Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

1)KÜTAHYA'NIN ALTINTAŞ İLÇESİ'NDE OLAYLI GECEKÜTAHYA'nın Altıntaş İlçesi'nde baraj inşaatında çalışan işçilerin bölücü örgüt propagandası yaptıkları iddiası üzerine ilçe karıştı ve olaylar çıktı.

1)KÜTAHYA'NIN ALTINTAŞ İLÇESİ'NDE OLAYLI GECE

KÜTAHYA'nın Altıntaş İlçesi'nde baraj inşaatında çalışan işçilerin bölücü örgüt propagandası yaptıkları iddiası üzerine ilçe karıştı ve olaylar çıktı. 'Biz PKK'lıyız' diye bağırdığı öne sürülen bir işçiyi, öfkeli kalabalığın linç girişiminden polis güçlükle kurtardı. Altıntaş İlçesi'nde baraj inşaatında çalışan ve kimliği açıklanmayan bir işçi dün akşam saatlerinde ilçe merkezinde otomobille gezerken iddiaya göre "Biz PKK'lıyız" diye bağırdı,  Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için hakaret içeren sözler sarf etti. Çevredekiler müdahale edince tartışma çıktı.

ARKADAŞLARINI DA ALIP GELDİ

Olay yerinden ayrılan inşaat işçisi kısa süre sonra kendisi gibi baraj inşaatında çalışan bir grup işçiyi de yanına alarak tartıştığı kişilerin yanına geldi. Ellerinde sopalar olan inşaat işçilerine çevredekiler tepki gösterdi. Kısa sürede ilçede kalabalık toplanınca, yanındaki arkadaşları kaçan inşaat işçisi yalnız kaldı.

Kalabalığın tepkisi devam edince bu işçi ilçede kirada oturduğu 3 katlı apartmandaki daireye kaçtı. Bina çevresinde kalabalık toplanınca cep telefonundan 155 Polis İmdat telefonunu arayıp kalabalığın evini basmaya kalkıştığını söyledi ve yardım istedi. Bölgeye hemen polis ekibi sevk edildi.

LİNÇTEN POLİS KURTARDI

Binanın etrafında toplanan kalabalık 'Biz PKK'lıyız' diye bağırıp, Atatürk ve Erdoğan'a hakaret ettiğini ileri sürdükleri inşaat işçisinin evine girmek isteyince polis yoğun önlem aldı. Polislerin tüm çabasına karşın, PKK aleyhine sloganlar atan kalabalık sakinleşmeyince  bu kez jandarmadan yardım istendi. Kütahya kent merkezinden ilçeye çevik kuvvet polisleri sevk edildi.

Kütahya Emniyet Müdürü Hasan Çevik de ilçeye gelerek öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Polisler  bir yandan kalabalığı evin önünden uzaklaştırmaya çalışırken, bir yandan da inşaat işçisini yoğun güvenlik önlemleri altında çıkarıp polis aracına bindirdi. Bunu fark eden kalabalık barikatı aşıp polis aracına saldırdı. Güvenlik güçleri öfkeli kalabalığın linç girişiminden kurtardığı inşaat işçisini ilçeden uzaklaştırdı.

Altıntaş İlçesi'nde halkın uykusuz bir gece geçirmesine neden olay olaylar sabaha karşı kalabalığın dağılmasıyla son buldu.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Kalabalığın görüntüsü,

-Olay yerindeki polislerin,

-İnşaat işçisinin polisler tarafından binadan çıkarılması,

-Kalabalığın ekip otosuna bindirilen inşaat işçisine saldırmak istemesi ve polislerin engellemesi,

-Emniyet Müdürü Hasan Çevik'in vatandaşları sakinleştirmeye çalışması,

-Vatandaşların emniyet müdürünü alkışlaması,

-Bir vatandaşın olayı anlatmasından çekilen görüntüler

Haber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ / ALTINTAŞ(Kütahya),

==============================================

2)DİCLE KIRSALINDA BULUNAN 3 EL YAPIMI PATLAYICI İMHA EDİLDİ

DİYARBAKIR'ın Dicle İlçesi kırsalında düzenlenen özel birlik operasyonu kapsamında, toprağa gömülü olarak bulunan 3 adet el yapımı patlayıcı düzeneği, kontrollü olarak imha edildi.

