren Özsoy, "Başta Türkiye olmak üzere pek çok farklı ülkeye göç etmeye çalışan Suriyelileri tam 6 yıl boyunca sayılara ve istatistiklere hapsolmuş olarak gördük. "Kaç kişi göç etti, en fazla nereye gittiler, sığınmacılar için hangi ülke ne kadar para harcadı?" gibi soruların ardı arkası kesilmedi. Bu anlatıda eksik olan bir şey vardı: Hikayeler" diye konuştu.

"GÖRÜŞMELER GİZLİLİK KURALLARI ÖN PLANDA TUTULARAK TİTİZLİKLE YAPILDI"

İşe Türkiye'nin farklı şehirlerinde genelde mülteci konusu, özelde Suriyeli sığınmacılar ile ilgili çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarını haberdar ederek başladıklarını ifade eden Özsoy, " Güvenlik gereği gizlilik ve mülakatlar ile ilgili diğer tüm etik kuralları ön planda tutarak büyük bir titizlikle görüşmecilere ulaştık. Tüm mülakatları, onları yönlendirmeden, yalnızca Türkiye'ye geliş hikayelerini öğrenme odaklı kısa sorular sorarak gerçekleştirdik" açıklamalarında bulundu.

"SURİYELİ SIĞINMACILARIN 1 HİKAYESİ VAR"

Bugüne kadar hikaye toplamaya devam ederek 40'a yakın hikayeyi nedenturkiyedeyim.com adresinden yayınladıklarını aktaran Özsoy, " Hikayelerin İngilizcelerine de ulaşmak mümkün. Bunun için whyamiinturkey.com adresini ziyaret edebilirler" diterek sözlerini tamamladı.

- İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel