TÜM KATEGORİLER
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karaaslan Açıklaması
AK Parti Genel Başkan Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "Biz hiç bir zaman seçime 5 kala halkın kapısını çalanlardan olmadık.
AK Parti Genel Başkan Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "Biz hiç bir zaman seçime 5 kala halkın kapısını çalanlardan olmadık. Hep halkın içinde olduk ve olmaya devam ettik. Bu işler atlet giyip poz vermekle olmuyor. Bu işler milletin derdi ile dertlenmekle oluyor." dedi.
Karaaslan, kongre çalışmaları kapsamında Samsun'un İlkadım ve Kavak ilçelerinde parti teşkilatlarını ziyaret etti.
Partililere hitap eden Karaaslan, AK Parti'nin kongre sürecine girdiğini hatırlattı.
AK Parti hareketinin 16 yıldır siyasetin bel kemiğini ve damarını oluşturduğunu vurgulayan Karaaslan, "Her kongre bizim için yeniden bir diriliş, yenilenme ve güncellenmedir. İlk günden itibaren AK Parti'nin en büyük gücü kadroları, yani teşkilatlarıdır. 16 yıldır siyasete bizler egemeniz. 16 yıldır AK Parti'nin Türkiye'de yaptığı değişiklikler, çözdüğü talepler ve hizmetler noktasında vatandaşın artık bizden istekleri artmış durumdadır. Bu artışı yerine getirmek için kadroların sadece isimler olarak bir dönüşüme değil zihinsel olarak da bir dönüşüme ihtiyacı var." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Eroğan'ın AK Parti'yi kurarken "Artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." ifadesini kullandığını anımsatan Karaaslan, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, 'bu partiyi millet kurdu, biz sadece tabelasını asıyoruz' demişti. Bu ne demek? Milletin ihtiyaç duyduğu, milletin sınırlarını çizdiği, milletin yol haritasını belirlediği bir parti, ihtiyaçtan yola çıkarak oluştu. Biz sadece onun adını koyduk. Adına AK Parti dedik. Adalet ve kalkınmayı ön plana çıkarmak suretiyle geri kalan her şeyi onun etrafına topladık. Kimileri 'biz Türkiye'nin eski partisiyiz' diyebilirler. Eski olmak ne yazık ki çok anlamlı değil, ne kattığınız anlamlı olan. Neyi değiştirdiğiniz, neyi hedeflediğiniz, nereye gitmek istediğiniz, Türkiye için ne söylediğiniz. Türkiye için söylediğinize bakıyoruz, 'Türkiye'ye gelmeyin' diyorlar. Cümle içinde Türkiye'nin geçtiği, en son muhalefet liderinin kullandığı söz, 'Türkiye'ye gelmeyin, Türkiye güvenli değil' demesi. O yüzden AK Parti Türkiye diyoruz. AK Parti Türkiye'nin partisidir. Türkiye'nin bütün sorunlarına, toplumun tüm kesimlerine çözüm üreten, milletin partisidir. Bizim en önemli sıfatımız milletin vekili olmak."
"Bu işler atlet giyip poz vermekle olmuyor"
Türkiye'nin artık 2019'un atmosferini yaşamaya başladığına dikkati çeken Karaaslan, "Yirmi ay var diye düşünmeyin, 20 ay geldi, 2023'e az kaldı. 2019 kapımıza kadar gelmişken acilen harekete geçme zamanı." dedi.
Kendilerinin hiç bir zaman seçime 5 kala halkın kapısını çalanlardan olmadıklarının altını çizen Karaaslan, şu değerlendirmede bulundu:
"Hep halkın içinde olduk ve olmaya devam ettik. Bu işler atlet giyip poz vermekle olmuyor. Bu işler milletin derdi ile dertlenmekle oluyor. Bu işler 'biz milletin içindeyiz imajını oluşturan fotoğrafik çalışmalarla olmuyor. Bu işler hissederek ve içinden gelerek oluyor. Bu yüzden herkesi samimiyete davet ediyorum. Samimi olalım. Halkın bizden en büyük beklentisi samimiyet ve işimize odaklanmak."
AK Parti'nin kongre süreçlerinin olaylı geçmediğini, bu kez de geçmeyeceğini belirten Karaaslan, "Bizim kongrelerimizde sandalyeler havada uçuşmadı. Kavga gürültü çıkmadı. Bu sefer de çıkmayacak, bu zaten bir artı değil. Türkiye demokratik bir ülke ve demokrasi çıtasını yükseltmek için elimizden gelen çalışmayı yapıyoruz. Bu kongreler demokrasi çıtasını yükseltecek adımdır. Kongreler yenilenmedir. Peki tasfiye mi? Hayır bizde tasfiye yok bizde vefa var. Bizde birlikte yol yürümek var, yol arkadaşlığı var." ifadesinde bulundu.
Yenilenmenin sadece kişilerin isimlerine yönelik yenilenme değil, zihniyet yenilenmesi olduğuna işaret eden Çiğdem Karaaslan, şunları kaydetti:
"Dünya hızlı bir şekilde değişirken biz de olduğumuz yerde kalamayız. Aynı kalırsak çözümün bir parçası olamayız. AK Parti olarak biz milletin bizden talebini yerine getirmek zorundayız. 'Ben çok yetenekli olduğum için ben çok çalıştığım için ben çok başarılı olduğum için' demeye başladığımız noktada problem başladı demektir, 'ben' yok."