Dicle İlçesi kuzey bölgesindeki dağlık ve ormanlık alanda, Süngü Tepe mevkiinde bulunan el yapımı patlayıcılar ile ilgili olarak Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Dicle İlçesi kuzey bölgesinde dağlık ve ormanlık alanda silahlı olarak faaliyet yürüten bölücü terör örgütü mensupları ile işbirlikçilerince döşenmiş olan mayın/el yapımı patlayıcıları bulmak maksadıyla 16 Ağustos 2017 Çarşamba gecesi başlayan özel birlik operasyonunda arazi aramasında; Dicle İlçesi Süngü Tepe mevkiinde toprağa gömülü vaziyette 1 adet jelikan bidon içerisinde RF komutalı el yapımı patlayıcı düzeneği, 2 adet piknik tüpü içerisinde RF komutalı el yapımı patlayıcı düzeneği ve 1 adet piknik tüpü içerisinde olmak üzere toplam 3 ayrı el yapımı patlayıcı düzeneği tespit edilmiş olup, delil olabilecek bulgular muhafaza altına alınmış, anılan mayın/el yapımı patlıycı düzenekleri Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı doğrultusunda patlayıcı madde imha timi tarafından emniyetli bir şekilde yerinde tahrip edilmiştir. Bölgemizde yaşayan vatandaşların huzur ve güvenliğinin sağlanması ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir" denildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-El yapımı patlıyıcıların imha anı

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR, -

===================================================

3)ADIYAMAN'DA 'KÖTÜ KOKU'YA KARŞI İNTİHAR GİRİŞİMLİ EYLEM

ADIYAMAN'da, Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) fabrikaların atık suyunun Eğri Çayı'na akmasıyla koku yayılmasına tepki gösteren mahalle sakinleri, yol kapatıp eylem yaptı. Mahalle sakinlerinden Suphi Y. ise, 10 katlı binanın çatısında intihar girişiminde bulundu.

Organize Sanayi Sitesi'nin bulunduğu Türkiye Petrolleri Mahallesi'ndeki Gülbeyaz konutlarında oturan 50 kişi, sabah erken saatlerde bir araya gelip eylem yaptı. Site sakinleri, fabrika atıklarının aktığı Eğriçayı'ndan kötü koku geldiğini ve evde durulamayacak derecede rahatsızlık verdiğini söyleyip yolu trafiğe kapattı. İhbarla gelen polisler, vatandaşlarla yolu açmaları için görüşüp ikna ederken, bu sırada mahalle sakinlerinden Suphi Y. tepki amacıyla 10 katlı bir binanın çatısına çıkıp intihar girişiminde bulundu. Kalabalık, çatıdan atlayacağı söyleyen Suphi Y.'yi alkışlarla desteklerken, çevrede güvenlik önlemi alındı. Suphi Y., polislerin görüşmesi sonucu ikna olup aşağıya indi.

Mahalle Muhtarı Adnan Bozkurt, koku nedeniyle yolu trafiğe kapattıklarını ve sonuç alınmaz ise yeniden eylem yapacaklarını söyledi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Olay yeri

Toplanan vatandaşlar

İntihar etmek isteyen Suphi Y.

İtfaiye ve polis ekipleri

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 37 MB

=====================================================

4)KARDEŞLERİN KADIN KAVGASI ÖLÜMLE SONUÇLANDI

KAYSERİ'de, iddiaya göre kadın yüzünden kavga eden kardeşlerden 50 yaşındaki Adem Tursun, kardeşi 46 yaşındaki Yakup Tursun'u tüfekle vurarak öldürdü.

Olay Merkez Melikgazi ilçesi Konaklar Mahallesi Yalıntepe Caddesi'ndeki evde bugün saat 07.30 sıralarında meydana geldi. Her ikisi de bekar olan ve aynı binada oturan kardeşlerden Adem Tursun, iddiaya göre Yakup Tursun'un birlikle yaşadığı 40 yaşındaki S.E. ile birlikte olmak istedi. Yakup tursun'un buna tepki göstermesi üzerine iki kardeş kavga etti. Kavga sırasında Adem Tursun, eline geçirdiği av tüfeği ile kardeşi Yakup Tursun'a ateş etti. Başından vurulan Yakup Tursun kanlar içinde yere yığılırken, Adem Tursun kaçtı. O sırada evde bulunan S.E. polise ihbarda bulundu. Olay yerine Özel Harekat ve Cinayet Büro Amirliği ile 112 ekipleri sevk edildi. Yapılan kontrolde Yakup Tursun'un öldüğü belirlendi.

Özel Harekat polisleri şüphelinin aynı binadaki kendi evinde saklanma ihtimaline karşı 'koç başı'yla kapıyı kırarak içeri girdi. Adem Tursun'un evde bulunamaması üzerine arama çalışmaları başlatıldı.

Kardeş cinayetine neden olduğu öne sürülen S.E. gözaltına alındı. Yakup Tursun'un cenazesi otopsi yapılmak üzere Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırılırken, soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Silahlı kavganın yaşandığı yer genel görüntü

Olay yerine Özel Harekat timlerinin gelmesi

Polisin olay yerinde yaptığı inceleme

Detay görüntü

( Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ/ KAYSERİ, DHA

3 dakika 35 saniye- 114 MB

=======================================================

5)32 YIL SONRA BİR ARAYA GELDİLER

DENİZLİ'de yaşayan 82 yaşındaki emekli sınıf öğretmeni Hatice Genç, 32 yıl önce Hacı Halil Bektaş İlkokulu'nda okuttuğu öğrencileriyle yeniden buluştu. Tüm öğrencileriyle tek tek kucaklaşarak duygu dolu anlar yaşayan Genç, yıllar önce ders anlattığı sınıfta tekrar öğretmen masasına otururdu.

Denizli'nin Merkezefendi İlçesi Sırakapılar Mahallesi'ndeki Hacı Halil Bektaş İlkokulu'nun 5-B öğrencileri 32 yıl sonra sosyal medyada bir araya gelerek, eski okullarında buluşmak için sözleşti. 1985-1986 eğitim öğretim yılında 47 mevcudu bulunan sınıftan 21 kişi buluşmaya katıldı. Eski sınıf arkadaşları, düzenlenen etkinlikte siyah önlük giyip, boyunlarına isimlerinin ve sınıf numaralarının yazılı olduğu kartlar taktı. Öğrenciler, kendilerine eğitim veren sınıf öğretmenlerini de unutmadı. 82 yaşındaki emekli sınıf öğretmeni Hatice Genç, öğrencileri tarafından alkışlar eşliğinde kapıda karşılandı. Öğrencileriyle tek tek kucaklaşan Genç, duygu dolu anlar yaşadı.

Yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşayan Hacı Halil Bektaş 5-B sınıfı öğrencileri, öğretmenleri Hatice Genç ile bol bol özçekim yaptı. Öğrenciler daha sonra öğretmenleri Hatice Genç'i de yanlarına alarak, 1985 yılında mezun olmadan önce okul önünde çekildikleri fotoğrafın aynısını 32 yıl sonra bir kez daha çektirdi.

YILLAR SONRA ÖĞRETMEN KOLTUĞUNDA

Öğrencilerinin hazırladığı buluşmayla yeniden okul kapısından içeri giren emekli öğretmen Genç, daha sonra öğrencileriyle birlikte ders anlattığı sınıfa girdi. Neşeli bir atmosferde gerçekleşen buluşmada öğrencileri öğretmenlerini de yanlarına alarak tek ayak üzerinde objektiflere poz verdi. Düzenlenen buluşmayla çok özel bir duygu yaşadığını ifade eden emekli öğretmen Genç, "Öğrencilerimin hepsi benim birer evladım. Onlar bana ne kadar sevildiğimi gösterdi. Düzenlenen bu buluşma bana büyük bir güç verdi. Yıllar sonra yine bir araya gelme imkanı bulduk. Öğrencilerimi tekrar görme fırsatım oldu. Organize eden ve katılan tüm öğrencilerime çok teşekkür ediyorum" dedi.

HEM ANNESİNİ HEM OĞLUNU OKUTMUŞ

Emekli sınıf öğretmeni Genç'in öğretmenlik hayatının ilk yıllarında Denizli'nin Buldan ilçesinde görev yaptığı sırada öğrencisi olan Kadriye Ataman da ilkokul öğretmenini görmek üzere Hacı Halil Bektaş İlkokulu'na geldi. Burada Hatice Genç ile kucaklaşan Ataman çocukluk yıllarına ait fotoğraflarla kendini tanıttı. 1974 yılında öğretmen Hatice Genç'in öğrencisi olduğunu söyleyen Kadriye Ataman, "Hatice öğretmenim sadece benim değil oğlum Nuri ve kızım Zehra'nın da öğretmeniydi. Buraya geleceğini öğrendiğimde çok mutlu oldum. Öğretmenimi görmek istedim" diye konuştu.

"ZİNCİR HALKALARI GİBİ BİRBİRİMİZE ULAŞTIK"

Sınıf arkadaşlarını bir araya toplama fikrini ortaya atan mimar Murat Atılgan, 1 aylık bir çaba sonucu organizasyonu hazırladıklarını ifade ederek, "Sosyal medya üzerinden bir araya geldik ve buluşma için bu günü belirledik. Zincirin halkaları gibi birbirimize ulaştık. Farklı şehirlerden ve yurt dışından gelen arkadaşlarımız var. Bu buluşmayı artık her yıl en az bir kez tekrarlamak istiyoruz. 32 yıl sonra buluşmanın heyecanını yaşıyoruz. Katılan arkadaşlara teşekkür ediyorum" dedi.  5-B sınıfı öğrencilerinden ABD'de yaşayan Ayla Kayhan ise, ailesini ziyaret için geldiğini belirterek, "Bu buluşmayı kaçıramazdım. Dar bir zaman aralığım olmasına rağmen arkadaşlarımı kısa süreliğine de olsa görmek çok güzel. Tarif edilmesi güç bir duygu yaşıyorum. 32 yıldır çoğu arkadaşımı görmedim. Bazılarını tanımakta zorlandım " dedi.

Yeniden bir araya gelerek vakit geçiren eski 5-B sınıfın öğrencileri, okul içerisinde bir süre gezip hatıralarını yad ettikten sonra, okul bahçesinde yine eskisi gibi sıraya geçip Andımızı okudu. Daha sonra emekli sınıf öğretmeni Hatice Genç ve öğrencileri akşam yemeği için okuldan ayrıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Öğrencilerin öğretmen Hatice Genç'e sarılmasından görüntü,

-32 yıllık fotoğraf karesini yeniden canlandırmalarından görüntü,

-Sınıftan detay görüntü,

-Öğretmen Hatice Genç ile röp,

-ABD'den gelen Ayla Kayhan ile röp,

-Organizasyonu hazırlayan Murat Atılgan ile röp,

-Andımızın okunmasından görüntü.

Haber-Kamera: Deniz TOKAT / DENİZLİ,

=======================================================

(ÖZEL)

6)ERTUĞRUL GAZİ'NİN NOYAN'I YENDİĞİ 'HEVÜK KALESİ' KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR

SİVAS kent merkezine bağlı Beştepe köyü sınırları içinde bulunan ve Ertuğrul Gazi'nin Moğol komutanı Çarmagon Noyan'la savaştığı rivayet edilen 'Hevük Kalesi' keşfedilmeyi bekliyor. Mahsenlerine indiği sanılan merdivenleri ve mağarayı andıran yapısı ile dikkat çeken kale özellikle tarih tutkunlarından ilgi görüyor.

Sivas Koruma Kurulu tarafından birinci derece sit alanı ilan edilen kent merkezine 30 kilometre mesafedeki Beştepe Köyü sınırları içinde bulunan Hevük Kalesi'nun tarihi tam olarak bilinmiyor.  Milattan önce 500-600 yıllarında Hitit yerleşim alanı olarak kullanıldığı, sonrasında Bizanslıların kalede bulunduğu rivayet ediliyor. Kayalık görüntüsü veren kalenin zirvesinden içe doğru 350 merdivenle aşağıya inilen mağara ise dikkat çekiyor. Kalenin ayrıca tarihte en eski Bizans Sarnıcı olduğu rivayet ediliyor. Kalenin zirvesinden içe doğru inen merdivenlerin de bu mahsenlere açıldığı sanılıyor. Ancak zaman içerisinde aşağı inen merdiven girişlerinin kapanması nedeni ile indiği yerde ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Bazı kaynaklarda ise Ertuğrul Gazi'nin 1231 yılında Moğollara karşı kazandığı 'Boğa Öyüğü Zaferi'nin burada yapıldığı rivayet ediliyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Gazi'nin birliği ile Moğol komutanı Çarmagon Noyan kuvvetleri arasındaki çatışmanın Hevük Kalesi etrafında meydana geldiği rivayet ediliyor. Osmanlı sultanları Fatih Sultan Mehmed ve 2'inci Bayezid dönemlerinde yaşamış olan bir tarihçi olan Hasan bin Mahmüd el-Bayati'nin, 'Cam-ı Cem-Ayin' adlı eserinde Ertuğrul Gazi'nin burada Moğollar'a karşı verdiği ve başarılı olduğu savaştan açıkça söz ediliyor. Yine Osmnanlı dönemi tarihçilerinden Hayrullah Efendi'nin, 'Devlet-i 'Aliyye'-i 'Osmaniyye Tarihi' kitabında da Ertuğrul Gazi'nin, Çarmagon Noyan ile 'Hevük Kalesi' civarında yaptığı savaştan söz ediliyor. Kaynaklarda, Anadolu Selçuklu Devleti'ni Hevük kalesi önlerinde yaptığı sert müdahale ile savunan Ertuğrul Gazi'nin bu yardımının dönemin sultanı Alaadin'in memnuniyeti ile karşılaştığı, iki yıl sonra 1233'te Ahlat'ı fethedince, kavmiyle orada ikamet eden Ertuğrul'un dedesi Kayır(Kayı) Han'ı hizmetine alıp birkaç yıl sonra Fahreddin Ayaz'ın yerine Sivas Valiliğine atadığına dikkat çekiliyor.

'GİZEMLİ TARİHİYLE YATIYOR'

Beştepe Köyü Muhtarı Gıyasettin Binici, "Bu  mağarada 350 adet taşı keserek merdiven yapılmış. Mağara 4 boğumdan oluşuyor. Bu boğumlardan geçiliyor ve merdivenler aşağıya kadar devam ediyor. Burada eskiden insanlar lamba veya meşalelerle aşağıya kadar inmişler. Aşağısında odalar mı yoksa su kuyusu mu var bunu kimse bilmiyor. Bu merdivenler bu kale gizemli tarihiyle birlikte burada yatıyor" dedi.

Define avcıları tarafından kalenin tarihinin yok edildiğini ve etrafından onlarca kaçak kazı yapıldığını anlatan Binici, "Kalemizin durumu içler acısı. Sit alanı olarak biliniyor. Devletimiz buraya herhangi bir koruma yapmamış. Geceleri define avcıları gelip kazı yapıyorlar. Kaleye patika yoldan yürüyerek çıkılıyordu. Artık kazılar yüzünden patika yolu da kullanamıyoruz. Koruma altına alınmasını bekliyoruz. Özellikle Valimizin burayı ziyaret etmesini ve alanın turizme kazandırılmasını bekliyoruz" diye konuştu.

'BURAYI ÖNEMSİYORUZ'

Ertuğrul Gazi ve Çarmagon Noyan'nın Hevük Kalesi civarında savaştığı yönünde bilgileri olduğunu, yıllarca bu yönde anlatımlar duyduklarını ifade eden  Binici, "Rivayetlere göre 1231 yılında Ertuğrul Gazi'nin burayı fethetmiş. Bizim Boğayokuşu diye adlandırdığımız yerde savaştığını ve galip geldiği rivayet ediliyor. O dönemlerde Ertuğrul Gazi burayı koruma altına almış. Ertuğrul Gazi bu bölgede Moğollarla savaşmış ve bu kaleyi korumak amaçlı yapılan savaşta galip gelmiş. Burada savaştığı Moğol komutanı Çarmagon Noyan'ı mağlup etmiş. Ertuğrul Gazi sonrasında Söğüt'e de gitmiş ama savaşların bir çoğunu burada yapmış. Biz o yüzden bu bölgeyi ve kaleyi çok önemsiyoruz. Yetkililerden de aynı ilgiyi bekliyoruz" dedi.

Ertuğrul Gazi ve Noyan arasındaki mücadeleler geçen sezon TRT'de yayınlanan 'Diriliş Ertuğrul' dizisinde de konu edilmişti.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Kalenin genel görüntüleri

-Zirveden görüntü

-İçe doğru inen merdivenler

-Mağaramsı yapılaşma

-Kale etrafındaki kaçak kazı yapılan yerler

-Köy muhtarının konuşmaları

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,

(327 mb)

=======================================================

7)SİİRT'TE 51 YILDIR ŞAPKA DİKİYOR

SİİRT'te, 78 yaşındaki Refik Eroğlu, 51 yıl önce başladığı şapka dikmeyi sürdürüyor. 1966 yılında Siirt'te küçük bir dükkanda şapka dikmeye başlayan Eroğlu, teknolojiye yenik düşen mesleğinin son temsilcisi olarak tanınıyor. Siirt'te bir zamanlar erkeklerin şapkasız sokağa çıkmadığını belirten Refik Eroğlu, " O zamanlar 7- 8 kişinin çalıştığı şapka dikim atölyem vardı.Talep kalmayınca artık tek başıma çalışıyorum. Beş çocuğumu şapka dikip satarak okuttum" dedi. Eroğlu, halen özel müşterilerinin kendisine şapka siparişi veridğini söyledi.

Siirt'te, 51 yıldan bu yana Fötr ve 8 köşeli şapka imalatı yapan 78 yaşındaki Refik Eroğlu, teknolojiye yenik düşen mesleğinin son temsilcisi olarak tanınıyor. Kentte faaliyet yürüten son şapka üreticisi olan Eroğlu, ölene kadar bu mesleği sürdüreceğini söyledi. İl merkezinde bir zamanlar tüm erkeklerin Fötr ve 8 köşeli şapka taktığını belirten Eroğlu, bir zamanlar bu şapkayı takmayan erkeklere farklı gözle bakıldığını ifade edek, "O zamanlar daha büyük atölyem vardı ve yanımda 6-7 kişi çalıştırıyordum. Ancak, şimdi ise ben tek bu işi yapıyordum. Siirt'te daha önce bu işi yapan toplam 7-8 dükkan vardı. Ancak, zamanla bu sayı düştü ve şu an bir tek ben kaldım. Daha önceki yıllarda şapka takmayan erkekler yoktu, zenginler kendilerini zengin ve beyefendi göstermek için özellikle fötr şapkalar takardı. Köylü kesimi ise, 8 köşeli şapka adı verdiğimiz şapkaları takardı. Ancak, bu son dönemlerde insanlar pek fazla şapka takmamaya başladı. Benim halen özel müşterilerim var. Onların istediği şekilde şapkaları yapıp satıyorum. Kendimi bildim bileli bu işi yapıyorum ve ölene kadar yapmaya devam edeceğim"dedi.

5 ÇOCUĞUNU ŞAPKA SATARAK OKUTTU

Refik Eroğlu, şapka satarak 5 çocuk büyüttüğünü ve okuttuğunu söyledi. Bir zamanlar şapka imalatında işlerin yolunda olduğunu belirten Eroğlu, "Zamanında çok güzel para kazandım ve 5 çocuğumu okuttum. 2 kız çocuğum ve 2 erkek çocuğum öğretmen, diğeri ise esnaf oldu. Ben de bu işten emekli oldum. Emekli maaşım ve buradan gelen gelir ile ben ve eşim geçimimizi sağlıyoruz"diye konuştu.

ŞAPKA SEKTÖRÜNE TÜRKİYE 10'UNCUSU

Siirt Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği'nin kayıtlarına göre, Siirt'in Türkiye genelinde geçmişte şapka üretiminde ilk onuncu sırada olduğunu belirten Refik Eroğlu, "Bu istatistik bilgiyi Siirt Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği verdi. Yani benim iş yerim kayıtlı bir işyeri olduğundan Türkiye şapka sektöründe ilk onda olduğumu öğrendim ve bu beni çok mutlu etti. Şu an yaz ayı olduğu için işlerim iyi. Özellikle yaşlı kesimler yanıma gelerek, güneşten korunmak için şapka siparişi veriyorlar" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

İşyerinin dış görüntüsü

Satılmaya hazır şapkaların görüntüsü

Eski tarihli Belediye'den alınan işletme ruhsatı görüntüsü

Şapka yapımında kullanılan tezgah ve dikiş makinası

Şapka ustası Refik Eroğlu'nun açıklaması

Eroğlu'nun şapkaları dizmesi

Refik Eroğlu'nun makine başında şapka yapması

Haber - Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT, -

===================================================

8)TRAKYA'DA SICAKLAR AYÇİÇEĞİNİ VURDU

TÜRKİYE'de ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 75'ini karşılayan Trakya'da mevsim normalleri üzerinde seyreden kavurucu sıcaklar ayçiçeklerini vurdu.  Trakya'da üründe yüzde 50'ye varan kayıp beklenirken Edirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, müthiş bir verim kaybı beklediklerini belirterek, "Aşırı sıcak ve durgun havalar yaşanınca ayçiçeği, neredeyse can çekişir hale geldi. Sıcak havada ayçiçeği erken olum evresine girdiği için daneyi tam olarak doldurmadı. Bu kayıp çok geniş bir alanı kapsıyor" dedi.

Türkiye'de ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 75'ini karşılayan Trakya'da 40 derecinin üzerinde seyreden aşırı sıcaklar, ayçiçeklerini de vurdu. Edirne'de önümüzdeki hafta hasat yapılacak tarlalarda ayçiçeğin kafaları ya küçük kaldı ya da büyük olan bitkilerin daneleri boş kaldı. Kışın kurak geçtiğini yağmurun ise istenilen zamanda yağmamasından yakınan ayçiçeği üreticileri hasatta yaşayacakları verim kaybı nedeniyle, devletten bankalara olan kredi borçlarının ertelenmesini istedi.

"MÜTHİŞ DERECEDE BİR VERİM DÜŞÜKLÜĞÜ YAŞIYORUZ"

Edirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, sıcaktan etkilenen ayçiçeğinde 'müthiş' bir verim kaybı beklediklerini belirterek, "Ayçiçeği ile ilgili çok güzel doğal ortamların olduğu bir dönem geçiriyorduk. Gerçekten moralimiz çok üst düzeydeydi fakat, son 20 günde yaşamış olduğumuz doğal olaylarla bir anda ayçiçeği üreticisi olarak hasat zamanı hayal kırıklığı yaşadık. 20 gün önce bölgemize düşen dolu yağışından sonra hemen arkasından aşırı sıcaklar ayçiçeğini yakıp kavurdu. ve müthiş derecede bir verim düşüklüğüne neden oldu. Umutlarımızın en yüksek olduğu bir dönemde bunu yaşamanın üzüntüsü içersindeyiz. Aşırı sıcak ve durgun havalar yaşanınca ayçiçeği neredeyse can çekişir hale geldi. ve erken olum evresine girdi, daneyi tam olarak doldurmadı. Bu kayıp çok geniş bir alanı kapsıyor. Ayçiçeği Trakya ile özleşmiş bir ürün, bölgenin tamamında sıcak havalar oldu. Sadece Edirne değil Trakya'nın tamamında ayçiçeğinde verim kaybı yaşanıyor" dedi.

"AYÇİÇEĞİ SICAKTAN STRESE GİRDİ "

Ziraat Mühendisi Hasan Tarlacı, Trakya'da kurak geçen kış nedeniyle buğdayda yaşanan verim kaybının ardından,  mevsim normallerinin üzerinde yaşanan sıcaklardan etkilenen ayçiçeğinin de döllenme zamana strese girdiğini söyledi. Tarlacı, şöyle dedi:

"Bölgemizde yaklaşık 1 yıldan beri kış yağmurlarının noksan yağmasından kaynaklı bir kuraklık meydana geldi. Biz bu kuraklığı buğdayda hasat döneminde fark ettik. Buğdaylarımızda yüzde 40 verim noksanlığı oldu, aynı verim kaybını ayçiçeğinde de bekliyoruz. Biçilen ayçiçeği tarlalarında  görülen maalesef bu. Yağ oranları düşük çıkıyor. Bunun tek sebebi kışın yağmurların az yağmasından dolayı, bitkinin ihtiyaç duyduğu su miktarını alamaması. Bitki gelişim düzeyinde yeterli su miktarını alamadığı zaman hızlı bir büyümeyle karşılaşıyor, hızlı büyüme nedeniyle strese giriyor, strese giren ayçiçeği bitkisi de kafaları düzgün olsa da taneler boş oluyor. veya süt olum dönemde aşırı giden sıcaklar yani 32 -33 olması gerekirken üzerinde sıcakta bitki çalışamaz hale geliyor. Çalışamayan bitkide o günleri boş geçirmiş oluyor. Sınıfta öğrencilerin boş derse girmesi gibi, boş ders ne kadar faydalı olur öğrenciye? Böyle giderse öğretmensiz bir sınıf gibi.  Aynı şekilde hatta sıcağı seven bir bitki için 41-42-43 derece görülen bölgelerde Trakya'mız bu sıcaklara uzun süreler maruz kaldı, bu nedenle verim beklentimiz yarı yarıya düştü" şeklinde konuştu

"YAĞMUR ZAMANINDA YAĞMADI"

Edirne'nin merkeze bağlı  Sırpsındığı Köyü'nde üretici Yunus Emre Öner, ektiği 250 dekar  ayçiçeğinde yağmurun zamanında yağmaması nedeniyle yüzde 40 verim kaybı beklediğini anlattı. Öner, "2016-2017 yılı bizim için kurak geçti. Yağmurlar yağdı, 45 derece olan sıcak havayı 20 dereceye düşürdü. Aynı gün içinde yağmur durunca öğleden sonra hava sıcaklığı yeniden 45 dereceye yükseldi. Bu yüzden mahsulde bir haşlanma oldu, buhar oldu. Ayçiçeği yapraklarını yaktı. Aynı zamanda ayçiçeklerinde hastalıkta görüldü, bitkinin kafalarında küçülme yaşandı. 250 dekar ektiğimiz ayçiçeği büyük bölümü  gelişemedi. Bu sene  verim kaybımız var. Dönümünde 300 kilo aldığımız ayçiçeğinden bu yıl 200 kilo bile verim alabilirsek sevineceğiz. Dönümde en az 100 kilo verim kaybı bekliyoruz" dedi.

Büyük İsmailçe Köyü'nde ayçiçeği üreticisi Köy Muhtarı Mustafa Tarlacı da aşırı sıcaklardan dolayı ektiği ayçiçeğinde verim kaybı beklediğini söyledi. Sıcakların 45 dereceye kadar çıkmasının bitkiyi yaktığını söyleyen Tarlacı, "Bu yıl aşırı sıcaklardan dolayı ayçiçeklerinde altı tav olmasına rağmen 40-45 dereceye varan keskin sıcaklar, üsten vurunca  yeşilken çok iyiydi. İyi olan ayçiçekleri sıcakların çok aşırı şekilde devam etmesiyle  bitkilerin kafalarında ufalma oldu. Tam dane yapacakları aşırı sıcaklardan verim düşüklüğüne neden olduğunu görüyoruz. Bundan dolayı mağduruz. Yardım bekliyoruz" dedi.

TEKİRDAĞ VE KIRKLARELİ'DE AYNI

Tekirdağ Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı,  aşırı sıcaklar nedeniyle verim kaybı beklediklerini ifade ederek, "

"Trakya'da bu yıl sıcaklık 45 dereceyi kadar buldu. Trakya'da hiç böyle sıcaklar görmedik. 15 gün hiç düşmeden devam eden sıcaklardan dolayı ayçiçeği zarar gördü. Ayrıca dolu yağışından da ayçiçekleri etkilendi" dedi.  Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, "Maalesef çiftçimiz doğa olaylarıyla maruz kalıyoruz. Ayçiçeği sıcaklardan etkilendi.  Bu kadar sıcak beklemiyorduk. Bunu tam anlamıyla bilmek mümkün değil. Erken ekenler bu sıcaklardan etkilendi. Tam olum zamanında etkilendi. Aşırı soğuk ve aşırı sıcak bitkinin istemediği bir şey,  yağışlar düzensiz yağması da bitkiyi çok etkiledi. Hasatta verim kaybı bekliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Ayçiçeği tarlalarından genel detay

Erdal Akgün ile röp

Hasan Tarlacı ile röp

Köylüler ile röp

Köy kahvesi genel detay

Ayçiçekleri detay

Tarlada çatlayan toprak

Daneleri olmayan ayçiçekleri

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

====================================

9)HİBE DESTEĞİYLE İSTİRİDYE MANTARI ÜRETİYOR

EDİRNE'nin Keşan İlçesi'nde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan 'Genç Çiftçi Projesi' kapsamında 30 bin lira hibe desteği alan 29 yaşındaki Rüştü Karlıdağ, kurduğu tesisle istiridye mantarı üreticisi oldu.

Halk arasında 'kavak mantarı' olarak bilinen istiridye mantarının üretimi Keşan'da da başladı. Keşan'a bağlı Barağı Köyü'nde, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan 'Genç Çiftçi Projesi' kapsamında aldığı 30 bin liralık hibe desteğiyle 130 metrekarelik tesis kuran Rüştü Karlıdağ, üretimi arttırarak tüm Türkiye'ye ürün göndermeyi hedefliyor. Rüştü Karlıdağ, bölgede ürün çeşitliliğin arttırılması için istiridye mantarı üretmeye karar verdiğini belirterek, "Araştırma yaptık. Öncelikle kültür mantarını düşündüm. Ancak çok fazla işçilik ve zaman gerektiriyor. Bu nedenle istiridye mantarını seçtik. Yapan birinden yardım aldık ve bizde yaptık. Tesisi hazırlamak oldukça zahmetli oldu. 15 ton kompostla mantarhanemizi kurdu. 1 ayda 3.5-4 ton mantar almayı hedefliyoruz. Çevreden olumlu tepkiler alıyoruz" dedi.

İstiridye mantarının mutfaklarda yaygınlaşmaya başladığını ifade eden Karlıdağ, "İstiridye mantarı özellikle 5 yıldızlı otellerin mutfağında yaygın olarak kullanıyor. Ama milletimiz istiridye mantarını daha çok fazla sahiplenebilmiş değil. Ama kültür mantarından 4 kat daha fazla besin değerine sahip. Protein oranı çok yüksek. Her çeşit yemek olabiliyor. Kızartmasını, sotesi yapılabilir, mangalda çok güzel olduğunu söylüyorlar" dedi.

FİYATI 6-7 LİRA

Rüştü Karlıdağ, istiridye mantarının yaz aylarında kilosunun 6 ila 7 lira arasında alıcı bulduğunu belirterek, "Yaz olması nedeniyle fiyatı 6-7 lira arasında değişiyor. Yazın ürün daha çabuk bozuluyor. Kış aylarında ise 9 liraya alıcı buluyor. Mantarı Keşan'ın yanı sıra İstanbul, Çanakkale ve Çatalca'ya satıyoruz" diye konuştu. Karlıdağ, üretimde bekledikleri hedefi yakaladıklarını ve ileride tesisi büyüterek tüm Türkiye'ye ürün göndermeyi hedeflediklerini söyledi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

-Mantar üretim tesisi

-Üretilen mantarlar

-Mantarların toplanması ve kasalara konulması

-Mantar genel gör.

-Rüştü Karlıdağ röp.

-Kasaların kamyonete yüklenmesi

-Tesis genel gör.

Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-

========================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Ertuğrul Gazi Altıntaş Kütahya Siirt Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title